Oltu Kalesi, Erzurum ilinde Oltu kentinin merkezindeki sarp ama yüksek olmayan kayalık bir tepe üzerinde yer alan kaledir. Kale, savaş kurallarına göre önemli bir geçidin üzerine inşa edilmiştir. Narman ve Sivri Deresi'nden gelen suların birleşerek Oltu Çayı'nı oluşturduğu yerde konumlamıştır.
Tarihçe
Kalenin inşa edildiği tarihle ilgili iki farklı rivayet vardır: İlk rivayet kalenin MÖ 400'lü yıllarda inşa edildiğidir. Daha zayıf olan ikinci rivayet ise MÖ 10. yüzyılda Urartular tarafından yapıldığıdır. Daha sonra Bizans, Gürcü Krallığı, Büyük Selçuklular ve Akkoyunluların kullandığı kale, 16. yüzyılın ortalarında Osmanlıların eline geçirmesinden önce Samtshe-Saatabago hükümdarlarının önemli merkezlerinden biriydi. Sonraki dönemde burası, Çıldır Eyaleti'ne bağlı Oltu sancağının idari merkezi olmuştur. Osmanlı döneminde kervansaray olarak kullanılan kale, daha sonra restore edilmiştir.
Oltu Kalesi, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından imzalanan Berlin Antlaşması uyarınca Osmanlı Devleti tarafından Rusya'ya bırakıldı. Rus idaresinde Oltu, Oltu sancağının idari merkeziydi. Rus idaresinin burada bir kışlası da bulunuyordu. Nitekim Gürcü tarihçi ve arkeolog Ekvtime Takaişvili 1907 yılında Oltu'yu ziyaret etmiş, Oltu kasabasının Oltu Çayı’nın iki yanına yayıldığını, söz konusu akarsuyun sol tarafında bir kışlanın bulunduğunu, sağındaki Oltu Kalesi'nin Oltunun eski kısmının merkezi olduğunu yazmıştır. Alman botanikçi Karl Heinrich Koch ise, 1843 yılındaki seyahati sırasında Oltu Kalesi'nin olduğu gibi kentin dış surlarında pek çok yerde, iri taşlara oyulmuş Gürcüce eski yazılar ve figürlerin bulunduğunu yazmıştır.
Mimari
Oltu Kalesi, iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşur. Yapımında düzgün kesme taşların kullanılan kalenin dış surları yok olmuştur. İç kalenin tek kapısı güneye açılmaktadır. Kalede bulunan meydanın kuzeydoğu kısmında eski Gürcü kilisesinin yıkıntıları bulunmaktadır. Oltisi Kilisesi veya Oltu Kalesi Kilisesi olarak bilinen kilisenin altı apsisli ve kubbeli bir yapı olduğu bilinmektedir. Ayrıca varlığı bilinen Gürcüce yazıttan kilisenin Gürcü azizi Aziz Giorgi adına inşa edildiği anlaşılmaktadır. Kalenin kuzeyindeki nispeten sağlam olan iki burçtan soldaki türbe haline getirilmiş ve üzerine kubbe ile örtülmüştür. Bu türbe, iç kalede ölen Kadı Zinnun'a adanmıştır. Kalenin doğusunda ise bir hamam harabesi bulunmaktadır.