Emre ESMER
Moderatör
Her vatandaş gibi gazetecilerin de milletvekilliğine yönelmeleri doğal. Geçmişte de Falih Rıfkı Atay’dan Çetin Altan’a, Altan Öymen’den Bülent Ecevit’e kadar gazetecilikten siyasete geçen çok isim oldu, olacak da… Batı’da da örneği var gazetecilerin siyasete geçmelerinin…
Önemli olan bir gazetecinin ya da bir yazarın, mesleğini, siyasi kariyeri için basamak olarak kullanmaması. Fakat bir gazeteci, aday olunca ister istemez o ana kadar yaptığı gazetecilikle ilgili böyle bir kuşku doğuyor. Hele de siyasi partileri izleyen bir gazeteci ise haber ve yazılarını siyasi ikbal planı için kullandı mı; partisi ile önceden de özdeşleşmiş miydi gibi sorular akla geliyor. Bu sorulara yanıt bulmak için o kişinin gazetecilik geçmişine bakmak yeterli.
Ayrıca milletvekili adayı olduktan sonra bile hâlâ gazeteci unvanını kullananlar oluyor, bu doğru değil. Bir partiye üye olup milletvekilliğine adaylığını koyan bir gazeteci, artık çizginin öbür tarafına geçmiş, aktif bir politikacı olmuştur. Partisi ile arasında bir çıkar ilişkisi olduğu ilan edildiğine göre o noktadan itibaren partili kimliğini kullanması gerekir. Hem aktif politikacı hem de bağımsız ve objektif gazeteci rolü bağdaşmaz; arada kan uyuşmazlığı vardır.
Dikkat ettim, AKP ve CHP’den aday olan meslektaşlarımızın çıktıkları TV programlarında hâlâ “gazeteci” yazıyor ekranlarda. Oysa bu meslektaşlarımız artık “Milletvekili aday adayı” ya da partili olarak anılmalı. Tercihlerinin gereğini yapmak, izleyiciyi de yanlış bilgilendirmemek durumunda olduklarını hatırlatıyor, uyarıyorum.
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.
Önemli olan bir gazetecinin ya da bir yazarın, mesleğini, siyasi kariyeri için basamak olarak kullanmaması. Fakat bir gazeteci, aday olunca ister istemez o ana kadar yaptığı gazetecilikle ilgili böyle bir kuşku doğuyor. Hele de siyasi partileri izleyen bir gazeteci ise haber ve yazılarını siyasi ikbal planı için kullandı mı; partisi ile önceden de özdeşleşmiş miydi gibi sorular akla geliyor. Bu sorulara yanıt bulmak için o kişinin gazetecilik geçmişine bakmak yeterli.
Ayrıca milletvekili adayı olduktan sonra bile hâlâ gazeteci unvanını kullananlar oluyor, bu doğru değil. Bir partiye üye olup milletvekilliğine adaylığını koyan bir gazeteci, artık çizginin öbür tarafına geçmiş, aktif bir politikacı olmuştur. Partisi ile arasında bir çıkar ilişkisi olduğu ilan edildiğine göre o noktadan itibaren partili kimliğini kullanması gerekir. Hem aktif politikacı hem de bağımsız ve objektif gazeteci rolü bağdaşmaz; arada kan uyuşmazlığı vardır.
Dikkat ettim, AKP ve CHP’den aday olan meslektaşlarımızın çıktıkları TV programlarında hâlâ “gazeteci” yazıyor ekranlarda. Oysa bu meslektaşlarımız artık “Milletvekili aday adayı” ya da partili olarak anılmalı. Tercihlerinin gereğini yapmak, izleyiciyi de yanlış bilgilendirmemek durumunda olduklarını hatırlatıyor, uyarıyorum.
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.