pus,
durmadan pus
şehir bahara saklıyor kendini
bahara saklıyor kendini hüzün
ve bir kırbaç izi gibi sen
geçip gidiyorsun ömrümden
sevgilim
gözbebeğim
yanlışa düşüyor kalbim
denizin diken olduğu yerdeyim
gurbetteyim
ve sen ne çok tanığısın bu kentin
ne çok eski’ tenisin o gizli buluşmaların
ah! yaralı bir ceren gibi kanamasa güz
uçup gitmese kuşlar göğsümün üzerinden
bilsen nasıl seslenirdim ah!
bilsen nasıl sesin olurdum senin.
silikleşiyor denizin içindeki şehir
küflü bir kamaya dönüşüyor ölüm
-solumda derin bir iz
ardakalan hicrandır dünden
-ki sirenidir uzaklaşan gemilerin
hicran kalbime düşer,
bir çağın ölümü camii avlusunda
kilise çanları paslanır
ve donar minberde hutbe
küfre döner gün, küfre döner ay
ve küfürdür yaşanan çağ
kars’ta bir kuş uçururum
biraz kan unuturum ığdır’da
bir şiir salınır gelir koruluktan
aşk yenilir
bağ bozulur
su akar
aşıklar çekip gider
hicran kalır geriye
bulvarın eskitiyor
sevgilimin ben akıtan topuğu
renksiz bir kabus geçiyor ömrümden
ömrüm gül
bir yağmur sonrasındayım
sonrasız bir aşkın başlangıcındayım
üstüme yürüme dörtmevsim
üstüme yürüme şehir
bir bononun kirli,
kan akıtan yerindeydim
üstüme yürüme afrika sen de
gemilerim parçalandı kuşlarına çarpmaktan
yenik ordulara komuta etmekten yoruldum
aşkların ayrılığa dönüştüğü yerlerde olmaktan.
ömrüm gül,
üstüme yürümesin dörtmevsim
üstüme yürüme afrika.
durmadan pus
şehir bahara saklıyor kendini
bahara saklıyor kendini hüzün
ve bir kırbaç izi gibi sen
geçip gidiyorsun ömrümden
sevgilim
gözbebeğim
yanlışa düşüyor kalbim
denizin diken olduğu yerdeyim
gurbetteyim
ve sen ne çok tanığısın bu kentin
ne çok eski’ tenisin o gizli buluşmaların
ah! yaralı bir ceren gibi kanamasa güz
uçup gitmese kuşlar göğsümün üzerinden
bilsen nasıl seslenirdim ah!
bilsen nasıl sesin olurdum senin.
silikleşiyor denizin içindeki şehir
küflü bir kamaya dönüşüyor ölüm
-solumda derin bir iz
ardakalan hicrandır dünden
-ki sirenidir uzaklaşan gemilerin
hicran kalbime düşer,
bir çağın ölümü camii avlusunda
kilise çanları paslanır
ve donar minberde hutbe
küfre döner gün, küfre döner ay
ve küfürdür yaşanan çağ
kars’ta bir kuş uçururum
biraz kan unuturum ığdır’da
bir şiir salınır gelir koruluktan
aşk yenilir
bağ bozulur
su akar
aşıklar çekip gider
hicran kalır geriye
bulvarın eskitiyor
sevgilimin ben akıtan topuğu
renksiz bir kabus geçiyor ömrümden
ömrüm gül
bir yağmur sonrasındayım
sonrasız bir aşkın başlangıcındayım
üstüme yürüme dörtmevsim
üstüme yürüme şehir
bir bononun kirli,
kan akıtan yerindeydim
üstüme yürüme afrika sen de
gemilerim parçalandı kuşlarına çarpmaktan
yenik ordulara komuta etmekten yoruldum
aşkların ayrılığa dönüştüğü yerlerde olmaktan.
ömrüm gül,
üstüme yürümesin dörtmevsim
üstüme yürüme afrika.