- Katılım
- 23 Eyl 2022
- Mesajlar
- 915
- Puanları
- 16
Olay 1930'lu yılların başında geçer..
Şapka Devrimi 5-6 yıl önce yapılmıştır. Annemle babam, Cumhuriyet'e inanmış öğretmenler olarak günün modasına uygun çağdaş giysiler giyerler. Babam da kendisine bir melon şapka almıştır..
Bir gün yine iki dirhem bir çekirdek giyinmişler, kol kola girmişler, Galata Köprüsü üzerinde yürümektedirler. Birdenbire ortalık karışır, Gazi Hazretleri, üstü açık bir otomobille, halkı selamlayarak Köprü'den geçmektedir.
Birer Atatürk hayranı olan annem ve babam çok heyecanlanırlar. Babam kendi hizalarına gelen Gazi'yi selamlamak için şapkasını çıkarmak ister ve tam elini şapkasına küfürlü içerikürür ki, sert bir rüzgâr şapkayı uçurur ! Şapka yenidir ve babam, sınırlı öğretmen maaşıyla, ona çok para ödemiştir.
Rüzgârın uçurduğu şapka önde gider, babam arkasından koşar. Şapka, Gazi'nin otomobili tam kendi hizasına geldiği anda uçtuğu ve otomobil de yavaş seyrettiği için, babam uzun süre otomobille aynı hizada şapka kovalar.,Tabii tahmin edersiniz ki, şapkaya her yetiştiği ve onu yerden almaya çalıştığı her anda, sert esen rüzgâr şapkayı yeniden uçurur. Böylece babamın şapka kovalaması tam bir komediye dönüşür.
Sonunda şapkayı yakalamayı başarır. Başına geçirirken bir de bakar ki, otomobilin içinde kendini izleyen Gazi kahkahalarla gülmektedir.
Babam bu öyküyü anlattıktan sonra, "Bizim şapka hiçbir işe yaramadıysa bile Gazi'yi güldürmüştü," diye eklerdi...
(EMRE KONGAR, Babam, Oğlum, Torunum")
Alıntıdır.
Şapka Devrimi 5-6 yıl önce yapılmıştır. Annemle babam, Cumhuriyet'e inanmış öğretmenler olarak günün modasına uygun çağdaş giysiler giyerler. Babam da kendisine bir melon şapka almıştır..
Bir gün yine iki dirhem bir çekirdek giyinmişler, kol kola girmişler, Galata Köprüsü üzerinde yürümektedirler. Birdenbire ortalık karışır, Gazi Hazretleri, üstü açık bir otomobille, halkı selamlayarak Köprü'den geçmektedir.
Birer Atatürk hayranı olan annem ve babam çok heyecanlanırlar. Babam kendi hizalarına gelen Gazi'yi selamlamak için şapkasını çıkarmak ister ve tam elini şapkasına küfürlü içerikürür ki, sert bir rüzgâr şapkayı uçurur ! Şapka yenidir ve babam, sınırlı öğretmen maaşıyla, ona çok para ödemiştir.
Rüzgârın uçurduğu şapka önde gider, babam arkasından koşar. Şapka, Gazi'nin otomobili tam kendi hizasına geldiği anda uçtuğu ve otomobil de yavaş seyrettiği için, babam uzun süre otomobille aynı hizada şapka kovalar.,Tabii tahmin edersiniz ki, şapkaya her yetiştiği ve onu yerden almaya çalıştığı her anda, sert esen rüzgâr şapkayı yeniden uçurur. Böylece babamın şapka kovalaması tam bir komediye dönüşür.
Sonunda şapkayı yakalamayı başarır. Başına geçirirken bir de bakar ki, otomobilin içinde kendini izleyen Gazi kahkahalarla gülmektedir.
Babam bu öyküyü anlattıktan sonra, "Bizim şapka hiçbir işe yaramadıysa bile Gazi'yi güldürmüştü," diye eklerdi...
(EMRE KONGAR, Babam, Oğlum, Torunum")
Alıntıdır.