• Forumzar.COM Türkçe içerikli genel forum sitesi ve paylaşım platformu olarak eğlenceli ve interaktif bir forum deneyim sunar.

    Foruma üye olmak için BURAYA TIKLAYINIZ

Özgün Müzik Nedir , Türkiye'de özgün müzik ve sanatçıları

SpotifAyhan

Moderatör
Forum Üyesi
Katılım
22 Mar 2024
Mesajlar
598
Puanları
28
Konum
Manisa
Cinsiyet
Erkek
Özgün Müzik Nedir

özellikle 80'lerle birlikte başlayıp, 90'ların tamamında sevilen, gündemde kalan, sözleri ağırlıklı olarak büyük şairlerimizin şiirlerden uyarlanan, melodik anlamda çoğunlukla halk müziği altyapısı ve yöresel etnik enstrümanlarla icra edilen protest içerikli müzik.
en bilindik temsilcileri; ahmet kaya, edip akbayram, fatih kısaparmak, onur akın, suavi, ferhat tunç, selda bağcan, ilkay akkaya, zülfü livaneli; grup olaraksa yorum, kızılırmak, grup baran, grup munzur, zuğaşi berepe( kazım koyuncu) gibi isimler tarafından yapılan müzik tarzı.

benim müzik tarzını tanımam, sevmem 1990 yılında ortaokul dönemime denk gelir ki, birçok seveni gibi ahmet kaya şarkılarıyla olmuştur. "adı: bahtiyar - iyimser bir gül" albümü sahip olduğum ilk özgün müzik albümüdür.
ardından vedat türkali'nin "bekle bizi istanbul" adlı şiirini besteleyen onur akın'in grup baran'ının "yediveren" ve sonraki yıllarda "kuytuda başak" albümleri.
fatih kısaparmak'in "kilim", "güneşi biz uyandırdık", "portakal çiçeği" albümleri.
1995'de onur akın'ın "nereye ey güzel insanlar" albümünden bir nazım şiirinden bestesi "seviyorum seni"...

biz bugün olduğu gibi küçük bir telefon hafızasında binlerce şarkı depolayamıyorduk. bir kasette max. 10 - 12 şarkı olurdu. sony fx153 walkman' im belimde, bir iki kaset cepte ,döndür döndür dinle. bugün bütün o güzel şarkıları ve sözlerini, şiirleri ezbere bilmemiz beyninize kazanacak kadar tekrar tekrar dinlemelerimizdendir belki de.

2000 lerle birlikte gençler protest müziğin başka bir kolu olan rap' e yönelince eski cazibesi kalmadı bu tarzın. ama ben kendi adıma vazgeçemiyorum.

yani bizler 80'lerin 90'larin çocukları; nazım hikmet'ı, can yücel'i, ahmed arif'i, vedat türkali'yi, attila ilhan'ı, hasan hüseyin korkmazgil'i, nevzat çelik'i , yusuf hayaloğlu'nu, ataol behramoğlu'nu ve nicelerini hem okuyarak, hem de bestelenen şiirlerini dinleyerek, ezberleyerek yaşadık ergenliğimizi, gençliğimizi.

belki de ondandır duygusallığımız, çabuk hüzünlenen, dokununca gözleri dolan şair ruhlu hallerimiz.
 

SpotifAyhan

Moderatör
Forum Üyesi
Katılım
22 Mar 2024
Mesajlar
598
Puanları
28
Konum
Manisa
Cinsiyet
Erkek

Suavi için avatar



1950 yılında Kırıkkale'de doğan Suavi, ODTÜ Mimarlık Bölümü'nden mezun oldu. Uzun yıllar orkestralarda gitar ve davul çaldı ve şarkı söyledi.

Ali Kınık​

Ali Kınık için avatar


1974 yılında,Malatya’nın Akçadağ ilçesinde doğmuştur. Elazığ Fırat Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu.

Ilkay Akkaya için avatar



10 Ocak 1990'da Tuncay Akdoğan ve İsmail İlknur'la birlikte 'ı kurdu. Grup Kızılırmak'la birlikte şu ana kadar on üç albüm çıkardı. Türkiye içi ve dışında konserlere çıktı. Çeşitli gazete ve dergilerde haftalık yazıları yayınlandı.

Uğur Işılak​

Uğur Işılak için avatar


Uğur Işılak 15.11.1971 yılında Almanya'nın Neviges şehrinde dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Almanya'da tamamladı.

Çağdaş Türkü için avatar



Çağdaş Türkü Topluluğunu 1985 başlarında kurduk. Topluluk olarak amacımız Türk müziğine güncel bir soluk, değişik bir kimlik getirdi.

Ali Haydar Timisi için avatar



1974 de Sivas Divriği'li bir ailenin çocuğu olarak Ankara'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara'da tamamladı. 1994 senesinde İ.T.Ü. Türk Musikisi okudu..

Özgür Demir için avatar



Özgür Demir 1970 yılında Gökçebostan'da doğdu. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden mezun oldu. 1993 yılından bu yana biriktirdiği şarkılarını dile getirmeye başladı.

Cevdet Bağca için avatar



1965 Iğdır ili Melekli Kasabası dogumludur.O yıllarda Manisa,Turgutluya göç etmiş, oldukça kalabalık ve yoksul bir ailenin çocuguydu.

Ezginin Günlüğü için avatar



Ezginin Günlüğü, Türk müzik grubu. 1981 yılında kuruldu. İlk konserlerini 1983 yılında İstanbul Hodri Meydan Kültür Merkezi`nde verdi.En hit parçaları Düşler sokağı olmuştur. 1990 yılında çıkan Ölüdeniz albümünden sonra grup dağılma sürecine girdi ve böylece bir dönem kapanmış oldu

Hakan Yeşilyurt için avatar



11973 Ankara doğumlu olan Hakan Yeşilyurt aslen Sivas'lıdır. Müzik yaşamına 'Adalılar' grubuyla başladı. Aynı grubun 'Adalılar 2' ve 'Biz Halkız' adlı albümlerinde grubun vokalisti olarak yer aldı. Hakan Yeşilyurt'un ilk solo albümü 'Efteyla' adıyla yayınlandı, daha sonra 'Ateş Hırsızı' ve 'Çökertme' isimli albümleri ile dinleyicileriyle buluştu, 2007 yılında yayınlanan 'Sen Aşksın' adlı albümü müzik marketlerdeki yerini aldı.

