Peygamber Efendimizin, kızı Hazret-i Zeyneb (r. anhâ) ve damadı Ebu’l-Âs’dan (r.anh) olan torunudur. Hazret-i Fâtıma’nın vefatından sonra Hazret-i Ali (k.v.) ile, onun şehîd edilmesinden sonra da Muğîre bin Nevfel (r.a.) ile evlenmiştir.
Çocukluğunda dedesi Rasûlullâh (s.a.v.) nezdinde çok muhabbetli idi.
Hazret-i Âişe (r. anhâ) vâlidemiz şöyle nakletmiştir:
Resûlullâh Efendimiz’e (s.a.v.) damarlı akik taşından altın kaplamalı bir takı hediye edilmişti. Hanımlarının hepsi evde toplanmışlardı. Ümâme binti Zeyneb de evin bir tarafında toprak ile oynamakta idi. Resûlullâh (s.a.v.) bize:
“Bu takıyı nasıl buluyorsunuz” diye sordu. Biz elimize alıp ona bakarak:
“Bundan daha güzel ve acayibini hiç görmemiştik.” dedik. Sonra:
“Onu bana geri veriniz” buyurdu ve:
“Vallahi, bunu Ehl-i beytimden bana en sevimlinizin boynuna takacağım” dedi.
Hazret-i Âişe buyuruyor ki:
“Onu benden başkasının boynuna takacak diye korkumdan yeryüzü gözümde karardı. Diğer hanımları da aynı haldeydiler.”
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) onu Ümâme binti Ebu’l-Âs’ın boynuna taktı. Biz de ferahladık.
(Üsdü’l-Gâbe)
Çocukluğunda dedesi Rasûlullâh (s.a.v.) nezdinde çok muhabbetli idi.
Hazret-i Âişe (r. anhâ) vâlidemiz şöyle nakletmiştir:
Resûlullâh Efendimiz’e (s.a.v.) damarlı akik taşından altın kaplamalı bir takı hediye edilmişti. Hanımlarının hepsi evde toplanmışlardı. Ümâme binti Zeyneb de evin bir tarafında toprak ile oynamakta idi. Resûlullâh (s.a.v.) bize:
“Bu takıyı nasıl buluyorsunuz” diye sordu. Biz elimize alıp ona bakarak:
“Bundan daha güzel ve acayibini hiç görmemiştik.” dedik. Sonra:
“Onu bana geri veriniz” buyurdu ve:
“Vallahi, bunu Ehl-i beytimden bana en sevimlinizin boynuna takacağım” dedi.
Hazret-i Âişe buyuruyor ki:
“Onu benden başkasının boynuna takacak diye korkumdan yeryüzü gözümde karardı. Diğer hanımları da aynı haldeydiler.”
Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) onu Ümâme binti Ebu’l-Âs’ın boynuna taktı. Biz de ferahladık.
(Üsdü’l-Gâbe)