Bu hafta TBMM’de siyaseti kendini test edecek. İktidar bir taraftan Ukrayna’ya silah satmakla Rusya’dan petrol, gaz, kömür, buğday yanında nükleer enerji almak arasında bir denge tutturuyor. Hâl böyle iken muhalefet ne yapacak, merakla izleyeceğiz.
24 Şubat sabah Rus ordusu Ukrayna’ya girerken aynı gün altında 93 vekilin imzası bulunan Nükleer Düzenleme Kurulu (NDK) ile ilgili kanun teklifi TBMM Başkanlığına sunuldu.
Ne güzel denk gelmiş değil mi? Planlasanız bu kadar denk gelmez!
Anadolu Ajansı (AA) kanun teklifini duyurduğu
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
; nükleer enerji ve iyonlaştırıcı radyasyona ilişkin faaliyetler üzerinde düzenleme, değerlendirme, yetkilendirme, denetleme faaliyetleri ve yaptırımları uygulayabilme yetkisini haiz Nükleer Düzenleme Kurumu'nun yetki, sorumlulukları ile nükleer zararlar hakkında hukuki sorumluluk rejiminin belirlenmesi amaçlandığını söylüyor.Haberin devamını okursanız oldukça yeni bir kanun olduğunu düşüneceksiniz. TBMM’ye sunulan teklifin gerekçelerini de okursanız ve araya sıkışmış o bir cümleyi gözden kaçırırsanız yeni bir kanun olduğunu düşünürsünüz.
Hem AA hem de kanunu yapanlar bilgileri manipüle ediyorlar.
Çünkü ortada nükleer bir skandal, bir mevzuat felaketi var. Bunu örtüyorlar!
NDK’NIN SAKLANAN GEÇMİŞİ!
Cumhurbaşkanı’na yürütmenin yetkilerini veren Anayasa değişikliği Temmuz 2018’de yürürlüğe girmişti. Daha ilk haftasında birkaç kanun hükmünde kararname çıktı ve bunların arasında nükleer ile ilgili bir düzenleme bile vardı. 702 Sayılı Nükleer Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 2 Temmuz 2018’de yayımlandı.
Neden böyle acele edildi ve neden KHK seçildi?
702 sayılı KHK çıkalı 6 ay olmadan defolu çıktı. Hemen içindeki eksiklikleri gideren değişiklik 7164 sayılı kanuna eklendi. Bu değişikliğin geldiğini sizlere “Kimsenin Bilmediği Kanun Mecliste” başlıklı yazımızda duyurmuş, şöyle de bir not iletmiştim:
“2 Temmuz’da çıkan bir kanunda eksiklerin olmasının fark edilmesi ve şimdi eklenmesi. 702 sayılı Nükleer Düzeleme Kurumunu Teşkilat ve Görevleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de yetkilendiren tüzel kişiler ile ilgili bazı detayları unutmuşlar. 46'ıncı maddede ise “yetkilendirme, denetim, ceza hükümleri ve idari yaptırımlar ile koordinasyon” konusunda bazı şeyleri unutmuşlar ve onları eklemişler. Anlayacağınız nükleer kanun kazamız olmuş haberimiz yok.”
Böylesi önemli bir konuya TBMM’de pek ilgi görmedi. 7164 sayılı kanun geçtiğinde “Nükleer mevzuat felaketimiz oldu” başlıklı bir yazı ile durumu anlamıştık;
"Nükleer santrallerin kurulması ve işletilmesi sırasında düzenleme, denetim ve yaptırım zincirine bağlı olarak görev, yetki ve sorumlulukları tanımlayan bir kanun değil, kanun hükmünde kararname yapılıyor ve altı ay sonra değişiyor. Bu hem hukuksal anlamda bir felaket hem de teknik olarak büyük bir felaketin habercisi. 22 dakikada altı ay önce değişmiş bir KHK yeni torba kanun ile değiştiriliyor. Sadece üç kişi görüş bildiriyor ve torbanın oylamasına ise 600 vekilden 250’si teşrif ediyor, 36'sı hayır oyu kullanıyor. Nereden tutsanız ortada bir nükleer felaket var."