 

SpotifAyhan

Moderatör
Forum Üyesi
Katılım
22 Mar 2024
Mesajlar
598
Puanları
28
Konum
Manisa
Cinsiyet
Erkek

Nurettin Rençber​


nurettin rençber.jpg

Nurettin Rençber

Adıyaman asıllı göçmen bir ailenin çocuğu olarak 1960 yılında Mersin´de doğdu. Çocukluk ve gençlik yılları bu liman kentinde geçti. Liseden sonra iki yıl kadar fabrika işçiliği yaptı. Ardından üniversite yılları başladı. Dört yıl süren öğrencilik yaşamını 1985´te mezuniyetle noktaladı (AÜ - DTCF Felsefe Bölümü). İlk konserini yine aynı yıl içinde AST salonunda verdi. 1987´de evlendi.

1988´de öğretmenliğe başlayan ozan, Anadolu´nun çeşitli kasabalarında görev yaptı. Bu arada Anadolu´yu kasabalarıyla, halkıyla ve tabi ki müziğiyle yakından tanıma olanağını buldu.

Öğrencilik yıllarında yaptığı bestelerini "Dağ Türküleri ve Deniz Şarkıları" adlı ilk kasetinde topladı. Halen Anadolu´da (Kırşehir) öğretmenlik yapan ozanın Yiğit ve Eylül adlarında iki çocuğu vardır.

Grup Yol için avatar


Zeki ve Mehmet 1988 yılında ilk ortak müzik çalışmalarına başlamıştır. 1993 yılında Orçun'u da aralarına alarak Grup 3'Gen'i kurmuşlar ve çekirdek kadroyu oluşturmuşlardır.

1998 senesinde çeşitli müzisyenleri de aralarına katarak Grup YOL adını almışlardır. Son olarak Özgür, Gürkan ve Tuna' nın katılmasıyla bugünkü halini almıştır.

Grup YOL Blues, Rock'n Roll, Oldies, İngilizce Pop, Türkçe ve kendi şarkılarından oluşan repertuarıyla sahnede birlikte oluşturdukları armoniyi kendilerini izleyenleri de aralarına alarak tamamlamaktadırlar.

İstanbul'un bir çok gözde mekanında halen sahne alan YOL, turne ve şirket organizasyonlarında da faaliyetlerini sürdürmektedir.

Onur Akın için avatar


Onur Akın, Türk özgün müzik sanatçısıdır. 6 Mart 1967'de Bitlis-Ahlat'ta dünyaya geldi.Öğretmen bir baba ve ev hanımı bir annenin altıncı ve son çocuğudur.Babasının tayini nedeniyle 3 aylıkken İstanbul Beykoz da yaşamaya başladı.Halen Beykoz da ikamet etmekte ve birçok şarkısını Beykoz'un essiz güzelliğinde bestelemekte.İlkokul: Paşabahçe İlkokulu Ortaokul:paşabahçe Ortaokulu Lise: Paşabahçe Ferit İnal Lisesi Üniversite: İstanbul Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Gazetecilik ve Halkla İlişkiler bölümü .1987 yılında kurduğu Grup Baran'ın, 1989'da ilk albümü YEDİVEREN dinleyiciyle buluşmuştur. Vedat Türkali'nin 1944 yılında yazdığı BEKLE BİZİ İSTANBUL adlı şiir Onur Akın'ın bestesi ve yorumuyla, kendi alanında gelecek yıllara yürüyen bir klasik eser olmuştur.1991'de Onur Akın, GRUP BARAN'la ikinci ve son albümleri olan KUYTUDA BAŞAK'ı yayınladı.1991'den sonra solo albümlerine devam etti. Başlarda hırçın şarkılar söylerken şarkıları aşk şarkılarına doğru yön değiştirdi.ayrıca Cumhuriyet Halk Partisine seçim şarkıları yaparak katkıda bulunmuştur.

Albümler: 1989 - Yediveren 1991 - Kuytuda Başak 1993 - Seni İstanbul Yapmalı 1995 - Nereye Ey Güzel İnsanlar 1997 - Aşk Bize Küstü 1999 - Asi ve Mavi 2000 - Ey Hayat 2002 - Seni Aşka Yazmalı 2003 - Firari 2005 - Memleket İsterim 2009 - Mor Bir Hüzün


Rahmi Saltuk​

Rahmi Saltuk için avatar


1945 Tunceli doğumludur. Hukuk fakültesi mezunudur ama hiç avukatlık yapmamıştır.

Albümleri:

Hani Kurşun Sıksan Geçmez Geceden
Hoy Nare
Acıyı Bal Eyledik
Yenice Yolları
Açılın Kapılar Şaha Gidelim
Dostlara Çağrı

Sadık Gürbüz için avatar



adık Gürbüz (Doğumu: 1950, Amasya). Türk halk müziği sanatçısı, besteci, tiyatrocu, sinema oyuncusu.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Yaklaşık 30 yıldır müzikle uğraşan Sadık Gürbüz, Türk halk müziğinin önde gelen adlarından biri olarak bilinir. 1976 yılına değin Şehir Tiyatroları'nda görev yapan sanatçı, o yıl siyasal nedenlerden dolayı görevinden uzaklaştırıldı ve bir daha da eski görevine dönmedi.

