Emre ESMER
Moderatör
ABB Başkanı Yavaş, Manisa Salihli’de, Millet Buluşması programına katıldı. Yavaş şunları söyledi:
”14 seçimde bir seçime gidiyoruz ama televizyonlara baktığınız zaman seçime mi gidiyoruz savaşa mı gidiyoruz belli değil. Savaş gemileri, SİHA’lar, İHA’lar her şey piyasaya çıktı seçim için konuşuluyor. Oysa konuşmamız gereken bir gündem var. 21 yıldır ülkeyi yöneten ve son yıllarda da yönetemez hale gelen iktidar gençlerin işsizliği, artık hayal kuramamaz olması, ev sahibi kiracı kavgaları, kuyruklar, yokluklar, yolsuzluklar almış başını gidiyor. Bunların konuşulmasını istemiyorlar. Bunu biz 2019 seçiminde de yaşadık. Şöyle yapıyorlar; bizi seçmezseniz o tarafta öcü var diyorlar. Öcüden diyemediler ama dediler ki ‘Bizi seçmezseniz Ankara batar.’. Öyle söyleseler iyi dediler ki; ‘Bunlar Ankara’yı yönetemez, küçücük bir ilçenin belediye başkanlığını yönetmiş’. İlk ay 50 milyon lira personel maaşı eksik, nereden ödeyecek? Kendileri para basıyorlar ya. İş başına geldik. İsrafı ortadan kaldırdık. Tüm ihaleleri açık yayınlamaya başladık. Bugün Youtube’da 3 bin 500 ihalemiz açık bir şekilde yayınlanıyor. 5 katrilyon eski dönemin borcunu ödedik.
Bunlar söyleyecek sözü kalmayınca ancak iftira atarlar. En son söylediklerini söylüyorum; eğer Mansur Yavaş’ı seçerseniz dediler PKK’lılar sayaç okuyacak, DHKP-C’liler de fatura taşıyacak bunların evinize gelmesinden korkmuyor musunuz dediler. Biz de seçildik. Vatansever Türk gençleri götürüyor evlere faturaları. PKK’nın ne işi var belediyeyle? O ara İstanbul’da kazanmıştık. Ama İstanbul seçimini iptal ettiler. Baktılar ki seçilen Millet İttifak’ı belediyelerinde devletin bekasını tehlikeye sokacak hiçbir şey yok, gayet düzenli yönetmeye başladılar. Bu seferde Ekrem Başkan’ın seçimine gelince şuna başladılar, aynı sözleri gene söylüyorlar. Ondan sonra dediler ki; eğer İstanbul’u kaybedersek Mekke düşer, İstanbul’u kaybedersek Kudüs düşer, İstanbul’u kaybedersek büyük İsrail kurulur. Aynen bunları söylediler. En son dediler ki; Binali’yi mi seçeceksiniz Sisi’yi mi dediler. İstanbul halkı gereğini yaptı. 805 bin oy farkıyla onları sandığa gömdü, dersini verdi. Onlar şu anda Sisi’yle görüşüyor öyle mi? Şimdi tekrar aynı biz kaybedersek şu olur bu olur. Hayır. Tüm Millet İttifakı belediyelerinde her şey çok güzel oldu. Siz giderseniz tekrar Türkiye çok güzel olacak. ’Bunlar yönetemez, bunlar idare edemez, bunlara devlet teslim edilemez.’ Bunlar dediğiniz kim? Ankara’da aynısını söylemelerinin bir tek sebebi vardı. Ankara’da 23 buçuk yıl jeliboncu bir kafaya Ankara’yı teslim ettiler. Ve Ankara’nın kaynaklarını sağa sola harcadı. 16 milyarı götürdü ANKAPARK’a batırdı. Ankara’nın içine girerken o gördüğünüz kapılara 255 milyon lira para harcandı. Ankaralının parasını har vurup harman savurdu. Ankara’nın birçok yerinde hala su yok, kanalizasyon yok. Hepsini tamamlamaya çalışıyoruz. 2013 yılından itibaren bir adet otobüs almamış. Hep paraları rantlı projede harcamış. Bir imar rantından bir milyar lira halkın kursağından alıp birilerinin cebine kondu. Türkiye’nin ilk 100 zengini içerisinde sadece Ankara Büyükşehir’den aldığı işlerle o listeye giren insanlar var.
