BALIKÇILIK TERİMLERİ
Akış Yapmak : Av sırasındaki teknenin sularla akması.
Akşam suyu : Balığın akşam av vermeye başladığı zaman
Akşam yemlisi : Genellikle lüfer için yapılan yemli akşam avı
Akyem : İzmarit, istavrit ve zargana gibi balıkların yaprak şeklinde kesilmesi.
Algarna : Üçgen biçiminde demirden yapılmış ve ağzında file bir torba bulunan tekneden denize atılıp dibi taramak suretiyle midye avında kullanılan alet
Anafor suyu : Denizde girdaplar oluşturan akıntı
Balığı boğmak : Üst üste, çok miktarda balık tutmak
Balığı kıskandırmak : Yemi beğendirip, balığın saldırmasını arttırmak için oltanın hafifçe elle çekilmesi.
Balığın tav yapması : Av sırasında balığın üst üste av vermesi
Bank : Sığlık
Beden : Olta takımlarının kösteklerinin bağlandığı bölüm.
Bedene puntalamak : Oltaların bedenine düğüm yapmak.
Bırakma : Denize şamandıraya bağlı olarak bırakılmış yemli olta takımı.
Canavar : Saldırgan tarzda balık
Cürüm kepçesi : Kıyıdan süratle geçen balık sürülerini yakalamak için kullanılan kepçe
Çakar : Deniz feneri
Çapari : Çok köstekli ve iğnelerine tüy bağlı olta takımı
Fırdöndü : Çelikten yapılmış iki ucu delikli ve kendi etrafında dönebilen, oltanın karışmasını engelleyen küçük av aleti.
Fişeklemek : Balığın ağzından iğneyi atmak için büyük bir süratle suyun yüzeyine yükselmesi
Gaco : Palamut yavrusu.
Gece yemlisi : Gece yapılan yemli av.
Hırsız iğnesi : Yeme gömülen ve görünmeyen ikinci iğne
Hırsızlı sülük zoka : Sülük biçimindeki zokanın iğnesine ikinci bir iğne bağlanması
Hrisof : Çıpranın büyüğü
Irgat : Teknenin karaya çekilmesini sağlayan alet.
İskandil : Oltaya takılan ağırlık(kurşun)
Kakıç : Ucunda kancası bulunan, balığı tekneye alabilmek için kullanılan saplı alet.
Kalama vermek : Av sırasında misinada boşluk olması
Kalması beklenen rüzgar : Dinmesi beklenen rüzgar.
Kazıkbağı : Bir tür düğüm.
Kepçe : Uzun veya kısa gönderli demir çember ve buna takılı ağdan torbalı av aleti.
Kerteriz : Balığı tutarken genelde balığın bulunduğu belli bir yeri belirlemek için tespit edilen işaret noktası.
Koruk lüferi : İstanbul Boğazı'nda boğaza ilk giren küçük boydaki lüferlerdir.
Köstek : Olta takımının bedenine bağlı olan, ucunda iğnesi bulunan misina.
Kuzular : Küçük dalgaların üzerinde meydana gelen beyaz köpükler.
Lipari : Uskumru balığının yağlıyken verilen isimdir.
Lüfer suyu : Lüfer avının yapılacağı yer ve zaman
Mavriko : Karadeniz'den Marmara'ya en son göç eden uskumrular
Mavruka : İki yanı delik, bir tarafına telle iğne bağlanmış, kurşundan yapay balık biçiminde av aleti
Mazgallamak : Kurşundan dökülmüş zoka, seğirtme, yüksük ve yünlü gibi av aletlerinin çubuk biçiminde bir camla satıhlarının düzeltilmesi.
Meramet : Ağ tamiri yapmak
Oltanın apikoda kalması : Oltanın dik olarak suda durmasıdır.
Sabah suyu : Balığın av verdiği sabahların ilk saatleri
Seğirtme : Ucunda tek veya üçlü iğne bulunan, balık biçiminde kurşundan dökülmüş parlak yapay yemdir.
Serpme : El ile atılan balık ağıdır.
Sırtı çekmek : Hareket halindeki motorlu tekneden denize, ucunda yapay yem olan takımı bırakıp oltanın suda yüzmesini sağlamak.
Tasma atmak : İğnenin balığın ağzına girmesi için misinayı kısa ve sert bir şekilde çekmek.
Yanlamak : Kıyılamak
Yarbaşı : Sığ sulardan derin sulara inen denizin dibi.
Yatak yapmak : Yemini bulan balık sürülerinin bir süre aynı yerde kalması.
Yemliye oturmak : Yemli olta ile balık yakalamak.
Yukarı akıntı : Kuzeye doğru akan akıntı biçimi.
Zoka : Balık tutmak için kullanılan küçük balık şeklinde ucu iğneli kurşun parçası.