Sümela Manastırı, Trabzon’un Maçka ilçesinde yer alan, Anadolu’nun olduğu kadar Hristiyanlık tarihinin de en eski kiliselerinden. Altındere Vadisi’ndeki Mela Tepesi üzerinde kurulan ve deniz seviyesinden 1.150 m yükseklikte yer alan Sümela Manastırı, bir Rum Ortodoks manastır ve kilise kompleksi. Halk arasında ‘Meryem Ana’ olarak söylenen tam adıyla Panagia Soumela, tarih boyunca Hristiyanlarca kutsanarak oldukça önemli bir yere sahip olmuş.
Panagia Soumela ikonası, İncil yazarlarından Aziz Luka tarafından çizilen Sümela Manastırı, yapısal özellikleri bakımından, Hristiyanlar için çok önemli bir bölge olan Kapadokya’daki kiliselere benziyor. Önce kilise olarak yapılan, daha sonra da manastıra dönüştürülen yapı, mimarisinden ziyade sahip olduğu fresklerle ünlü. Kilisenin ilk kuruluşu ile manastır haline dönüşmesi arasındaki bin yıllık dönem hakkında fazla bir bilgi yok.
Sümela Manastırı
Sümela Manastırı, Trabzon’un Maçka ilçesi sınırlarında, Altındere Vadisi’ndeki Karadağ’ın yamacında sarp bir kayalık üzerinde yer alıyor. Dağa yapışmış gibi görünen manastır, yemyeşil doğanın kalbinde nefes kesen bir manzaraya sahip. Tam adı Panagia Sumela (Sümela Meryemi) veya Theotokos Sumela olan manastır daha çok Meryem Ana ismiyle biliniyor.
Deniz seviyesinden 1.150, vadiden ise 300 metre yükseklikteki Rum Ortodoks manastır ve kilise kompleksi UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor. Bölgenin en önemli manastırı olan Sümela, kurulduğu dönemden itibaren keşiş yetiştiren bir okul misyonunu taşıyordu. Manastırı önemli kılan asıl özellik ise mucize gerçekleştirdiğine inanılan bir ikonaya sahip olmasıydı.
Sümela Manastırı’nın tarihi, Karadenizli Rumlar tarafından anlatılagelen efsaneye dayanıyor. Aziz Barnabas ile yeğeni Aziz Sophronios’un aynı rüyayı görmesiyle başlayan efsane, Aziz Luka’nın yaptığı ikonanın yeri olarak Sümela’nın yerini görmeleriyle devam ediyor. İncil yazarlarından Aziz Luka’nın yaptığı üç Panagia ikonasının biri olan Panagia Soumela ikonasında, Meryem, bebek İsa’yı kollarında tutuyor.
Birbirlerinden habersiz olarak deniz yoluyla Trabzon’a gelen ve burada gördükleri rüyayı birbirlerine anlatan azizlerin ilk kilisenin temelini attığı anlatılıyor. Bununla birlikte manastırdaki fresklerde sıkça yer alan ve özel bir önem atfedilen Trabzon İmparatoru III. Aleksios’un manastırın gerçek kurucusu olabileceği düşünülüyor.
Kesin olmamakla birlikte yapılışının 365-395 yılları arasında tamamlandığı tahmin edilen manastırın, III. Aleksios tarafından yenilenmiş ve bakımının yapılmış olduğu da bir diğer ihtimal. Zira III. Aleksios’un imparatorluk dönemi 1349-1390 yılları arasında.
On dördüncü yüzyıla dek ilk günkü hali ile gelen manastır, bu tarihten itibaren Türkmen akınlarına maruz kalan kentle birlikte savunmada ileri karakol görevi üstlenmiş. Manastırın statüsünde Osmanlı’nın fethinden sonra bir değişiklik olmadığı, Yavuz Sultan Selim’in Trabzon’daki şehzadeliği sırasında buraya iki büyük şamdan hediye ettiği de biliniyor.