Hani biz Ankara’da işçileri çıkaracaktık? Ne oldu? Yok. Peki sosyal yardımları kesecektik. Ben şu anda 200 bin ailenin hiçbirini aç ve açık bırakmıyorum. Her birine kışın üçer ay tabii gaz veriyorum, her ay 17 aydır her birine birer kilo et veriyorum. Destek alan ailelerin çocuklarının aç ve açık kalmaması eğitimini sürdürmesi, onların da yardım alır insan olmaması için gayret ediyorum. Okusunlar diye sınav ücretlerini biz ödüyoruz, kırtasiye ücretlerini biz ödüyoruz. 16 bin öğrenci okusun diye servis ücretini biz ödüyoruz. 15 bin öğrenci kantinde mahsun olmasın diye onlara günlük 15 lira kantin ücreti ödüyoruz. Hani yardımlar kesilecekti? Kırsal kalkınmaya geldik. Bana ikide bir soruyorlardı; projen ne? Dedik; çok çılgın proje gördük Türkiye’nin her yerinde. Çılgın proje diye paraları har vurup harman savuruyorsunuz. Kendi paranızı harcayamayacağınız yerlere milletin parasını harcıyorsunuz. Pahalı hizmet yapıyorsunuz diye çok eleştirmiştik. Ben de dedim ki benim en çılgın projem Ankara halkından aldığımı Ankara halkına harcamak. Ve kırsal kalkınma projesi yapmak suretiyle şu anda Ankara’da bütün çiftçilere arpa, buğday tohumu ücretsiz veriliyor. Belediyemize ürettiğimiz sıvı gübreler onlara dağıtılıyor. Traktör alan herkese mazot yardımı yapıyoruz. Şimdi hepsine güneş enerjisi desteği de vermeye başlıyoruz ki çalışsın üretsin bizler de aç kalmayalım. O yetmiyor, kurduğumuz Başkent marketler sayesinde Kadın Kooperatifleri kurdurduk. Onlardan aldıklarımızı Başkent Market’te satıyoruz. Artık halkın parasını savuran bir yönetim gitti halkın parasını düşünen, halk için harcayan, açını fakirini doyuran bir yönetim var. Bundan sonra böyle olacak. Benim anlattığım sosyal yardım sayın genel başkanımızın Aile Destek Sigortası’nın küçük bir örneği. Onun bu projesine göre her ailenin eline mutlaka geçineceği, çoluğuna çocuğuna süt alabileceği, giydirebileceği, yedirebileceği mutlaka bir gelir girecek. 6 bin lira alana diyelim ki 3 bin lira, 8 bin lira geliri olana 2 bin lira, 5 bin lira geliri olana 5 bin lira vermek suretiyle herkesin mutlaka insanca yaşayacağı bir standardı mutlaka kuracağız.
Şimdi de tutturmuşlar PKK, PKK, PKK. Şimdi PKK kim biliyor musunuz? Ekrem Başkan’ın seçiminde güçleri yetmeyince 33 askerimizi şehit eden o olayın katilini, planlayıcısını televizyona çıkarttılar. O yetmedi İmralı’dan mektup okutan kendileri değil mi? Bunlar bu seçimi kazanmak için bütün tuşlara basıyorlar. Her türlü iftirayı atıyorlar. Niye? Rant imparatorluğu bitsin istemiyorlar. Çakarlı araçlardan, imtiyazlardan vazgeçmiyorlar. Kendi çocukları gidiyor iş biliyor, onlara mülakat yok torpil var. Sonuç itibarıyla ülkede uyuşturucu artmış 10 yaşa kadar düşmüş. Sınırlarımız delik deşik olmuş, ülke mülteci deposu olmuş. Şunu seçeceksiniz; bu yönetim devam etsin mi?
O zaman artık sizleri azarlayan, ‘bizim çalışma şartlarımız iyi değil’ diyen doktorlara ‘defolun gidin, çekin gidin’ diyen bugün de mesaj yazmış ‘lütfen geri gelin’ diye. Eğer bir çocuk yurt dışına gidemiyorum okuyacağım derse ona diyorsunuz; asalak. Söylenmedi mi bu sözler? Halbuki bu çocuk niye okuyor, ailesi onun için dişinden tırnağından ayrı para veriyor diyor ki; okusun istikbalini kazansın, işe girme imkanı yok diyor. Hele artan fiyatlar karşısında artık hiçbir genç iyi bir araba alacağım, iyi bir telefon alacağım, iyi bir evde oturacağım, tatil yapacağım diye hayal dahi edemiyor maalesef. Hayallerimizi çaldılar.
