Coşar avizeler artık köpürür kandiller;
Bu ışık çağlıyanından bütün âfak inler.
Yalının cephesi Ülker gibi baştanbaşa nur;
Nîm açık pencereler rengü ziyadan mahmur,
Al, yeşil, mavi fenerlerle donanmış kıyılar:
Serv-i sîminler atılmış suya titrer par par.
Dalgalardan seken üç çifte kayıklar sökerek
Süzülür sahile, şahin gibi, yüzlerce kürek.
Bir taraftan bu akın yükseledursun karaya
Bir taraftan dökülür öndeki saflar saraya.
Rıhtımın taşlan, zümrüt gibi, İran halısı:
Suda bitmiş çimen, üstünde de Sultan Yalısı!
Mehmet Akif Ersoy
Bu ışık çağlıyanından bütün âfak inler.
Yalının cephesi Ülker gibi baştanbaşa nur;
Nîm açık pencereler rengü ziyadan mahmur,
Al, yeşil, mavi fenerlerle donanmış kıyılar:
Serv-i sîminler atılmış suya titrer par par.
Dalgalardan seken üç çifte kayıklar sökerek
Süzülür sahile, şahin gibi, yüzlerce kürek.
Bir taraftan bu akın yükseledursun karaya
Bir taraftan dökülür öndeki saflar saraya.
Rıhtımın taşlan, zümrüt gibi, İran halısı:
Suda bitmiş çimen, üstünde de Sultan Yalısı!
Mehmet Akif Ersoy