KPPS sınavındaki soruların bir kısmının bir eğitim kurumunun kitaplarındaki sorularla tamamen aynı olduğu şeklindeki iddiaların doğru olduğunu kabul etmenin benim mantığıma bir türlü oturmadığını baştan söylemeliyim.
Bazı şeyler o kadar da basit olmamalı. Beceriksizliğin bir sınırı vardır, atalarımız bile minareyi çalan kılıfını hazırlar demiş neticede.
Bu ülkede insanlar yıllarca soru çalındığını düşündüler. Hatta 1990 li yılların başlarından beri bu konularda rapor yazan Milli eğitim personelleri oldu. Ama yıllarca ispat edilemedi.
Kendi adıma benim bile bazı bölümlere 'mülakatla mi öğrenci alıyorlar, hep bir örnek' diye hayıflandığım zamanlar oldu. Yani bazı şeyleri gözümüzle görüp ispat edemiyorduk.
Sonra bir gün bu soru çalan ekmek ve emek hırsızları başka kavgalara girdiler de foyaları o zaman ortaya çıktı. Son olay bu sebeplerle bana çok da normal gelmiyor. Yani bir grubu sınavda avantajlı hale getirmek için bu kadar aleni bir yol tercih edilmesini anlayamıyorum açıkçası.
İddialara göre KPSS sorularının bir kısmı, bir eğitim kurumunun daha önceki yayınlarıyla birebir aynı. Öncelikle şunu söylemeliyiz ki bu bir soru çalma şekline işaret etmiyor. Yani ÖSYM soruları hazırladıktan sonra birileri sızdırıldı gibi bir iddia yok ortada. Ortaya çıkmaması mümkün olmayan soruların bir eğitim kurumundan kopyala yapıştır marifetiyle alındığı şeklinde bir iddia var.
Baştan da söylediğim gibi eğer iddialar doğruysa yapılan iş son derece acemice ve beceriksizce yapılmış demektir. Ya da bilinçli olarak böyle yapılmış olmalıdır. Yani tekrar ediyorum iddialar doğruysa ya ağır bir beceriksizlik vardır, ya da devletten temizlenmeye çalışılan illegal yapı biz burdayız diyerek meydan okuyor demektir.
Benim kanaatimce kimse bu kadar beceriksiz olamaz.
Birincisi böyle bir şey yapmaya niyetlenenler kendilerini bu kadar kolay ele verecek bir yöntem seçmezler. İkincisi de bunu KPSS sınavında kesinlikle yapmazlar. Çünkü KPSS sınavından sonra mülakat diye bir şey var. Eğer birileri lehine bir avantaj oluşturma niyeti varsa bunun o mülakat denen garabet ölçme sisteminde göz göre göre yapılması çok daha kolay. Bunu yıllardır teyit ediyoruz neticede.
Bütün bu olup biteni geri çekilip salim kafayla bir daha analiz edince iki ihtimal görünüyor. Ya bu iddialar doğru değil ve bu iddiaları köpürten bir el var. Ya da bu iddialar doğru ve hala devlete meydan okuyan içeride kalan terörist unsurlar var ve bunlar bu sefer devleti zaaf içinde gösterme yolunu seçiyorlar. "Biz gitsek de sorular çalınıyor" demek istiyorlar da olabilirler, "Biz şimdi bile istediğimizi yaparız" da demek istiyor olabilirler.
Her iki ihtimalde de ortada bir zafiyet olduğu eleştirisi saklı kalmak üzere, olup biten beni görünenden farklı şüphelere yönlendiriyor.
Bu arada MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Edip Yalçın da bambaşka bir yerden baksa da olayın göründüğü gibi olmadığını söylüyor
Hatırlayın 2011 yılında Sayın Erdoğan Başbakan sıfatıyla, YGS sınavında şifre olduğu iddialarıyla ilgili ÖSYM Başkanının açıklamalarından ben ikna oldum' demiş, ama daha sonra FETÖ iltisaki nedeniyle tutuklanan bahsi geçen ÖSYM Başkanı Ali Demir Sehven şifre var diyerek Erdoğan'ı da açığa düşürmüştü.
Elbette konu hakkında biraz gazetecilik de yaptım ve içeriden birileriyle konuştum. Edindiğim bilgilere göre, sosyal medya da ve bazı yayın organlarında paylaşılan bilgiler köpürtme bir iki soruda her sınavda olabilecek benzerlikler var. Ama birebir aynı soru şeklindeki iddialar doğru değil. Yine de Beştepe durumdan son derece rahatsız olmuş, ve çok hızlı pozisyon almış. Devlet Denetleme Kurulu, Savcılık ve ÖSYM meseleyi de soruşturmaya hemen başlamışlar. Onlar da kendilerine bir tuzak kurulduğunu düşünüyorlar ama tuzağın iddia edildiği gibi birebir aynı soruların sorulması şeklinde değil. Kamuoyunda böyle bir imajın oluşturulması yöntemiyle yapıldığını söylüyorlar.
Sanırım bu tarz bir iddia konusunda 20 yıldır ilk defa bu kadar hızlı pozisyon alınıyor. Başlatılan soruşturmalar da aynı hassasiyetle şeffaf olarak kamuoyuyla paylaşılırsa kısa sürede ne olup bittiğini anlarız.
