Emre ESMER
Moderatör
CHP, Türkiye’deki ekonomik durumunu değerlendirmek amacıyla Sivas’ta Ekonomi Masası’nı topladı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Türkiye’de 2 krizin aynı anda yaşandığını belirterek, şunları söyledi:
”Birincisi Türkiye’nin 2007 yılından sonra izlediği büyüme modeli tamamen tıkanmış vaziyette ve Türkiye 2007 yılından itibaren dünyada kendine benzeyen ekonomilerden ayrışıyor. Bugün bu büyüme modelinin tıkanması karşımıza ekonomik kriz olarak çıkıyor. Ekonomik krizin göstergeleri de bozulan dış denge, yetersiz döviz rezerveler yüksek enflasyon ve niteliksiz büyüme İkinci önemli sorunumuz tek adam rejimi ve bunun devlette yol açtığı yönetim krizi.
Ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz sistem devletin kurumlarında çok ciddi bir aşınmaya yol açtı. Artık kural kalmadı, kral var. Bir gecede her şey değişebiliyor. Kurumsal kapasite devletin köklü kurumlar hızla aşınmış vaziyette. Yine Türkiye ile ilgili güvenilmez ortak algısı güçleniyor. Küresel fırsatları bugün dünyadaki küresel gelişmeleri pandemi sonrasındaki arz zincirlerindeki dağılmasının ardından Türkiye’nin karşısına çıkan fırsatları da yitirme riskimiz var. Halbuki milletlerin nasıl zenginleştiğine baktığımız zaman, kral yerine kural olmasına bağlı olduğunu görüyoruz.”
Türkiye’de büyümeden söz edilmesine rağmen 2011 yılının ikinci çeyreğinde de 827 milyar dolar olan gayri safi milli hasılanın bugün de 827 milyon dolar olduğunu belirten Öztrak, şöyle konuştu:
”Bunun etrafında dalgalanıp duruyoruz. ‘büyüyoruz’ deniyor ya olan bu. Aslında doğruları yapabiliyor olsaydık bugün rahat rahat 1,5 milyon dolarlık gayrisafi milli hasılaya ulaşabilirdik. Ama maalesef ülkeyi ve ekonomiyi doğru yönetemedik. Ayrıca son dönemdeki gayrisafi yurt içi hasıladaki artışlarında çok ciddi istatistiki sorunlar içerdiği kanaatindeyim. Büyüme kalitesiz. Neresinden bakarsanız bakın büyümenin hiçbir kalitesi yok. Birkaç kişiyi zengin eden ama ülkenin yüzde 90’ınından fazlasını fakirleştiren bir büyümeyle karşı karşıyayız. Hükümetin kendi açıkladığı rakamlar var. İşgücüne yapılan ödemelerin milli gelir içindeki payı muhtemelen rekor seviyede düşük. Bu durum ülkenin büyümediğini insanları zenginleştirmediğini söylüyor. Bu büyüme değil aslında şişme.
Büyümenin kalitesinin bozuk olduğunu gösteren bir başka husus cari açıktaki olağanüstü artıştır. Bu büyüme aynı zamanda Türkiye’yi borca batırdığı için sürdürülebilir de değil. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtikten sonra Merkez Bankası’nın döviz kasası boşaldı. 128 milyar dolar buharlaştırıldı. 3 Hazine ve Maliye Bakanı, 4 Merkez Bankası başkanı, 5 TÜİK başkanını o koltuklarda gördük. Dünyada sıcak para azaldı, milleti borca batırıp sahte cennet yaşatma dönemi zaten 2007’den bu yana sürekli kapanıyordu. Ama buna rağmen bu oyunu sürdürme sevdası hükümette vardı. Bu oyunu sürdürebilmek için de kerameti kendinden menkul bir safsata ortaya atıldı. Sebep faiz sonucu ise enflasyon ve bunun sonucunda paramız pul oldu. Devlet iş aleminin kullandığı dövize tamamen hükmetmeye başladı. Ekonomide belirsizlik arttı. Güven kayboldu.”
Elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artışları eleştiren Öztrak, şunları söyledi:
”Sene başından bu zamana elektrik fiyatlarına bakın. Konutta yüzde 95’le 200 arasında zam yapmışlar. Bunun büyük kısmı da Nisan ayından sonra. Ticarethanelerde yüzde 192. Esnafın haline bir bakın. Sanayicinin durumu iyi ya, yüklen sanayiciye. Onların oranı yüzde 322. Doğal gaz fiyatları konutta yüzde 164, ticarethanelerde yüzde 224, sanayide 273. Peki bu fiyatları neden bu kadar arttırdınız? Aynı dönemde dolar kuruna bakıyorum ve artış sadece yüzde 37. Yani Türkiye’de bir sorun var. Yöntemleri yanlış, gerekli rezervleri yok, zamanında gaz için anlaşmaları bağlamayarak hata yaptılar ve bugün Türkiye’de fiyatlar çok hızlı artıyor. Kötü yönetim sonucunda da milletimiz hak ettiği değeri alamıyor. Milletin cebinden 1 lira çıkmayacak, dedik. İlk 7 ayda 61 milyar milletin cebinden faizi ödedik. Yani sonuç olarak bütçe uygulaması iktidarların tercihini gösterir. İktidarın tercihleri arasında çiftçi ve esnaf yok. Faiz lobileri var. Bunun içinde en son gelen büyüme rakamlarında diğer sektörler yüzde 1 büyürken bankacılık sektörü yüzde 3 büyüyor. Bu borçlara baktığımız zaman ülkede ilginç bir şey oldu. Borcun faizi ana parasını geçti.”
Türkiye’nin üstünlükleri olduğunu da belirten Öztrak ”Sıkıntılar var, çok kötü yönetiliyoruz ama Türkiye’nin çok önemli üstünlükleri de var. Türkiye’nin 4,5 saatlik uçuş mesafesinde 58 ülkeye, 1,5 milyar nüfusa 22 trilyon dolarlık bir pazara erişme imkanı veriyor. Bu kadar büyük pazar hiçbir yerde yok. Demografik fırsat penceremiz halen açık. Genç nüfusumuz artıyor. Dünyadaki yeni gelişmeleri doğru okuyabilirsek elimizdeki fırsatları doğru değerlendirebilirsek rahatlıkla orta gelir tuzağından çıkarız” dedi. Öztrak, ”Gelirimizi, refah seviyemizi Avrupa Birliği’ne yakınsatırız. Avrupa’nın ve bölgenin en büyük tedarik üssü olabiliriz. Refah ve demokrasiyle de küresel mutluluk endeksinde en yukarılara tırmanabiliriz. Bunun için 3 yeniye ihtiyacımız var. Yeni kurumlar, yeni kurallar, yeni kadrolar. Yeni kurallar dediğimiz zaman güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişi kastediyorum. Yeni kurumlar dediğimiz zamanda bu rejimin yıprattığı kurumların yeniden kurulmasını, ülkenin ve çağın ihtiyaçlarına göre de yeni kurumların kurulması gerektiğinden bahsediyorum. Yeni kadrolar dediğim zamanda bir an önce seçim yapılıp güven vermeyen liyakatsiz kadroların değişmesinden bahsediyorum” diye konuştu.
Türkiye’nin verimlilikle gelişen büyüme stratejisine ihtiyacı olduğunu vurgulayan Öztrak şöyle dedi:
”Ekonomide üretim odaklı bir yaklaşım izleyeceğiz ve verimliliği artırarak ülkemizi zenginleştireceğiz. Eğitim politikalarını çapın gerekliliğine göre yeniden şekillendirmek zorundayız. Dolaştığımız her ilde karşımıza çıkan en önemli sorun işsizlik. İnsanlar ‘işsiziz’ diyor. İş adamları da ’aradığımız iş gücünü bulamıyoruz’ diyor. Demek ki burada iş gücünü arz edenle iş gücünü talep eden arasında ciddi bir farklılık var. Bu da Türkiye’yi çok ciddi bir işsizliğe götürüyor. Bunu süratle değiştirmemiz lazım. Kamu ve özel arasında karar alma süreçlerinde yeni ve etkili bir kurumsal iş birliği sağlamak zorundayız. Her şeyi devlet bilmiyor artık. Özel sektör de çok şey biliyor. Hatta özel sektörün tecrübesi dışarıda devletten daha fazla olabiliyor. Bugün ülkenin yaşadığı sorunların arkasında planlama olmaması var. Katılımcı, etkili stratejiler ve planlamayla alt yapı kalkınmada dar boğaz oluşturmayacak şekilde yeniden tasarlanacak. Kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayiyi destekleyeceğiz. Yenilikçi dijital alt yapıyı güçlendireceğiz, yeşil mutabakata ülkenin hızla uymasını sağlayacağız.”
