Yaz sezonu boyunca en heyecanla beklediğim dizilerden biriydi Mahkum. Fo× Tv'de seyirciyle buluşan ve ilk sezonda "tam bir Amerikan dizisi, işte dizi dediğin böyle olmalı, farklı bir senaryo, muhteşem oyunculuklar" diye göklere çıkardığım ve her hafta perşembe günleri beni ekrana kilitleyen bir yapımdı. Savcı Fırat ve Barış Yesari'nin hikayeleri ve aralarındaki enerjisi yüksek, tempolu savaş seyirciyi her bölümde nefes nefese 90 dakika sürüklemişti. Senaryo, ekrana yansıyan o tempo ve muhteşem oyunculuklar birleşince zaten sonuçlarda reytinglere zirve olarak yansımıştı. Hatta dizinin muhteşem jenerik müziğini dahi özel yazıyla kaleme almıştım. Hal böyle olunca da büyük bir merakla yeni sezonu bekledim. Ancak perşembe akşamı sezon dönüşü yapan dizi bana göre kelimenin tam anlamıyla bir fiyasko! Yaşadığım hayal kırıklığını kelimelerle anlatamam. Ben gibi tüm Mahkumseverler de aynı düşünmüş olacak ki reytinglere de yansımış bu durum. Onur Tuna ve İsmail Hacıoğlu çok sevdigim, inanılmaz başarılı bulduğum iki isim. Yine oyunculuk performanslarına diyecek sözüm yok ama senaryo nasıl bu kadar saçma, anlamsız bir yöne evrilmiş şaşırdım kaldım. Uçurumdan denize düşen aracın içinden kurtulan iki başrol ve aynı şekilde devam eden bir çekişme. Üstelik mantıksızlıklar silsilesi üst üste. Burunları kanamadan kazadan kurtulan iki karakterden Barış Yesari aynı şekilde tüm kötülüklerine devam ediyor. Savcı Fırat ise yine onun peşinde. Tek fark ve belki biraz heyecan katacak olan Fırat'ın ( Onur Tuna) 3 ay sonra beynindeki hastalıktan dolayı her şeyi unutacak olması. Diziye pek çok yeni isim ve yeni karakterler de katılmış. Bu konu da ayrı tartışılır diye düşünüyorum. Zira ilk sezonunda bu kadar büyük ses getiren bu gibi dizilerde yeni rollerin sonradan monte edilmesi ne kadar başarı getirir, Izleyici ilk sezondan sahip çıktığı karakterlerden sonra yeni karakterleri benimseyebilir mi bilemedim. Açıkçası yeni katılan isim ve karakterleri de kendi adıma havada ve anlamsız buldum. Diziye nasıl katkı sunacak, gidişatı nasıl değiştirecekler izleyip göreceğiz. İzleyip göreceğiz derken de en sevdiğim diziyi sonlarına doğru sıkılarak kapattığım için izlemeye devam edecek miyim onu da bilmiyorum. Ve bu arada son paragrafımda rahatsız olduğum bir konuyu daha yazmak istiyorum. Dizide Barış Yesari (İsmail Hacıoglu) ve fanları o kadar kötülükler yapıyorlar ki!!! Zaten birçok şeyin kötüye gittiği toplumumuzda bu kadar entrikaların, cinayetlerin bu denli ön plana çıkartılması kötü örnek teşkil etmesi açısından bir kere daha değerlendirilmeli mi diye düşünüyorum. Son sözüm dizinin müziğine. Güzelliğinden hiçbir şey katmayan, değişmeyen tek şey Mahkum'un o harika dizi müziği. Bir kere daha alkışlarım Sertaç Özgümüş & Çağlar Haznedaroğlu & Alper Ketenci'ye...