Yarın akşam sahaya çıkacak iki takım için de sezonun iki perdeden oluştuğunu söyleyebiliriz rahatlıkla: Jorge Jesus’un Fenerbahçe’si Dünya Kupası’na kadar kadrodaki 25 oyuncunun neredeyse 25’inden de faydalanan, iki cepheyi aynı anda oynarken göze çok daha hoş gelen bir takımdı. Büyük bir iştahla önde basıyor, geride olsa bile skor kovalıyor, en büyük problemleri önde kurulan savunmanın arkada verdiği koşu mesafesi olarak öne çıkıyordu. “Öne çıkan savunmanın arkada verdiği boşluk”un problem sayıldığı günler, bence Fenerbahçe’nin en iyi günleriydi. Ancak Jorge Jesus o stratejiyi Dünya Kupası sonrası sürdürmedi, ya da belki de sürdüremedi. Fenerbahçe halen aldığı sonuçlarla ligin en iyilerinden. En büyük şampiyonluk adaylarından biri. Ancak Şubat-Mart dönemi futbolu, bence Ekim-Kasım oyununun gerisinde. Savunma eskisi kadar önde kurulmuyor. Belki eskisi kadar arkada boşluk verilmiyor ama önde de eskisi kadar coşkulu bir pres yok. Dünya Kupası sonrası daha güvenli ama eğlencesi bir doz düşmüş bir Fenerbahçe izliyoruz artık. Her maç rakiplerinden 2.3 km fazla koşuyor ve 75’ten sonra fark atıyor Ancak Jorge Jesus’un Fenerbahçe’sinde hâlâ bir şeyler değişmedi: 117,4 km maç başına mesafe ile rakiplerinden yaklaşık 2,3 km fazla koşuyorlar. Maçların sonunda daha diri kalıyorlar; bu da sarı lacivertlilere 75’ten sonra olağanüstü bir skor avantajı sağlıyor. Eğer bu sezon maçlar 75 dakika oynansaydı Fenerbahçe 42, Beşiktaş 39 gol atmış olacaklardı. Büyük bir fark oluşmayacaktı yani. Ancak 75’ten sonra sarı lacivertlilerin ortaya koyduğu fark büyük: 19’a 6... Özellikle son 15 dakikalarda canavarlaşan Valencia’nın sahaya çıkması Fenerbahçe için hayati... Dışarıdan ve içeriden transferlerle yepyeni bir Beşiktaş ortaya çıktı Beşiktaş’ın da bu sezonunu iki, hatta üç perdeye dahi ayırabiliriz rahatlıkla: Valerien İsmael’le yapılan konservatif sezon başlangıcı. Şenol Güneş’le yaşanan anlayış değişimi süreci. Ve son 3 maçta transferlerin tamamlanmasıyla bu anlayış değişiminin skorlara yansıdığı dönem. Beşiktaş özellikle son 3 maçta ciddi bir kabuk değişimi yaşadı; yeniler Omar Colley, Onur Bulut, Amir Hadziahmetovic ve Vincent Aboubakar’ın hepsinin 11’e yerleşmesiyle yepyeni bir takım çıktı ortaya. Şenol Güneş’in içeriden transferleri Mert ve Cenk Tosun’u de eklerseniz sıfır kilometre bir Beşiktaş sürümü oldu bu. Siyah beyazlıların bu yeni versiyonunda bekler Onur ve Masuaku başroldeler. Masuaku’nun soldan yaptığı bindirmeler genelde yerden paslarla tamamlanıyor ve Demokratik Kongolu bekin Aboubakar’la arasında özel bir bağlantı kurulmuş gibi. Kartal’ın ana hücum planı Onur ve Ghezzal olabilir Sağ bek Onur’sa Ghezzal’in dönüşüyle daha fazla devreye girmiş görünüyor. Derbide de Beşiktaş’ın ana hücum planının Onur-Ghezzal olması beklenebilir rahatlıkla. Masuaku soldan bindirdiğinde genelde yerden pasları severken, Onur-Ghezzal havadan, hatta çoğunlukla arka direğe ortayı tercih ediyorlar. O da Beşiktaş’ın bir başka avantajını, santrfor orijinli sol açığı Cenk’i aktive ediyor. Sağdan gelen yüksek ortalarda Beşiktaşlılar ceza alanında bir değil, iki santrforla yer alıyorlar çoğunlukla. Ben bu derbide iki unsurun özellikle öne çıkacağını düşünüyorum: Ligin en presçi iki takımı da birbirlerini savunmadan çıkarken hataya zorlamaya çalışacaklar. İkinci önemli unsur da beklerin üzerinden oynadıkları oyun. Ferdi-Samuel ve Onur-Masuaku’nun dördünün birden sahada olduğu bir maçın kaderinin bek bindirmeleri üzerinden çizilmesi sürpriz olmaz. F.BAHÇE iSTATiSTiK BEŞiKTAŞ 117,4 km Kat edilen mesafe 115,1 km 76,5% RYS pas isabeti 72,3% 6,9 HB top kazanma 6,5 9,9 10+ pas serisi 8,4 8,5 Kalesine gelen şut 9,5 34,4% Duran top yüzdesi 35,6% VALERiEN iSMAEL iSTATiSTiKLERDE YAŞIYOR! 2022-23 sezonunun ilk bölümünde Beşiktaş’ı çalıştıran ve sahada bir “büyük takım anlayışı” benimsemeyen İsmael’in etkisini OPTA’nın sağladığı sezon istatistiklerinde hissediyoruz. Şenol Güneş göreve geldikten sonra Beşiktaş topa daha fazla sahip olan, daha yüksek pas isabeti yakalayan, rakip ceza alanında meşin yuvarlakla daha fazla buluşan bir takıma dönüşmüş. Uğur MELEKE / Hürriyet