Anadolu Ajansı haberinde bunlara yer vermedi. Çünkü bu bilgilere yer verse Anayasa değişikliği ile yetkileri hızla kullanan bir Cumhurbaşkanı, nükleer gibi bir alanda yapılan bu düzenlemede eksikleri olan bir düzenleme ve üstüne, bunu değiştirmek için meclisin çalıştırılması gibi fena üç resim gözler önüne serilecekti.
CHP 7164 sayılı kanun ve 702 sayılı NDK ile ilgili KHK’yı Anayasa Mahkemesi’ne götürdü.
AYM: NÜKLEER BU!
Anayasa Mahkemesi 9 Mart 2021’de kararı verdi. AYM kararında şöyle
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.
:“Çevre ve insan sağlığıyla doğrudan ilgili olan nükleer enerji ve iyonlaştırıcı radyasyona ilişkin faaliyetlerin yürütülmesi sırasında ilgililerin korunmasına yönelik temel ilke ve esaslar ile tarafların sorumluluklarının belirlenmesi ve bu faaliyetler üzerinde düzenleyici kontrol yetkisini haiz NDK’nın kurulması şeklindeki amacın Anayasa’da yapılan değişikliklere uyum sağlanması kapsamında değerlendirilemeyeceği açıktır.”
Bir anlamda “nükleer bu” diyordu.
Devamında ise “Nükleer enerji ve iyonlaştırıcı radyasyon faaliyetlerine ilişkin konular ile bu alanda yetkili bir kurum kurulması 7142 sayılı Kanun’un 1. maddesinde belirtilen Anayasa’da yapılan değişikliklere uyum sağlamak amacı kapsamında değildir” diyerek hem 7164’deki ilgili düzenlemeyi, hem de 702 sayılı KHK’yi Anayasa’ya aykırı buldu.
702 sayılı KHK 18 maddeden oluşuyor. AYM bütün maddeleri tek tek anayasaya aykırı buldu.
NDK KURULDU BİLE !!!
Şimdi sizin yüreğinize indirelim mi? NDK başkanı ve üyeleri 14 Şubat günü Yargıtay’a giderek yemin ettiler ve göreve başladılar. 7164 sayılı kanun o saatlerde TBMM’de oylanmamıştı bile. Teklif o akşam saat 21.06’da oylandı.
Özetle, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) varken Nükleer Düzenleme Kurulu kurdular. Sonra NDK’nin mevzuatını düzeltmeye çalıştılar. Daha iş bitmeden TAEK’i kapattılar. Sonrasında da AYM koca NDK’nın mevzuatını anayasaya aykırı buldu.
Neden bu telaş ve keşmekeş? Bir şey mi kaçırıyorlar?
AKKUYU NÜKLEERDEKİ FACİALARA KILIF MI?
Mayıs 2019’da Akkuyu nükleer santrali inşaatının temelinde çatlaklar oluştuğuna dair haberler düştü. Sonradan öğrendik ki, birinci ünitenin temeli NDK KHK’sından önce çatlamış. Sonra tekrar beton dökmüşler ve NDK KHK’sı çıktığı günlerde tekrar çatlamış.
Yani birinci üniteyi pek denetlememişler ve nükleerde denetimsizlik Türkiye’nin temeli iki defa çatlayan nükleer reaktör almasına neden olmuş! O günlerde “Akkuyu nükleer temel felaketi” diyerek tartıştığımız bu durum işin vahametini ortaya koyuyor.
7162 sayılı kanun teklifi geçtiğinde 21 CHP, 9 İYİ Parti ve 6 HDP vekili RED oyu kullandı ve 210’dan fazla muhalefet vekili oylamaya katılmadı.
Nasıl olsa muhalefetin yapmadığını AYM yapardı.