Kendisi tiyatroda çalıştığı dönemde oyun müzikleri yapmıştır. Ayrıca, Kara Çarşaflı Gelin (1975), Kaçak (1982) ve Şaşkın Ördek (1983) adlı filmlerin müzikleri de Sadık Gürbüz'e aittir.

2005 yılında yapılan Misi adlı filmde Yani Baba adlı karakteri oynamıştır.

Müzik anlayışı
Sadık Gürbüz'e göre, radyo ve televizyonun da etkisiyle, halk kültürünü savunanlar artık eskisi kadar etkin değildirler. Sanatçı, halk müziğini modern tekniklerle de buluşturmak, müziği tek seslillikten kurtarılıp modern tekniklere açmak amacıyla çok sesli çalışmalar yapmaktadır. Sanatçı, müzik anlayışının temellerinin 1971-1976 yılları arasında Muhsin Ertuğrul yönetimindeki Şehir Tiyatroları'ndaki çalışmaları sırasında atıldığını, o dönemde tiyatroda sağlam bir müzik eğitimi aldıklarını belirtmektedir.

Diskografisi
Ben mahpusum abem candarma(plak)
Pir Sultan Abdal
Sevdadır
Ölüm Adın Kalleş Olsun (Sevda ve Gurbet Türküleri)
Gurbet Bize Yazgı mı? (Sevda ve Gurbet Türküleri)
Toprağım ve Sevdam
Turna Telinden
Umut ve Yaşam Türküleri
Yine O Sevda

Kızılırmak için avatar


Kızılırmak,Kasım 2004'te evinde çıkan yangın sonucu yaşama veda eden müzisyen besteci Tuncay Akdoğan,İsmail İlknur ve İlkay Akkaya tarafından 10 Ocak 1990'da kurulmuş bir müzik grubudur.Grubun solistliğini 1989 yılında Grup Yorum'dan ayrılan İlkay Akkaya yapmaktadır.İlkay Akkaya Grup Yorum'dan ayrıldıktan sonra İsmail İknur'a bir grup kurmayı teklif eder. 10 Ocak 1990 günü saat 13.15'te kurulan gruptur Kızılırmak. Kızılırmak'ın piyasada bulunan son albümünün adı 2006'nın Ocak ayında çıkan Yılkı'dır.

Albümleri

  • Ölüme de Tilili
  • Geçmişten Geleceğe Pir Sultan Abdal
  • Gidenlerin Ardından
  • Aynı Göğün Ezgisi
  • Güneşin Olsun
  • Pir Sultandan Nesimiye Anadolu Türküleri
  • Çığlık (Grup Kızılırmak)
  • Rüzgarla Gelen
  • Günde Dün
  • Sır
  • Gölge
  • Figan
  • Yılkı 2006

Grup Yorum için avatar


Grup Yorum, Türkiye çıkışlı protest, özgün ve folk-rock gibi müziğin çeşitli dallarında eserler üreten politik müzik grubudur. 1985'ten günümüze siyasi görüşlerini müzikleriyle topluma duyurmaya çalışmıştır. Bu yönüyle gruba günümüze 400'ün üzerinde dava açılmıştır. 15 üyesi tutuklanıp hapis yatmış ve 2 milyondan fazla albüm satışı yapmıştır.

Geçmiş

Kuruluş dönemi

Türkiye'de 1980 yılında gerçekleşen askeri darbeye ve sonrasındaki politikalara tepki amacıyla Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi dört arkadaşın (Kemal Sahir Gürel, Tuncay Akdoğan, Metin Kahraman, Ayşegül Yordam) bir araya gelmesiyle 1985 kurulan grup, müzik grubu olmanın dışında, muhalif duyarlılığın, haklar ve özgürlükler mücadelesinin de önemli bir ismi olmuştur. Anadolu'nun ve üzerinde yaşayan halkların sesini, devrimci-sosyalist bir müzik anlayışıyla duyurmayı amaçlamıştır.
1987'den başlayarak hemen her yıl bir albüm çıkaran, Türkiye'de ve Avrupa'da her yıl onlarca büyük konser veren grup, bunun dışında yüzlerce kitle eylemine, sokak gösterisine, greve, fabrika ve üniversite işgaline katıldı. Grup üyeleri bu nedenlerle ve müziklerinin içerik ve sunumundaki muhalif çizgisiyle devletin kontrolü altında olmuştur. Müziğin içerdiği ideolojik içeriğinden rahatsız olan devlet için bu müzik türü terörü besleyebileceğinden yasaklar koymuştur. Uzun yıllar konserleri yasaklanıp, üyeleri gözaltına alınıp, tutuklanmış ve birçok kentte kasetlerinin satılması engellendi. Albümleri, şarkıları suç unsuru taşıdığından resmi olarak toplatıldı.

Müziksel anlamda Yorum

Yorum, Türkçe dışında, Anadolu'da konuşulan Kürtçe, Lazca, Arapça, Çerkezce dillerinde de şarkılar söylüyor. Müziğinde, mey, bağlama, kaval gibi yerel çalgıların yanı sıra, başta gitar olmak üzere keman, trompet, viyolonsel ve obua gibi yerel olmayan pek çok çalgıları da kullanmaktadır. Solo ve koro vokallerin baskın olduğu müziğinde, ritim kompozisyonlarına ve ezgilere yaslanıyor. Folk-rock olarak değerlendirilebilecek bu müzik; ülkenin yerel folk şarkılarından Akdeniz ezgilerine, Latin Amerikalı marşlarından rock müziğe'a kadar birçok tınıyı bir arada dinleyicisine sunuyor.

Grubun şarkı sözlerini, anti-emperyalist mücadele, hapishane katliamları, doğal afetlerin yarattığı yıkımlar, emperyalist savaşlar, ölümler, aşk, erdem ve özgür bir dünyaya duyulan özlem gibi konular şekillendiriyor.

