Sardes Antik Kenti, Manisa‘nın Salihli ilçesine bağlı Sart Mahallesi sınırlarında yer alan, Lidya Krallığına başkentlik yapan görkemli bir şehir. Lidyalıların dünya tarihinin akışının değişmesine neden olduğu sikke adı verilen ilk madeni parayı bastığı kent, İran’dan başlayan 2 bin 400 km uzunluğundaki Kral Yolu’nun da Anadolu topraklarındaki son durağı.
Antik Çağın ünlü matematikçisi Thales’in MÖ 660’lı yıllarda imza attığı mükemmel kanalizasyon sistemine sahip olan Sardes, aynı zamanda bölgede Mezopotamya dışındaki en büyük savunma duvarı ile çevrili yerleşim yeri özelliğini taşıyordu. Kentte, 1900’lü yılların başında Amerikalılar tarafından başlatılan kazılarda hamam, Artemis Tapınağı, sinagog ve agora ortaya çıkarılmış.
Sardes Antik Kenti, Manisa
Sardes Antik Kenti, Manisa kent merkezine 65 km uzaklıkta, Salihli ilçesine bağlı Sart Mahallesinde yer alıyor. Lidya Krallığının başkenti ve sikkenin doğum yeri olan Sardes, adı hayal edilemeyecek bir zenginlikle özdeşleşen Krezüs’ün (Karun) doğduğu ve ömrünün büyük bölümünü geçirdiği bir şehirdi.
Antik dönemde dünyanın önde gelen şehirlerinden biri olan Sardes, birçok farklı özelliği ile pek çok medeniyete örnek olmuş. İran’ın Susa şehrinden başlayan ve Anadolu topraklarında sona eren, 2 bin 400 km uzunluğundaki Kral Yolu’nun son durağı olan Sardes, Antik Çağın ünlü matematikçisi Thales’in imzasını taşıyan mükemmel kanalizasyon sistemi ve kent planı ile de tanınıyor.
Thomos (Bozdağ) Dağlarının eteklerinde, Ege Denizi kıyısından Anadolu’nun iç kısımlarına doğru ilerleyen yolların üzerinde, stratejik bir noktada olan Sardes, günümüzde de İzmir-Uşak-Afyonkarahisar-Ankara Karayolu üzerinde yer alıyor. Gediz Nehrinin suladığı bereketli bir ovada yer alan şehirdeki en eski insan yerleşimi ise günümüzden 5 bin yıl öncesine uzanıyor.
Demir Çağında Lidya Krallığına başkentlik yapan Sardes, bulunduğu ovanın 300 metre üzerinde yükselen bir kale görünümü taşıyor. Kentin Akropolis’inin eteğinde yer alan Paktolos Nehri, şehre güzellik ve zenginlik satan altın ve suyun da kaynağı.
Tarihte para basan ilk devlet olan Lidya, dünya ticaretinde de önemli bir yere sahip. Yaklaşık 100 yıl gibi bir sürede Anadolu’nun en güçlü devletine dönüşen Lidyalılar, bu güç ve şöhretle başkent Sardes’i de dünyanın adını sıklıkla andığı bir merkeze dönüştürmüş.
Antik Yunan ve Roma efsanelerinde altın taşıyan nehir olarak bilinen Paktolos Nehri, efsaneye göre dokunduğu her şeyi altına çeviren Frigya Kralı Eşek Kulaklı Midas’ın yıkandığı yer olarak kabul ediliyor. Yıkandıktan sonra üzerindeki tüm altını nehre bırakan Midas’ın bıraktığı altınlar yıllar boyunca Sardes kentini beslemiş ve gelişimine katkı sağlamış.
Hızlı gelişimi ve zenginliği ile bir hayli göç alıp kalabalıklaşan Sardes’te bu hızlı gelişmeye bağlı olarak MÖ 1. yüzyılda tüm altın stoklarının bittiği biliniyor. Buna rağmen uzun yıllar boyunca Altın Sardes olarak anılan kentte günümüzde Sart Çayının yanında sıralanan altın işleme atölyeleri hala görülebiliyor.
MÖ 546’da Lidya Krallığının yıkılışıyla birlikte Perslerin egemenliğine giren Sardes’in tüm zenginliği de Persler tarafından yağmalanmış. MÖ 334’te Makedonyalı Büyük İskender’in eline geçen kent sonraki yıllarda birkaç kez el değiştirse de MÖ 133’de Roma İmparatorluğu sınırlarına dahil olmuş.
Roma İmparatorluğu döneminde en zengin ve ihtişamlı dönemini yaşayan Sardes, MÖ 17 yılında yaşanan büyük depremle yerle bir olmuş. Sonraki dönemde Bizans İmparatorluğu egemenliğine giren Sardes, önemli bir piskoposluk merkezine dönüşmüş. Anadolu’da inşa edilen ilk 7 kiliseden biri Sardes’te Artemis Tapınağının arkasına inşa edilmiş.
