Yeni bir yıla girerken varsa yeni yıl hediyesi alma âdetiniz; bu yıl sizi “Ne almalıyım?” telaşından kurtarmak istiyorum, TERMOS teklifimle.
Ben de çok seviyorum hediye almayı, hediye vermeyi. Hatta bazen aldığım hediyeyi o kadar çok beğeniyorum ki aynısından kendime de alıyorum. DU…. İklim Krizi meselesi ile uğraşmaya başladıktan sonra değiştirmeye çalıştığım ve büyük oranda başardığım bir alışkanlığımdı bu. Değiştirdiğim bir davranış şekli de, bir toplantıya konuşmacı olarak katıldıysam, çiçek yada plaket kabul etmiyorum artık. Beni davet edenlerin varsa bütçeleri TEMA’ya adıma bir fidan bağışlanmasını rica ediyorum. Şu ana kadar 48 fidanım oldu.
Gelelim 2023 yılına girerken alınması planlanan hediyelere. Almanız gerekiyorsa ve hala almadıysanız yeni yıl hediyelerinizi, bir önerim olacak sizlere. Termos alın sevdiklerinize. Hem iklim krizine katkıda bulunan hediyelere para harcamamış olursunuz hem de #kahvemtermosta sürdürülebilirlik hareketine destek.
Şahane bir kadınla tanıştım geçtiğimiz günlerde Hale Acun Aydın. Hale Hanım minimalist yaşam tarzını benimsemiş ve yaklaşık 10 yıldır hayatını sadeleştirmiş. Hem de eşi ve çocuğu ile birlikte. Kendisini “kahvemtermosta” hareketi ile tanıdım ve “İklimden Bi Haber” podcastim için hemen bir kayıt yaptım. “Kahvemtermosta” beni çok heyecanlandıran bir proje ve sizlere de aktarmak istiyorum.
Benim de aklımda olan ama harekete geçemediğim için hala değiştiremediğim davranış biçimlerinden birinin yapılmış olduğunu görmek, hem mutlu edici hem de biraz kıskandırıcı bir duygu yarattı bende açıkçası. Ama önce “Minimal yaşamak nasıl bir şey?” onu öğrenmek istedim. Meraklı meraklı sorularımı sordum. Kendisi de çok samimi bir şekilde anlattı.
“Annemle oturuyorduk bir gün” dedi,
“Bundan yaklaşık 10-15 yıl önce, o zaman kahve olarak genelde Türk kahvesi içilirdi. Böyle çeşit çeşit kahve çekirdeklerinin ve kahve yapma biçimlerinin henüz her mahalleye yayılmadığı zamanlarda, hadi bir neskafe içelim dedik. Baktım ki iki kişinin yaşadığı evde tam 3 takım neskafe fincanı var.”
İşte o gün aklına koymuş Hale Hanım minimal yaşamaya ve başarmış da.
“Bana zaman, mekan kazandırıyor” diyor, “üstelik bütçeme de dost bir yaşam tarzı”.
Yaşam alanımızı sadeleştirmekten, duygu ve düşüncelerimizi sadeleştirmeye, sosyal medya hesaplarımızdan sosyal ilişkilerimize kadar yaşamın neredeyse pek çok alanını sadeleştirebilmek mümkün mü, hemen başlayabilir mi insan? Bir sürü bir sürü eşyasından, anılarından vazgeçebilir mi?
“Karar vermek evet önemli ama bir süreç var elbette” yi anladım. Ve bu süreçte hayatı paylaştığın kişilerin de önemli bir etkisi olduğunu düşünüyorum.
Bu yaşam tarzına paralel olarak Hale Hanım’ın başlattığı sürdürülebilir hareket #kahvemtermosta ise kahve, çay bağımlısı olanlar için kesinlikle uygulanması gereken bir davranış biçimi. Hareketi instegram sitesinden takip edebilirsiniz ben yine de burada kısaca anlatmak istiyorum.
Hale Hanım bu yaşam şekline de kendini rahatsız eden karton kahve bardakları sebebi ile başlamış. Aslında bir çoğumuzu rahatsız eden bir konu plastik, kağıt bardaklar ama hep bir “boşver” edasında yine alıyoruz o bardakları elimize. İşte Hale Hanım almamış o bardağı eline, onun yerine termosunu alıp kahve satan dükkâna gitmiş.
“Yeni doğum yapmıştım” diyor Hale Hanım, “bebeği gezdirmek için dışarı çıkınca kendime de biraz vakit ayırmak için molayı kahve dükkânında veriyordum. Benim gibi birçok anne de orda, kahvelerini içiyorlardı, hem de karton bardakta.”
