• Forumzar.COM Türkçe içerikli genel forum sitesi ve paylaşım platformu olarak eğlenceli ve interaktif bir forum deneyim sunar.

    Foruma üye olmak için BURAYA TIKLAYINIZ

Osmanlı ve Türk tarihinde vatan haini ilan edilenler

UzmErdaL

Premium Üye
Katılım
27 Eyl 2022
Mesajlar
3,903
Puanları
38
Vatan Haini Damgası Yiyenler

Vahdettin ile başlayan tartışma, aslında buzdağının görünen ucu. Çünkü resmi tarihe göre, bu cennet vatana karşı suç işleyen öyle çok 'hain' var ki, sadece isimleri yazılsa ansiklopedi olur.

Arapça bir kelime olan ihanet, sözlüklerde 'Aldatma' ve 'Gerektiğinde yardımda bulunmayarak, bir kimsenin güvenini yok etme' olarak açıklanıyor. Hain ise 'Kutsal sayılan şeylere, kavramlara kötülük eden ve zarar vermekten hoşlanan kimse için kullanılan bir sıfat'. Kaldı ki, ihanet de hain de günlük yaşama hiç uzak bir kelime değil. İş, siyasi tarihe geldiğindeyse, bu iki kelimenin neredeyse dile pelesenk olduğunu görüyoruz. Siyasetle 'günlük yaşam'da karşılaşılan ihanetler arasındaki yegâne farksa, siyasi hafızanın insan hafızasından daha 'affedebilir' olması. Gerçekten de siyasi açıdan hain ilan edilenler, eğer ilk vartayı atlatabilirlerse, sonraki devrimde, iktidar değişimlerinde ya da rejimle uzlaştıkları anda aklanabiliyor. Ama halkın, resmi tarih tarafından hedefe oturtulan 'hain'lere bakışı çok zor değişiyor.

İhanet, bazen de Vahdettin örneğinde olduğu gibi, uzun yıllar sonra bile söz edilirken dikkatli kelimeler gerektiriyor. Tıpkı geçen hafta, Bülent Ecevit tarafından, Vahdettin hakkında yeniden başlatılan ‘hain’ tartışmasında olduğu gibi. Tabii, Vahdettin hakkında “Hain mi, vatansever mi?” tartışması, daha uzun zaman sürecek görünüyor. Oysa Vahdettin, cumhuriyetin resmi tarihince üzeri çizilenlerden yalnızca biri. Bu yüzden sadece okuyucuya hizmet duygusuyla, cumhuriyet tarihi boyunca dikkat çeken ‘hain’leri araştırdık. Unutulan, torunları tarafından ‘hain’ yaftasına itiraz edilecek pek çok ismi bir araya getirdik. Ama zaten bu haberdeki isimlerin büyük bölümü, ‘hain(!)’ kategorisinde ele alınmalı... Çünkü söz konusu ‘hain(!)’ler, ya rejim değişikliği ya rejim muhalefeti ya da taraf değiştirme dolayısıyla başları derde girenler. Peki hainlerin sayısı, cumhuriyet tarihi boyunca çıkardığımız kahramanlarımızın sayısından az mı, çok mu? Buna biz değil, gerçek tarihçiler cevap versin...


AKLANANLAR-AFFEDİLENLER
---------------------

Hüseyin Rauf Orbay
İstiklal Savaşı’nın önemli isimlerinden ve Başvekil Orbay, Atatürk’e suikast girişimi suçlamasıyla İzmir İstiklal Mahkemesi’nde yargılandı ve 10 yıl hapse mahkûm edildi. Yurtdışında olduğu için cezası uygulanamadı. 1935 yılında kendi isteği ile yurda döndü, yeniden yargılandı. Askeri Yargıtay kararıyla aklandı.

