1881 yılında İstanbul'da doğdu. Milli Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya geçtiğinde imparatorluğun hemen her yanına ün salmış milli kahramanlardan biriydi. Bahriye Mektebi'ni bitirmiş, Balkan Savaşı sırasındaki deniz savaşlarında büyük başarılar göstermiş ve bu nedenle "Hamidiye Kahramanı" ünvanını kazanmıştı. İzzet Paşa kabinesinde Bahriye Nazırlığı yaptı, bütün bu parlak başarıların sonunda Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş belgesi olan Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda kaldı.
1921 yılında Malta sürgününden dönünce Ankara'ya gitti. Kendisine Nafia Vekilliği verildi. Bakanlıktan ayrıldığı yıl Meclis İkinci Başkanlığına seçildi. 1922-1923 arasında bir kaç ay başbakanlık yaptı.
1924 yılında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulunca, daha önce İkinci Grupta başlattığı muhalefetini bu toplulukta sürdürmeyi daha uygun buldu. 1942-1944 yılları arasında Türkiye'nin Londra büyükelçisi oldu. 1964 yılında öldü.
ESERİ:
Siyasi hatıralarını anlattığı (CEHENNEM DEĞİRMENİ )Siyasi Hatıralarım-isimli eseri iki cilt olarak yayınlanmıştır. Eser yakın tarihimizin pek çok gerçeklerini ilk kaynaktan gün ışığına çıkarması nedeniyle yakın tarihimiz açısından çok önemli bir eserdir.
KİTABIN ÖZETİ:
Rauf ORBAY bu kitap da kendi hayatını anlatıyor. İddiasız sakin, her şeyin sonuçlarına katlanmış bir adam uslübu ile ama çizdiği portre ; Cehennem Değirmeninde öğütülmüş bir namuslu insan hayatı.
Hamidiye Kravazörü ile üç denizde mücadele yapan, Osmanlı Kabinesinde Bahriye Nazırlığı; Milli Mücadele Kabinesinin Başkanı olarak ülkesine hizmette devam eden bir devlet adamı.
Kendisine üç kez suikast girişiminde bulunuldu. Hiçbir suçu olmadığı halde, İzmir Suikastı vesilesiyle İstiklal Mahkemesinde on yıl hapse mahkum olduğu zaman onüç yıl yabancı ülkelerde sürgün hayatı yaşayıp aklanmadıkça kendisine verilrn görevlerin hiç birisini kabul etmeyen bir Türk insanı.
Rauf ORBAY, Mustafa KEMAL gibi, Kazım KARABEKİR gibi, Milli Mücadelenin olmazsa olmaz nitelikli Komutanlarından dır. Rauf ORBAY ; bir İstanbul efendisi. Bir Hamidiye Süvarisi. Yapıkları ile övünmez, yapmadıkları ile yerinir. Çerkez ETHEM‘i de Milli Mücadeleye sokan kendisidir. Ege deki Kuşçubaşı Eşref’in çiftliğine giderek orada gömülü silahlar ve gömülü altınları Mustafa Kemal’e veren yine Rauf ORBAY'dır. Lozan görüşmeleri sırasında İsmet Paşa ile anlaşamamış ve başbakanlıktan çekilmiştir. 1945 yılında yapılan ara seçimlerinde İstanbul Bağımsız Millet vekili olarak seçime girdi. Vatan gazetesi ve basın bütün gücü ile desteklese de seçimi kazanamadı. Rauf ORBAY bu olaydan sonra evine çekildi ve hayatının sonuna kadar inzivadan çıkmadı. Demokrat Parti kurulunca yine kendisine baş vurulmuş ancak bunu da kabul etmemiştir. Çünkü İsmet Paşa ile başa çıkamayacağını biliyordu. ORBAY’ın dönüp bakmadığı olayları İNÖNÜ ustalıkla kullanıyor sonuç alıyordu.
Demokrat Parti kurulurken Celal BAYAR ile konuşmuş İNÖNÜ ile oyuna girmemesi konusunda uyarmıştır. Çünkü; İNÖNÜ oyun kurmasını bilen bir adamdır. Bir adamı gözü kestimi eğer suçlu değilse, ona suç işletir, suç işletmezse suç icad ederdi. Nitekim Rauf ORBAY’ ın söyledikleri çıktı. Celal BAYAR'ın arkadaşları bir süre sonra idam edildi. Demokratik parti kapatıldı. Bu Rauf ORBAY‘ın INÖNÜ ?yü iyi tanımasının ve ileri görüşlülüğünün bir ispatı idi. Ama kötü bir ispat, Rauf ORBAY’ın İNÖNÜ hakkında söyledikleri, Türkiye için Demokrasiden gayri çıkar yol yok ama, bunu İsmet Paşa ile yapmak büyük talihsizlik. Oyunda, kurnazlıkta, Mustafa Kemal’e yakın arkadaş olmakta , İsmet Paşa'dan daha ilerde olduğu düşünülen Fethi OKYAR bile Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı yalvar yakar kurdu da boyunun ölçüsünü aldı. Ama bu gün bu memleket de İsmet Paşa'sız bir Demokrasi kurulacağına inanıyorum, biz göremeyiz.’
