Üstün Dökmen Armağan Çağlayan'ın YouTube kanalında "Rehber öğretmenlerin çoğunluğu başörtülü. Söylediğim o. Tepki gösterildi bunlar temelsiz trol tepkileridir. Trol kendini saklayan, korkak, cesur olmayan, kafası çalışmayan kişilerdir. Söylediğim aynen şu, bir eczacı başörtülü olabilir, mimar olabilir, Milli Eğitim izin verdiği için öğretmen olabilir, hakim ve savcı benim alanım değil karışmıyorum. Fakat başörtülü psikolog, başörtülü psikiyatrist, başörtülü PDR uzmanı olması meslek etiğine aykırıdır. Nötr olamazlar." dedi.
Dikkat ederseniz daha cümleyi kurmadan tepkilerden bahsediyor kendisi, çünkü aslında bu sözleri ilk defa kullanmıyor daha önce söyledi aynı şeyleri. Birazdan ne zaman söylediğine ve ne dediğine döneceğiz.
Ama bu son programda önceki sözlerine göre daha açıklayıcı konuştu. Mesela kendi ofisinde Atatürk Posteri bile bulunmadığını söyledi. Tespitini genelleştirdi herhangi bir psikoloğun dini ya da siyasi bir simge takmaması gerektiğini de söyledi.
Dökmen bu açıklayıcı tavrına rağmen nedense konuya hiç bir psikolog, psikiyatrist, rehber öğretmen hac takmamalı diye girmedi mesela. Türkiye'nin uzun yıllar en büyük meselesi haline gelmiş olan başörtüsünden girdi meseleye.
Sonra da yine yeniden bir çok tepki aldı.
Neticede kendisi bir psikolog ve toplumun tepkilerini çok iyi hesaplayabilecek birisi. İnandığı doğruları söylemenin de yüzlerce yolunu bulabilecek niteliklere sahip, ama nedense bunu toplumun büyük bir kesiminin en hassas olduğu başörtüsü örneği üzerinden yapmakta da kararlı. Tabi kendisinin sorunu direk başörtüsü ile ya da İslam'la olabilir, ama öyle demiyor, bu bilimsel bir tarafsızlık kriteri diyor. Ama inandırıcı olmuyor. Mesela ofisinde Atatürk resmi bile olmadığından bahsediyor ama onu araya sıkıştırıyor. Meseleyi haç üzerinden görmediği gibi buradan da görmüyor. Hadi haç gibi bir sembol bu ülke için son derece istisnai bir şey, o yüzden aklına bile gelmemiş olabilir ama Kemalist bir tavrı dışarıda tutamayıp değil mi?
Dahası mesela "Modern" giyimli bir psikolog acaba başörtülü bir danışanıyla empati kurabilir mi? Yani "Modern" giyim bir tarafsızlık göstergesi mıdır?
Dökmen'in aldığı tepkilere baktığınızda bunların söylediği gibi sadece trol tepkisi olmadığını da görüyorsunuz aslında. Mesela en büyük tepkiyi, Ak Partili olmayan müslümanlardan aldı Üstün Dökmen.
Elbette AK Partililer de bu cümlelere mal bulmuş mağribi seviyesinde atladılar ki bu da son derece normal, hakları yani. Böyle bir malzemeyi kimse pas geçmez kolay kolay.
Ak Partililerin özellikle konuyu önümüzdeki seçimlere getirmesi de son derece normal elbette. "Biz gidersek kazandığınız bir çok özgürlüğü kaybedeceksiniz, işte bu da kanıtı. Bu zihniyet sizin başörtüsü gibi yıllarca sorun olmuş en temel hakkınızı da elinizden alacak" şeklinde bir propaganda için harika bir zemin oluşturdu Dökmen.
Peki Üstün Dökmen'in Armağan Çağlayan'ın programında yaptığı açıklamalar daha önce aynı minvalde yaptığı hangi açıklamalarla ilgiliydi. İşte asıl mesele orada..
Tarihler 6 Mart 2019'u gösteriyordu.Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen bir program çerçevesinde eğitimcilere seminer vermek üzere konuşma yapan Prof. Dr Üstün Dökmen “Başörtülüler Psikolijik danışman, rehber öğretmen olamaz” dedi. Sakarya Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş, program sonunda Üstün Dökmen’e plaket takdim etti . Haberde adı geçen İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş'un başörtülü olması da o dönem özellikle AK Parti Medyası tarafından konu edilmişti.
