OSMANLI'NIN KURULUŞU
Moğollar'ın Türkistan'ı istilası sırasında, batıya doğru kaçan yüzlerce gruptan biri de; Kayı Boyu'ndan Ertuğrul Gazi'nin aşiretidir. İstiladan, Moğollar'ın henüz ulaşamadıkları Anadolu'ya gelen bu Türkmenler, Selçuklular tarafından kabul edilip batıya yerleştiriliyorlar ve başlarındaki reislerine Uç Beyi deniliyordu.
Adlarına "Horasan Erenleri" denilen tarikat ehli kişiler, uç beylikleri arasında dolaşarak sohbet edip, insanları Allah'a çağırıyorlardı. Göçebe kitlelerin çoğu, bu erenlere samimiyetle bağlanıyorlardı.
Şeyh Edebâli, Ahmet Yesevî Hazretleri'nin Uzakşark'ta yetiştirip, mürşid, muallim, mübelliğ olarak Batı Türklüğüne gönderdiği Horasan erenleri zincirindendir.
Anadolu, bu şöhretsiz evliyaların ve Hak erenlerinin eliyle şekillendi. Devlet, onların yüzü suyu hürmetine şahlandı.
Osman Bey, Şeyh Edebâli Hazretleri'ni sık sık ziyaret eder, onun tatlı sohbetlerini dinlemekten çok zevk alırdı.
Edebâli Hazretleri, Allah'ın kendisine bildirmesiyle biliyordu ki; Osman Bey'in kuracağı devlet, teslim dînini tüm dünyaya yaymak için yaşayacak, âleme nizam verecek, Allah için savaşacaktı. Bu devletin temelini atma vakti geldiği zaman, Edebâli Hazretleri mübarek eliyle bizzat Osman Bey'e kılıç kuşattı ve Osman Bey adına okunan ilk hutbenin besmelesini de kendisi çekti.
Bununla da kalmadı Edebali Hazretleri, dervişlerine emir verdi:
"Demirci, kalaycı, örscü, marangoz ve sanat erbabı herkes köy köy dolaşacak, Türk boyları arasına dağılıp, boyları kendi içlerinden fethedecektir. Böylece yıllardır Türk boyları arasında süren kavgalar boyların Osman Bey'in buyruğu altına girmesiyle son bulacaktır."
Şeyhlerinden bu emri alan dervişler Anadolu'ya dağıldılar. Sevgi dolu, kardeşlik dolu sohbetleriyle insanları Allah'a çağırdılar, bir olmaya çağırdılar. "Devlet-i Ebed-Müddet"in temelini îmânla sağlamlaştırdılar.
İşte Osmanlı, temelini Allah'ın evliyasının attığı bir devlet, böyle kurulmuştu. Sultan Osman'dan başlayarak her biri mürşidlerine yüzde yüz bağlıydı. Allah'ın padişahlarının yönetimindeki Osmanlı, bir süre sonra Nizam-ı Âlem adını aldı. 400 yıl içinde, bir cihan hakimiyetini Allah'ın yardımı, erenlerin himmetiyle bu küçük beylik oluşturdu..
Moğollar'ın Türkistan'ı istilası sırasında, batıya doğru kaçan yüzlerce gruptan biri de; Kayı Boyu'ndan Ertuğrul Gazi'nin aşiretidir. İstiladan, Moğollar'ın henüz ulaşamadıkları Anadolu'ya gelen bu Türkmenler, Selçuklular tarafından kabul edilip batıya yerleştiriliyorlar ve başlarındaki reislerine Uç Beyi deniliyordu.
Adlarına "Horasan Erenleri" denilen tarikat ehli kişiler, uç beylikleri arasında dolaşarak sohbet edip, insanları Allah'a çağırıyorlardı. Göçebe kitlelerin çoğu, bu erenlere samimiyetle bağlanıyorlardı.
Şeyh Edebâli, Ahmet Yesevî Hazretleri'nin Uzakşark'ta yetiştirip, mürşid, muallim, mübelliğ olarak Batı Türklüğüne gönderdiği Horasan erenleri zincirindendir.
Anadolu, bu şöhretsiz evliyaların ve Hak erenlerinin eliyle şekillendi. Devlet, onların yüzü suyu hürmetine şahlandı.
Osman Bey, Şeyh Edebâli Hazretleri'ni sık sık ziyaret eder, onun tatlı sohbetlerini dinlemekten çok zevk alırdı.
Edebâli Hazretleri, Allah'ın kendisine bildirmesiyle biliyordu ki; Osman Bey'in kuracağı devlet, teslim dînini tüm dünyaya yaymak için yaşayacak, âleme nizam verecek, Allah için savaşacaktı. Bu devletin temelini atma vakti geldiği zaman, Edebâli Hazretleri mübarek eliyle bizzat Osman Bey'e kılıç kuşattı ve Osman Bey adına okunan ilk hutbenin besmelesini de kendisi çekti.
Bununla da kalmadı Edebali Hazretleri, dervişlerine emir verdi:
"Demirci, kalaycı, örscü, marangoz ve sanat erbabı herkes köy köy dolaşacak, Türk boyları arasına dağılıp, boyları kendi içlerinden fethedecektir. Böylece yıllardır Türk boyları arasında süren kavgalar boyların Osman Bey'in buyruğu altına girmesiyle son bulacaktır."
Şeyhlerinden bu emri alan dervişler Anadolu'ya dağıldılar. Sevgi dolu, kardeşlik dolu sohbetleriyle insanları Allah'a çağırdılar, bir olmaya çağırdılar. "Devlet-i Ebed-Müddet"in temelini îmânla sağlamlaştırdılar.
İşte Osmanlı, temelini Allah'ın evliyasının attığı bir devlet, böyle kurulmuştu. Sultan Osman'dan başlayarak her biri mürşidlerine yüzde yüz bağlıydı. Allah'ın padişahlarının yönetimindeki Osmanlı, bir süre sonra Nizam-ı Âlem adını aldı. 400 yıl içinde, bir cihan hakimiyetini Allah'ın yardımı, erenlerin himmetiyle bu küçük beylik oluşturdu..