Vehb bin Münebbih hazretleri buyurdu “Bin doksan bir kitab okudum ve hepsinde şöyle yazıldığını gördüm: Bütün mahlûkâtın akılları Muhammed aleyhisselâm hazretlerinin aklına nazaran çölde bir kum zerresi gibidir. Hak Teâlâ aklı bin kısma ayırdı, dokuz yüz doksan dokuzunu Muhammed Mustafâ Aleyhisselâm’a ihsân etti, kalan birini de diğer kullarından dilediğine verdi.”
İmâm Bûsırî hz.leri meşhûr Kasîde-i Bürde’sinde diyor ki: Fahr-i Kâinât Efendimiz yaradılışında huy ve güzel hasletlerinde diğer peygamberlerden üstündür. Onlar Fahr-i Kâinât’ın ilim ve kerem mertebesine yaklaşamadılar.
O peygamberlerin hepsi Resûlullâh’ın irfân denizinden bir avuç su veya kerem yağmurundan bir yudum isterler.
O peygamberler Resûlullâh’ın huzûrunda kendi mertebelerine göre dururlar, ilimleri de Peygamberimiz’in ilmi yanında bir nokta, hikmeti yanında bir hareke kadardır.
İyi bil ki Resûl-i Ekrem Efendimiz, -Hıristiyanların peygamberleri için söyledikleri -haddi aşan- şeyler hariç- her türlü medih ve senâya lâyıktır.
İmâm Bûsırî hz.leri meşhûr Kasîde-i Bürde’sinde diyor ki: Fahr-i Kâinât Efendimiz yaradılışında huy ve güzel hasletlerinde diğer peygamberlerden üstündür. Onlar Fahr-i Kâinât’ın ilim ve kerem mertebesine yaklaşamadılar.
O peygamberlerin hepsi Resûlullâh’ın irfân denizinden bir avuç su veya kerem yağmurundan bir yudum isterler.
O peygamberler Resûlullâh’ın huzûrunda kendi mertebelerine göre dururlar, ilimleri de Peygamberimiz’in ilmi yanında bir nokta, hikmeti yanında bir hareke kadardır.
İyi bil ki Resûl-i Ekrem Efendimiz, -Hıristiyanların peygamberleri için söyledikleri -haddi aşan- şeyler hariç- her türlü medih ve senâya lâyıktır.