Grup Yorum 25. yılını 12 Haziran 2010 tarihinde İnönü Stadyumu'nda verdiği bir konserle kutladı. Konserde Suavi, Yasemin Göksü, Tuncel Kurtiz, Nejat Yavaşoğulları ve daha birçok sanatçı Yorum'a eşlik etti. Bu konser Türkiye'de biletli olarak yapılan en kitlesel konser olarak tarihe geçti.

Ayrıca Grup Yorum 17 Nisan 2011 tarihinde Tam Bağımsız Türkiye adında ücretsiz olarak düzenlediği halk konserinde 150 bin kişiyle buluşmuştur.
 

SpotifAyhan

Moderatör
Forum Üyesi
Katılım
22 Mar 2024
Mesajlar
598
Puanları
28
Konum
Manisa
Cinsiyet
Erkek

Ferhat Tunç için avatar

Ferhat Tunç veya gerçek adıyla Ferhat Tunç Yoslun (d. 14 Mart 1964, , , ), - asıllı ve . , Zazaca ve Türkçe şarkılar söyleyerek büyük bir ilgi toplamıştır.

Tunç, 14 Mart 1964'te ilçesine bağlı köyünde - kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.

1979 yılında liseyi bitirerek 'ya taşındı. Ardından Mainz Johannes Gutenberg Üniversitesi'ne bağlı bir müzik okulunda kısa bir eğitim aldı ve Kızılırmak adlı ilk albümünü çıkardı.

1984'te kendisi gibi 'den 'ya giden müzisyen Orhan Temur'la birlikte Bu Yürek Bu Sevda Var İken başlıklı albümü çıkardı. Albüm, 12 Eylül Darbesi'ne itirazın izlerini taşıyordu.

1985'te, 12 Eylül'ün rüzgarlarının henüz sert estiği bir dönemde Türkiye'ye döndü ve yeni bir başlangıç yaparak aynı yıl Vurgunum Hasretine başlığı ile Türkiye'deki ilk albümünü çıkardı. Miting havasında geçen konserler, çok satan albümler ve toplumsal muhalafetin gözdesi olan bir sanatçının ödeyeceği bedel gözaltılar, davalar, mahkemeler ve yıllar süren konser yasakları oldu.

Kızılırmak Boylarında Bir Şehir başlıklı türküsünü 'nda yaşamını yitirenlere ithaf etti. 11 Temmuz 2005 tarihinde Tunceli’de PKK tarafından alıkonulan er Coşkun Kırandi’nin ailesine kavuşmasına yardımcı oldu. 2012'de Tunceli'de düzenlenen Munzur Kültür ve Doğa Festivali'nde yaptığı konuşma nedeniyle hakkında soruşturma açıldı. Terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla yargılandı ve 2 yıllık hapis cezasına mahkum edildi, fakat ceza 3 yıl ertelendi. En son 2016 yılında çıkardığı Kobani başlığını taşımaktadır.

Mayıs ve Haziran 2020 tarihinde, yazar Gökhan Yavuzel ve sanatçı ile birlikte ölüm tehditleri aldıkları gerekçesiyle kamuoyuna açık olmak üzere iki defa ortak bildiri yayınladılar

Ahmet Şafak için avatar


Biyografisi:

İstanbul’da doğdum.
Bütün öğrenim hayatımı İstanbul’da sürdürdüm.İşletme eğitimi aldım ama bitiremedim.Şu an Bakü Devlet İnce sanat( Devlet Konservatuarı) Üniversitesinde kompozitörlük bölümü öğrencisiyim.
Daha önce gazeteciydim.Yayınlanmış 3 adet kitabım var.Kitaplarım sosyal-politik inceleme eserleridir.Yazmak hayatımın vazgeçilmezidir,artık gazeteci değilim,edebiyatla her gün biraz daha fazla haşır neşir durumdayım.Her tür kitap okurum,seçmem.Kitap okuyuşumda her hangi bir görüş saplantım yoktur.Öğrenme kavramını bir bütün olarak kabul ederim,ayrımı bilgim ve kriterlerim çerçevesinde yaparım.
Ben bir sanatçıyım.Dünyaya sanatın geniş,duygusal,hoşgörülü,renkli ama bir o kadar da sorumluluk isteyen penceresinden bakarım.ben bu ülkenin sanatçısıyım.Türküm ve müslümanım.Elbette bu unsurlar sosyal bakışımı çerçeveler,formalaştırır.Gayem milletime hizmet etmektir.En iyi hizmet milletin kuşakları arasında kültürel bağ kurmaktır,buna amaca yakışır eserler vermektir. Şu ana kadar öyle yaptım.
Beş albüm çıkardım.Şarkılar tamamiyle şahsıma aittir.Bir iki anonim esere de yer verdim. Yalnızkurt isimli eserimi bilmeyen yoktur.Bu eserin sözü de müziği de sonndaki şiiri de bana aittir. TGRT’de SÖZ-MÜZİK AHMET ŞAFAK adıyla şov programı sundum.Her perşembe akşamı renkli konuklarla değişik bir program örneğiydi.Bu programda her hefta orijinal-yeni besteler yaptım seslendirdim.
Dizi filmler gerçekleştirdim.Başrolünde yer aldım.Bunlardan ilki AVCI idi.Kanal D’de gösterildi.Ahmet Şafak,Toprak Sergen,Cem Karaca,Yasemin Kozanoğlu,Nefise Karatay gibi isimler vardı.Sonra Kanal 7′deki RABİA(Balaban) bu dizi filmde sevgili Yeliz Şar ile başrolü paylaştık.Ardından KIYAN TEPESİ EFSANESİ adlı televizyon filmi.Bu film çok anlamlı bir anadolu efsanesini konu ediyordu.Severek oynadım,Kıyan’ı canlandırdım.Türkiyemizin pek çok yöresinde sayısız konserler verdim.Sadece Türkiyemiz ‘de değil,Avrupa’da ve Türk dünyasında..
Kırgızistanda ve Azerbaycanda verdiğim konserleri unutamam.Azerbaycan’ın görkemli müzik abidesi Devlet Flormania salonunda ilk kez konser veren Anadolu Türkü olarak tarihe geçtim.Azerbaycan’da verdiğim konserlerden sonra yine bir ilki gerçekleştirerek bir sinema filmi çalışması yaptım.çeşitli sebeplerle yarıda kalan filmin çalışmalarına önümüzdeki aylarda devam edilecek. Şu an üzerinde çalıştığım biri tarihi olmak üzere iki roman var.Zannederim ikibinaltı son aylarına doğru ikisini de bitirebileceğim.
Ve Kral Tv ödülü.
2006 yılında SARIKAMIŞ isimli destan eserimle Geleneksel Kral Tv Video Müzik Ödülü aldım.
Sadece Türkiyemiz 'de değil,Avrupa'da ve Türk dünyasında verdiğim konserlerde sevenlerimle bir araya geldim. 2011 yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'in serencamı ile ülkenin en önemli madalyalarından biri olan TERAKKİ ORDÖN' ü aldım.
Şimdide yine bir ilk..
Sinema filmi.
Senaryosu tarafımdan yazılan,müzikleri yine tarafımdan yapılacak olan Vatansever filmi.

