Vezirköprü'nün tarihi Hititler'e kadar uzanmaktadır. İlk şehir, Hititler tarafından şimdiki ilçe merkezinin 2,5 kilometre kadar uzağına kurulmuştur. Son yıllarda yapılan arkeolojik kazılar neticesinde Hititler'in kutsal kenti Nerik'in Vezirköprü'de olduğu tahmin ediliyor. Oymaağaç köyündeli höyükte yapılan kazılarda Karadeniz Bölgesi'nde ilk defa çivi yazısı ile yazılmış tablet parçaları bulundu. Ayrıca bu tablet parçalarında Nerik ifadeli mühürlerin işlendiği fark edildi. M.Ö. 1200 tarihinden itibaren yöre Frigya hâkimiyeti ve Paflagonya idaresine girdi. Daha sonra burası Büyük İskender tarafından ele geçirilmiştir. Frigler'in akınları ile yıkılan şehir, Bizanslılar tarafından tamir ve ihya edildi. O zamanki adı Fezimon yahut Teakliodiopolis'dir. İlçede Bizanslılar döneminden kalma sütün ve sütün başlıkları bulunmuştur. O dönemde çevredeki en zengin kent olduğu bu gün görülen büyük bina harabelerinden anlaşılmaktadır.
Selçuklular'ın Bizanslılar'la yaptığı savaşlarda Vezirköprü tekrar harabeye dönmüştür. Daha sonra Danişmendliler'in eline geçen ilçe Haçlı Seferleri nedeniyle inşa edilememiştir. Ancak Sultan Mesut 1160 yılında kasabayı Gadegara adıyla üçüncü kez yeniden kurmuştur. Vezirköprü 1695 yıllarındaki Celâlî İsyanları sırasında sık sık baskına uğramış ve kasaba yağmalanıp yıkılmıştır. Bu nedenle insanlar kalelere sığınma ihtiyacı duymuş, Taşkale ve Toprakkale olmak üzere iki kale yapılmıştır. Şimdi bu kale yıkıntıları üzerinde kurulan semtler aynı adlarla anılmaktadır. Celâlî isyanlarından sonra Köprülü Mehmed Paşa ilçedeki yıkılmış yapıları tamir ettirmiş ve ayrıca yeni eserler de yaptırmıştır. İskelet olarak bugünkü durumu o zamandan kalmadır. İdarî bakımdan Anadolu Beylerbeyliği'ne bağlı Amasya Mutassarrıflığı içinde olan Vezirköprü; 1925 yılına kadar Amasya'ya bağlı bir ilçe iken 1925 yılında Samsun iline bağlandı. Mehmet Paşa, sadaret zamanında da ilçe Vezirköprüsü adını aldı. İlçenin günümüzdeki adı daha kısaltılmış olarak Vezirköprü'dür. 1892'deki yönetsel bölümünde Canik Sancağı, Trabzon vilayetine bağlıydı. Bu dönemde Trabzon vilayetini merkez sancağı, Canik, Lazistan ve Gümüşhane sancakları oluşturuyordu. Canik sancağının toplam sekiz kazası sırası ile şunlardı: Merkez, Bafra, Ünye, Fatsa, Terme ve Çarşamba. Ladik, Vezirköprü ve Havza bu dönemde Sivas vilayeti sınırları içerisinde idi. Canik Sancağı, 1896 ve 1903' teki yönetsel bölünmelerde de 1892'deki konumunu korudu.
tr.wikipedia.org'dan alıntıdır.
Selçuklular'ın Bizanslılar'la yaptığı savaşlarda Vezirköprü tekrar harabeye dönmüştür. Daha sonra Danişmendliler'in eline geçen ilçe Haçlı Seferleri nedeniyle inşa edilememiştir. Ancak Sultan Mesut 1160 yılında kasabayı Gadegara adıyla üçüncü kez yeniden kurmuştur. Vezirköprü 1695 yıllarındaki Celâlî İsyanları sırasında sık sık baskına uğramış ve kasaba yağmalanıp yıkılmıştır. Bu nedenle insanlar kalelere sığınma ihtiyacı duymuş, Taşkale ve Toprakkale olmak üzere iki kale yapılmıştır. Şimdi bu kale yıkıntıları üzerinde kurulan semtler aynı adlarla anılmaktadır. Celâlî isyanlarından sonra Köprülü Mehmed Paşa ilçedeki yıkılmış yapıları tamir ettirmiş ve ayrıca yeni eserler de yaptırmıştır. İskelet olarak bugünkü durumu o zamandan kalmadır. İdarî bakımdan Anadolu Beylerbeyliği'ne bağlı Amasya Mutassarrıflığı içinde olan Vezirköprü; 1925 yılına kadar Amasya'ya bağlı bir ilçe iken 1925 yılında Samsun iline bağlandı. Mehmet Paşa, sadaret zamanında da ilçe Vezirköprüsü adını aldı. İlçenin günümüzdeki adı daha kısaltılmış olarak Vezirköprü'dür. 1892'deki yönetsel bölümünde Canik Sancağı, Trabzon vilayetine bağlıydı. Bu dönemde Trabzon vilayetini merkez sancağı, Canik, Lazistan ve Gümüşhane sancakları oluşturuyordu. Canik sancağının toplam sekiz kazası sırası ile şunlardı: Merkez, Bafra, Ünye, Fatsa, Terme ve Çarşamba. Ladik, Vezirköprü ve Havza bu dönemde Sivas vilayeti sınırları içerisinde idi. Canik Sancağı, 1896 ve 1903' teki yönetsel bölünmelerde de 1892'deki konumunu korudu.
tr.wikipedia.org'dan alıntıdır.