Pülümür'ün kuruluş tarihiyle ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. İlçenin tarihçesi, Tunceli ve Erzincan dolaylarının tarihiyle benzerlik göstermektedir. Hurriler ve Hayasa-Azzi egemenliğinde olan bölge, Hititler ve akabinde MÖ 12. yüzyılda Urartuların hakimiyetine girmiştir. MÖ 7. yüzyılda Medler ve akabinde Ahameniş İmparatorluğu hakimiyetine giren bölge, Ermenistan Satraplığı sınırları içerisinde yer almaktaydı. Büyük İskender'in Ahamenişleri ortadan kaldırmasıyla bölgede Hellenistik devletlerin hakimiyeti başlamıştır. MÖ 2. yüzyılda Ahameniş satraplarının soyundan gelenler tarafından kurulan Antik Ermenistan Krallığı, MÖ 1. yüzyılda Romalılar ve Partların mücadelesi esnasında bölgeyi vasal olarak yönetmeye devam etmiştir.
MS 5. yüzyılda Bizanslılar ve Sasaniler arasında paylaşılan bölge, çok sık el değiştirmiştir. Bölge, 639 yılında Arapların hakimiyetine girinceye kadar Bizans İmparatorluğu hâkimiyetinde kalmıştır. Arap akınlarından sonra bölge yeniden Bizans topraklarına katılmıştır. Selçuklu Hanedanı'nın 1071de Anadoluya girmesinin ardından Süleyman Şah kumandasında Anadolu fethine katılan Mengücek Ahmet Gazi, Erzincan merkez olmak üzere Pülümürü içine alan Tuncelinin kuzey bölgelerinde Mengüçlü Beyliği'ni kurdu. 1228de Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı Alaaddin Keykubat, Mengücekleri kendisine bağladı. Anadolu Selçuklularının 1243 yılında Moğollara yenilerek 1318 yılında ortadan kalkmasının ardından Anadoluda İlhanlılar'a bağlı birçok beylik kurulmuştur. Kısa süreli Karakoyunlu hakimiyetinin akabinde 13. yüzyılda Doğu Anadoluya göçen Akkoyunlular, Tur Ali Bey ile birlik oluşturarak Diyarbakır merkez olmak üzere Erzincana kadar uzanan tüm Tunceli yöresini içine alan geniş bir alanda hâkimiyet kurmuştur. Bu Türkmen devleti, kültürel yaşamlarından miras kalan koyun figürünü sembol yapmış olup, günümüzde Tuncelinin pek çok yöresinde olduğu gibi Pülümür'de de mezar başlarında figürler görülebilmektedir.
1473 yılındaki Otlukbeli Muharebesi'nden sonra Pülümür'ün içerisinde yer alan bölge Osmanlı hakimiyetine girse de, kısa süre sonra bölgede Safeviler'in egemenliği başlamıştır. Ancak bu durumda kısa sürmüş ve 1514 yılında gerçekleşen Çaldıran Muharebesi neticesinde bölge kesin olarak Osmanlı hakimiyetine katılmıştır. Pülümür yerleşiminden ilk olarak 1518 yılından gerçekleşen tahrirde bahsedilmiştir. Bu tarihte yerleşim "Plümuri" adıyla Kızuçan nahiyesinin bir köyü olarak görülmektedir. 1569 yılında köyde sadece Müslümanlardan oluşan 15 hane bulunurken, 1642 yılında köydeki sadece Müslümanlardan oluşan hane sayısı 45'e yükselmiştir. Geçmiş yıllarda Kızuçan nahiyesinin merkezi Ribat yerleşimiyken, cuma namazı kılınan camisinin olması ve nüfusunun fazlalığı nedeniyle 1642 yılında nahiye merkezi konumuna gelmiştir.[4] Merkez köy olması nedeniyle Kızuçan adı yerine Plümür adıyla anılan kazada, 1872 yılı Erzurum Vilayeti Salnâmesine göre 113 köy bulunurken, kazanın genelinde de toplam 6064 kişi yaşamaktadır. 1880-1886 yılları arasında Dersim sancağına bağlı olsa da sonrasında yeniden Erzincan sancağına bağlanmıştır. 1914 yılında Pülümür kazasında nüfus 12266'ya yükselmiştir. Ruslar 1916 yılında Pülümür'ü ele geçirmiş ancak 17 Aralık 1917'de şehirden çekilmişlerdir. Rus işgali sırasında nüfus azalsa da 1935 sayımına göre Erzincan iline bağlı görülen kazada, 1004'ü kaza merkezinde olmak üzere 14606 kişi yaşamaktaydı. Nüfus sayımı akabinde 1935 yılında Tunceli ilinin kurulması sonrasında 1938'de Tunceli'nin bir ilçesi oldu. 1937-38 yılında yaşanan Dersim İsyanı ve 1939 Erzincan depremi sonrasında 1940 yılı nüfus sayımında kaza merkezi iki katına çıkarken köy nüfusunda azalma yaşanmıştır.