Fatih Sultan Mehmet, II. Murat, I. Selim, II. Selim, III. Murad, İbrahim, IV. Mehmet, II. Süleyman ve III. Ahmet’in gibi Osmanlı Padişahlarının manastırla ilgili birer fermanları bulunuyor.
Sümela Manastırı 1918’e dek devam eden Rus işgali sırasında Maçka bölgesindeki diğer manastırlarla birleşerek bölgede bağımsız bir Pontus devleti kurmak isteyen Rum milislerin karargâhı olmuş. Ancak 1921 Nüfus Mübadelesi’nde önemini yitiren manastır, Kültür Bakanlığı tarafından onarılana dek boş kalmış.
Diğer yandan mübadele ile Yunanistan’a giden Karadenizli Rumlar, Veria kentinde Sümela adını verdikleri yeni bir kilise yapmışlar. Halen her yıl ağustos ayında tıpkı geçmişte Trabzon Sümela’da olduğu gibi yeni manastırın çevresinde de geniş katılımlı şenlikler yapılıyor.
2010’da Türkiye’nin izniyle Hristiyanlarca Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü olarak kabul edilen ve kutsal sayılan 15 Ağustos günü, 88 yıl aradan sonra ilk ayin düzenlendi. Ayini ise Fener Rum Patriği Dimitri Bartholomeos yönetti.
Sümela Manastırı’nın önemi
Sümela Manastırı, Hristiyanlığın ilk döneminde inşa edilen, inananların ilk kutsal mabetlerinden biri. Bu önemli ayrıcalık Sümela Manastırını özel kıldığı gibi, içerisindeki freskler de ayrı bir öneme sahip. Manastır içerisindeki Meryem figürleri, Gürcülerin kullandığı ‘Gürcü Madonna’ şeklinde resmedilmiş.
Esas kilisenin apsis kısmında, güney duvarında yukarıda Meryem’in doğuşu ve mabede sunuluşu, tebliğ, İsa’nın doğuşu, mabede sunuluşu ve hayatı ve altta da İncil’den resimler bulunuyor. Manastırın güney kapısında Meryem’in ölümü ve havariler, doğuya bakan yukarı kısımdaki ikinci sırada Genesis, Ademin yaratılışı, Havva’nın yaratılışı, Tanrı’ın tembihi, İsyan ve Cennetten kovulma freskleri mevcut.
Sümela Manastırı’nın doğuya bakan yukarı kısmında üçüncü sırada Thomas’ın şüphesi, Kabirde bir melek, Nikaia (İznik) Konsili bulunuyor. Apsis kısmının dışında, yukarıda ise Mikail ve Cebrail freskleri yer alıyor.
Sümela Manastırı’nın bölümleri
Sümela Manastırı’nın bölümleri, ana kaya kilise, şapel, fırın, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ve ayazmadan oluşuyor. Manastırın hemen girişinde su ihtiyacını karşılayan kemerler bulunuyor. Manastırda Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethettikten sonra manastıra karışmamasının en büyük sebebi olarak hastaları iyileştirdiğine inanılan ve yukarıdaki çeşmeden akan kutsal su olduğu söyleniyor.
Avlunun etrafındaki binalar içindeki dolaplar, hücreler, ocaklarda Türk sanatının etkileri de görülüyor. Manastırın ana bölümü olan kaya kilisesi ve ona bağlı şapel içten ve dıştan fresklerle donatılmış durumda. 18. yüzyıl başına tarihlenen bu fresklerde üç ayrı devirde yapılan üç tabaka görülebiliyor.
Rusların 1916 ila 1918 arasında Trabzon’u işgal ederek manastıra el koyduğu yıllarda, manastırda yaşayan keşişlerin başta Aziz Lukas’ın ikonası olmak üzere pek çok şeyi alarak yanlarında götürdükleri biliniyor.
