Aslan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Beşiktaş'ta keyifler yerinde değil tespitini yaptık. Doğru... Niye?
5'te 5 yapmışsın, 6'da 6 yapabilir, 6 maçta 18 puan alabilirsin toplam. Beşiktaş 16 puan almış. Yani, 6 maçta 16 puanı dünyanın herhangi bir takımına versen, altına imza atar. 6 maçta 16 puan inanılmaz bir istatistik. Şampiyonluk ortalamasının üzerinde bir istatistik.
Altıncı maçta kaybetmiyorsun da... 2 puan bırakıyorsun. Maçı kaybetmiyorsun yani. 1 puan alıyorsun. Deplasman üstelik. Ama ne oluyor? İyi hava büsbütün dağılıyor. Hava her zaman iyi olsun diye var olan bütün maçları kazanacak mısın?
Mesela, kalan 20 maçın hepsini mi kazanacaksın? 20'de 20 mi yapman gerekiyor? Evet. Niye? Çünkü lig serüveni, ligin gidişatı onu gerektiriyor.
Bir teknik adam düşün. Bütün maçları kazanmak zorunda. Hiçbir toleransı yok. Hiçbir kredisi yok. Puan kaybına hiçbir tahammülü yok.
Nasıl yol yürüyeceksin ki böyle? Ya da takım... Teknik adam veya takım olarak fark etmez yani.
Olmazsa olmaz maçlara çıkıyorsun. Haftalardır ne diyoruz? Beşiktaş final maçına çıkıyor. Bu hafta da final, bu da final, bu da final, bu da final... Nereye kadar final kazanacaksın? Böyle bir ruh hali yok ki. Böyle bir psikoloji yok. Takımların puan kaybetme lüksü var. Galatasaray'ın sürdürmekte olduğu gibi seriler çok nadirdir. Bu tarz serileri tarihten örneklerle nitelendiriyoruz. Neden? Çünkü çok az sayıda gerçekleşmiş seriler bunlar.
Amir Hadziahmetovic transferi için konuşmak gerekirse; Beşiktaş yönetimine zahmet oldu! Lig bitti. Havlu attı mı diye konuşuluyor. Niye? Dünya Kupası arası girdi araya. 45 gün.... Transfer süreci 12 Ocak'ta açıldı. 20 gün oldu. Zahmet oldu ya...
Golcün gitti pata küte. Yerine öbür golcüyü koyamadan Türkiye Kupası'ndan elendin. Golcün olsa o penaltıyı belki Masuaku atmayacak. Golcün atacaktı. E, gitti... O da gitti.
Bu adam (Şenol Güneş) haftalardır orta sahada devşirme adam oynatıyor. 6 numara yok diye Salih'i, onu çeviriyor, bunu çeviriyor, onu koyuyor. Tayfur Bingöl falan filan. Saiss...
Zahmet oldu! Neyi bekliyordu Beşiktaş yönetimi? 2 aydır alternatif oyuncunuz yok muydu?
Allah aşkına, bakın Galatasaray'a, Fenerbahçe'ye. Pat pat pat; oyuncu alıyor satıyor. Alıyor, yerine koyuyor, satıyor.
Ne yapayım? Yani ben de yönetirim ki böyle. Hiçbir şey yapmayınca ben de yönetirim. Otururum. Yönetirim yani, oturarak. Dolayısıyla, Beşiktaş yönetimi bu süreci çok kötü yönetti.
Aslında geçen seneden beri futbol serüvenini çok kötü yönetiyor da bu, tuzu biberi oldu.
Bu takım bu oyuncularla akmaz. Belli.... Akmaz yani. Ha; kurduk takımı akmıyor. Ne yapacağız? Sezon sonunu bekleyeceğiz. Böyle bir şey yok. Buralar, bu camialar onu kaldırmaz. Tak, tak, tak, tak, tak hemen hamlelerini yapacaksın.
Hocalar büyük takımlarda nasıl akan oyunda hamlelerini yapıyorlarsa, yönetimler de dolayısıyla hoca talepleri doğrultusunda hemen o hamleleri yapmak zorunda.
NEREYE KADAR FİNAL KAZANACAKSIN?
Beşiktaş'ta keyifler yerinde değil tespitini yaptık. Doğru... Niye?
