İlçenin esas adı olan Şatak veya Şatakh 1960 yılına dek kullanılmış, daha sonra Türkçe anlam yüklenerek Çatak adı verilmiştir. Eski bir Ermeni yerleşimi olan yörenin adı en erken 870 yılı civarında yazılmış olan Ermenice vekayinamelerde geçer. 7. yüzyıl ortalarından itibaren bir müddet Arap egemenliği altında kalmış, 10. ve 11. yüzyılda Van'da bulunan Vaspuragan Ermeni krallığı/beyliği döneminde gelişerek çok sayıda kilise ve kale ile donatılmıştır. Herhangi bir tarihte Bizans egemenliğine girmemiştir.
Çeşitli Türk ve Moğol istilalarından çok etkilenmeyen bölge, 1350 yılı dolayında güçlenen Hakkâri Beyliğinin kontrolüne girmiştir. 1548 yılındaki Osmanlı-İran savaşından sonra teorik olarak Osmanlı Devletinin hakimiyeti altına girmiş ise de Osmanlı merkezi idari sistemi 19. yüzyıl ortalarına dek kurulamamış, dolayısıyla Osmanlı egemenliği daha çok kâğıt üzerinde kalmıştır.
İlçe merkezinin eski adı Tağ veya Tağı Hakkari olup, 1865 yılında kaza (ilçe) teşkilatı kurulduğunda merkez olarak seçilmiştir.
Osmanlı Devleti bu dağlık bölgede egemenliğini kurarken bölgedeki çeşitli Kürt unsurlardan faydalanmıştır. Kürt ve Ermeni halk arasında gitgide artan gerginlik, 1895'te çok sayıda Ermeni'nin öldürülmesi ve Çatak'taki Ermeni köylerinden çoğunun boşalarak Kürt aşiretlerin eline geçmesiyle sonuçlanmıştır. İlçede giderek sayıları azalan Ermeniler 1915 olaylarında daha da eksilmiştir. 1915 olayları sırasında bazı Çataklılar şimdiki Karşıyaka ile Alaçam Mahallelerini ele geçirerek Ermenilerin İlçeyi terk etmeleri için zemin hazırlamışlardır. 1915-1916 ve tekrar 1916-1918 döneminde Çatak ilçesi Rus işgaline uğramıştır. İşgal sırasında Rus ordusuna bağlı bazı Ermeni milis kuvvetleri Çatak'ta terör yaratmış, Kürt halktan bazı kişileri öldürmüşlerdir. 1917 yılında Rusya'da çıkan ihtilal ile Çarlık idaresi devrilip yerine Bolşevik idaresi kurulunca, Rusya yurdumuzdaki askeri birliklerini çektiği sırada Ermenilerin bir kısmı İrana bir kısmı Rusyaya, bir kısmı da Iraka olmak üzere İlçeyi terk etmişlerdir. İlçenin sınırlarında tarihi eser olarak Ermeni yapımı olan üç kemer köprü vardır. Bu köprülerden birisi ilçenin içerisinde olup Sorkin Çayı üzerinde geçit vermekte ve hâlen kullanılmaktadır. Diğer iki köprü Hurkan ve Zırıl, Norduz Deresi üzerinde olup, dere üzerinde hâlen geçit veren yerlerdir. Tırşin'de büyük taşlar üzerine yapılmış kaya resimleri bulunmaktadır.
tr.wikipedia.org'dan alıntıdır.
Çeşitli Türk ve Moğol istilalarından çok etkilenmeyen bölge, 1350 yılı dolayında güçlenen Hakkâri Beyliğinin kontrolüne girmiştir. 1548 yılındaki Osmanlı-İran savaşından sonra teorik olarak Osmanlı Devletinin hakimiyeti altına girmiş ise de Osmanlı merkezi idari sistemi 19. yüzyıl ortalarına dek kurulamamış, dolayısıyla Osmanlı egemenliği daha çok kâğıt üzerinde kalmıştır.
İlçe merkezinin eski adı Tağ veya Tağı Hakkari olup, 1865 yılında kaza (ilçe) teşkilatı kurulduğunda merkez olarak seçilmiştir.
Osmanlı Devleti bu dağlık bölgede egemenliğini kurarken bölgedeki çeşitli Kürt unsurlardan faydalanmıştır. Kürt ve Ermeni halk arasında gitgide artan gerginlik, 1895'te çok sayıda Ermeni'nin öldürülmesi ve Çatak'taki Ermeni köylerinden çoğunun boşalarak Kürt aşiretlerin eline geçmesiyle sonuçlanmıştır. İlçede giderek sayıları azalan Ermeniler 1915 olaylarında daha da eksilmiştir. 1915 olayları sırasında bazı Çataklılar şimdiki Karşıyaka ile Alaçam Mahallelerini ele geçirerek Ermenilerin İlçeyi terk etmeleri için zemin hazırlamışlardır. 1915-1916 ve tekrar 1916-1918 döneminde Çatak ilçesi Rus işgaline uğramıştır. İşgal sırasında Rus ordusuna bağlı bazı Ermeni milis kuvvetleri Çatak'ta terör yaratmış, Kürt halktan bazı kişileri öldürmüşlerdir. 1917 yılında Rusya'da çıkan ihtilal ile Çarlık idaresi devrilip yerine Bolşevik idaresi kurulunca, Rusya yurdumuzdaki askeri birliklerini çektiği sırada Ermenilerin bir kısmı İrana bir kısmı Rusyaya, bir kısmı da Iraka olmak üzere İlçeyi terk etmişlerdir. İlçenin sınırlarında tarihi eser olarak Ermeni yapımı olan üç kemer köprü vardır. Bu köprülerden birisi ilçenin içerisinde olup Sorkin Çayı üzerinde geçit vermekte ve hâlen kullanılmaktadır. Diğer iki köprü Hurkan ve Zırıl, Norduz Deresi üzerinde olup, dere üzerinde hâlen geçit veren yerlerdir. Tırşin'de büyük taşlar üzerine yapılmış kaya resimleri bulunmaktadır.
tr.wikipedia.org'dan alıntıdır.