Anadolu’ya gerçekleşen Arap akınları (Sasaniler) sırasında 615 yılında tahrip edilen Sardes, 14. yüzyıldan itibaren Osmanlı’nın parçası oldu. 1910 ile 1914 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri’nden gelen uzman arkeolog ve tarihçiler tarafından gerçekleştirilen kazı çalışmalarında bulunan eserlerin birçoğu New York Metropolitan Müzesinde sergileniyor.
Tarihi geçmişi günümüzden 5 bin yıl önceye uzanan Sardes Antik Kenti, Roma ve Bizans gibi büyük imparatorluklar içinde önemli bir merkez görevi görmüş. Şehirde Bizans döneminden birçok yapının görülmesi bu dönemde yapılan hizmet ve yatırımların göstergesi olarak kabul ediliyor.
Hristiyanlığın batıya yayılmasında önemli bir rol oynayan Anadolu’daki 7 kiliseden birisinin de bulunduğu Sardes Antik Kenti’nin kalıntıları arasında, anıtsal bir Hamam-Gymnasion (hamam ve spor merkezi) Kompleksi, Artemis Tapınağı, Sinagog, Kilise, Altın Arıtma Atölyeleri, Agora (Çarşı) ve Akropol (Üst Yerleşke) bulunuyor.
1. Hamam-Gymnasion Kompleksi
Hamam-Gymnasion Kompleksi, Roma döneminde, MS 2. yüzyılda inşa edilmiş. Sardes Antik Kentinin sembolü haline gelen yapı hamam, avlu ve spor alanı olmak üzere 3 ana bölümden oluşuyor. Ayrıca antik dünyanın en büyük üçüncü havrası (sinagog) da bu kompleksin içerisinde yer alıyor. Sinagog ise MS 3. yüzyılda inşa edilmiş.
2. Artemis Tapınağı
Artemis Tapınağı, İyon düzeninde inşa edilen, Roma İmparatorluğunun Hristiyanlığı kabul edişine kadar önemini taşıyan bir yapı. Hristiyanlığın kabulünün ardından zarar gören tapınağın içerisinde bulunan Roma İmparatorunun eşi Faustina heykelinin başı günümüzde Londra’daki British Museum’da sergileniyor.
3. Doğu Roma Dükkanları
Doğu Roma Dükkanları, kentin büyük beyaz mermerlerle kaplı ana caddesi olan Roma Caddesi boyunca uzanıyor. Dükkanların ısıtmaları termal sistem ile sağlanmış. Dükkanların içerisinde günümüzde de görülebilen pişmil topraktan yapılan kalın su borularının içerisinde geçen termal sıcak su kentteki havuzların doldurulması için de kullanılmış. Şehir, bu özelliği ile termal su ile ısıtma yapan ilk kent olmuş.
4. Lidya Tümülüsleri
Lidya Tümülüsleri, Bintepeler Kraliyet Mezarlığı olarak da anılan, Sardes Antik Kenti ile güneyindeki Marmara Gölü arasında yer alıyor. Dünyanın en büyük tümülüs alanı olarak kabul edilen bu mezarlığa sadece devletin önde gelenleri ve soylu kesimin gömülmesine izin veriliyordu. Mezarların büyüklüğü ölen kişinin toplumdaki konumuna göre değişiyordu. Alandaki en büyük mezarın Kral Alyattes’e ait olduğu düşünülüyor.
Sardes Antik Kenti, İzmir-Ankara Karayolu üzerinde, Salihli’ye bağlı Sart Mahallesi sınırlarında yer alıyor. Salihli yönünden gelişlerde Sart içerisinden geçen asfalt yolun sağında ve solunda antik kente ait kalıntıları görebilirsiniz. Yolun sağ tarafında Sardes Antik Kenti, yolun sol tarafında ise Artemis Tapınağı yer alıyor.
Sardes Antik Kenti, Manisa’ya 60 km, Salihli’ye 9 km, İzmir‘e 85 km, İstanbul‘a 476 km, Ankara‘ya 499 km, Antalya’ya ise 365 km uzaklıkta. Antik kente en yakın havalimanı 104 km uzaklıktaki İzmir Adnan Menderes Havalimanı. İzmir-Uşak-Afyonkarahisar-Ankara güzergahını kullanan tüm otobüsler Salihli’den geçiyor. Salihli ile Sart arasında ise düzenli dolmuş seferleri yapılıyor.
