Gidiyorsunuz en son model, en kallavi dünya markası arabalardan birini alıyorsunuz. Hani binmeye bile acırsın ya, o cinsten... Ama bir bakıyorsun trafiğe çıkıp da havalı ve güvenli süreceğin bir yol yok... Çukurlaşmış asfaltlar, engebeler, su birikintileri, çamur... Mümkün değil süremezsin o arabayı... Soru şu; yolların böyle olduğunu ve o arabayı süremeyeceğini bile bile o kadar para verip o arabayı alır mısın? Geleceğim yer belli... Geçen sene Trabzon'a geçilen iltimaslara içimiz şişmişken, bu sene de G.Saray çıktı karşımıza... Geçen sene Bakasetas penaltı golleriyle bezeli ligimiz, bu sene de imdada bir koşuda gelirim modeliyle ilk yarı sonlarında (!) G.Saray'la fiyaka yaptı! Eee! Ben şampiyon olamayacaksam niye gidip her sene bir Lamborghini alıyorum? Niye o paraları harcıyorum? Baksanıza adamlar gol yedi hakem saymadı. Lig bitti neredeyse o golün niye sayılmadığı belli değil daha!!! Beşiktaş iki kere fazla deplasman yapmış kimse oralı değil. Eee! Ben ne yapayım garajımdaki Lamborghini'yi... Yöneticilere sesleniyorum. Ya çok çalışıp 4/4 lük bir takım yapın. Ya da 4/3 buçuksan bile bu sevdadan vazgeçin. Bin ülkendeki arabalardan birine, çıkart kolunu camdan dışarı, mis... Çukura girseniz bile yolunuz yolumuzdur... Basketbolda ecel terleri Şanlı basketbol tarihimizin birkaç kara sezonlarından birini yaşadık ve geçtiğimiz hafta oynadığımız maçı alarak kümede kaldık! Ya kazanamasaydık? Eyvahlar olsun... Küme düşecektik... Peki, neden bu ızdırabı yaşamak zorunda kaldık? Neden önlemler alınmadı? Neden iki topçuya ayrılacak paranın bütçesiyle kafaya oynamak varken bu halleri seçtik? Hangi yönetim, hangi başkan salonların dolup taşmasını, 20 binlere Abdi İpekçi'yi, Sinan Erdem'i doldurmak istemez? Neden bu spor branşımız taraftara küstürüldü? Bu ilgisizlik neden? Bakıyorsunuz kadroda seyrettiğimiz bir sürü adamın (bırakın basketçiliğini tartışmayı) top eline yakışmıyor... Bunu normal amatör gözle görebiliyorsun. Kim aldı bunları takıma? Basketbolun başındaki sayın Umut Tahir Güneş bunları açıklayacaktır mutlaka çok yakında. Ligde en düşük kadronun bile 1.200 milyon euro civarında kurulduğu halde biz niye o paraların altında kadro kurduk. Sayın Umut Tahir'in basketboldan gelmediği kesin tamam da elinden ve cebinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışması ancak buralara yetti işte. Bu minvalde, takımın başında önce sportif direktör sonra antrenör olan Ahmet Kandemir'in bilgisine mi güvenildi? Neydi problem? Bir sezonda iki hatta üç kere takım kuruldu. Niye bu programsızlık? Alperen'in NBA'ye gidişi Şehmus ve Kabaca'nın takımdan ayrılışının mantığı neydi? Para mı? O zaman oradan gelen para neden basketbola yatırılmadı? Zira biliyoruz ki bu arkadaşlar Bandırma'dan alınırken yalnızca Amerika'ya giderlerse kabul göreceklerdi. Niye dağıtıldı kadro? Bizim şiarımız bellidir. Beşiktaş'ın arması hep zirveye oynar... Sorumluların camiaya açıklama yapması gerekmektedir ve "Bombarasi bombarasi bom bom bom" diye bağırdık mı binlerce kişinin "siyah beyaz güm güm güm" diye salonları inlettiği günleri özledik... Özlemle de bekliyoruz... Alen MARKARYAN / Akşam