Sümela Manastırı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 4 yıl boyunca devam eden restorasyon çalışmalarının ardından 1 Haziran 2020’de yeniden ziyarete açıldı. Restorasyon çalışmaları kapsamında manastırın çevresinde düşme tehlikesi yaratan kayalıklar endüstriyel dağcılar tarafından çelik ağ örülerek kontrol altına alındı.
Sümela Manastırı’na nasıl gidilir
Sümela Manastırı, Trabzon’un güneyinde Maçka ilçesinde bulunuyor. Altındere Vadisinde yer alan manastıra ulaşmak için Maçka’nın yaklaşık 16 kilometre doğusundaki Altındere Köyü’ne dek asfalt yoldan geliyorsunuz. Buradan sonrası ise manastıra çıkan yol dik ve virajlı. Manastıra vardığınızda araçtan inerek bir 300 metre de yürüyerek devam ediyorsunuz.
Trabzon’a ulaşımın en kolay yolu hava yolunu kullanmak. Trabzon Havalimanı, Sümela Manastırı’na 50 km uzaklıkta. Trabzon Otogarından, Maçka’ya düzenli dolmuş seferleri var. Maçka merkezden de Sümela Manastırı’na giden minibüsleri kullanabilirsiniz.
Özel aracınızla gelmek isterseniz, sahil yolu üzerinden Maçka (Sümela) tabelalarını takip ederek, muazzam manzaralar eşliğinde manastıra kadar rahatlıkla gelebilirsiniz. Trabzon’a ulaştıktan sonra, Trabzon merkezinden güneye doğru yaklaşık 26 km, Maçka’dan da 16 km doğuya devam ettiğinizde ise Sümela Manastırı’nın da içinde bulunduğu Altındere Milli Parkı’na ulaşıyorsunuz.
Yolu asfalt olsa da aracınızı Trabzon ya da Maçka’da bırakarak manastıra, minibüslerle de ulaşabilirsiniz. Manastıra çıkan yol epey dik ve virajlı. Vadiden kalkan minibüslerle ulaşım daha kolay olabilir.
Sümela Manastırı, Anadolu’nun ve Hristiyanlık tarihinin en eski kiliselerinden. Hristiyan dünyası için büyük önem taşıyan manastır, sahip olduğu freskleri ve muazzam manzarasıyla yemyeşil bir vaha içerisinde cennetten bir köşe.
Alıntı:
Panagia Soumela ikonası, İncil yazarlarından Aziz Luka tarafından çizilen Sümela Manastırı, yapısal özellikleri bakımından, Hristiyanlar için çok önemli bir bölge olan Kapadokya’daki kiliselere benziyor. Önce kilise olarak yapılan, daha sonra da manastıra dönüştürülen yapı, mimarisinden ziyade sahip olduğu fresklerle ünlü. Kilisenin ilk kuruluşu ile manastır haline dönüşmesi arasındaki bin yıllık dönem hakkında fazla bir bilgi yok.
Sümela Manastırı
Sümela Manastırı, Trabzon’un Maçka ilçesi sınırlarında, Altındere Vadisi’ndeki Karadağ’ın yamacında sarp bir kayalık üzerinde yer alıyor. Dağa yapışmış gibi görünen manastır, yemyeşil doğanın kalbinde nefes kesen bir manzaraya sahip. Tam adı Panagia Sumela (Sümela Meryemi) veya Theotokos Sumela olan manastır daha çok Meryem Ana ismiyle biliniyor.
Deniz seviyesinden 1.150, vadiden ise 300 metre yükseklikteki Rum Ortodoks manastır ve kilise kompleksi UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor. Bölgenin en önemli manastırı olan Sümela, kurulduğu dönemden itibaren keşiş yetiştiren bir okul misyonunu taşıyordu. Manastırı önemli kılan asıl özellik ise mucize gerçekleştirdiğine inanılan bir ikonaya sahip olmasıydı.
