Muhalefette, iktidarın seçimi kaybetmemek için yapabileceği hamlelerini önümüzdeki süreçte artıracağı beklentisi yüksek. Seçim tarihine kadar geçecek sürede de, seçim günü için de iktidarın ne gibi sürprizler hazırladığı tahmin edilmeye çalışılıyor.
Geçtiğimiz seçimlerde trafoya kedi girdi, elektrikler kesildi, iktidarın oylarının çalındığı gerekçesiyle İstanbul seçimleri iki kez yapıldı. Şimdi de seçim öncesinde, İstanbul büyükşehir belediye başkanlığının iktidara geçme ihtimalinin yüksek olduğu bir döneme girildi.
Muhalefet, 2023 seçimleri için iktidarın hazırlıklarını bilmese de, değişik senaryolara göre çalışmalar yapıyor. Seçime giderken, özellikle muhalefetin adayının belirlenmesinden sonra iktidarın oldukça sert bir kampanya yürütmesi bekleniyor.
Seçim günü olabileceklere ilişkin de değişik senaryolar hazırlanıyor. Kasım ayında İstanbul’daki terör saldırısı sonrasında sosyal medyanın durdurulması, internetin yavaşlaması, bu konuda yeni adımların atılmasına neden oldu.
“Felaket senaryoları”
Muhalefet, seçim günü internetin yavaşlatılması, sosyal medyanın durdurulması halinde neler yapılabileceğine ilişkin önlemleri araştırıyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Kasım ayındaki gibi, Dezenformasyon Yasası ile artırılan yetkilerini seçim günü de kullanılırsa neler olabilir?
CHP Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, Muhalif’e, bu konuda “felaket senaryoları” üzerinde çalıştıklarını söyledi.
“Seçim günü de internete erişimi durdurabilirler. Olmaz diyemeyiz. Sonuçta BTK’nın elinde bu güç var. Dezenformasyon Yasası çıkarılırken defalarca itirazlarımızı söyledik. BTK düzenleyici bir kuruluş, bir istihbarat kuruluşu değil, bir yargı makamı değil, BTK’ya bu kadar geniş yetkiler verilmemesi gerektiğini söyleyerek uyardık. Fakat iktidar BTK’ya çok geniş yetkiler vermiş durumda. Bu yasaya göre, internete erişimi de durdurulabilirler, herhangi bir internet sitesine erişimi de engelleyebilirler, sosyal medyaya erişimi de bant daraltması ile yavaşlatabilirler. Bu, vatandaşın haber alma özgürlüğüne yapılmış bir müdahaledir. Diğer bir boyutuyla bu, vatandaşın ifade özgürlüğüne yapılmış bir darbe olur. Bir yandan da bunun, seçime yönelik muhalefeti, bağımsız gazetecileri susturmaya yönelik bir sopa olarak kullanılacağını düşünüyoruz. Buna karşı çeşitli felaket senaryolarını değerlendirip, analizleri yapıyoruz ve hangi çözümleri üretebiliriz diye de profesyonel arkadaşlarımızla birlikte tartışıyoruz.”
Adıgüzel, bu konuda sektörün profesyonelleriyle konuşarak, alınabilecek önlemler için hazırlık yaptıklarını söyledi.
“Bu durumda sadece of line yöntemleri kullanmayı düşündüğümüzü söyleyebilirim. Kullandığımız ortamda internete erişim olmadığı durumlarda of line olarak verileri tutup, ilk internete ulaşıldığı anda gerekli yerlere veriler gönderilebilecek. Böyle bir çözümümüz var. Bununla birlikte aynı zamanda internete ihtiyaç duymadan kullanabilecek araçlar var. Onları nasıl kullanabileceğimizi düşünüyoruz. Ama bütün stratejimizi sizinle paylaşmayım ki, biz de bizi susturmak isteyenlere karşı elimizi açık etmeyelim. Saatlerce internetin durduğu bir yerde teknik imkânlar, daha çok ilkel metotlara dönüşür ama çeşitli senaryoları oluşturup hayata geçirmeye çalışıyoruz. Türkiye’nin 81 ilinde internete ulaşılamıyorsa, internetsiz metotları devreye almak gerekir.
Şu an felaket senaryolarını çalışan, internete ulaşımın olmadığı, bant daraltmanın olduğu durumlar için hazırlık yapan ciddi bir teknik ekip var.”
Seçim tutanakları
Adıgüzel, seçim için yaptıkları hazırlıklarda, sandıkların korunması ve ıslak imzalı tutanakların alınmasının önemli olduğunu belirtti.
“Eğer muhalefet olarak her sandıkta bir görevliniz varsa, bunlar ıslak imzalı tutanakları almışlar ve ilçe başkanlığınıza ulaştırmışlarsa, ilçe başkanınız da bu sonuçları Yüksek Seçim Kurulu’nda kontrol etmişse, kimse sonuçları falan değiştiremez. Eğer sonuçlar, YSK listelerine farklı yansımışsa, itiraz dilekçeni vererek sorunun çözümünü sağlayacaksın. Bunun teknoloji ile ilgisi yok. Türkiye’deki seçim sistemi, teknoloji ile çalışan bir seçim sistemi değil. Gizli oy açık tasnifle olan, seçim kurulunda partilerin temsilcilerinin olduğu bir sistem. Teknolojik hiçbir çözüm, ıslak imzalı tutanağın yerine geçmiyor. Ben fotoğrafını almıştım, veriyi göndermiştim, sonuçları göndermiştim demenin hiçbir karşılığı yok. Karşılığı olan şey ıslak imzalı tutanak.”
