zeynepsahinturk
Forum Üyesi
- Katılım
- 25 Ara 2022
- Mesajlar
- 39
- Puanları
- 6
Üstün Zekalı Çocuklarda Elitizm Tehlikesi
28/05/2012
Bir çocuğun doğuştan üstün zekalı olması, Allahın bir lütfu… Bu yeteneği bulup geliştirmek ise, ailelere ve öğretmenlerine düşüyor.. Çünkü üstün zeka da, işlenmezse kısa sürede kaybolup gidebilir…
Einstein, Newton, Edison, Kendi geçmişimizden baktığımızda Fatih Sultan Mehmet, Atatürk, Bediüzzaman Said Nursi…
Üstün zekâ ve yetenekli dediğimizde akla gelen önemli isimler. Kimileri onlar gibi bilim, insanlık ve dünya tarihine isimlerini altın harflerle yazdırıp nesilden nesile ulaşan çalışmalara imza atmış, bunun yanın da binlerce üstün zekâlı da, fark edilemeden kaybolup gitmiştir.
Günümüzde de özellikle üstün zekâlı çocukların tespiti ve eğitimiyle alakalı birçok çalışma yapılmakta, bu çocuklar tespit edilip onlara en uygun eğitimler verilmeye çalışılmaktadır. Bu durum hem ebeveynler hem de çocuklar açısından heyecan ve gurur vesilesi olarak görülmektedir. Bu heyecan ve gurur zaman içerisinde ‘‘kibir ve enaniyet’’e dönüşmektedir. Ebeveynler benim çocuğum üstün zekâlı sıradan biri değil, deyip her yerde cakasını satmakta, çocuklar ise ben üstün zekâlıyım deyip hem kendini arkadaşlarından üstün görmeye başlamakta hemde yer yer sınıfta öğretmenlerine bile bunun havasını atmaktadır. şu anda üstün zekâlı çocuklar adına gördüğümüz en büyük tehlike budur. Daha olmadan çocukların piştim demesi gelecek adına bizi endişelendirmektedir. Hâlbuki atalarımızın çok güzel bir sözü vardır; “Boş başak dik durur, dolu başak eğilir’’ Bu düstur yaşamanın gerekliliğini hem çocuklarımız hem de ebeveynlerimizin bilmesi gerekmektedir. En başta da söylediğimiz gibi önemli olan üstün zekâlı olmak değil Allahın vermiş olduğu bu nimeti iyi değerlendirip çok çalışıp insanlık adına yeni, güzel ve sıra dışı çalışmalar ortaya koymaktır. Aslında üstün zekâlı olmak büyük sorumluluklar yükler insanın omzuna. Kişi bu sorumluluklarının farkında olmalı ve sorumluluklarının altında iki büklüm olup ızdırap duyup elinden geldiğince çalışmalı ve gayret etmelidir. Aksi takdirde belli bir zaman bu durumun keyfini çıkarır ama beyin öyle bir organdır ki onu iyi besleyip geliştirmezseniz zamanla körelir gider ve siz de sıradan bir insan olup gidersiniz.
Gelin iş işten geçmeden bu durumun havasını cakasını satmayı bırakıp var gücümüzle çalışıp vatanımız milletimiz için en iyi çalışmaları ortaya koyalım. Bayrağımızı her yerde en yüksekte dalgalandıralım. O zaman hak ettiğiniz alkışı da takdiri de siz istemeseniz de bulacaksınızdır. Aileler de çocuklarının kendilerini daha iyi geliştirmeleri için onlara iyi ortamlar hazırlamanın çabası içerisinde olmalı, bu çocuklar için iyi eğitim veren kurumlar araştırılmalı, her fedakârlığa katlanarak o kurumlara çocuklarını göndermeli ve her durumda çocuklarına destek olmalıdırlar. Vakti gelince çocukları gerçek başarıları ortaya koyunca gerçek hazzı ve heyecanı doyasıya yaşasınlar.
Adem şat
alıntı
28/05/2012
Bir çocuğun doğuştan üstün zekalı olması, Allahın bir lütfu… Bu yeteneği bulup geliştirmek ise, ailelere ve öğretmenlerine düşüyor.. Çünkü üstün zeka da, işlenmezse kısa sürede kaybolup gidebilir…
Einstein, Newton, Edison, Kendi geçmişimizden baktığımızda Fatih Sultan Mehmet, Atatürk, Bediüzzaman Said Nursi…
Üstün zekâ ve yetenekli dediğimizde akla gelen önemli isimler. Kimileri onlar gibi bilim, insanlık ve dünya tarihine isimlerini altın harflerle yazdırıp nesilden nesile ulaşan çalışmalara imza atmış, bunun yanın da binlerce üstün zekâlı da, fark edilemeden kaybolup gitmiştir.
Günümüzde de özellikle üstün zekâlı çocukların tespiti ve eğitimiyle alakalı birçok çalışma yapılmakta, bu çocuklar tespit edilip onlara en uygun eğitimler verilmeye çalışılmaktadır. Bu durum hem ebeveynler hem de çocuklar açısından heyecan ve gurur vesilesi olarak görülmektedir. Bu heyecan ve gurur zaman içerisinde ‘‘kibir ve enaniyet’’e dönüşmektedir. Ebeveynler benim çocuğum üstün zekâlı sıradan biri değil, deyip her yerde cakasını satmakta, çocuklar ise ben üstün zekâlıyım deyip hem kendini arkadaşlarından üstün görmeye başlamakta hemde yer yer sınıfta öğretmenlerine bile bunun havasını atmaktadır. şu anda üstün zekâlı çocuklar adına gördüğümüz en büyük tehlike budur. Daha olmadan çocukların piştim demesi gelecek adına bizi endişelendirmektedir. Hâlbuki atalarımızın çok güzel bir sözü vardır; “Boş başak dik durur, dolu başak eğilir’’ Bu düstur yaşamanın gerekliliğini hem çocuklarımız hem de ebeveynlerimizin bilmesi gerekmektedir. En başta da söylediğimiz gibi önemli olan üstün zekâlı olmak değil Allahın vermiş olduğu bu nimeti iyi değerlendirip çok çalışıp insanlık adına yeni, güzel ve sıra dışı çalışmalar ortaya koymaktır. Aslında üstün zekâlı olmak büyük sorumluluklar yükler insanın omzuna. Kişi bu sorumluluklarının farkında olmalı ve sorumluluklarının altında iki büklüm olup ızdırap duyup elinden geldiğince çalışmalı ve gayret etmelidir. Aksi takdirde belli bir zaman bu durumun keyfini çıkarır ama beyin öyle bir organdır ki onu iyi besleyip geliştirmezseniz zamanla körelir gider ve siz de sıradan bir insan olup gidersiniz.
Gelin iş işten geçmeden bu durumun havasını cakasını satmayı bırakıp var gücümüzle çalışıp vatanımız milletimiz için en iyi çalışmaları ortaya koyalım. Bayrağımızı her yerde en yüksekte dalgalandıralım. O zaman hak ettiğiniz alkışı da takdiri de siz istemeseniz de bulacaksınızdır. Aileler de çocuklarının kendilerini daha iyi geliştirmeleri için onlara iyi ortamlar hazırlamanın çabası içerisinde olmalı, bu çocuklar için iyi eğitim veren kurumlar araştırılmalı, her fedakârlığa katlanarak o kurumlara çocuklarını göndermeli ve her durumda çocuklarına destek olmalıdırlar. Vakti gelince çocukları gerçek başarıları ortaya koyunca gerçek hazzı ve heyecanı doyasıya yaşasınlar.
Adem şat
alıntı