Hale Hanım ertesi gün termosunu alıp gitmiş kahve dükkânına. Hem kahvesini plastik karton bardaklara göre daha sağlıklı bir kapta içmiş hem de kahvesini indirimli fiyata almış. Sonra iş edinmiş bunu; “başka hangi kahve dükkânında bunu yapabilirim?” diye araştırmış ama maalesef hayal kırıklığı yaşamış. Bunun üzerine dükkân dükkân dolaşarak gece gündüz mail atarak bu hareketi başlatmış. 200’ e kadar ulaşmış termosunu götürene indirim yapan dükkânlar. Araya pandemili günler girince hayatımıza, biraz sekteye uğramış hareket ama şimdiler de yine büyük bir ivme ile devam ediyor. Bize de kendisine destek vermek düşüyor.
Kendi adıma eğer bir yerde kahve çay içeceksem kağıt ve plastik bardağı ret ediyorum. Herhangi bir toplantıya giderken fincanımı yanımda götürüyorum ki, sık sık karşılaştığım “pandemi dolayısı ile fincanları kaldırdık efendim” bahanesi ile kağıt bardak dayatılmasından hiç memnun değilim.
Sağlıklı olmadıkları için, geri dönüşümü olmayan plastik ve kağıt atığına katkı sağlamamak için, kullanmak istemiyorum.
Daha önceki yazılarımda da yazmıştım plastikler yok olmuyorlar, doğaya mikroplastik olarak dağılıyorlar. Anne sütünde, akciğerde, plasentada görülen mikroplastiklere son olarak da Türkiye pazarındaki 7 üreticiye ait 33 farklı ton balığı markasında rastlandı.
Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, işlenmiş deniz ürünlerindeki mikroplastiklerin varlığı ile ilgili yaptığı araştırmada, marketlerdeki ton balık konservelerinde en az bir mikroplastik partikülü tespit ettiğini açıkladı. (İklimhaber.org)
Ton balıklarının içerisinde tespit edilen mikroplastiklerin denizden kaynaklandığı sonucu ile birlikte, plastik kirliliğinin çoğunlukla paketlemeden kaynaklandığının tespit edilmesi ambalaj malzemelerinin üzerinde düşünülmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Buradaki temel problem, plastiğin yoğun bir şekilde üretilmesi ve kullanılması elbette. 2022 yılı içinde Hindistan ve Kanada dahil bir çok Avrupa ülkesinde tek kullanımlık plastikler yasaklandı. Ülkemiz için de bir an önce bu yasağın getirilmesini temenni ediyoruz, ancak o güne kadar kendi başımızın çaresine bakmak zorundayız.
İşte o sebep ile bu yılki hediyelerimiz termos olsun. Hatta hediye ambalajı bile yapılmayan termoslar olsun. Ben termos hediyemi üyesi olduğum Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nden aldım bile. Gerçekten hediye paketi de yapılmamıştı. Bir kez daha teşekkür ediyorum kendilerine.
Eh termosumuzda olduğuna göre bize de Termosla gidildiğinde, içecek indirimi yapan kahve dükkanlarını tercih etmek kalıyor. Edelim ki sayıları artsın. Kahve aldığımız dükkânlara soralım. Teşvik edelim. Bu da bizim önümüzdeki yıl iklim için, dünya için, kendimiz ve çocuklarımız için atacağımız küçük bir adım olsun. Unutmayalım dünyadaki en önemli olaylar bir kişinin başlattığı hareketle olmuştur. Hadi şimdi bir söz verelim kendimize; evet kendi kendimize verelim. Belki hepsini yapamayabiliriz, hatta bir seferinde yapıp bir sonrakinde unutabiliriz. Ama denemenin hiçbir zararı olmaz. Bilakis kullanılmayan tek bir plastik bardağın bile önemi çok büyük.
O zaman bu “SÖZ” de bizlerden tüm dünya çocuklarına 2023 yılı için yeni yıl hediyesi olsun.
