Eleme gruplarında bazı maçlar netamelidir. Gizli bir güç devreye girer ve hesapta olmayan sarsıcı bir kazaya uğrayabilirsiniz. Ozan Kabak’ın rakip atağına müdahale ederken baskı altında kendi kalesine attığı gol de böyle bir kaza… Paniğe kapılmamak bozulmamak dağılmamak gerekir. Evet, paniğe kapılmadılar ama, Ermenistan’ı kendi yarı sahamızda oynatıp sıkıntılı manzaralar yaratmaktan da uzak durmadılar. Üçlü savunmada Ozan, Çağlar ve Merih kazandıkları topları ileri atamadan taşıyamadan kendi aralarında gereğinden çok pas yaptılar. Zaman zaman ligimizde de görülen bu can sıkıntısının üç lejyonerimiz tarafından sahnelenmesi çok garipti. Savunma-orta alan kopukluğu sadece gerideki oyuncularımızın değil, orta alandakilerin de kusuru. Topu öne taşıyana kadar savunmacıları beklemeleri garipti. Yine de topla buluşmalarında Onur ve Ferdi kanatlardan çok hızlı bindirmelerle adeta hücum borusu çaldılar… Hakan Çalhanoğlu ve Orkun Kökçü takımın kaza golü şokundan sonra oyunu hücum zenginlikleriyle donatıp Cengiz’i ve Enes’i devreye soktular. Hele Orkun’un çok akıllı bir görüş ve vuruşla attığı gol, takımın moralini ve etkinliğini daha da artırdı. İlk yarıda sol kanatta statik bir oyun sergileyen Cenk Tosun, hayal kırıklığı yaratan bir performans gösterdi. Topa sahip olma yüzdesinde 60/40 önde iseniz daha çok şut atmalı, duran top fırsatı kazanmalısınız. Tabelamız bu konuda zengin değildi. Ama kurtarışlara baktığımızda Mert Günok’un -tıpkı ligimizdeki- gibi en az üç golü kurtardığını söylemeliyiz. İkinci yarıda dörtlü savunma ile biraz daha güvenceli oyuna döndük. Stefan Kuntz’un beklenen on birdeki bazı oyuncuları hamle için kulübede oturtması kanımca iyi bir tercihti. Kerem’in golü bu anlamda başarılı bir örnek oldu. Faul atışını çok akıllıca kullanan Enes’in yaptığı asist de alkışı hak ediyor. Neşeli sonucuna rağmen zor bir maç kazandık. Ermenistan’ın son Dünya Kupası elemelerinde başarılı maçlar oynayıp futbolunu geliştirmesi dikkate alınmalı. 2-1’lik skoru tutarken beklenmedik bir beraberlik golü yememek telaşıyla zaman zaman zor durumlar da yaşadı bizimkiler. Neyse ki kalede Mert vardı. Ama sadece ona değil hepsine alkış borcumuz var. Bu oyun Hırvatistan maçına yeter mi? O gün başka bir oyun oynanacak. Her şeyden önce bir fazlayız… Bursa’da oynuyoruz ya! Attila GÖKÇE / Milliyet