Kambur felegin dogrulacagini haber etti kahin
dün gece
ellerim ates topluyordu vasat hasat tarlasinda
yutkunuyordu ay korkusundan
zamane kardeslerim
herkesin gözü gökte yildiz kirpiyordu unutarak çocuklugunu
bir ben tuttum aklimda düstügüm topragin tüm renklerini canlarini...
Gökyüzü astar altindan yagmur yürüttü bu yerde
bu üstünde sekerek durabildigimiz yolda
gök ellerini masumca gömdü yüzüne
oturduk
disimi yere düsmeden yeniyetme cadilar kapti
tek basina ne kadar dogru söyleyebilir ki dedim insan
yemin ederim ki rüzgarlarin ateslere sigindigini gördük
adi cennet sanilan gizli bahçelerde
bir düstük bir daha kalkamadik bakin bir
herkesin sözü kendi aynasini yüceltiyordu unutarak suçlulugunu
bir ben yüzlerine vurmustum küçük yasta
meczuplarin gerçeklerini...
Ayni ipten ördük bakislarimizi
ayni zehri saldik bilmeden bir kusaktan diger kusaga
benim adimi söyleyecek cesaretim olsaydi
yüzümü topraktan saymazdim dedim
zamane kardeslerim
yolda bir gürültü çikinca fisildayabildik askimizi
biz böyle yasananlarin hepsi birden hepsi
bir kere ölmek yetseydi yasamazdik bosuna bu yolda...
Yarim hiçkiriklar kuyu kazarken bogazimda
önümüzde üç bes ölümlük hayat mezad
ardimizda firdevsli çocuk ihtiyarlar aglasti
sokak köselerinde zamani geçmis kervanlar topladik yalinel
pismanligi vaade satti sinsice gülüp kaçti soytarilar
asiklar sarhoslardan üç yanilgi kat daha mutluydu
seraplarda yasayip yittiler tek baslarina öyle yazikli
yalniz olabilirdim rüyalarimi saklamasaydim
dünyanin tüm masum geçinenlerine küfrüm olsun
dünyanin bir yalanlik mutluluk vergisiyle düsecek gökler
ardinda dans eden cehennem oyunu oynanacak
herkesin gözü gökte toprak dilenecek insan insan
bir ben tutacagim tek yüzümle düstügüm gögün ellerini
yarin gece
kambur felegin ninnisini agitlayacak kahin
bir ben tutacagim tek yüzümle düstügüm gögün ellerini
bir ben... .Zenud Elas .
dün gece
ellerim ates topluyordu vasat hasat tarlasinda
yutkunuyordu ay korkusundan
zamane kardeslerim
herkesin gözü gökte yildiz kirpiyordu unutarak çocuklugunu
bir ben tuttum aklimda düstügüm topragin tüm renklerini canlarini...
Gökyüzü astar altindan yagmur yürüttü bu yerde
bu üstünde sekerek durabildigimiz yolda
gök ellerini masumca gömdü yüzüne
oturduk
disimi yere düsmeden yeniyetme cadilar kapti
tek basina ne kadar dogru söyleyebilir ki dedim insan
yemin ederim ki rüzgarlarin ateslere sigindigini gördük
adi cennet sanilan gizli bahçelerde
bir düstük bir daha kalkamadik bakin bir
herkesin sözü kendi aynasini yüceltiyordu unutarak suçlulugunu
bir ben yüzlerine vurmustum küçük yasta
meczuplarin gerçeklerini...
Ayni ipten ördük bakislarimizi
ayni zehri saldik bilmeden bir kusaktan diger kusaga
benim adimi söyleyecek cesaretim olsaydi
yüzümü topraktan saymazdim dedim
zamane kardeslerim
yolda bir gürültü çikinca fisildayabildik askimizi
biz böyle yasananlarin hepsi birden hepsi
bir kere ölmek yetseydi yasamazdik bosuna bu yolda...
Yarim hiçkiriklar kuyu kazarken bogazimda
önümüzde üç bes ölümlük hayat mezad
ardimizda firdevsli çocuk ihtiyarlar aglasti
sokak köselerinde zamani geçmis kervanlar topladik yalinel
pismanligi vaade satti sinsice gülüp kaçti soytarilar
asiklar sarhoslardan üç yanilgi kat daha mutluydu
seraplarda yasayip yittiler tek baslarina öyle yazikli
yalniz olabilirdim rüyalarimi saklamasaydim
dünyanin tüm masum geçinenlerine küfrüm olsun
dünyanin bir yalanlik mutluluk vergisiyle düsecek gökler
ardinda dans eden cehennem oyunu oynanacak
herkesin gözü gökte toprak dilenecek insan insan
bir ben tutacagim tek yüzümle düstügüm gögün ellerini
yarin gece
kambur felegin ninnisini agitlayacak kahin
bir ben tutacagim tek yüzümle düstügüm gögün ellerini
bir ben... .Zenud Elas .