Çerkes Ethem
Düzenli ordu kurulmadan önce, Mustafa Kemal'e karşı başlayan ayaklanmaları bastırdığı için iltifata mazhar olan Çerkes Ethem, emir dinlemez oldu ve İslamcı bir bakış açısıyla yoğrulmuş aşırı sol eğilimli Yeşil Ordu'yu kurdu. İzzettin Çalışlar komutasındaki Ankara Hükümeti'ne bağlı birliklere yenilerek Yunanlara sığındı. Ankara İstiklal Mahkemesi'nce gıyabında idama mahkûm edildi, ‘Yüzellilikler’ listesine alındı, Amman’da öldü. 1938’deki affa rağmen dönmedi.

Çerkes Reşit ve Tevfik
Çerkes Ethem’in kardeşleri. Ankara İstiklal Mahkemesi’nce gıyaplarında idama mahkûm edildiler. 1938 affından sonra yurda döndüler.

Kazım Karabekir
İstiklal Savaşı sırasında Doğu Cephesi Komutanı olan Karabekir, 1924’te muhalif Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı (TCF) kurdu ve ilk başkanı oldu. TCF’nin 1926’da kapatılmasının ardından İzmir Suikastı’na karışmakla itham edildi ve tutuklandı; ancak beraat etti. Bu arada Karabekir’in tutuklanmasını engellemeye çalışan İsmet Paşa da İzmir İstiklal Mahkemesi tarafından az daha tutuklanıyordu. Karabekir, Atatürk’ün ölümünden sonra 1939’de yeniden milletvekili seçildi ve 1946’da TBMM Başkanı oldu. 1948’de öldü.

Talat Paşa
İTC’nin önderlerinden Talat Paşa, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından İtilaf devletlerince savaş suçlusu olarak tutuklanma tehlikesi nedeniyle Almanya’ya sığındı. 1921’de Ermeni tehcirindeki rolü nedeniyle bir Ermeni tarafından öldürüldü. Naaşı 1943’te Adolf Hitler’in emriyle Türkiye’ye gönderildi. Naaşın getirilmesi İTC’nin rejimle barışması olarak yorumlandı. İnönü, İstanbul’da düzenlenen cenaze törenine çelenk gönderdi.

Dr. Rıza Nur
Muhalefetini değişik zamanlarda hem İttihatçılara hem Atatürk’e karşı yürüten Dr. Rıza Nur, her iki rejim tarafından da hiç sevilmedi. Önce Cemal Paşa tarafından sürgüne gönderildi. 1926-1938 arası Atatürk’e muhalefet ettiği için yurtdışında yaşadı. 1938’de Atatürk’ün ölümünün ardından Türkiye’ye döndü.

Miralay Sadık Bey
Tıpkı Rıza Nur gibi, Miralay Sadık Bey de hem İttihatçıların hem yeni rejimin muhalifiydi. Babıali Baskını’nın ardından sürgün hayatı başladı. Yeni rejim tarafından ‘Yüzellilikler’ listesine konuldu. Yüzellilikler affından yararlanmayı reddetti ve tam 22 yıl sürgün hayatı yaşadı. 1940’ta İnönü’ye bir mektup yazarak hakkındaki vatana ihanet suçlamasının kaldırılmasını istedi. İnönü’den müspet cevap geldi; ancak Miralay Sadık Bey, İstanbul’a geldiğinin gecesi Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde nefes darlığı nedeniyle öldü.

Hüseyin Cahit Yalçın
İttihat Terakki Milletvekili olduğu 1908’den sonra hayatı sürgün ve yargılamalarla geçti. 31 Mart olayları sırasında gazetesi Tanin, saldırıya uğradı. Lazkiye Mebusu Emin Aslan, Hüseyin Cahit sanılarak öldürüldü. Ayaklanma bastırıldı; ama Tanin’e baskılar sürdü. 1920’de İngilizler tarafından Malta’ya sürüldü. 1922’de geri döndü ve Tanin’i çıkarmaya devam etti. Ama tek partili rejime yönelik eleştirileri yüzünden Çorum’a sürgüne gönderildi. İzmir Suikastı’na da adı karıştı. 31 Aralık 1938’de Çankırı Milletvekili olarak Meclis’e girdi. Yalçın’ın CHP ve DP ile de başı derde girdi. 1957’de öldü.