Tarihe dikkatinizi çekerim. 6 Mart 2019 yani 2019 yerel seçimlerinden sadece 25 gün önce.
Bu sefer zamanlama o kadar iyi olmamış gibi.
Dikkat ederseniz daha cümleyi kurmadan tepkilerden bahsediyor kendisi, çünkü aslında bu sözleri ilk defa kullanmıyor daha önce söyledi aynı şeyleri. Birazdan ne zaman söylediğine ve ne dediğine döneceğiz.
Ama bu son programda önceki sözlerine göre daha açıklayıcı konuştu. Mesela kendi ofisinde Atatürk Posteri bile bulunmadığını söyledi. Tespitini genelleştirdi herhangi bir psikoloğun dini ya da siyasi bir simge takmaması gerektiğini de söyledi.
Dökmen bu açıklayıcı tavrına rağmen nedense konuya hiç bir psikolog, psikiyatrist, rehber öğretmen hac takmamalı diye girmedi mesela. Türkiye'nin uzun yıllar en büyük meselesi haline gelmiş olan başörtüsünden girdi meseleye.
Sonra da yine yeniden bir çok tepki aldı.
Neticede kendisi bir psikolog ve toplumun tepkilerini çok iyi hesaplayabilecek birisi. İnandığı doğruları söylemenin de yüzlerce yolunu bulabilecek niteliklere sahip, ama nedense bunu toplumun büyük bir kesiminin en hassas olduğu başörtüsü örneği üzerinden yapmakta da kararlı. Tabi kendisinin sorunu direk başörtüsü ile ya da İslam'la olabilir, ama öyle demiyor, bu bilimsel bir tarafsızlık kriteri diyor. Ama inandırıcı olmuyor. Mesela ofisinde Atatürk resmi bile olmadığından bahsediyor ama onu araya sıkıştırıyor. Meseleyi haç üzerinden görmediği gibi buradan da görmüyor. Hadi haç gibi bir sembol bu ülke için son derece istisnai bir şey, o yüzden aklına bile gelmemiş olabilir ama Kemalist bir tavrı dışarıda tutamayıp değil mi?
Dahası mesela "Modern" giyimli bir psikolog acaba başörtülü bir danışanıyla empati kurabilir mi? Yani "Modern" giyim bir tarafsızlık göstergesi mıdır?
Dökmen'in aldığı tepkilere baktığınızda bunların söylediği gibi sadece trol tepkisi olmadığını da görüyorsunuz aslında. Mesela en büyük tepkiyi, Ak Partili olmayan müslümanlardan aldı Üstün Dökmen.
Elbette AK Partililer de bu cümlelere mal bulmuş mağribi seviyesinde atladılar ki bu da son derece normal, hakları yani. Böyle bir malzemeyi kimse pas geçmez kolay kolay.
Ak Partililerin özellikle konuyu önümüzdeki seçimlere getirmesi de son derece normal elbette. "Biz gidersek kazandığınız bir çok özgürlüğü kaybedeceksiniz, işte bu da kanıtı. Bu zihniyet sizin başörtüsü gibi yıllarca sorun olmuş en temel hakkınızı da elinizden alacak" şeklinde bir propaganda için harika bir zemin oluşturdu Dökmen.
Peki Üstün Dökmen'in Armağan Çağlayan'ın programında yaptığı açıklamalar daha önce aynı minvalde yaptığı hangi açıklamalarla ilgiliydi. İşte asıl mesele orada..
Tarihler 6 Mart 2019'u gösteriyordu.Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen bir program çerçevesinde eğitimcilere seminer vermek üzere konuşma yapan Prof. Dr Üstün Dökmen “Başörtülüler Psikolijik danışman, rehber öğretmen olamaz” dedi. Sakarya Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş, program sonunda Üstün Dökmen’e plaket takdim etti . Haberde adı geçen İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş'un başörtülü olması da o dönem özellikle AK Parti Medyası tarafından konu edilmişti.
Tarihe dikkatinizi çekerim. 6 Mart 2019 yani 2019 yerel seçimlerinden sadece 25 gün önce.
Bu sefer zamanlama o kadar iyi olmamış gibi.