Sümela Manastırı’nın tarihi, Karadenizli Rumlar tarafından anlatılagelen efsaneye dayanıyor. Aziz Barnabas ile yeğeni Aziz Sophronios’un aynı rüyayı görmesiyle başlayan efsane, Aziz Luka’nın yaptığı ikonanın yeri olarak Sümela’nın yerini görmeleriyle devam ediyor. İncil yazarlarından Aziz Luka’nın yaptığı üç Panagia ikonasının biri olan Panagia Soumela ikonasında, Meryem, bebek İsa’yı kollarında tutuyor.
Birbirlerinden habersiz olarak deniz yoluyla Trabzon’a gelen ve burada gördükleri rüyayı birbirlerine anlatan azizlerin ilk kilisenin temelini attığı anlatılıyor. Bununla birlikte manastırdaki fresklerde sıkça yer alan ve özel bir önem atfedilen Trabzon İmparatoru III. Aleksios’un manastırın gerçek kurucusu olabileceği düşünülüyor.
Kesin olmamakla birlikte yapılışının 365-395 yılları arasında tamamlandığı tahmin edilen manastırın, III. Aleksios tarafından yenilenmiş ve bakımının yapılmış olduğu da bir diğer ihtimal. Zira III. Aleksios’un imparatorluk dönemi 1349-1390 yılları arasında.
On dördüncü yüzyıla dek ilk günkü hali ile gelen manastır, bu tarihten itibaren Türkmen akınlarına maruz kalan kentle birlikte savunmada ileri karakol görevi üstlenmiş. Manastırın statüsünde Osmanlı’nın fethinden sonra bir değişiklik olmadığı, Yavuz Sultan Selim’in Trabzon’daki şehzadeliği sırasında buraya iki büyük şamdan hediye ettiği de biliniyor.
Fatih Sultan Mehmet, II. Murat, I. Selim, II. Selim, III. Murad, İbrahim, IV. Mehmet, II. Süleyman ve III. Ahmet’in gibi Osmanlı Padişahlarının manastırla ilgili birer fermanları bulunuyor.
Sümela Manastırı 1918’e dek devam eden Rus işgali sırasında Maçka bölgesindeki diğer manastırlarla birleşerek bölgede bağımsız bir Pontus devleti kurmak isteyen Rum milislerin karargâhı olmuş. Ancak 1921 Nüfus Mübadelesi’nde önemini yitiren manastır, Kültür Bakanlığı tarafından onarılana dek boş kalmış.
Diğer yandan mübadele ile Yunanistan’a giden Karadenizli Rumlar, Veria kentinde Sümela adını verdikleri yeni bir kilise yapmışlar. Halen her yıl ağustos ayında tıpkı geçmişte Trabzon Sümela’da olduğu gibi yeni manastırın çevresinde de geniş katılımlı şenlikler yapılıyor.
2010’da Türkiye’nin izniyle Hristiyanlarca Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü olarak kabul edilen ve kutsal sayılan 15 Ağustos günü, 88 yıl aradan sonra ilk ayin düzenlendi. Ayini ise Fener Rum Patriği Dimitri Bartholomeos yönetti.
Sümela Manastırı’nın önemi
Sümela Manastırı, Hristiyanlığın ilk döneminde inşa edilen, inananların ilk kutsal mabetlerinden biri. Bu önemli ayrıcalık Sümela Manastırını özel kıldığı gibi, içerisindeki freskler de ayrı bir öneme sahip. Manastır içerisindeki Meryem figürleri, Gürcülerin kullandığı ‘Gürcü Madonna’ şeklinde resmedilmiş.
Esas kilisenin apsis kısmında, güney duvarında yukarıda Meryem’in doğuşu ve mabede sunuluşu, tebliğ, İsa’nın doğuşu, mabede sunuluşu ve hayatı ve altta da İncil’den resimler bulunuyor. Manastırın güney kapısında Meryem’in ölümü ve havariler, doğuya bakan yukarı kısımdaki ikinci sırada Genesis, Ademin yaratılışı, Havva’nın yaratılışı, Tanrı’ın tembihi, İsyan ve Cennetten kovulma freskleri mevcut.