ÖLDÜRÜLENLER
----------------------

Adnan Menderes
27 Mayıs 1960 tarihinde yapılan askeri darbeyle iktidardan indirildi. Milli Birlik Komitesi’nce kurulan Yüksek Adalet Divanı’nda idama mahkûm edildi. 17 Eylül 1961’de İmralı Adası’nda idam edildi. Turgut Özal döneminde adına anıt mezar yaptırıldı; itibarı iade edildi.

İsmail Canbulat
1918’de iki ay Dahiliye Nazırı olarak da görev yapan İsmail Canbulat, İttihat ve Terakki’nin selefi Osmanlı Hürriyet Cemiyeti kurucularından ve üç kişilik idare heyeti üyesinden biriydi. 1926’da milletvekiliyken Atatürk’e suikast girişiminde bulunmak suçlamasıyla İzmir İstiklal Mahkemesi’nde yargılanarak idam edildi. Yine İttihat ve Terakki (İTC) önderlerinden olan Kara Kemal de vurularak öldürüldü. Hakkındaki hemen her yorumda kaçarken bir tavuk kümesinde kıstırılarak öldürüldüğü itinayla belirtildi.

Sarı Efe Edip
Düzce isyanının bastırılmasında yararlılık gösterdi. Garp cephesinde etkili işler yaptı. Atatürk’e suikast girişimi şuçlamasıyla İzmir İstiklal Mahkemesi’nde yargılandı, idam edildi.

Cavit Bey
İkinci Meşrutiyet Dönemi’nin Maliye Bakanı Cavit Bey, Düyun-u Umumiye’nin de destekçilerinden biriydi. İzmir Suikastı davasında yargılanarak idam edildi.

İskilipli Atıf Hoca
Şapka Kanunu ülkede belirli bir direnişle karşılaştı. Yasa kabul edildiği gün bazı illerde protesto gösterileri oldu. Eylemlere katıldığı ileri sürülen birçok kişi İstiklal Mahkemeleri’nde yargılandı. Bazıları idam edildi, bazıları hapse atıldı. İdam edilenlerden biri de İskilipli Atıf Hoca’ydı. Gerçekte Atıf Hoca, protesto eylemlerine bizzat katılmamış, fakat şapka kanununun yayımlanmasından bir yıl önce yazdığı, ‘Frenk Mukallitliği ve Şapka’ adlı kitabından dolayı Ankara İstiklal Mahkemesi’nce suçlu bulunarak idama mahkûm edildi, 1926’da asıldı.

Sabahattin Ali
Yazar Sabahattin Ali, hayatı boyunca bir muhalif oldu. Üzerindeki baskıların artması üzerine, 1948’de Bulgaristan’a geçmeye çalışırken, kılavuzu tarafından ‘milli hisleri tahrik’ ettiği gerekçesiyle öldürüldü. Katil, emekli astsubay Ali Ertekin, aynı yıl çıkan afla serbest kaldı. Ali’nin işkence sonucu öldürülüp, suçu aynı zamanda MAH ajanı olan Ertekin’in üstlendiği yönündeki iddialar hâlâ kanıtlanamadı.

Topal Osman
Giresunlu bir çete reisiyken Milli Mücadele yararına önemli işler yaptı. Rum çetecilerle mücadele etti, Koçgiri Ayaklanması’nın bastırılmasında önemli rol oynadı. Mustafa Suphi ve arkadaşlarını öldürdü. Atatürk’ün güvenini kazandı; astığı astık kestiği kestik tavırları hep göz ardı edildi. Topal Osman, 1923’te muhalif milletvekili Ali Şükrü Bey’i öldürtünce, Mustafa Kemal tarafından kendisine tahsis edilen Papazın Bağı’ndaki evinde öldürüldü. Ölümü iddialara göre Mustafa Kemal’in emriyle gerçekleştirildi. Cesedi sonraki günlerde gömüldüğü yerden çıkarılarak ibret için Meclis kapısı önünde asıldı.


