Hırvatistan, hücum çıkışlarında yaşadığı top kayıplarında kalesinde pozisyonlar veren bir takım. Kuntz, kadroyu ve oyunu bunun üzerine kurmuş. Maçın ilk bölümlerinde yaptığımız baskıyla düşündüğümüz ve planladığımız pozisyonları yakaladık. Özellikle Cengiz'in ve Kerem'in ayağından bulduğumuz pozisyonlar, Hırvatistan karşısında bu seviyelerde çok değerliydi ancak değerlendiremedik. Hırvatistan kalecisi Livakovic'in üstün performansına takıldık diye de değerlendirebiliriz. Kendi adımıza bunları düşünüp, planlarken rakibin de aynı şekilde bize karşılık verdiği noktada maalesef kalemizde golleri gördük. Çıkarken kaybedilen toplar, savunmada dengesiz yakalanma ve bireysel hatalar, kalemizde gördüğümüz goller oldu. Rakibi düşürmek istediğimiz tuzağa kendimiz düştük. Bu seviyelerde bulduğunu atacaksın. Bu kadar basit savunma hataları da yapmayacaksın. İkinci yarının tamamını Hırvatistan yarı sahasında geçirdik. Oyunu çok zorladık. Özellikle kanatları etkili kullanmaya çalıştık. Ceza sahasının içine kadar her şey istediğimiz gibi gitti. Ama bu bölümde de yine düşündüğümüz etkinliği ortaya koyamadık. Kaybediyoruz, üzülüyoruz, bir yandan da milli takımda İsmail'in, Salih'in, Orkun'un, Ferdi'nin performanslarını gördükçe de ümidimiz artıyor. Ama artık bunları başarılı bir takım seviyesine doğru çıkarmamız lazım. 'Yapılanıyoruz', 'Gençlerle yeni bir takım inşa ediyoruz' gibi sözlerden kamuoyu yoruldu. Sonuca dönük oynayabilen bir milli takımı görmek istiyoruz. Ali GÜLTİKEN / Sabah