Ülkede yaşanan sorunların çözümü için ilk etapta 4 reformu hayata geçireceklerini ve bunda 6’lı masanın mutabakata vardığını anlatan Faik Öztrak, ”Yani bunları hemen çıkarabiliriz. Bunları çıkardığımız andan itibaren de ekonomide beklentiler değişecektir” ifadelerine yer verdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Türkiye’de 2 krizin aynı anda yaşandığını belirterek, şunları söyledi:
”Türkiye’nin ’güvenilmez’ algısı güçleniyor”
”Birincisi Türkiye’nin 2007 yılından sonra izlediği büyüme modeli tamamen tıkanmış vaziyette ve Türkiye 2007 yılından itibaren dünyada kendine benzeyen ekonomilerden ayrışıyor. Bugün bu büyüme modelinin tıkanması karşımıza ekonomik kriz olarak çıkıyor. Ekonomik krizin göstergeleri de bozulan dış denge, yetersiz döviz rezerveler yüksek enflasyon ve niteliksiz büyüme İkinci önemli sorunumuz tek adam rejimi ve bunun devlette yol açtığı yönetim krizi.
Ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz sistem devletin kurumlarında çok ciddi bir aşınmaya yol açtı. Artık kural kalmadı, kral var. Bir gecede her şey değişebiliyor. Kurumsal kapasite devletin köklü kurumlar hızla aşınmış vaziyette. Yine Türkiye ile ilgili güvenilmez ortak algısı güçleniyor. Küresel fırsatları bugün dünyadaki küresel gelişmeleri pandemi sonrasındaki arz zincirlerindeki dağılmasının ardından Türkiye’nin karşısına çıkan fırsatları da yitirme riskimiz var. Halbuki milletlerin nasıl zenginleştiğine baktığımız zaman, kral yerine kural olmasına bağlı olduğunu görüyoruz.”
”Büyüme kalitesinin bozuk olduğunu gösteren bir başka husus cari açıktaki olağanüstü artıştır”
Türkiye’de büyümeden söz edilmesine rağmen 2011 yılının ikinci çeyreğinde de 827 milyar dolar olan gayri safi milli hasılanın bugün de 827 milyon dolar olduğunu belirten Öztrak, şöyle konuştu:
”Bunun etrafında dalgalanıp duruyoruz. ‘büyüyoruz’ deniyor ya olan bu. Aslında doğruları yapabiliyor olsaydık bugün rahat rahat 1,5 milyon dolarlık gayrisafi milli hasılaya ulaşabilirdik. Ama maalesef ülkeyi ve ekonomiyi doğru yönetemedik. Ayrıca son dönemdeki gayrisafi yurt içi hasıladaki artışlarında çok ciddi istatistiki sorunlar içerdiği kanaatindeyim. Büyüme kalitesiz. Neresinden bakarsanız bakın büyümenin hiçbir kalitesi yok. Birkaç kişiyi zengin eden ama ülkenin yüzde 90’ınından fazlasını fakirleştiren bir büyümeyle karşı karşıyayız. Hükümetin kendi açıkladığı rakamlar var. İşgücüne yapılan ödemelerin milli gelir içindeki payı muhtemelen rekor seviyede düşük. Bu durum ülkenin büyümediğini insanları zenginleştirmediğini söylüyor. Bu büyüme değil aslında şişme.
Büyümenin kalitesinin bozuk olduğunu gösteren bir başka husus cari açıktaki olağanüstü artıştır. Bu büyüme aynı zamanda Türkiye’yi borca batırdığı için sürdürülebilir de değil. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtikten sonra Merkez Bankası’nın döviz kasası boşaldı. 128 milyar dolar buharlaştırıldı. 3 Hazine ve Maliye Bakanı, 4 Merkez Bankası başkanı, 5 TÜİK başkanını o koltuklarda gördük. Dünyada sıcak para azaldı, milleti borca batırıp sahte cennet yaşatma dönemi zaten 2007’den bu yana sürekli kapanıyordu. Ama buna rağmen bu oyunu sürdürme sevdası hükümette vardı. Bu oyunu sürdürebilmek için de kerameti kendinden menkul bir safsata ortaya atıldı. Sebep faiz sonucu ise enflasyon ve bunun sonucunda paramız pul oldu. Devlet iş aleminin kullandığı dövize tamamen hükmetmeye başladı. Ekonomide belirsizlik arttı. Güven kayboldu.”