Şuana kadar Ahmet Şafak kısa zamanda 9 albüme imzasını atmıştır.Bunlar Yüreğin Yüreğimle(1999), Yalnız Kurt(2000), Aşk Militanı/Nalına Mıhına(2001), Adam Gibi/Ah Be Yar(2004), Şimdi(2005), Ben Hala Nöbetlerdeyim(2007), Şafak Türküleri(2007), Aranıyor(2008), 9 Aşk ve Vatan(2010)‘dır.

Zülfü Livaneli için avatar

Zülfü Livaneli, (d. 20 Haziran 1946, Ilgın), Türk özgün müzik sanatçısı, senarist, politikacı, yazar ve yönetmen.

Tam adı Ömer Zülfü Livanelioğlu’dur. Ankara Cumhuriyet Lisesi mezunudur. Daha sonraki tarihlerde ABD Fairfax Konservatuarı'nı bitirmiştir. Zülfü Livanelioğlu bağlama çalmayı teyzesi Nazmiye (Türeli) Yücel'in eşi olan eniştesi Turhan Yücel'den Ilgın'da yaşadığı yıllarda ve yaz tatillerinde öğrendiğinde, eniştesi Turhan bey'in hayatını değiştirecek bir sermayeyi kendisine hediye ettiğinden haberi yoktu.

Zülfü Livaneli, müziği ile birçok ulusal ve uluslararası ödül aldı ve eserleri Joan Baez, Maria Farandouri, Maria del Mar Bonet, Leman Sam gibi onlarca yerli ve yabancı sanatçı tarafından yorumlandı. Kültür, sanat ve politika alanında Türkiye’nin önemli isimlerinden birisi olan sanatçı, sanat yaşamı boyunca 300'e yakın besteye ve 30 film müziğine imzasını attı.

Türkiye'den ansızın ayrılarak İsveç'e sürgün yıllarında bulaşıkçıklık dahil muhtelif işlerde çalışan Livaneli'nin en büyük arzusu bir gün Türkan Şoray ile tanışabilmek ve o zaman Türkiye'de suçlanan kişilerin uğrak yeri haline gelen İsveç'te bulunan ünlü yazar, gazeteci veya şairlerle karşılaşabilmekti.

Bugüne kadar dört uzun metrajlı film yönetti: "Yer Demir Gök Bakır", "Sis", "Şahmaran" ve "Veda". Valencia Film Festivali'nde "Altın Palmiye" ve 1989'da Montpelier Film Festivali'nde "Altın Antigone" ödülüne layık görüldü. "Sis", "En iyi Avrupa Film Ödülü"ne aday gösterildi. Sanatçının filmleri Türkiye, ABD, Fransa, Almanya, İsviçre, ve Japonya'da gösterime girdi ve BBC, WDR, İspanya, Kanada ve Japon televizyonları gibi birçok televizyon şirketine satıldı.

Ekim 1986'da Cengiz Aytmatov'un daveti üzerine Federico Major, Yaşar Kemal, Arthur Miller ve diğer ünlü sanatçı ve düşünürlerin katıldığı Kırgızistan ve daha sonra Wengen, Granada ve Mexico City'de toplanan Issyk - Kul Forumu'nda yer aldı.

Livaneli, Elia Kazan, Jack Lang, Vanessa Redgrave, Arthur Miller, Mikhail Gorbaçov gibi ünlü kişilerle birlikte dünya kültürünün ilerlemesi ve dünya sanatlarının gelişmesine katkıda bulunmak üzere çalışmalarda bulundu.

1996 yılında Paris’te merkezi bulunan UNESCO (Birleşmiş Milletlerin Eğitim Kültür Bilim Kurulu) tarafından büyükelçilik verilen sanatçı Livaneli, 1978 yılında yaptığı "Nazım Türküsü" adlı albümde Nazım Hikmet'in şiirlerinden bestelediği şarkıları bir araya getirdi.

"Arafatta bir çocuk","Geçmişten Geleceğe Türküler", "Sis", "Orta Zekalılar Cenneti", "Diktatör ile Palyaço", "Sosyalizm öldü mü", "Engereğin Gözündeki Kamaşma" ve "Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm" ve "Mutluluk" ve Leyla'nın Evi,Sevdalim Hayat, Son Ada ve Sanat Uzun,Hayat Kisa,Serenad kitaplarının yazarı olan Livaneli, hâlen Vatan Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir. Sanatçı uluslararası kültür çevrelerinde tanınmakta ve saygı görmektedir.