kaynak: tr.wikipedia.org
MS 5. yüzyılda Bizanslılar ve Sasaniler arasında paylaşılan bölge, çok sık el değiştirmiştir. Bölge, 639 yılında Arapların hakimiyetine girinceye kadar Bizans İmparatorluğu hâkimiyetinde kalmıştır. Arap akınlarından sonra bölge yeniden Bizans topraklarına katılmıştır. Selçuklu Hanedanı'nın 1071de Anadoluya girmesinin ardından Süleyman Şah kumandasında Anadolu fethine katılan Mengücek Ahmet Gazi, Erzincan merkez olmak üzere Pülümürü içine alan Tuncelinin kuzey bölgelerinde Mengüçlü Beyliği'ni kurdu. 1228de Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı Alaaddin Keykubat, Mengücekleri kendisine bağladı. Anadolu Selçuklularının 1243 yılında Moğollara yenilerek 1318 yılında ortadan kalkmasının ardından Anadoluda İlhanlılar'a bağlı birçok beylik kurulmuştur. Kısa süreli Karakoyunlu hakimiyetinin akabinde 13. yüzyılda Doğu Anadoluya göçen Akkoyunlular, Tur Ali Bey ile birlik oluşturarak Diyarbakır merkez olmak üzere Erzincana kadar uzanan tüm Tunceli yöresini içine alan geniş bir alanda hâkimiyet kurmuştur. Bu Türkmen devleti, kültürel yaşamlarından miras kalan koyun figürünü sembol yapmış olup, günümüzde Tuncelinin pek çok yöresinde olduğu gibi Pülümür'de de mezar başlarında figürler görülebilmektedir.
1473 yılındaki Otlukbeli Muharebesi'nden sonra Pülümür'ün içerisinde yer alan bölge Osmanlı hakimiyetine girse de, kısa süre sonra bölgede Safeviler'in egemenliği başlamıştır. Ancak bu durumda kısa sürmüş ve 1514 yılında gerçekleşen Çaldıran Muharebesi neticesinde bölge kesin olarak Osmanlı hakimiyetine katılmıştır. Pülümür yerleşiminden ilk olarak 1518 yılından gerçekleşen tahrirde bahsedilmiştir. Bu tarihte yerleşim "Plümuri" adıyla Kızuçan nahiyesinin bir köyü olarak görülmektedir. 1569 yılında köyde sadece Müslümanlardan oluşan 15 hane bulunurken, 1642 yılında köydeki sadece Müslümanlardan oluşan hane sayısı 45'e yükselmiştir. Geçmiş yıllarda Kızuçan nahiyesinin merkezi Ribat yerleşimiyken, cuma namazı kılınan camisinin olması ve nüfusunun fazlalığı nedeniyle 1642 yılında nahiye merkezi konumuna gelmiştir.[4] Merkez köy olması nedeniyle Kızuçan adı yerine Plümür adıyla anılan kazada, 1872 yılı Erzurum Vilayeti Salnâmesine göre 113 köy bulunurken, kazanın genelinde de toplam 6064 kişi yaşamaktadır. 1880-1886 yılları arasında Dersim sancağına bağlı olsa da sonrasında yeniden Erzincan sancağına bağlanmıştır. 1914 yılında Pülümür kazasında nüfus 12266'ya yükselmiştir. Ruslar 1916 yılında Pülümür'ü ele geçirmiş ancak 17 Aralık 1917'de şehirden çekilmişlerdir. Rus işgali sırasında nüfus azalsa da 1935 sayımına göre Erzincan iline bağlı görülen kazada, 1004'ü kaza merkezinde olmak üzere 14606 kişi yaşamaktaydı. Nüfus sayımı akabinde 1935 yılında Tunceli ilinin kurulması sonrasında 1938'de Tunceli'nin bir ilçesi oldu. 1937-38 yılında yaşanan Dersim İsyanı ve 1939 Erzincan depremi sonrasında 1940 yılı nüfus sayımında kaza merkezi iki katına çıkarken köy nüfusunda azalma yaşanmıştır.
kaynak: tr.wikipedia.org