Zaten bu kadar hızlı bir müdahale de benim kafamda oluşan şüpheleri anlamlı kılıyor.
Bazı şeyler o kadar da basit olmamalı. Beceriksizliğin bir sınırı vardır, atalarımız bile minareyi çalan kılıfını hazırlar demiş neticede.
Bu ülkede insanlar yıllarca soru çalındığını düşündüler. Hatta 1990 li yılların başlarından beri bu konularda rapor yazan Milli eğitim personelleri oldu. Ama yıllarca ispat edilemedi.
Kendi adıma benim bile bazı bölümlere 'mülakatla mi öğrenci alıyorlar, hep bir örnek' diye hayıflandığım zamanlar oldu. Yani bazı şeyleri gözümüzle görüp ispat edemiyorduk.
Sonra bir gün bu soru çalan ekmek ve emek hırsızları başka kavgalara girdiler de foyaları o zaman ortaya çıktı. Son olay bu sebeplerle bana çok da normal gelmiyor. Yani bir grubu sınavda avantajlı hale getirmek için bu kadar aleni bir yol tercih edilmesini anlayamıyorum açıkçası.
İddialara göre KPSS sorularının bir kısmı, bir eğitim kurumunun daha önceki yayınlarıyla birebir aynı. Öncelikle şunu söylemeliyiz ki bu bir soru çalma şekline işaret etmiyor. Yani ÖSYM soruları hazırladıktan sonra birileri sızdırıldı gibi bir iddia yok ortada. Ortaya çıkmaması mümkün olmayan soruların bir eğitim kurumundan kopyala yapıştır marifetiyle alındığı şeklinde bir iddia var.
Baştan da söylediğim gibi eğer iddialar doğruysa yapılan iş son derece acemice ve beceriksizce yapılmış demektir. Ya da bilinçli olarak böyle yapılmış olmalıdır. Yani tekrar ediyorum iddialar doğruysa ya ağır bir beceriksizlik vardır, ya da devletten temizlenmeye çalışılan illegal yapı biz burdayız diyerek meydan okuyor demektir.
Benim kanaatimce kimse bu kadar beceriksiz olamaz.
Birincisi böyle bir şey yapmaya niyetlenenler kendilerini bu kadar kolay ele verecek bir yöntem seçmezler. İkincisi de bunu KPSS sınavında kesinlikle yapmazlar. Çünkü KPSS sınavından sonra mülakat diye bir şey var. Eğer birileri lehine bir avantaj oluşturma niyeti varsa bunun o mülakat denen garabet ölçme sisteminde göz göre göre yapılması çok daha kolay. Bunu yıllardır teyit ediyoruz neticede.
Bütün bu olup biteni geri çekilip salim kafayla bir daha analiz edince iki ihtimal görünüyor. Ya bu iddialar doğru değil ve bu iddiaları köpürten bir el var. Ya da bu iddialar doğru ve hala devlete meydan okuyan içeride kalan terörist unsurlar var ve bunlar bu sefer devleti zaaf içinde gösterme yolunu seçiyorlar. "Biz gitsek de sorular çalınıyor" demek istiyorlar da olabilirler, "Biz şimdi bile istediğimizi yaparız" da demek istiyor olabilirler.
Her iki ihtimalde de ortada bir zafiyet olduğu eleştirisi saklı kalmak üzere, olup biten beni görünenden farklı şüphelere yönlendiriyor.
Bu arada MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Edip Yalçın da bambaşka bir yerden baksa da olayın göründüğü gibi olmadığını söylüyor
Hatırlayın 2011 yılında Sayın Erdoğan Başbakan sıfatıyla, YGS sınavında şifre olduğu iddialarıyla ilgili ÖSYM Başkanının açıklamalarından ben ikna oldum' demiş, ama daha sonra FETÖ iltisaki nedeniyle tutuklanan bahsi geçen ÖSYM Başkanı Ali Demir Sehven şifre var diyerek Erdoğan'ı da açığa düşürmüştü.
Elbette konu hakkında biraz gazetecilik de yaptım ve içeriden birileriyle konuştum. Edindiğim bilgilere göre, sosyal medya da ve bazı yayın organlarında paylaşılan bilgiler köpürtme bir iki soruda her sınavda olabilecek benzerlikler var. Ama birebir aynı soru şeklindeki iddialar doğru değil. Yine de Beştepe durumdan son derece rahatsız olmuş, ve çok hızlı pozisyon almış. Devlet Denetleme Kurulu, Savcılık ve ÖSYM meseleyi de soruşturmaya hemen başlamışlar. Onlar da kendilerine bir tuzak kurulduğunu düşünüyorlar ama tuzağın iddia edildiği gibi birebir aynı soruların sorulması şeklinde değil. Kamuoyunda böyle bir imajın oluşturulması yöntemiyle yapıldığını söylüyorlar.
Sanırım bu tarz bir iddia konusunda 20 yıldır ilk defa bu kadar hızlı pozisyon alınıyor. Başlatılan soruşturmalar da aynı hassasiyetle şeffaf olarak kamuoyuyla paylaşılırsa kısa sürede ne olup bittiğini anlarız.
Zaten bu kadar hızlı bir müdahale de benim kafamda oluşan şüpheleri anlamlı kılıyor.