AYM çok iyi bir karara imza attı. Tabii mecliste savunan olmazsa bu karar da boşa gidecek. Meclis’te nükleere hayır diyen, iktidara hayır diyen çok az vekil var. Paris İklim Anlaşması’ndan 7 dakika sonra TBMM'den geçen nükleer atıkların Türkiye’ye giriş çıkışına AKP-MHP-İYİP kabul oyu verirken HDP gibi ekolojist bir parti çekimser kaldı. 78 CHP vekili RED oyu kullandı. Koca teklife sadece 83 vekil karşı çıktı.
İYİ Parti AKP-MHP’yi desteklemese, HDP çekimser kalmasa ve diğer partiler tam katılsa muhalefetin RET oyları AKP-MHP’nin 225 KABUL oyunu geçecekti.
Bu kanundan tam 7 dakika sonra, nükleer kazalarda üçüncü tarafların sorumluluğuna dair bir anlaşma daha geçti. Bu sefer yine AKP-MHP-İYİP kabul oyu verdi ama CHP çekimser kaldı. Sadece 19 HDP vekili RED oyu verdi. Koca teklife sadece 23 vekil karşı çıktı.
İYİ Parti AKP-MHP’yi desteklemese, HDP çekimser kalmasa ve diğer partiler tam katılsa muhalefetin RET oyları AKP-MHP’nin 232 KABUL oyunu geçecekti.
Muhalefet her zaman yaptığı gibi kamuoyu önünde teklife karşı bir resim çizer ve genel kurul aşamasında ise geçmişte yaptığı gibi kabul oyu vererek, çekimser kalarak ya da katılımı düşük tutarak AK Parti’nin işinin kolaylaştırabilir.
Ya da bir alternatif var ki, meclisi bu kanun teklifi üstünden demokratikleştirmek, meclisi halka açmak.
Biraz daha yüreğinize indirelim. NDK kanun teklifini görüşmek için ilgili komisyon pazartesi günü toplanıyor!
Aceleye bakar mısınız?
Daha NDK kanun teklifine gelmedik. İçeriğe dair hiçbir şey demedik. Ne diyebiliriz ki? Bu kadar acele, bu kadar kanun tanımazlık, mevduat bilmezlik, işleyişi keyfine uydurma arzusu ve ilgisizlik ile ne kadar iyi bir şey çıkabilir? Ama yine de kısa bir bilgi verelim, eskisinden küçük farklar, çıkartılması ve eklenmiş cümlecikler var. Ama bunun hiçbir anlamı yok, çünkü nükleer gibi bir konu bir koltuğa emanet edilmez ve bir virgül bile tartılarak konmalı.
Yapılması gereken üç şey var. Birincisi, bu kanuna karşı çıkmak. Ama öyle böyle değil, tam karşı çıkmak gerekiyor ve işi AYM’ye bırakmamak gerekiyor. -Unutmayın AYM’nin bu kararına şerh koyan üyeler var. İkincisi, "Akkuyu nükleer santrali kapatılsın" demek gerekiyor. Denetlenmeyen bir projeyi kapatmak kadar mantıklı bir şey olamaz. Nükleerin sicilini, Rusya’nın sicilini geçiyorum. Üçüncüsü ise, savaşa ve işgale hayır demek gerekiyor. Çünkü Ukrayna’ya giren birlikler ile Akkuyu’ya giren şirket aynı ülkeye ait ve sicilleri arasında çok fark yok.
Bu hafta TBMM’de siyaseti kendini test edecek. İktidar bir taraftan Ukrayna’ya silah satmakla Rusya’dan petrol, gaz, kömür, buğday yanında nükleer enerji almak arasında bir denge tutturuyor. Hâl böyle iken muhalefet ne yapacak, merakla izleyeceğiz.
Ama tabii ki nükleere ve savaşa hayır diyen tutarlı bir çizgiyi gözümüz arayacak. Orası kesin!
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.