ESKİ REJİMLE BAŞI DERDE GİRENLER
--------------------------

Fevzi Çakmak
Mustafa Kemal ile birlikte rütbesi mareşalliğe yükseltilmiş olan Fevzi Çakmak, Osmanlı Hükümeti’nce hain ilan edilmiş ve hakkında idam kararı verilmişti. 1946’da Demokrat Parti’yle yeniden TBMM’ye giren Çakmak, daha sonra Millet Partisi’nin kurucuları arasında yer aldı. 1950’de öldüğünde, düzenlenen cenaze töreni CHP karşıtı gösteriye dönüştü ve Çakmak, büyük bir kalabalık tarafından tekbir sesleri arasında gömüldü.

Yakup Cemil
İttihat ve Terakki'nin en önemli tetikçisiydi. Ancak Enver Paşa, Talat Paşa tarafından Yakup Cemil’in darbe hazırlığında olduğuna ikna edilince tutuklandı. Vatana ihanetten idam edildi. Çocuklarına vatana hizmet maaşı bağlandı.

Damat Ferit Paşa
Son sadrazamlık görevi sırasında Sevr Antlaşması'nı imzaladı. İstanbul Hükümeti ile TBMM'nin uzlaşmasına engel oldu ve İngilizlerin baskısı ile görevinden ayrıldı. 1922 yılında yurtdışına kaçtı, 1923’te Fransa’da öldü.


SÜREK AVINA UĞRAYANLAR
-------------------------------

Sabiha ve Zekeriya Sertel
Sabiha ve Zekeriya Sertel yazarı oldukları Tan gazetesinde, tam da Sovyetlerle ilişkilerin gerildiği bir dönemde ‘sıcak ilişkiler’ önerince hain ilan edildiler. 1945’teki bu kriz sırasında Tan gazetesinin yanı sıra sol yayınlar satan kitapevleri, bazı dergiler yağmalandı. Tan baskını sırasında göstericiler, “Kahrolsun komünistler, kahrolsun Serteller” sloganları attı. Serteller tutuklandı, göstericilerden hiçbiri yakalanamadı. Serteller 1950’de yurtdışına gitti.

Turancılar
Rejim, 1944 itibarıyla, İkinci Dünya Savaşı’nın ilk yıllarında müsamaha gösterdiği Turancıları köşeye kıstırdı. Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, H. Ferid Cansever, Zeki Velidi Togan, Alparslan Türkeş, Orhan Şaik Gökyay’ın da aralarında bulunduğu Turancılar hakkında 1944’te takibat başlatıldı ve 23 kişinin tutuklandığı bir dava açıldı. İsmet İnönü’nün, takibat kararı üzerine yaptığı konuşma Cumhuriyet gazetesinde ‘Türk Vicdanının Gür Sesi’ başlığıyla yayımlandı. İnönü kısaca şunları söylüyordu: “İnsaf edin, Türk vatandaşı geliştirmek için bütün iyi şartları üzerinde toplamış olan feyizli yolu bırakır da ırkçıların milleti parçalayacak nifaklı zehirlerine cemiyeti kaptırır mıyız?”