Sardes Antik Kenti, tarihte bilinen ilk parayı basan Lidya Krallığının başkenti. Dünya ticaretinde devrim yapan kent, ünlü Kral Yolunun da Anadolu’daki son durağıydı. Roma İmparatorluğu döneminde büyüyüp, zenginleşen Sardes, Frigya Kralı Eşek Kulaklı Midas’ın efsanesine de ev sahipliği yapan bir yer.
Alıntı:
Antik Çağın ünlü matematikçisi Thales’in MÖ 660’lı yıllarda imza attığı mükemmel kanalizasyon sistemine sahip olan Sardes, aynı zamanda bölgede Mezopotamya dışındaki en büyük savunma duvarı ile çevrili yerleşim yeri özelliğini taşıyordu. Kentte, 1900’lü yılların başında Amerikalılar tarafından başlatılan kazılarda hamam, Artemis Tapınağı, sinagog ve agora ortaya çıkarılmış.
Sardes Antik Kenti, Manisa
Sardes Antik Kenti, Manisa kent merkezine 65 km uzaklıkta, Salihli ilçesine bağlı Sart Mahallesinde yer alıyor. Lidya Krallığının başkenti ve sikkenin doğum yeri olan Sardes, adı hayal edilemeyecek bir zenginlikle özdeşleşen Krezüs’ün (Karun) doğduğu ve ömrünün büyük bölümünü geçirdiği bir şehirdi.
Antik dönemde dünyanın önde gelen şehirlerinden biri olan Sardes, birçok farklı özelliği ile pek çok medeniyete örnek olmuş. İran’ın Susa şehrinden başlayan ve Anadolu topraklarında sona eren, 2 bin 400 km uzunluğundaki Kral Yolu’nun son durağı olan Sardes, Antik Çağın ünlü matematikçisi Thales’in imzasını taşıyan mükemmel kanalizasyon sistemi ve kent planı ile de tanınıyor.
Thomos (Bozdağ) Dağlarının eteklerinde, Ege Denizi kıyısından Anadolu’nun iç kısımlarına doğru ilerleyen yolların üzerinde, stratejik bir noktada olan Sardes, günümüzde de İzmir-Uşak-Afyonkarahisar-Ankara Karayolu üzerinde yer alıyor. Gediz Nehrinin suladığı bereketli bir ovada yer alan şehirdeki en eski insan yerleşimi ise günümüzden 5 bin yıl öncesine uzanıyor.
Demir Çağında Lidya Krallığına başkentlik yapan Sardes, bulunduğu ovanın 300 metre üzerinde yükselen bir kale görünümü taşıyor. Kentin Akropolis’inin eteğinde yer alan Paktolos Nehri, şehre güzellik ve zenginlik satan altın ve suyun da kaynağı.
Tarihte para basan ilk devlet olan Lidya, dünya ticaretinde de önemli bir yere sahip. Yaklaşık 100 yıl gibi bir sürede Anadolu’nun en güçlü devletine dönüşen Lidyalılar, bu güç ve şöhretle başkent Sardes’i de dünyanın adını sıklıkla andığı bir merkeze dönüştürmüş.
Antik Yunan ve Roma efsanelerinde altın taşıyan nehir olarak bilinen Paktolos Nehri, efsaneye göre dokunduğu her şeyi altına çeviren Frigya Kralı Eşek Kulaklı Midas’ın yıkandığı yer olarak kabul ediliyor. Yıkandıktan sonra üzerindeki tüm altını nehre bırakan Midas’ın bıraktığı altınlar yıllar boyunca Sardes kentini beslemiş ve gelişimine katkı sağlamış.
Hızlı gelişimi ve zenginliği ile bir hayli göç alıp kalabalıklaşan Sardes’te bu hızlı gelişmeye bağlı olarak MÖ 1. yüzyılda tüm altın stoklarının bittiği biliniyor. Buna rağmen uzun yıllar boyunca Altın Sardes olarak anılan kentte günümüzde Sart Çayının yanında sıralanan altın işleme atölyeleri hala görülebiliyor.
MÖ 546’da Lidya Krallığının yıkılışıyla birlikte Perslerin egemenliğine giren Sardes’in tüm zenginliği de Persler tarafından yağmalanmış. MÖ 334’te Makedonyalı Büyük İskender’in eline geçen kent sonraki yıllarda birkaç kez el değiştirse de MÖ 133’de Roma İmparatorluğu sınırlarına dahil olmuş.
Roma İmparatorluğu döneminde en zengin ve ihtişamlı dönemini yaşayan Sardes, MÖ 17 yılında yaşanan büyük depremle yerle bir olmuş. Sonraki dönemde Bizans İmparatorluğu egemenliğine giren Sardes, önemli bir piskoposluk merkezine dönüşmüş. Anadolu’da inşa edilen ilk 7 kiliseden biri Sardes’te Artemis Tapınağının arkasına inşa edilmiş.