1921 yılında Malta sürgününden dönünce Ankara'ya gitti. Kendisine Nafia Vekilliği verildi. Bakanlıktan ayrıldığı yıl Meclis İkinci Başkanlığına seçildi. 1922-1923 arasında bir kaç ay başbakanlık yaptı.
1924 yılında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulunca, daha önce İkinci Grupta başlattığı muhalefetini bu toplulukta sürdürmeyi daha uygun buldu. 1942-1944 yılları arasında Türkiye'nin Londra büyükelçisi oldu. 1964 yılında öldü.
ESERİ:
Siyasi hatıralarını anlattığı (CEHENNEM DEĞİRMENİ )Siyasi Hatıralarım-isimli eseri iki cilt olarak yayınlanmıştır. Eser yakın tarihimizin pek çok gerçeklerini ilk kaynaktan gün ışığına çıkarması nedeniyle yakın tarihimiz açısından çok önemli bir eserdir.
KİTABIN ÖZETİ:
Rauf ORBAY bu kitap da kendi hayatını anlatıyor. İddiasız sakin, her şeyin sonuçlarına katlanmış bir adam uslübu ile ama çizdiği portre ; Cehennem Değirmeninde öğütülmüş bir namuslu insan hayatı.
Hamidiye Kravazörü ile üç denizde mücadele yapan, Osmanlı Kabinesinde Bahriye Nazırlığı; Milli Mücadele Kabinesinin Başkanı olarak ülkesine hizmette devam eden bir devlet adamı.
Kendisine üç kez suikast girişiminde bulunuldu. Hiçbir suçu olmadığı halde, İzmir Suikastı vesilesiyle İstiklal Mahkemesinde on yıl hapse mahkum olduğu zaman onüç yıl yabancı ülkelerde sürgün hayatı yaşayıp aklanmadıkça kendisine verilrn görevlerin hiç birisini kabul etmeyen bir Türk insanı.
Rauf ORBAY, Mustafa KEMAL gibi, Kazım KARABEKİR gibi, Milli Mücadelenin olmazsa olmaz nitelikli Komutanlarından dır. Rauf ORBAY ; bir İstanbul efendisi. Bir Hamidiye Süvarisi. Yapıkları ile övünmez, yapmadıkları ile yerinir. Çerkez ETHEM‘i de Milli Mücadeleye sokan kendisidir. Ege deki Kuşçubaşı Eşref’in çiftliğine giderek orada gömülü silahlar ve gömülü altınları Mustafa Kemal’e veren yine Rauf ORBAY'dır. Lozan görüşmeleri sırasında İsmet Paşa ile anlaşamamış ve başbakanlıktan çekilmiştir. 1945 yılında yapılan ara seçimlerinde İstanbul Bağımsız Millet vekili olarak seçime girdi. Vatan gazetesi ve basın bütün gücü ile desteklese de seçimi kazanamadı. Rauf ORBAY bu olaydan sonra evine çekildi ve hayatının sonuna kadar inzivadan çıkmadı. Demokrat Parti kurulunca yine kendisine baş vurulmuş ancak bunu da kabul etmemiştir. Çünkü İsmet Paşa ile başa çıkamayacağını biliyordu. ORBAY’ın dönüp bakmadığı olayları İNÖNÜ ustalıkla kullanıyor sonuç alıyordu.
Demokrat Parti kurulurken Celal BAYAR ile konuşmuş İNÖNÜ ile oyuna girmemesi konusunda uyarmıştır. Çünkü; İNÖNÜ oyun kurmasını bilen bir adamdır. Bir adamı gözü kestimi eğer suçlu değilse, ona suç işletir, suç işletmezse suç icad ederdi. Nitekim Rauf ORBAY’ ın söyledikleri çıktı. Celal BAYAR'ın arkadaşları bir süre sonra idam edildi. Demokratik parti kapatıldı. Bu Rauf ORBAY‘ın INÖNÜ ?yü iyi tanımasının ve ileri görüşlülüğünün bir ispatı idi. Ama kötü bir ispat, Rauf ORBAY’ın İNÖNÜ hakkında söyledikleri, Türkiye için Demokrasiden gayri çıkar yol yok ama, bunu İsmet Paşa ile yapmak büyük talihsizlik. Oyunda, kurnazlıkta, Mustafa Kemal’e yakın arkadaş olmakta , İsmet Paşa'dan daha ilerde olduğu düşünülen Fethi OKYAR bile Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı yalvar yakar kurdu da boyunun ölçüsünü aldı. Ama bu gün bu memleket de İsmet Paşa'sız bir Demokrasi kurulacağına inanıyorum, biz göremeyiz.’