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Geçtiğimiz seçimlerde trafoya kedi girdi, elektrikler kesildi, iktidarın oylarının çalındığı gerekçesiyle İstanbul seçimleri iki kez yapıldı. Şimdi de seçim öncesinde, İstanbul büyükşehir belediye başkanlığının iktidara geçme ihtimalinin yüksek olduğu bir döneme girildi.
Muhalefet, 2023 seçimleri için iktidarın hazırlıklarını bilmese de, değişik senaryolara göre çalışmalar yapıyor. Seçime giderken, özellikle muhalefetin adayının belirlenmesinden sonra iktidarın oldukça sert bir kampanya yürütmesi bekleniyor.
Seçim günü olabileceklere ilişkin de değişik senaryolar hazırlanıyor. Kasım ayında İstanbul’daki terör saldırısı sonrasında sosyal medyanın durdurulması, internetin yavaşlaması, bu konuda yeni adımların atılmasına neden oldu.
“Felaket senaryoları”
Muhalefet, seçim günü internetin yavaşlatılması, sosyal medyanın durdurulması halinde neler yapılabileceğine ilişkin önlemleri araştırıyor.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Kasım ayındaki gibi, Dezenformasyon Yasası ile artırılan yetkilerini seçim günü de kullanılırsa neler olabilir?
CHP Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, Muhalif’e, bu konuda “felaket senaryoları” üzerinde çalıştıklarını söyledi.
“Seçim günü de internete erişimi durdurabilirler. Olmaz diyemeyiz. Sonuçta BTK’nın elinde bu güç var. Dezenformasyon Yasası çıkarılırken defalarca itirazlarımızı söyledik. BTK düzenleyici bir kuruluş, bir istihbarat kuruluşu değil, bir yargı makamı değil, BTK’ya bu kadar geniş yetkiler verilmemesi gerektiğini söyleyerek uyardık. Fakat iktidar BTK’ya çok geniş yetkiler vermiş durumda. Bu yasaya göre, internete erişimi de durdurulabilirler, herhangi bir internet sitesine erişimi de engelleyebilirler, sosyal medyaya erişimi de bant daraltması ile yavaşlatabilirler. Bu, vatandaşın haber alma özgürlüğüne yapılmış bir müdahaledir. Diğer bir boyutuyla bu, vatandaşın ifade özgürlüğüne yapılmış bir darbe olur. Bir yandan da bunun, seçime yönelik muhalefeti, bağımsız gazetecileri susturmaya yönelik bir sopa olarak kullanılacağını düşünüyoruz. Buna karşı çeşitli felaket senaryolarını değerlendirip, analizleri yapıyoruz ve hangi çözümleri üretebiliriz diye de profesyonel arkadaşlarımızla birlikte tartışıyoruz.”
Adıgüzel, bu konuda sektörün profesyonelleriyle konuşarak, alınabilecek önlemler için hazırlık yaptıklarını söyledi.
“Bu durumda sadece of line yöntemleri kullanmayı düşündüğümüzü söyleyebilirim. Kullandığımız ortamda internete erişim olmadığı durumlarda of line olarak verileri tutup, ilk internete ulaşıldığı anda gerekli yerlere veriler gönderilebilecek. Böyle bir çözümümüz var. Bununla birlikte aynı zamanda internete ihtiyaç duymadan kullanabilecek araçlar var. Onları nasıl kullanabileceğimizi düşünüyoruz. Ama bütün stratejimizi sizinle paylaşmayım ki, biz de bizi susturmak isteyenlere karşı elimizi açık etmeyelim. Saatlerce internetin durduğu bir yerde teknik imkânlar, daha çok ilkel metotlara dönüşür ama çeşitli senaryoları oluşturup hayata geçirmeye çalışıyoruz. Türkiye’nin 81 ilinde internete ulaşılamıyorsa, internetsiz metotları devreye almak gerekir.
Şu an felaket senaryolarını çalışan, internete ulaşımın olmadığı, bant daraltmanın olduğu durumlar için hazırlık yapan ciddi bir teknik ekip var.”
Seçim tutanakları
Adıgüzel, seçim için yaptıkları hazırlıklarda, sandıkların korunması ve ıslak imzalı tutanakların alınmasının önemli olduğunu belirtti.
“Eğer muhalefet olarak her sandıkta bir görevliniz varsa, bunlar ıslak imzalı tutanakları almışlar ve ilçe başkanlığınıza ulaştırmışlarsa, ilçe başkanınız da bu sonuçları Yüksek Seçim Kurulu’nda kontrol etmişse, kimse sonuçları falan değiştiremez. Eğer sonuçlar, YSK listelerine farklı yansımışsa, itiraz dilekçeni vererek sorunun çözümünü sağlayacaksın. Bunun teknoloji ile ilgisi yok. Türkiye’deki seçim sistemi, teknoloji ile çalışan bir seçim sistemi değil. Gizli oy açık tasnifle olan, seçim kurulunda partilerin temsilcilerinin olduğu bir sistem. Teknolojik hiçbir çözüm, ıslak imzalı tutanağın yerine geçmiyor. Ben fotoğrafını almıştım, veriyi göndermiştim, sonuçları göndermiştim demenin hiçbir karşılığı yok. Karşılığı olan şey ıslak imzalı tutanak.”
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.