Ve...
O sabah ;
Kaç sabah birikintisiyle yüzüme topladın günahlarını,
Ayışığından çalıp beni kalbinin sahralarına,
Issız şehrin hücrelerine kara bulutları indirdin.
Sahiller uyuyordu ve tüm insanlar;
Kalın kitaplarım,
Ensesine kuş ve deniz ilişmiş.
Kar fidanlarım,
Bu şiir eksik,
Eksik kaldı yüreğim gibi.
Ruhun alınterinde aylak sancılar;
Bulut kıvamı erime.
Ve mavi de,
Maviye asılan adam ölüyordu.
Şimdi sen;
Sessiz vedanı kimseye uyandırmadan,
Sarı duvarlara soğuk geçmişini iliştirip gittin.
Gittiğin yerde bittin.
Adres değiştirdi ölüm korkusu izlerin;
Beyaz aynalarda güzelliğim bozulmasın diye,
Bütün çizgilerini bozdu yağmurlarım,
Bu şiir eksik yüreğim kızıyorum sana.
Bir kaç taze çiçek ölüsü,
Ve asılışı parantezlerin,
Narında eflatun ışık,
Aldatılan bir ütopya alnımın kırışığı.
Geride bıraktığın yalnızlığın ırzına geçti gün,
Ve birazdan sana dönecek suretin,
Güneşin gölgesinde sallanmakta gece,
Perde kapanmakta bak;
Bu son oyun,
Son şafak,
Hatta son ışık.
Uçabilirsen uç;
Seni bütün boşluklarım tanır...
Gökyüzünden bakışlarımı çektim;
Bakışlarım bakışlarında rehin kaldı.
Umut kalbimi çeliyorken ayaklandırma aklımı,
Ben gizli bir kıvılcım göğünden uzak.
Var git yoluna;
Maviden süzdüm karanlığı,
Artık hiçbir şeyimsin.
Yokluğunu öldüresiye dövdüm.
Nasıl susarım ruhum mutluluk çarpar;
Sabaha yakın bir vakit gelsen de,
Uykum tanımaz seni,
Ağzımda dünyanın salyası,
Masum bilinmezliğin öteki yüzü.
Var git ;
SİYAH DARGINLIKLARLA HAYAT'A KÜS,
VE ASLA BARIŞ ELİ UZATMA BARIŞMA....
O sabah ;
Kaç sabah birikintisiyle yüzüme topladın günahlarını,
Ayışığından çalıp beni kalbinin sahralarına,
Issız şehrin hücrelerine kara bulutları indirdin.
Sahiller uyuyordu ve tüm insanlar;
Kalın kitaplarım,
Ensesine kuş ve deniz ilişmiş.
Kar fidanlarım,
Bu şiir eksik,
Eksik kaldı yüreğim gibi.
Ruhun alınterinde aylak sancılar;
Bulut kıvamı erime.
Ve mavi de,
Maviye asılan adam ölüyordu.
Şimdi sen;
Sessiz vedanı kimseye uyandırmadan,
Sarı duvarlara soğuk geçmişini iliştirip gittin.
Gittiğin yerde bittin.
Adres değiştirdi ölüm korkusu izlerin;
Beyaz aynalarda güzelliğim bozulmasın diye,
Bütün çizgilerini bozdu yağmurlarım,
Bu şiir eksik yüreğim kızıyorum sana.
Bir kaç taze çiçek ölüsü,
Ve asılışı parantezlerin,
Narında eflatun ışık,
Aldatılan bir ütopya alnımın kırışığı.
Geride bıraktığın yalnızlığın ırzına geçti gün,
Ve birazdan sana dönecek suretin,
Güneşin gölgesinde sallanmakta gece,
Perde kapanmakta bak;
Bu son oyun,
Son şafak,
Hatta son ışık.
Uçabilirsen uç;
Seni bütün boşluklarım tanır...
Gökyüzünden bakışlarımı çektim;
Bakışlarım bakışlarında rehin kaldı.
Umut kalbimi çeliyorken ayaklandırma aklımı,
Ben gizli bir kıvılcım göğünden uzak.
Var git yoluna;
Maviden süzdüm karanlığı,
Artık hiçbir şeyimsin.
Yokluğunu öldüresiye dövdüm.
Nasıl susarım ruhum mutluluk çarpar;
Sabaha yakın bir vakit gelsen de,
Uykum tanımaz seni,
Ağzımda dünyanın salyası,
Masum bilinmezliğin öteki yüzü.
Var git ;
SİYAH DARGINLIKLARLA HAYAT'A KÜS,
VE ASLA BARIŞ ELİ UZATMA BARIŞMA....