Emre ESMER
Moderatör
Eski AKP milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner isim vermeden şarkıcı Gülşen’in imam hatipliler ile ilgili sözleri nedeniyle tutuklanmasını köşesine taşıdı.
“Hakaret kime yapılırsa yapılsın kabul edilemez” diyen Metiner, “Hakareti yapan kişinin konumu ve sıfatı üzerinden yoruma kalkıştığınız andan itibaren ilkeden saparsınız. Hakarete maruz kalan kişinin aidiyeti, hayat tarzı ve durduğu yer üzerinden yapacağınız her türlü yorum da sizi ilkeden uzaklaştırır” düşüncesini dile getirdi.
Hakaret konusunda günümüzde yanlış tarfgirlikten kaynaklanan ilkesizliklere prim verildiğini yazan Metiner, “Sizin bir başkası için söylediğiniz laflar hakaret kapsamında değil tersine hak edileni söylemek biçiminde taltif görüyorsa, başkasının sizin için dediği aynı laflar hakaretin dik alası kabul edilerek yerden yere vuruluyorsa, demek ki orta yerde ilke adına konulan bir tavır söz konusu değil. Bu vadiden çıkmak lazım. Eleştiri ne kadar yararlı ise hakaret bir o kadar zararlıdır” görüşünü dile getirdi.
“Özür dileyeni affetmek, büyüklüktür” diyen Metiner, “Bazen affetmek, en güzel cezadır. ‘Kem söz, sahibine aittir’ sözü çok anlamlıdır. Kem söz sahibine kem sözle karşılık verdiğinizde aynı konuma kendinizi düşürmüş olursunuz. Zaten o birilerinin istediği şey de bu. Kendisine benzeterek makul çoğunluğun gözünde değersizleştirmek. Bu tuzağa düşmemek lazım” uyarısında bulundu.
Metiner, yazısına şöyle devam etti: “Salt bir hakaretamiz laftan ötürü tutuklanmayı gerekli görmem. Kanuna uygun olsa bile hukuka uygun görmem.
Lakin tutuklamaya hiddetle ve şiddetle karşı çıkanların hakaretamiz lafa karşı ilkesel bir eleştiri getirmemelerini de ilkesellik adına üzücü bulurum.
Özür dilemeyi önemserim elbette.
Affetmeyi de.
Sadece cezalandırıcı ve imha edici anlayışların husumeti çoğaltan zararlı anlayışlar olduğuna da inananlardanım.
Bence içinde sadece husumet besleyenler insanlık için tehdit oluştururlar.
Husumeti muhabbetle yenmek en doğru yoldur.
Husumetin muhabbeti yenmesine izin verenler gün gelir husumetin kurbanı olurlar.
Husumetimiz zulme karşı olsun, adaletsizliğe karşı olsun, haksızlığa karşı olsun, haysiyet cellatlığına karşı olsun.
Elbette husumetimiz olacak.
Zalime husumet duymayan, mazluma zulmetmiş olur.
Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytan olur.
Sapla samanı karıştırmadan yol yürümesini bilmek lazım, vesselam.”
“Hakaret kime yapılırsa yapılsın kabul edilemez” diyen Metiner, “Hakareti yapan kişinin konumu ve sıfatı üzerinden yoruma kalkıştığınız andan itibaren ilkeden saparsınız. Hakarete maruz kalan kişinin aidiyeti, hayat tarzı ve durduğu yer üzerinden yapacağınız her türlü yorum da sizi ilkeden uzaklaştırır” düşüncesini dile getirdi.
Hakaret konusunda günümüzde yanlış tarfgirlikten kaynaklanan ilkesizliklere prim verildiğini yazan Metiner, “Sizin bir başkası için söylediğiniz laflar hakaret kapsamında değil tersine hak edileni söylemek biçiminde taltif görüyorsa, başkasının sizin için dediği aynı laflar hakaretin dik alası kabul edilerek yerden yere vuruluyorsa, demek ki orta yerde ilke adına konulan bir tavır söz konusu değil. Bu vadiden çıkmak lazım. Eleştiri ne kadar yararlı ise hakaret bir o kadar zararlıdır” görüşünü dile getirdi.
“Özür dileyeni affetmek, büyüklüktür” diyen Metiner, “Bazen affetmek, en güzel cezadır. ‘Kem söz, sahibine aittir’ sözü çok anlamlıdır. Kem söz sahibine kem sözle karşılık verdiğinizde aynı konuma kendinizi düşürmüş olursunuz. Zaten o birilerinin istediği şey de bu. Kendisine benzeterek makul çoğunluğun gözünde değersizleştirmek. Bu tuzağa düşmemek lazım” uyarısında bulundu.
Metiner, yazısına şöyle devam etti: “Salt bir hakaretamiz laftan ötürü tutuklanmayı gerekli görmem. Kanuna uygun olsa bile hukuka uygun görmem.
Lakin tutuklamaya hiddetle ve şiddetle karşı çıkanların hakaretamiz lafa karşı ilkesel bir eleştiri getirmemelerini de ilkesellik adına üzücü bulurum.
Özür dilemeyi önemserim elbette.
Affetmeyi de.
Sadece cezalandırıcı ve imha edici anlayışların husumeti çoğaltan zararlı anlayışlar olduğuna da inananlardanım.
Bence içinde sadece husumet besleyenler insanlık için tehdit oluştururlar.
Husumeti muhabbetle yenmek en doğru yoldur.
Husumetin muhabbeti yenmesine izin verenler gün gelir husumetin kurbanı olurlar.
Husumetimiz zulme karşı olsun, adaletsizliğe karşı olsun, haksızlığa karşı olsun, haysiyet cellatlığına karşı olsun.
Elbette husumetimiz olacak.
Zalime husumet duymayan, mazluma zulmetmiş olur.
Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytan olur.
Sapla samanı karıştırmadan yol yürümesini bilmek lazım, vesselam.”