Sümela Manastırı’nın doğuya bakan yukarı kısmında üçüncü sırada Thomas’ın şüphesi, Kabirde bir melek, Nikaia (İznik) Konsili bulunuyor. Apsis kısmının dışında, yukarıda ise Mikail ve Cebrail freskleri yer alıyor.
Sümela Manastırı’nın bölümleri
Sümela Manastırı’nın bölümleri, ana kaya kilise, şapel, fırın, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ve ayazmadan oluşuyor. Manastırın hemen girişinde su ihtiyacını karşılayan kemerler bulunuyor. Manastırda Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethettikten sonra manastıra karışmamasının en büyük sebebi olarak hastaları iyileştirdiğine inanılan ve yukarıdaki çeşmeden akan kutsal su olduğu söyleniyor.
Avlunun etrafındaki binalar içindeki dolaplar, hücreler, ocaklarda Türk sanatının etkileri de görülüyor. Manastırın ana bölümü olan kaya kilisesi ve ona bağlı şapel içten ve dıştan fresklerle donatılmış durumda. 18. yüzyıl başına tarihlenen bu fresklerde üç ayrı devirde yapılan üç tabaka görülebiliyor.
Rusların 1916 ila 1918 arasında Trabzon’u işgal ederek manastıra el koyduğu yıllarda, manastırda yaşayan keşişlerin başta Aziz Lukas’ın ikonası olmak üzere pek çok şeyi alarak yanlarında götürdükleri biliniyor.
Sümela Manastırı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 4 yıl boyunca devam eden restorasyon çalışmalarının ardından 1 Haziran 2020’de yeniden ziyarete açıldı. Restorasyon çalışmaları kapsamında manastırın çevresinde düşme tehlikesi yaratan kayalıklar endüstriyel dağcılar tarafından çelik ağ örülerek kontrol altına alındı.
Sümela Manastırı’na nasıl gidilir
Sümela Manastırı, Trabzon’un güneyinde Maçka ilçesinde bulunuyor. Altındere Vadisinde yer alan manastıra ulaşmak için Maçka’nın yaklaşık 16 kilometre doğusundaki Altındere Köyü’ne dek asfalt yoldan geliyorsunuz. Buradan sonrası ise manastıra çıkan yol dik ve virajlı. Manastıra vardığınızda araçtan inerek bir 300 metre de yürüyerek devam ediyorsunuz.
Trabzon’a ulaşımın en kolay yolu hava yolunu kullanmak. Trabzon Havalimanı, Sümela Manastırı’na 50 km uzaklıkta. Trabzon Otogarından, Maçka’ya düzenli dolmuş seferleri var. Maçka merkezden de Sümela Manastırı’na giden minibüsleri kullanabilirsiniz.
Özel aracınızla gelmek isterseniz, sahil yolu üzerinden Maçka (Sümela) tabelalarını takip ederek, muazzam manzaralar eşliğinde manastıra kadar rahatlıkla gelebilirsiniz. Trabzon’a ulaştıktan sonra, Trabzon merkezinden güneye doğru yaklaşık 26 km, Maçka’dan da 16 km doğuya devam ettiğinizde ise Sümela Manastırı’nın da içinde bulunduğu Altındere Milli Parkı’na ulaşıyorsunuz.
Yolu asfalt olsa da aracınızı Trabzon ya da Maçka’da bırakarak manastıra, minibüslerle de ulaşabilirsiniz. Manastıra çıkan yol epey dik ve virajlı. Vadiden kalkan minibüslerle ulaşım daha kolay olabilir.
Sümela Manastırı, Anadolu’nun ve Hristiyanlık tarihinin en eski kiliselerinden. Hristiyan dünyası için büyük önem taşıyan manastır, sahip olduğu freskleri ve muazzam manzarasıyla yemyeşil bir vaha içerisinde cennetten bir köşe.
Alıntı:
ALINTI |