Anadolu’ya gerçekleşen Arap akınları (Sasaniler) sırasında 615 yılında tahrip edilen Sardes, 14. yüzyıldan itibaren Osmanlı’nın parçası oldu. 1910 ile 1914 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri’nden gelen uzman arkeolog ve tarihçiler tarafından gerçekleştirilen kazı çalışmalarında bulunan eserlerin birçoğu New York Metropolitan Müzesinde sergileniyor.
Tarihi geçmişi günümüzden 5 bin yıl önceye uzanan Sardes Antik Kenti, Roma ve Bizans gibi büyük imparatorluklar içinde önemli bir merkez görevi görmüş. Şehirde Bizans döneminden birçok yapının görülmesi bu dönemde yapılan hizmet ve yatırımların göstergesi olarak kabul ediliyor.
Hristiyanlığın batıya yayılmasında önemli bir rol oynayan Anadolu’daki 7 kiliseden birisinin de bulunduğu Sardes Antik Kenti’nin kalıntıları arasında, anıtsal bir Hamam-Gymnasion (hamam ve spor merkezi) Kompleksi, Artemis Tapınağı, Sinagog, Kilise, Altın Arıtma Atölyeleri, Agora (Çarşı) ve Akropol (Üst Yerleşke) bulunuyor.
1. Hamam-Gymnasion Kompleksi
Hamam-Gymnasion Kompleksi, Roma döneminde, MS 2. yüzyılda inşa edilmiş. Sardes Antik Kentinin sembolü haline gelen yapı hamam, avlu ve spor alanı olmak üzere 3 ana bölümden oluşuyor. Ayrıca antik dünyanın en büyük üçüncü havrası (sinagog) da bu kompleksin içerisinde yer alıyor. Sinagog ise MS 3. yüzyılda inşa edilmiş.
2. Artemis Tapınağı
Artemis Tapınağı, İyon düzeninde inşa edilen, Roma İmparatorluğunun Hristiyanlığı kabul edişine kadar önemini taşıyan bir yapı. Hristiyanlığın kabulünün ardından zarar gören tapınağın içerisinde bulunan Roma İmparatorunun eşi Faustina heykelinin başı günümüzde Londra’daki British Museum’da sergileniyor.
3. Doğu Roma Dükkanları
Doğu Roma Dükkanları, kentin büyük beyaz mermerlerle kaplı ana caddesi olan Roma Caddesi boyunca uzanıyor. Dükkanların ısıtmaları termal sistem ile sağlanmış. Dükkanların içerisinde günümüzde de görülebilen pişmil topraktan yapılan kalın su borularının içerisinde geçen termal sıcak su kentteki havuzların doldurulması için de kullanılmış. Şehir, bu özelliği ile termal su ile ısıtma yapan ilk kent olmuş.
4. Lidya Tümülüsleri
Lidya Tümülüsleri, Bintepeler Kraliyet Mezarlığı olarak da anılan, Sardes Antik Kenti ile güneyindeki Marmara Gölü arasında yer alıyor. Dünyanın en büyük tümülüs alanı olarak kabul edilen bu mezarlığa sadece devletin önde gelenleri ve soylu kesimin gömülmesine izin veriliyordu. Mezarların büyüklüğü ölen kişinin toplumdaki konumuna göre değişiyordu. Alandaki en büyük mezarın Kral Alyattes’e ait olduğu düşünülüyor.
Sardes Antik Kenti, İzmir-Ankara Karayolu üzerinde, Salihli’ye bağlı Sart Mahallesi sınırlarında yer alıyor. Salihli yönünden gelişlerde Sart içerisinden geçen asfalt yolun sağında ve solunda antik kente ait kalıntıları görebilirsiniz. Yolun sağ tarafında Sardes Antik Kenti, yolun sol tarafında ise Artemis Tapınağı yer alıyor.
Sardes Antik Kenti, Manisa’ya 60 km, Salihli’ye 9 km, İzmir‘e 85 km, İstanbul‘a 476 km, Ankara‘ya 499 km, Antalya’ya ise 365 km uzaklıkta. Antik kente en yakın havalimanı 104 km uzaklıktaki İzmir Adnan Menderes Havalimanı. İzmir-Uşak-Afyonkarahisar-Ankara güzergahını kullanan tüm otobüsler Salihli’den geçiyor. Salihli ile Sart arasında ise düzenli dolmuş seferleri yapılıyor.
Sardes Antik Kenti, tarihte bilinen ilk parayı basan Lidya Krallığının başkenti. Dünya ticaretinde devrim yapan kent, ünlü Kral Yolunun da Anadolu’daki son durağıydı. Roma İmparatorluğu döneminde büyüyüp, zenginleşen Sardes, Frigya Kralı Eşek Kulaklı Midas’ın efsanesine de ev sahipliği yapan bir yer.
Alıntı:
ALINTI |