Ömer Zülfü Livaneli Ülker Hanım'la evlidir ve bir kızı vardır. Kızı Aylin Livaneli eğitimi ve yaptığı pek çok işten sonra müzik ile ilgilenmiş. 5 albüme imza atmıştır. Müziğe ara veren Aylin Livaneli şuan yurt dışında ekonomi üzerine eğitim almaktadır.Yayınlanmış 3 kitabı bulunmaktadır. Livaneli vejeteryandir.

19 Mayıs 1997 tarihinde, Ankara Hipodrom meydanında verdiği konsere 500.000 kişinin katılmasıyla Türkiye'nin en büyük konserini gerçekleştirme ünvanını kazanmıştır.

Servet Kocakaya​

Servet Kocakaya için avatar


1973 yılında Bingöl'de dünyaya gelen Servet Kocakaya, ailesinin zorunlu göçleri nedeniyle önce Antakya'da, ardından da Mersin'de yaşadı. İlköğretim yıllarını Mersin'de tamamlayan sanatçı, üniversiteyi Ankara'da okudu. "Hayatımın en önemli yılları" dediği zamanları Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde geçirdi. Uzun yıllar Ankara'da yaşayan Kocakaya, profesyonel müzik hayatına da burada başladı. Lise yıllarında göz kırptığı müziğe üniversite yıllarında ağırlık veren sanatçı, disiplinli olarak çalışmalarına devam etti.

İlk albümünü "Keke" adıyla 1999 yılında çıkaran Kocakaya, ikinci albümü "Ki Zava"yı da bir yıl aradan sonra 2000 yılında sürdü piyasaya. Albümlerinde her zaman kendi beste ve sözlerine yer veren sanatçı, üçüncü albümü olan "Duvar Şarkıları"nı 2002'de sundu hayranlarının beğenisine, ardından son albümünü 2005 yılında "Pencere" ismiyle piyasaya çıkarttı

Şükriye Tutkun için avatar

19 Eylül'de Kocaeli’nde doğdu. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera Şan bölümünde okuyan Tutkun, Ahder Destan, Şebnem Başar, Atifet Usmanbaş, Madam Köpe, Zehra Belevi ile şan çalıştı.

Afşar Timuçin’den estetik ve felsefe, Filiz Ali’den Opera Tarihi, Cenan Akın'dan armoni, İlteriş Sun'dan solfej, Yekta Kara'dan sahne dersleri aldı. Etnomüzikolog Tugay Başar ile çocuk yuvalarında müzik öğretmenliği ile ilgili çalışmalar yaptı.

Konservatuarda okuduğu yıllarda değişik zamanlarda TRT Gençlik Korosu, İstanbul Operası Gençlik Korosu, St. Antoine Kilisesi Korosu’nda soprano olarak görev aldı. Öğrenimine devam ettiği süre boyunca çocuk yuvalarında müzik öğretmenliği yaparak, çocuk koroları çalıştırarak, iş yaşamına da devam ediyordu.

Aryaları söylerken duygulanamıyordu. Şan hocasıyla türkü çalışmaya başladığında bu eksikliğin ne olduğunu hissetti. Albüm yapmak gündeme geldiğinde de hiç düşünmeden “Ben türkü söyleyeceğim” dedi. Birçoğunu yakından tanıyıp bağlandığınız türküleri, Ferhat Livaneli’nin çağdaş müzik yaklaşımıyla hem yeniden anımsatmayı hem de küçücük de olsa bir zenginlik katabilmeyi amaçladı.

Muammer Ketencoğlu, Zülfü Livaneli, Fahir Atakoğlu, Atilla Özdemiroğlu, Ali Osman Erbaşı gibi sanatçılarla çalıştı. Televizyon programları sundu, Pilastip Show'da Tansu Çiller karakterini seslendirdi. Birçok çizgi ve dizi filmde, reklam filmlerinde seslendirme yaptı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda sahnelenen Sultan Gelin Müzikali'nde başrol oynayan Tutkun, böylelikle yıllardır hayalini kurduğu "Türkü Müzikali" fikrini hayata geçirdi.
 

SpotifAyhan

Moderatör
Forum Üyesi
Katılım
22 Mar 2024
Mesajlar
598
Puanları
28
Konum
Manisa
Cinsiyet
Erkek

Ali Asker​

Ali Asker için avatar


12 Eylül'ün getirdiği baskılar sonucu yurtdışına çıkmak zorunda kalan Ali Asker, 1954 yılında 12 çocuklu bir ailenin çocuğu olarak Dersim'in Hozat ilçesinde doğdu. Saz çalan babası ve türkü söyleyen annesinin etkisiyle, küçük yaşta saz çalmaya başladı. 1967 yılında ailesi ile birlikte Elazığ'a taşınan Ali Asker, babasının kahvehanesinde çalışmaya başladı.

1967-69 Yılları arasında Elazığ Halk eğitim Merkezi'nde türkü söylemeye başlayan Ali Asker, ünlü halk ozanı Aşık Mahsuni ile birlikte turneye çıktı. Anadolu turnesinin ardından Ankara'ya giden Ali Asker, ilk öğrenci yürüyüşlerini burada gördü. Sonraki yıllarda kendi söylemleri ile, yürüyen öğrencilerin söylemleri örtüşecek ve Ali Asker onların gürleyen sesi olacaktı.

Siyasi görüşleri nedeniyle Dersim'de birçok defa gözaltına alınan ve kısa sürelerle cezaevlerinde yatan Ali Asker, son olarak 9 Eylül 1980'de serbest bırakıldı. Ama üç gün sonra 12 Eylül darbesi olduğunda baskılar arttı. Kardeşi Zeynel Abidin Ceylan, bu dönemde Ankara'da işkence gördüğü sırada öldü. 1981 yılında tekrar yakalanarak 2,5 yıl cezaevinde yatan Ali Asker, serbest kaldıktan sonra 1984 yılında Almanya'ya gitti. 1987 Yılında evlenen Ali Asker'in 16 yaşında Şafak isimli bir kızı ile 5 yaşında Doğuş adında bir oğlu vadır.