Yüzellilikler
Lozan Barış Görüşmeleri sırasında Milli Mücadele aleyhine faaliyet gösterdikleri gerekçesiyle af kapsamı dışında tutulan ve Bakanlar Kurulu tarafından adları tespit edilen yüz elli kişi 1924’te sürgüne gönderildi; 1927’de de vatandaşlıktan çıkarıldı. Yüzellilikler arasında, Vahdettin’in maiyeti, Kuvayi İnzibatiye komutanları, Çerkes Ethem ve arkadaşları, Çerkes Kongresi’ni düzenleyenler, çete reisleri, düşmanla işbirliği yapan gazeteciler vardı. Mustafa Sabri, Tarık Mümtaz, Rıza Tevfik (Bölükbaşı), Gümülcineli İsmail Hakkı, Vali Ali Galip, Sait Molla, Refik Halit (Karay), Refi Cevat (Ulunay) gibi tanınmış isimler de vardı. Yüzellilikler, 1938’de affedildi.

Nâzım Hikmet
Hakkında çok fazla şey yazmaya gerek yok. Cumhuriyet sonrası tüm rejimlerin can düşmanı Nâzım Hikmet, 1951’de son kez yurtdışına kaçtı ve vatandaşlıktan çıkarıldı. 1963’te Sovyetler Birliği’nde öldü. Nâzım Hikmet’in naşının Türkiye’ye getirilmesi ve yeniden vatandaşlığa alınması tartışması ölümünden itibaren gündemdeki yerini hep korudu.

Ahmet Kaya
Gazeteciler Derneği’nde bir konuşma yaparken, “Kürtçe bir klip çekmek istiyorum ve bunu yayımlayacak bir televizyon kanalı arıyorum” deyince hain ilan edildi. Yurtdışına çıkmak zorunda bırakıldı. 16 Kasım 2000’de Paris’te öldü.

Aziz Nesin
Kendisine ‘vatan haini’ diyen Kenan Evren’e dava açtı. 1993’te, Salman Rüşdi’nin ‘Şeytan Ayetleri’ni Aydınlık gazetesinde yayımladı ve Sivas'ta kaldığı Madımak Oteli yakıldı. Olaylarda 37 kişi yakılarak öldürüldü. Ölmeden kısa süre önce, “Türk milletinin yüzde 60'ı aptaldır” dedi.

Yaşar Kemal
Nobel Ödülü için Türkiye'yi satmakla suçlandı. Alman ‘Der Spiegel’ dergisine yazı yazdı; hakkında dava açıldı. 1080 aydın Yaşar Kemal'in ‘suçunu’ işlemek için gönüllü oldu ve kendilerini DGM’ye ihbar etti.

Orhan Pamuk Ermeni meselesi ile ilgili olarak yabancı bir gazeteye verdiği demeç, vatan haini ilan edilmesine yetti de arttı bile. Orhan Pamuk Nobel alabilmek için Türkiye’yi satmakla suçlandı.

Said Nursi
İttihad-ı Muhammedi, Cemiyet-i Müderrisin ve Kürt Neşr-i Maarif Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı. Milli Mücadele hareketine katıldı, laik uygulamalarla ters düşmesi yüzünden yollar ayrıldı. 1925 ayaklanmasından sonra tutuklandı. Isparta, Eskişehir, Kastamonu, Denizli ve Afyon’a sürüldü. 1950’de DP iktidara gelince serbest bırakıldı. 1960’ta öldü.

Not: Alıntıdır.
 

Genel Forum Sitesi

Forum Sitesi - Forumzar.COM

Forumzar.COM olarak, Türkçe forum sitesi denildiğinde akla gelen ilk adres olarak, geniş kapsamlı genel forum platformumuzda buluşuyoruz. Türkiye'nin en büyük Türkçe forum siteleri arasında yer almanın gururunu yaşıyoruz. Çeşitli konu başlıklarında aktif bir şekilde paylaşımların yapıldığı, her konuda interaktif ve bilgilendirici tartışmalara katılmak için bizi takip edin! ve bir dakikanızı ayırarak forum sitemize üye olun!

Forum Siteleri

Bilgi paylaştıkça çoğalır sloganı ile ilerleyen forum sitesi platformumuza, siz de üye olarak forum sitemizde açılan konulara katılabilir ve ilgi alanınıza uygun konular açarak siz de paylaşımda bulunabilirsiniz.