Aaryan
Forum Üyesii
- Katılım
- 25 Ara 2022
- Mesajlar
- 17,042
- Puanları
- 36
Hakem Halil Umut Meler’in Ankaragücü maçından sonra yumruklanması olayı sonrasında sert açıklamalar yapan TFF Başkanı, olayın üstünden beş gün geçmeden bir anda konuyu yumuşatmaya başladı. Ankaragücü Başkanını öven, onun aslında çok iyi kalpli bir insan olduğunu ima eden demeçler vermeye başladı. Bunun nedeninin, Ankaragücü kulübüne verilen komik cezayı “normalleştirmek” olduğunu düşünüyorum. Ankaragücü’ne verilen beş maç seyircisiz oynama cezası yeterli midir? Bence değildir! Şayet bir taraftar sahaya girer ve bir saldırı girişiminde bulunursa, ev sahibi kulübün sorumluluğu, gerekli önlemleri almamış olmaktır. Yani, görevi ihmal suçudur. Bu suç doğrudan kulübe mal edilmeyebilir ve verilecek ceza daha ağır ve tüm kulüpler için caydırıcı olmalıdır. Ancak, kulüp başkanları, yasal gereği kulübü birinci dereceden temsil eden ve kulüp adına her türlü ticari ve yasal işlemi yapmaktan doğrudan sorumlu kişilerdir. Dolayısıyla başkanların yaptığı her icraat doğrudan kulüplerini bağlar. Ankaragücü başkanına verilen beş yıl hak mahrumiyeti cezası bireysel bir cezadır. Ancak o yumruk Ankaragücü kulübünü temsilen atılmıştır. Örneğin, bir başkan kulübü adına borç alıp, kulübü borçlandırırken, ‘bu borç kulübü bağlamaz, başkanın şahsi borcudur’, diyebiliyor muyuz? Ama bir anda siyasilerin devreye girmesi ve açıkça Ankaragücü kulübünün arkasında olduklarını beyan etmeleri, Ankaragücü’nün 5 maç seyircisiz oynama cezası ile bu olaydan sıyrılmasına neden oldu. TFF Disiplin Talimatlarına göre, puan silme ve küme düşürme cezaları, ırkçılık ve şike gibi suçlara verilmektedir. TFF yaşanan bu olayı fırsat kabul edip, kulüp başkan ve yöneticilerinin hakemlere yapacağı sözlü ve fiili saldırılarını da bu kapsama almalıdır. Maçları geçici olarak erteleyen TFF değildir. Olaydan hemen sonra organize olup, toplanan hakemler bu kararı almıştır. Olaydan sonra hakemlerin toplu olarak verdikleri demeçlere bakarsanız, bu kararlarını çok net göreceksiniz. Bu durumda karşısında çaresiz kalan TFF ise maçları ertelemek zorunda kalmıştır. Ama bunu sanki kendi aldıkları bir kararmış gibi göstermişlerdir. Maçların ertelenmesi, Ankaragücü için değil, tüm diğer kulüpler için bir ceza olmuştur. Diğer yandan da zaten yerlerde sürünmekte olan ülke futbolunun marka değerini iyice düşürmüştür. TFF’nin böyle bir durumda bir yandan ligin devamı için, geçici bir süre yabancı hakemleri devreye sokması gerekirdi. Diğer yandan ise kendi hakemleri ile görüşüp, onların taleplerini dinleyip, hızla çözüm önerileri geliştirmesi daha doğru bir yol olabilirdi. Ama lige ara vermek tam bir çaresizlik ve çözüm üretememe göstergesidir. Bu kadar çaresiz bir TFF yönetimi ve kurullarının çoktan istifa etmesi gerekirdi. Ama maalesef ülkemizde ‘istifa’ kültürü hiçbir kurumda olmadığından TFF yönetiminin de istifa etmemesini çok fazla yadırgamıyorum.