2023 YILI HEPİMİZE MUTLULUK GETİRSİN
Not: Yukarıdaki konuyu “İklimden Bi Haber” podcast adıyla “Kahvem Termosta” başlığı altında bulabilirsiniz
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Ben de çok seviyorum hediye almayı, hediye vermeyi. Hatta bazen aldığım hediyeyi o kadar çok beğeniyorum ki aynısından kendime de alıyorum. DU…. İklim Krizi meselesi ile uğraşmaya başladıktan sonra değiştirmeye çalıştığım ve büyük oranda başardığım bir alışkanlığımdı bu. Değiştirdiğim bir davranış şekli de, bir toplantıya konuşmacı olarak katıldıysam, çiçek yada plaket kabul etmiyorum artık. Beni davet edenlerin varsa bütçeleri TEMA’ya adıma bir fidan bağışlanmasını rica ediyorum. Şu ana kadar 48 fidanım oldu.
Gelelim 2023 yılına girerken alınması planlanan hediyelere. Almanız gerekiyorsa ve hala almadıysanız yeni yıl hediyelerinizi, bir önerim olacak sizlere. Termos alın sevdiklerinize. Hem iklim krizine katkıda bulunan hediyelere para harcamamış olursunuz hem de #kahvemtermosta sürdürülebilirlik hareketine destek.
Şahane bir kadınla tanıştım geçtiğimiz günlerde Hale Acun Aydın. Hale Hanım minimalist yaşam tarzını benimsemiş ve yaklaşık 10 yıldır hayatını sadeleştirmiş. Hem de eşi ve çocuğu ile birlikte. Kendisini “kahvemtermosta” hareketi ile tanıdım ve “İklimden Bi Haber” podcastim için hemen bir kayıt yaptım. “Kahvemtermosta” beni çok heyecanlandıran bir proje ve sizlere de aktarmak istiyorum.
Benim de aklımda olan ama harekete geçemediğim için hala değiştiremediğim davranış biçimlerinden birinin yapılmış olduğunu görmek, hem mutlu edici hem de biraz kıskandırıcı bir duygu yarattı bende açıkçası. Ama önce “Minimal yaşamak nasıl bir şey?” onu öğrenmek istedim. Meraklı meraklı sorularımı sordum. Kendisi de çok samimi bir şekilde anlattı.
“Annemle oturuyorduk bir gün” dedi,
“Bundan yaklaşık 10-15 yıl önce, o zaman kahve olarak genelde Türk kahvesi içilirdi. Böyle çeşit çeşit kahve çekirdeklerinin ve kahve yapma biçimlerinin henüz her mahalleye yayılmadığı zamanlarda, hadi bir neskafe içelim dedik. Baktım ki iki kişinin yaşadığı evde tam 3 takım neskafe fincanı var.”
İşte o gün aklına koymuş Hale Hanım minimal yaşamaya ve başarmış da.
“Bana zaman, mekan kazandırıyor” diyor, “üstelik bütçeme de dost bir yaşam tarzı”.
Yaşam alanımızı sadeleştirmekten, duygu ve düşüncelerimizi sadeleştirmeye, sosyal medya hesaplarımızdan sosyal ilişkilerimize kadar yaşamın neredeyse pek çok alanını sadeleştirebilmek mümkün mü, hemen başlayabilir mi insan? Bir sürü bir sürü eşyasından, anılarından vazgeçebilir mi?
“Karar vermek evet önemli ama bir süreç var elbette” yi anladım. Ve bu süreçte hayatı paylaştığın kişilerin de önemli bir etkisi olduğunu düşünüyorum.
Bu yaşam tarzına paralel olarak Hale Hanım’ın başlattığı sürdürülebilir hareket #kahvemtermosta ise kahve, çay bağımlısı olanlar için kesinlikle uygulanması gereken bir davranış biçimi. Hareketi instegram sitesinden takip edebilirsiniz ben yine de burada kısaca anlatmak istiyorum.
Hale Hanım bu yaşam şekline de kendini rahatsız eden karton kahve bardakları sebebi ile başlamış. Aslında bir çoğumuzu rahatsız eden bir konu plastik, kağıt bardaklar ama hep bir “boşver” edasında yine alıyoruz o bardakları elimize. İşte Hale Hanım almamış o bardağı eline, onun yerine termosunu alıp kahve satan dükkâna gitmiş.
“Yeni doğum yapmıştım” diyor Hale Hanım, “bebeği gezdirmek için dışarı çıkınca kendime de biraz vakit ayırmak için molayı kahve dükkânında veriyordum. Benim gibi birçok anne de orda, kahvelerini içiyorlardı, hem de karton bardakta.”