Bir röportajında "Yeni çalışmalarınızda bir değişiklik görecek miyiz?" sorusuna:
"Herhangi bir değişiklik yok. Bugünden bir sonrasını söylemeye çalışıyorum. Değişiklik, kendine devrimciyim, demokratım ve sorumluyum diyen insanların kendi sorunlarına sahip çıkmasından geçer. Ben bu değişimi bekliyorum. Halen de o değişim sağlanamadı. Cesaretli olsunlar., cesur olsunlar. Çünkü biz hırsız değiliz. Soyguncu değiliz. Mafya değiliz. Yeni çalışmalarım dünya halklarının kardeşliği içindir. Savaşlar olmasın, insanlar aç kalmasın, insanlar barış içinde yaşasınlar. Biz de barış içinde bir ağaç, bir çiçek dikelim diyoruz. Söylediğim türkülerin içinde umut var. benim türkülerimde karamsarlığa yer yok." diye cevap vermiştir.

ALBÜMLERİ
Zordur
Bahçemsin
Fatsa Çocuk ve Gençlik Korosu
Onlara ağıt
Oy dağlar
Rüzgarla bir
Sürgün

Mazlum Çimen için avatar


Sağlıklı bir hayat hikâyemi yazayım dedim sonunda… Her yerde farklı bir hayat hikayem çıkınca iş başa düştü…

Ben bundan sanıyorum 8 sene evvel doğru olarak öğrendiğime göre 18.06.1958'de Maraş Elbistan Sevdilli köyünde doğmuşum… Ama babam ve anamdan dolayı aslen Tunceli Hozat'lıyım.

Hemen okula gitmedim tabi ki… Baya bir dolaşmadan sonra İstanbul'a gelmişiz ve okula Anadolu Hisarı Kavacık'da Selahattin Karakaşlı ilköğretim okulunda başladım. Akabinde devlet konservatuarı keman bölümüne girdim ve 4 yıl sonra aynı okulun bale bölümüne geçtim… Okulun ilk mezunları olarak 1981 yılında mezun olduk ve İstanbul devlet opera ve balesinde bale sanatçısı olarak göreve başladım ve halen operadayım…

Müzik çalışmalarına ilk olarak derlemeler yaparak başladım. Tabi kendimi bildim bileli bağlama çalıyor olmamı saymazsak… Babamla dolaşıp derlemeler yapardık beraber ve tanışmaya başlamıştım bu süreçte halk müziği ve alevi deyişleriyle… Daha da önemlisi ustaları tanıma şansım oluyordu…

Kendi çalışmalarıma ise 1980'lerin başında kendi bestelerimi oluşturmaya adım atarak başladım… Hoşlanmaya başladım kendi çalışmalarımdan ve devam ettim… Daha sonra sevgili babalığım ve hocam İhsan Yüce'nin desteklemesi ile film müziği alanına geçtim ve en büyük desteği de Onat Kutlar'dan aldım… Bu destek ve iltifatlarla da bu saatlere kadar geldim…

"Aysarının Zilleri" ilk çalışmam olmuştu. Ardından daha da tedirgin ve istekle yaptığım "Mem û Zin" geldi… Ve sırasıyla; "Soğuk Geceler", "Hollywood Kaçakları", "Işıklar Sönmesin", "Nazım Hikmet Ziyaretçin Var", "Gönlümdeki Köşk Olmasa", "Büyük Adam Küçük Aşk", "Oyun", "Son Cellat", "Umut" film müzikleri, bir kaç dizi müziği, belgesel müzikleri ve "Yunus Emre" (1989 Diyarbakır Devlet Tiyatrosu) "Ferhat ile Şirin" (İstanbul Şehir Tiyatrosu) oyun müziklerini yaptım…

4 Altın Portakal, 3 Altın Koza, 1 Ankara Hitit Güneşi en iyi film müziği ödülü, 1 Orhan Murat Arıburnu ödülü, 1 İsviçre ödülü ve bu senede 2008 Montpellier Fransa Film Festivali en iyi film müziği ödülünü kazandım… Toplamda 14 en iyi müzik ödülü sahibiyim. Aday olduğum her festivalde "En İyi Film Müziği" ödülünü aldım. Bundan dolayı biraz şımarığım sanıyorum… En azından Cahit'le (Cahit Berkay) daha rahat ve havalı konuşabiliyorum…

Çok zenginim ben. Gerçekten çoook zenginim… Dostlarım ve ilişkilerim konusunda zenginliğimin sınırı yok. Ve en büyük zenginlik olarak da annemi ve babamı sayarım. Beni ben eden tüm değerlerimin temelini oluştururlar. Güzel dostum, arkadaşım; babam "Nesimi Çimen" ve tek / en unutulmaz aşkım anam, yârim, kanadım, toprağım… Ayağımın altındaki yer kaymasını ölümüyle ağır, çok ağır hissettiren güzelim; "Dilber"… Dilber bacı, Dilber ana, anam… Ve şimdi tek sığınağım, yarınlarını kullanarak kendime sermaye ettiğim dostum, arkadaşım, kardeşim, sırdaşım, elim ayağım ve sevdalarımı biçimlemekteki tek kaynağım; "Saki"… Oğluuuummmm….