5'te 5 yapmışsın, 6'da 6 yapabilir, 6 maçta 18 puan alabilirsin toplam. Beşiktaş 16 puan almış. Yani, 6 maçta 16 puanı dünyanın herhangi bir takımına versen, altına imza atar. 6 maçta 16 puan inanılmaz bir istatistik. Şampiyonluk ortalamasının üzerinde bir istatistik.
Altıncı maçta kaybetmiyorsun da... 2 puan bırakıyorsun. Maçı kaybetmiyorsun yani. 1 puan alıyorsun. Deplasman üstelik. Ama ne oluyor? İyi hava büsbütün dağılıyor. Hava her zaman iyi olsun diye var olan bütün maçları kazanacak mısın?
Mesela, kalan 20 maçın hepsini mi kazanacaksın? 20'de 20 mi yapman gerekiyor? Evet. Niye? Çünkü lig serüveni, ligin gidişatı onu gerektiriyor.
Bir teknik adam düşün. Bütün maçları kazanmak zorunda. Hiçbir toleransı yok. Hiçbir kredisi yok. Puan kaybına hiçbir tahammülü yok.
Nasıl yol yürüyeceksin ki böyle? Ya da takım... Teknik adam veya takım olarak fark etmez yani.
Olmazsa olmaz maçlara çıkıyorsun. Haftalardır ne diyoruz? Beşiktaş final maçına çıkıyor. Bu hafta da final, bu da final, bu da final, bu da final... Nereye kadar final kazanacaksın? Böyle bir ruh hali yok ki. Böyle bir psikoloji yok. Takımların puan kaybetme lüksü var. Galatasaray'ın sürdürmekte olduğu gibi seriler çok nadirdir. Bu tarz serileri tarihten örneklerle nitelendiriyoruz. Neden? Çünkü çok az sayıda gerçekleşmiş seriler bunlar.
HİÇBİR ŞEY YAPMADAN BEŞİKTAŞ'I BEN DE YÖNETİRİM Kİ!
Amir Hadziahmetovic transferi için konuşmak gerekirse; Beşiktaş yönetimine zahmet oldu! Lig bitti. Havlu attı mı diye konuşuluyor. Niye? Dünya Kupası arası girdi araya. 45 gün.... Transfer süreci 12 Ocak'ta açıldı. 20 gün oldu. Zahmet oldu ya...
Golcün gitti pata küte. Yerine öbür golcüyü koyamadan Türkiye Kupası'ndan elendin. Golcün olsa o penaltıyı belki Masuaku atmayacak. Golcün atacaktı. E, gitti... O da gitti.
Bu adam (Şenol Güneş) haftalardır orta sahada devşirme adam oynatıyor. 6 numara yok diye Salih'i, onu çeviriyor, bunu çeviriyor, onu koyuyor. Tayfur Bingöl falan filan. Saiss...
Zahmet oldu! Neyi bekliyordu Beşiktaş yönetimi? 2 aydır alternatif oyuncunuz yok muydu?
Allah aşkına, bakın Galatasaray'a, Fenerbahçe'ye. Pat pat pat; oyuncu alıyor satıyor. Alıyor, yerine koyuyor, satıyor.
Ne yapayım? Yani ben de yönetirim ki böyle. Hiçbir şey yapmayınca ben de yönetirim. Otururum. Yönetirim yani, oturarak. Dolayısıyla, Beşiktaş yönetimi bu süreci çok kötü yönetti.
BÜYÜK CAMİALAR BUNU KALDIRMAZ
Aslında geçen seneden beri futbol serüvenini çok kötü yönetiyor da bu, tuzu biberi oldu.
Bu takım bu oyuncularla akmaz. Belli.... Akmaz yani. Ha; kurduk takımı akmıyor. Ne yapacağız? Sezon sonunu bekleyeceğiz. Böyle bir şey yok. Buralar, bu camialar onu kaldırmaz. Tak, tak, tak, tak, tak hemen hamlelerini yapacaksın.
Hocalar büyük takımlarda nasıl akan oyunda hamlelerini yapıyorlarsa, yönetimler de dolayısıyla hoca talepleri doğrultusunda hemen o hamleleri yapmak zorunda.