Emre ESMER
Moderatör
Yıkılan ya da ağır hasarlı olduğu için yıkılması beklenen evlerin akıbetini hala bilmiyoruz, depremden etkilenen yerleşim yerlerinde. Benim de Antakya’daki evim bu bilinmeyen evlerin arasında. Üstelik Antakya’nın “riskli alan” olarak ilan edilen bölgesinde olan evimiz için yıkım kararı alınırsa, söylenen o ki o bölgedeki evler artık orada yapılamayacak. Peki nereye taşınacak yüzlerce insanın evi? Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararı ile imara açılan ormanlar ve meralar, sanırım yeni evlerimizin yerleri olacak. “Eviniz ya da ormanlarınız”. Hükümetimizin bulduğu çözüm şimdilik bu gözüküyor. Hatta ilk adımı da bu hafta içinde attılar. Hatay'ın Antakya ilçesi Gülderen Mahallesi'nde bulunan 61 parseldeki taşınmazlar, yeni şehir hastanesi yapımı amacıyla alelacele kamulaştırıldı. Depremden kurtulan halk, şimdi de sağlam kalan evini kurtarma derdinde.
İki ayı geçti, Türkiye ve Suriye’yi sarsan 7,8 büyüklüğündeki depremin ardından kendimize ait diyebileceğimiz evlerimiz, hatta yaşayacak şehrimiz bile kalmadı. Reuters tarafından açıklanan bir raporda Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu yalnızca Türkiye’deki evlerin, işyerlerinin ve altyapının onarım maliyetinin 70,8 milyar dolar olduğunu belirledi.
Ülkemizin dünyanın depreme en yatkın bölgelerinden birinde olduğunu biliyoruz. Karar alıcıların zaten bilmesi gereken bir konuyu son yaşanan Kahramanmaraş merkezli deprem ve de İstanbul’da beklenen olası deprem senaryoları ile artık vatandaşlar da iyice öğrendi. Maalesef ki eski inşaat yöntemleri ülkenin dört bir yanını sarmış durumda. Antakya’nın yerle bir olmasındaki en önemli etken işte inşaatlardaki eski kafalılık.
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.
İki ayı geçti, Türkiye ve Suriye’yi sarsan 7,8 büyüklüğündeki depremin ardından kendimize ait diyebileceğimiz evlerimiz, hatta yaşayacak şehrimiz bile kalmadı. Reuters tarafından açıklanan bir raporda Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu yalnızca Türkiye’deki evlerin, işyerlerinin ve altyapının onarım maliyetinin 70,8 milyar dolar olduğunu belirledi.
Ülkemizin dünyanın depreme en yatkın bölgelerinden birinde olduğunu biliyoruz. Karar alıcıların zaten bilmesi gereken bir konuyu son yaşanan Kahramanmaraş merkezli deprem ve de İstanbul’da beklenen olası deprem senaryoları ile artık vatandaşlar da iyice öğrendi. Maalesef ki eski inşaat yöntemleri ülkenin dört bir yanını sarmış durumda. Antakya’nın yerle bir olmasındaki en önemli etken işte inşaatlardaki eski kafalılık.
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.