Evet, şimdi Saki'yle beraber yaşamanın tadını çıkarıyorum… Onunla çalışıyor, onunla sonuçlandırıyorum tüm çabalarımı… İyi ki varsın… Benim tek sermayem; oğlum Saki…

İşte böyle… "Hababam Sınıfı Güle Güle", "Hoşçakal Yarın", "Gönlümdeki Köşk Olmasa", "Anlat İstanbul", "Son Cellat", "Umut" filmlerinde de oynadım. Aktörlük de yaptım yani… Unuttuğum çalışmalarımda olabilir. Şu an aklıma gelmemiş olabilirler…

Demem o ki; dolu dolu yaşadım diyebilirim bu güne kadar… Ama asıl yaşanacak günlere daha gelmedik ki diye bakıyorum hala… Ve temelimi oluşturansa aşk… Her türü… Aşkın her biçimi… Bakışımı ondan ayırmadım / ayıramam hiç bir zaman… Aşksız insandan korkarım… Kendim için değil; onun için…

Kendimde anlatacak daha fazla şey olmadığını düşünüyorum. Yani en azından buraya yazacak daha fazla şey yok gibi… Ama belli mi olur; belki bir gün bunu okuyan insanla ya da insanlarla bir araya düşerim ya da düşeriz. O zaman belki daha fazla sohbetimiz olur…

Okuyan her göz ve beyine, her insana sevgilerimle…

İnsan onuruna yaraşır, insanca bir yaşam dileklerimle…

Mazlum Çimen

Özlem Özdil için avatar



Özlem ÖZDİL 1979 yılında Almanya'nın Hannover kentinde dünyaya geldi. İlk bağlama ve repertuar derslerini babası Dursun Özdil'den aldı.

Geçmişten aldığı geleneğin bugünün değerleri ve gerçeği ile yoğurarak daha büyük ve köklü bir geçmişi gelecek nesillere aktarmak… Özlem Özdil tarihler arası bu köprü görevinin büyük bir sorumluluk ve disiplin gerektirdiğinin farkındadır. Bu sorumluluk bu kültürün sözel temsilcileri olan her sanatçının temel görevleri arasındadır. Bu bakış açısı sanatçının her an kendini yenileme zorundalığını da beraberinde getirir. Özdil iyi bir müzik eğitimi almak için Türkiye'ye geldiği zamandan bu yana genç yaşına rağmen kendini bu anlamda yenilemeyi başarmıştır. Bu farkındalığın yaratılmasında şüphesiz yıllardır Özdil üzerinde değerli emekleri olan Yapımcı - Prodüktörü ve aynı zamanda eğitimcisi Sayın Sinan Çelik'in büyük katkıları olmuştur. Onun son derece değerli bir sanat adamı olması, sanata bakış açısı, sorumluluk ve disiplin bilinci Özdil'i yönlendirmiştir. Aynı zamanda Özdil'in halk müziğinin ustaları olarak tanımladığımız duayenleri,Musa Eroğlu,Güler Duman,Çetin Akdeniz ve Güray Hafiftaş ile zaman zaman yaptığı ortak çalışmalar da ilerlemesinde etkili olmuştur.

Özlem Özdil'in halk müziği alanında iki önemli başlıkla değerlendirilmesi gerekmektedir;

Her türküde, hüznü, coşkuyu, sevgiyi, aşkı en duru şekilde sunan ses, yorum…

Anadolu'da aşıklar türkülerin ve deyişlerin o güçlü yorumcuları, en azından litaratüre geçen isimler erkeklerin sayısal yoğunluğu bilinmektedir. Fakat bu gerçeğin hemen yanı başında Anadoluda binlerce kadın çocuklarına ninni okurken, ölülerine ağıt yakarken, düğünlerinde zılgıt sesi ile, yada gurbet yolcusu beklerken…. ve daha nice sebeplerle, hatta bazen sebepsiz, ilahi bir aşkla Anadolu erkeğinin hemen yanıbaşında türküler okuyor. Özlem Özdil'in o genç kadın sesinde bu binlerce duygunun ve sesin en duru halini kolaylıkla bulup peşinden sürüklenebilirsiniz.

Diğer önemli başlık, onun çok küçük yaşlarda bir enstrumanla başlayan yolculuğudur. Onu ilk olarak bu yolculuğa çıkaran babası Dursun Özdil olmuştur. Almanya'da gittiği bir konserde genç ozan Hasret Gültekin ile tanışma fırsatı bulan Özdil, Gültekin'in şelpe tekniğinden etkilenerek çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırmıştır. Bugün Özdil şelpe tekniğinde oldukça önemli yol kat etmiş durumda,ama o buna rağmen bağlama icrasında ustalığının yöre tavırlarında yoğunlaştığını söylüyor. Ustaları onun için o bir genç usta olma yolunda diyorlar, öyle olmalı çünkü o istanbu'un önemli sanat merkezlerinde ve Avrupa'nın çeşitli kentlerinde yıllardır resitaller vermektedir. Şu an Özdil Sinan Çelik denetimde Çetin Akdeniz ve Güray Hafiftaş ile bağlama çalışmalarına devam etmektedir.

Dinlediği ustalardan, arşiv kayıtlarından her defasında yeni bir şey keşfetmeye çalışmak onların her tınısında onları yeniden e derin şekilde anlamaya gayret etmek, "Bağlama icrasında yürüdüğüm yol hiç bitmedi, bitmeyecek…" der gibi her gün saatlerce bağlamaya yoğunlaşmak bu yolculukta ne kadar ciddi ve samimi olduğunun göstergesidir.
 

Genel Forum Sitesi

Forum Sitesi - Forumzar.COM

Forumzar.COM olarak, Türkçe forum sitesi denildiğinde akla gelen ilk adres olarak, geniş kapsamlı genel forum platformumuzda buluşuyoruz. Türkiye'nin en büyük Türkçe forum siteleri arasında yer almanın gururunu yaşıyoruz. Çeşitli konu başlıklarında aktif bir şekilde paylaşımların yapıldığı, her konuda interaktif ve bilgilendirici tartışmalara katılmak için bizi takip edin! ve bir dakikanızı ayırarak forum sitemize üye olun!

Forum Siteleri

Bilgi paylaştıkça çoğalır sloganı ile ilerleyen forum sitesi platformumuza, siz de üye olarak forum sitemizde açılan konulara katılabilir ve ilgi alanınıza uygun konular açarak siz de paylaşımda bulunabilirsiniz.