”Milletimiz hak ettiği değeri alamıyor”
Elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artışları eleştiren Öztrak, şunları söyledi:
”Sene başından bu zamana elektrik fiyatlarına bakın. Konutta yüzde 95’le 200 arasında zam yapmışlar. Bunun büyük kısmı da Nisan ayından sonra. Ticarethanelerde yüzde 192. Esnafın haline bir bakın. Sanayicinin durumu iyi ya, yüklen sanayiciye. Onların oranı yüzde 322. Doğal gaz fiyatları konutta yüzde 164, ticarethanelerde yüzde 224, sanayide 273. Peki bu fiyatları neden bu kadar arttırdınız? Aynı dönemde dolar kuruna bakıyorum ve artış sadece yüzde 37. Yani Türkiye’de bir sorun var. Yöntemleri yanlış, gerekli rezervleri yok, zamanında gaz için anlaşmaları bağlamayarak hata yaptılar ve bugün Türkiye’de fiyatlar çok hızlı artıyor. Kötü yönetim sonucunda da milletimiz hak ettiği değeri alamıyor. Milletin cebinden 1 lira çıkmayacak, dedik. İlk 7 ayda 61 milyar milletin cebinden faizi ödedik. Yani sonuç olarak bütçe uygulaması iktidarların tercihini gösterir. İktidarın tercihleri arasında çiftçi ve esnaf yok. Faiz lobileri var. Bunun içinde en son gelen büyüme rakamlarında diğer sektörler yüzde 1 büyürken bankacılık sektörü yüzde 3 büyüyor. Bu borçlara baktığımız zaman ülkede ilginç bir şey oldu. Borcun faizi ana parasını geçti.”
”Çok kötü yönetiliyoruz ama Türkiye’nin çok önemli üstünlükleri de var”
Türkiye’nin üstünlükleri olduğunu da belirten Öztrak ”Sıkıntılar var, çok kötü yönetiliyoruz ama Türkiye’nin çok önemli üstünlükleri de var. Türkiye’nin 4,5 saatlik uçuş mesafesinde 58 ülkeye, 1,5 milyar nüfusa 22 trilyon dolarlık bir pazara erişme imkanı veriyor. Bu kadar büyük pazar hiçbir yerde yok. Demografik fırsat penceremiz halen açık. Genç nüfusumuz artıyor. Dünyadaki yeni gelişmeleri doğru okuyabilirsek elimizdeki fırsatları doğru değerlendirebilirsek rahatlıkla orta gelir tuzağından çıkarız” dedi. Öztrak, ”Gelirimizi, refah seviyemizi Avrupa Birliği’ne yakınsatırız. Avrupa’nın ve bölgenin en büyük tedarik üssü olabiliriz. Refah ve demokrasiyle de küresel mutluluk endeksinde en yukarılara tırmanabiliriz. Bunun için 3 yeniye ihtiyacımız var. Yeni kurumlar, yeni kurallar, yeni kadrolar. Yeni kurallar dediğimiz zaman güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişi kastediyorum. Yeni kurumlar dediğimiz zamanda bu rejimin yıprattığı kurumların yeniden kurulmasını, ülkenin ve çağın ihtiyaçlarına göre de yeni kurumların kurulması gerektiğinden bahsediyorum. Yeni kadrolar dediğim zamanda bir an önce seçim yapılıp güven vermeyen liyakatsiz kadroların değişmesinden bahsediyorum” diye konuştu.
”Ekonomide üretim odaklı bir yaklaşım izleyeceğiz”
Türkiye’nin verimlilikle gelişen büyüme stratejisine ihtiyacı olduğunu vurgulayan Öztrak şöyle dedi:
”Ekonomide üretim odaklı bir yaklaşım izleyeceğiz ve verimliliği artırarak ülkemizi zenginleştireceğiz. Eğitim politikalarını çapın gerekliliğine göre yeniden şekillendirmek zorundayız. Dolaştığımız her ilde karşımıza çıkan en önemli sorun işsizlik. İnsanlar ‘işsiziz’ diyor. İş adamları da ’aradığımız iş gücünü bulamıyoruz’ diyor. Demek ki burada iş gücünü arz edenle iş gücünü talep eden arasında ciddi bir farklılık var. Bu da Türkiye’yi çok ciddi bir işsizliğe götürüyor. Bunu süratle değiştirmemiz lazım. Kamu ve özel arasında karar alma süreçlerinde yeni ve etkili bir kurumsal iş birliği sağlamak zorundayız. Her şeyi devlet bilmiyor artık. Özel sektör de çok şey biliyor. Hatta özel sektörün tecrübesi dışarıda devletten daha fazla olabiliyor. Bugün ülkenin yaşadığı sorunların arkasında planlama olmaması var. Katılımcı, etkili stratejiler ve planlamayla alt yapı kalkınmada dar boğaz oluşturmayacak şekilde yeniden tasarlanacak. Kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayiyi destekleyeceğiz. Yenilikçi dijital alt yapıyı güçlendireceğiz, yeşil mutabakata ülkenin hızla uymasını sağlayacağız.”
”Yoksulluğa son vereceğiz”
Ülkede yaşanan sorunların çözümü için ilk etapta 4 reformu hayata geçireceklerini ve bunda 6’lı masanın mutabakata vardığını anlatan Faik Öztrak, ”Yani bunları hemen çıkarabiliriz. Bunları çıkardığımız andan itibaren de ekonomide beklentiler değişecektir” ifadelerine yer verdi.