Futbolda zeki oyuncular, hemen kendini gösteriyor... Dünkü derbinin ilk yarısında fark yaratan oyuncu olarak 18 yaşındaki pırıl pırıl bir genç, pırıl pırıl bir altın çocuk Arda Güler sahneye çıktı. Arda, 'Einstein' zekası ile Fenerbahçe'yi bir maestro gibi yönetti. Ortaya akıl koydu, diriplingleri, şık hareketleri, çalımları ile gözlerimizin pasını sildi. Derbinin ilk yarısında Arda Güler fırtınasını izledik. Fenerbahçe'yi kazandırdığı penaltı öncesinde Messi'den kesitler sundu. Beşiktaş'ın ne orta sahası, ne de savunması Arda'yı durdurabildi. Çünkü Arda, zekası ile karşısına çıkan her rakibini alt etmeyi başardı. İlk yarıda tartışılan penaltı pozisyonunda Onur Bulut'un Arda'nın ayağına bir darbesi var mı görüntülerden anlayamadık. İlk yarıda Arda Güler filmini izledik. Ama film daha bitmemişti. İkinci yarıda film bambaşka bir boyut kazanacak... Sıkı durun ve izleyin! İlk 20 dakika pozisyonu olmayan, iki takımın birbirini tarttığı ve çekindiği bir derbi izledik. Sonrasında tribünlerin ateşlemesi ile Fenerbahçe oyun üstünlüğünü ele geçirdi. 'Gol canavarı' Valencia, karşı karşıya pozisyonda Mert Günok'u geçemedi. Valencia'nın penaltı golüyle soyunma odasına önde gitti Fenerbahçe. Beşiktaş'ın da ilk yarıda Aboubakar ile karşı karşıya yakaladığı bir pozisyon var ki... Kaleci Altay, jeneriklik bir kurtarışla Beşiktaş'a geçit vermedi. Beşiktaş adına ilk yarıda Cenk Tosun, Ghezzal, Colley, Salih ve Hadziahmetovic çok etkisiz kaldı. Fenerbahçe'de ise Ferdi, Serdar Aziz ve Pedro vasattı. Mert Hakan ise neden her pozisyona bu kadar itiraz ediyor, anlamakta güçlük çekiyor insan! Hem kendine hem de takımına zarar veriyor gereksiz itirazları ile... İlk yarıda Arda Güler'in şovu dışında temaslı, futbol adına çok fazla güzelliklerin yaşanmadığı bir derbi izledik. Beşiktaş, ilk yarıda kanatları çok fazla kullanamadı. Kenar beklerini ileriye çıkaramadı. Fenerbahçe ise 20. dakikadan sonra 'ben gol atacağım' der gibiydi ve golü bulan taraf oldu. Şenol Güneş, ikinci yarıya iki hamle ile başladı. Hadziahmetovic'i ve Ghezzal'ı kenara alarak Maxim ve Redmond'u sahaya sürdü. Bakın, bir futbolcu, bir takımın kaderini nasıl değiştirdi! Arda, Valencia'ya orta alandan öyle bir pas verdi ki, Valencia da gole giderken Welinton tarafından ceza sahasında yere indirildi. Sarı kartı olan Welinton, kırmızı kart gördü. Valencia ise 2. penaltıyı kaçırdı. Tam Fenerbahçe oyunu tek kaleye çevirmişken, Redmond'un Samet'ten sıyrılıp yaptığı ortayı Cenk Tosun harika bir kafa vuruşu ile ağlara gönderdi. O dakikaya kadar Beşiktaş'ın en etkisiz ismi olan Cenk, tam bir golcü vuruşu yaptı. Bu golde Altay'ın yapabileceği bir şey yoktu ama Samet ve Arao'nun hatası vardı. İlk golü attıran Redmond, Cenk Tosun'un önüne öylesine bir derin top attı ki, Cenk harika bir plase ile Beşiktaş'ı 2-1 öne geçirdi. İşte büyük golcü olmak böyle bir özellik... Cenk, durdu durdu vurdu! 2 asistle yıldızlaşan Redmond, uzun menzilli bir füze ile Fenerbahçe'nin galibiyet ümitlerini bitirdi. Redmond, derbiye mührünü bastı. 3 asist, 1 gol! Hem de Kadıköy'de... Aboubakar'ın golünün de mimarı oldu Redmond... Son yılların en büyük derbi performansına imza attı Redmond! Şenol Güneş'in Redmond hamlesi, Beşiktaş'a hayat verdi. Ya Jesus'un yokluğunda Fenerbahçe'nin başında sahaya çıkan Joao de Deus, hamleleri, taktikleri ile sınıfta kaldı. Zaten Fenerbahçe'yi derbiye 3'lü savunma ile çıkaran Jesus, Beşiktaş'ın ekmeğine yağ sürmüştü adeta... Fenerbahçe, bu sezon bütün büyük maçlarda olduğu gibi dün de Jesus'un 3'lü savunma inadının kurbanı oldu. Tribünlerden 'Yönetim istifa!' sesleri yükseldi. Beşiktaş, 10 kişi ile Kadıköy'de Fenerbahçe'yi farklı yenerek zirve yarışına ortak oldu. Şenol Güneş'i de tebrik etmek lazım; Jesus'a hocalık dersi verdi Şenol hoca! Tebrikler Beşiktaş! Tebrikler Şenol Güneş! Zeki UZUNDURUKAN / Fotomaç