Sor kardeşim, sor. Korkma sor. Sen bir canlısın, ölü değilsin. Ölülerin sorusu olmaz. Neyden, kimden, neden korkacaksın? Sen değil korkacak olanlar korksun, korkulacak bir şey varsa. İnsansın sen ve insanca yaşamak hakkın var, öyleyse soracaksın. Bu dünya kimsenin babasının malı değil ve kimse babasının malıymış gibi kullanma hakkına sahip değil. Bir insanlık anıtı gibi dikileceksin tüm dünyanın huzurunda tüm insanlığın karşısına ve ayırmadan soracaksın, acımasızca soracaksın, acıtacak soruların, çıldırtacak soruların, delirtecek soruların, delirecekler, çıldıracaklar, insansalar yürekleri acıyacak. Sormadıkça ezileceksin, aldatılacaksın, sömürüleceksin. Artık gerçeği öğrenmek ve öğrendiğin gerçekler temelinde sormak zorundasın. Kendi aklını kullan artık kardeşim. Ve o akılla sor, durmadan sor, merhametsizce sor ve cevap ara, gerçeği bulmak için ayakların parçalansın, gövden ezilsin, gözlerin kan çanağına dönsün, kalbin dursun gerekirse. Bu gözler neler çekti bilir misin, gecelerde gündüzü, gündüzlerde geceleri yaşadı yıllarca ama hep aradı gerçeği. Bu akıl neler çekti bilir misin ama sormaktan bir an bile geri durmadı yıllarca. Düşman ilan edildi, cezalandırıldı, hakkı gasp edildi, dalkavuk olması istendi ama asla ve kata durmadı, durmadan sordu. Soracaksın kardeşim, sorularınla korkutacaksın herkesi. İnsanca ve onurluca yaşamak istiyorsan soracaksın kardeşim. Yaşamak istiyorsan soracaksın kardeşim. Tanrı bile sormanı istedi! Çünkü akletmeni tavsiye etti. Akleden ise mutlaka sorar. Sorulacak çoook soru var, sor!