Hale Hanım ertesi gün termosunu alıp gitmiş kahve dükkânına. Hem kahvesini plastik karton bardaklara göre daha sağlıklı bir kapta içmiş hem de kahvesini indirimli fiyata almış. Sonra iş edinmiş bunu; “başka hangi kahve dükkânında bunu yapabilirim?” diye araştırmış ama maalesef hayal kırıklığı yaşamış. Bunun üzerine dükkân dükkân dolaşarak gece gündüz mail atarak bu hareketi başlatmış. 200’ e kadar ulaşmış termosunu götürene indirim yapan dükkânlar. Araya pandemili günler girince hayatımıza, biraz sekteye uğramış hareket ama şimdiler de yine büyük bir ivme ile devam ediyor. Bize de kendisine destek vermek düşüyor.
Kendi adıma eğer bir yerde kahve çay içeceksem kağıt ve plastik bardağı ret ediyorum. Herhangi bir toplantıya giderken fincanımı yanımda götürüyorum ki, sık sık karşılaştığım “pandemi dolayısı ile fincanları kaldırdık efendim” bahanesi ile kağıt bardak dayatılmasından hiç memnun değilim.
Sağlıklı olmadıkları için, geri dönüşümü olmayan plastik ve kağıt atığına katkı sağlamamak için, kullanmak istemiyorum.
Daha önceki yazılarımda da yazmıştım plastikler yok olmuyorlar, doğaya mikroplastik olarak dağılıyorlar. Anne sütünde, akciğerde, plasentada görülen mikroplastiklere son olarak da Türkiye pazarındaki 7 üreticiye ait 33 farklı ton balığı markasında rastlandı.
Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, işlenmiş deniz ürünlerindeki mikroplastiklerin varlığı ile ilgili yaptığı araştırmada, marketlerdeki ton balık konservelerinde en az bir mikroplastik partikülü tespit ettiğini açıkladı. (İklimhaber.org)
Ton balıklarının içerisinde tespit edilen mikroplastiklerin denizden kaynaklandığı sonucu ile birlikte, plastik kirliliğinin çoğunlukla paketlemeden kaynaklandığının tespit edilmesi ambalaj malzemelerinin üzerinde düşünülmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Buradaki temel problem, plastiğin yoğun bir şekilde üretilmesi ve kullanılması elbette. 2022 yılı içinde Hindistan ve Kanada dahil bir çok Avrupa ülkesinde tek kullanımlık plastikler yasaklandı. Ülkemiz için de bir an önce bu yasağın getirilmesini temenni ediyoruz, ancak o güne kadar kendi başımızın çaresine bakmak zorundayız.
İşte o sebep ile bu yılki hediyelerimiz termos olsun. Hatta hediye ambalajı bile yapılmayan termoslar olsun. Ben termos hediyemi üyesi olduğum Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nden aldım bile. Gerçekten hediye paketi de yapılmamıştı. Bir kez daha teşekkür ediyorum kendilerine.
Eh termosumuzda olduğuna göre bize de Termosla gidildiğinde, içecek indirimi yapan kahve dükkanlarını tercih etmek kalıyor. Edelim ki sayıları artsın. Kahve aldığımız dükkânlara soralım. Teşvik edelim. Bu da bizim önümüzdeki yıl iklim için, dünya için, kendimiz ve çocuklarımız için atacağımız küçük bir adım olsun. Unutmayalım dünyadaki en önemli olaylar bir kişinin başlattığı hareketle olmuştur. Hadi şimdi bir söz verelim kendimize; evet kendi kendimize verelim. Belki hepsini yapamayabiliriz, hatta bir seferinde yapıp bir sonrakinde unutabiliriz. Ama denemenin hiçbir zararı olmaz. Bilakis kullanılmayan tek bir plastik bardağın bile önemi çok büyük.
O zaman bu “SÖZ” de bizlerden tüm dünya çocuklarına 2023 yılı için yeni yıl hediyesi olsun.
- Sorumlu bir şekilde seyahat edeceğime,
- Asla plastik poşet, çatal, bıçak, kaşık, bardak kullanmayacağıma,
- Konakladığım otellerde her gün çarşaf ve havlu değiştirmeyeceğime,
- Sürdürülebilir uygulamalara sahip otel ve konaklama yerleri seçeceğime,
- Hayvanlara zalimlik içeren turistik gösterilere asla katılmayacağıma,
- Küçük organizasyonlar ile tatile çıkacağıma
- Yerel bir pazara gidip yerel bir çiftçiden alışveriş yapacağıma söz veriyorum.
2023 YILI HEPİMİZE MUTLULUK GETİRSİN
Not: Yukarıdaki konuyu “İklimden Bi Haber” podcast adıyla “Kahvem Termosta” başlığı altında bulabilirsiniz
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.