O İHA’lar SİHA’lar sizin babanızın malı değil. 90’lı yıllardan beri bu ülkede üretiliyor, sizler geliştirdiniz çok teşekkür ediyoruz. Bize de düşen daha da geliştirmek. Nasıl eski hükümetler yapıp evine alıp götürmediyse siz de evinize alıp götürmeyeceksiniz. Milli politikası değişmez. Bize düşen daha da geliştirmek. Türkiye’nin etrafında, Türkiye’nin sınırlarında tehdit olduğu müddetçe bizim onların hepsine ihtiyacımız var. PKK silah bırakmadıkça o füzeler çıkacak o SİHA’lar gidecek o Kandil’e mutlaka da o füzeleri yağdıracak. Bunlar sadece biz yaparız diyorlar her şeyi.
Ben diyorum ki bebek katilini biz varken kimse çıkaramaz. Ama tekrar de siz teşekkür edersiniz çıkaracağım diye, sizden başkası yapmaz. Seçimi kazanmak için siz her şeyi yaparsınız.”
”14 seçimde bir seçime gidiyoruz ama televizyonlara baktığınız zaman seçime mi gidiyoruz savaşa mı gidiyoruz belli değil. Savaş gemileri, SİHA’lar, İHA’lar her şey piyasaya çıktı seçim için konuşuluyor. Oysa konuşmamız gereken bir gündem var. 21 yıldır ülkeyi yöneten ve son yıllarda da yönetemez hale gelen iktidar gençlerin işsizliği, artık hayal kuramamaz olması, ev sahibi kiracı kavgaları, kuyruklar, yokluklar, yolsuzluklar almış başını gidiyor. Bunların konuşulmasını istemiyorlar. Bunu biz 2019 seçiminde de yaşadık. Şöyle yapıyorlar; bizi seçmezseniz o tarafta öcü var diyorlar. Öcüden diyemediler ama dediler ki ‘Bizi seçmezseniz Ankara batar.’. Öyle söyleseler iyi dediler ki; ‘Bunlar Ankara’yı yönetemez, küçücük bir ilçenin belediye başkanlığını yönetmiş’. İlk ay 50 milyon lira personel maaşı eksik, nereden ödeyecek? Kendileri para basıyorlar ya. İş başına geldik. İsrafı ortadan kaldırdık. Tüm ihaleleri açık yayınlamaya başladık. Bugün Youtube’da 3 bin 500 ihalemiz açık bir şekilde yayınlanıyor. 5 katrilyon eski dönemin borcunu ödedik.
”Ankara’da 23 buçuk yıl jeliboncu bir kafaya Ankara’yı teslim ettiler”
Bunlar söyleyecek sözü kalmayınca ancak iftira atarlar. En son söylediklerini söylüyorum; eğer Mansur Yavaş’ı seçerseniz dediler PKK’lılar sayaç okuyacak, DHKP-C’liler de fatura taşıyacak bunların evinize gelmesinden korkmuyor musunuz dediler. Biz de seçildik. Vatansever Türk gençleri götürüyor evlere faturaları. PKK’nın ne işi var belediyeyle? O ara İstanbul’da kazanmıştık. Ama İstanbul seçimini iptal ettiler. Baktılar ki seçilen Millet İttifak’ı belediyelerinde devletin bekasını tehlikeye sokacak hiçbir şey yok, gayet düzenli yönetmeye başladılar. Bu seferde Ekrem Başkan’ın seçimine gelince şuna başladılar, aynı sözleri gene söylüyorlar. Ondan sonra dediler ki; eğer İstanbul’u kaybedersek Mekke düşer, İstanbul’u kaybedersek Kudüs düşer, İstanbul’u kaybedersek büyük İsrail kurulur. Aynen bunları söylediler. En son dediler ki; Binali’yi mi seçeceksiniz Sisi’yi mi dediler. İstanbul halkı gereğini yaptı. 805 bin oy farkıyla onları sandığa gömdü, dersini verdi. Onlar şu anda Sisi’yle görüşüyor öyle mi? Şimdi tekrar aynı biz kaybedersek şu olur bu olur. Hayır. Tüm Millet İttifakı belediyelerinde her şey çok güzel oldu. Siz giderseniz tekrar Türkiye çok güzel olacak. ’Bunlar yönetemez, bunlar idare edemez, bunlara devlet teslim edilemez.’ Bunlar dediğiniz kim? Ankara’da aynısını söylemelerinin bir tek sebebi vardı. Ankara’da 23 buçuk yıl jeliboncu bir kafaya Ankara’yı teslim ettiler. Ve Ankara’nın kaynaklarını sağa sola harcadı. 16 milyarı götürdü ANKAPARK’a batırdı. Ankara’nın içine girerken o gördüğünüz kapılara 255 milyon lira para harcandı. Ankaralının parasını har vurup harman savurdu. Ankara’nın birçok yerinde hala su yok, kanalizasyon yok. Hepsini tamamlamaya çalışıyoruz. 2013 yılından itibaren bir adet otobüs almamış. Hep paraları rantlı projede harcamış. Bir imar rantından bir milyar lira halkın kursağından alıp birilerinin cebine kondu. Türkiye’nin ilk 100 zengini içerisinde sadece Ankara Büyükşehir’den aldığı işlerle o listeye giren insanlar var.
”En çılgın projem Ankara halkından aldığımı Ankara halkına harcamak”
Hani biz Ankara’da işçileri çıkaracaktık? Ne oldu? Yok. Peki sosyal yardımları kesecektik. Ben şu anda 200 bin ailenin hiçbirini aç ve açık bırakmıyorum. Her birine kışın üçer ay tabii gaz veriyorum, her ay 17 aydır her birine birer kilo et veriyorum. Destek alan ailelerin çocuklarının aç ve açık kalmaması eğitimini sürdürmesi, onların da yardım alır insan olmaması için gayret ediyorum. Okusunlar diye sınav ücretlerini biz ödüyoruz, kırtasiye ücretlerini biz ödüyoruz. 16 bin öğrenci okusun diye servis ücretini biz ödüyoruz. 15 bin öğrenci kantinde mahsun olmasın diye onlara günlük 15 lira kantin ücreti ödüyoruz. Hani yardımlar kesilecekti? Kırsal kalkınmaya geldik. Bana ikide bir soruyorlardı; projen ne? Dedik; çok çılgın proje gördük Türkiye’nin her yerinde. Çılgın proje diye paraları har vurup harman savuruyorsunuz. Kendi paranızı harcayamayacağınız yerlere milletin parasını harcıyorsunuz. Pahalı hizmet yapıyorsunuz diye çok eleştirmiştik. Ben de dedim ki benim en çılgın projem Ankara halkından aldığımı Ankara halkına harcamak. Ve kırsal kalkınma projesi yapmak suretiyle şu anda Ankara’da bütün çiftçilere arpa, buğday tohumu ücretsiz veriliyor. Belediyemize ürettiğimiz sıvı gübreler onlara dağıtılıyor. Traktör alan herkese mazot yardımı yapıyoruz. Şimdi hepsine güneş enerjisi desteği de vermeye başlıyoruz ki çalışsın üretsin bizler de aç kalmayalım. O yetmiyor, kurduğumuz Başkent marketler sayesinde Kadın Kooperatifleri kurdurduk. Onlardan aldıklarımızı Başkent Market’te satıyoruz. Artık halkın parasını savuran bir yönetim gitti halkın parasını düşünen, halk için harcayan, açını fakirini doyuran bir yönetim var. Bundan sonra böyle olacak. Benim anlattığım sosyal yardım sayın genel başkanımızın Aile Destek Sigortası’nın küçük bir örneği. Onun bu projesine göre her ailenin eline mutlaka geçineceği, çoluğuna çocuğuna süt alabileceği, giydirebileceği, yedirebileceği mutlaka bir gelir girecek. 6 bin lira alana diyelim ki 3 bin lira, 8 bin lira geliri olana 2 bin lira, 5 bin lira geliri olana 5 bin lira vermek suretiyle herkesin mutlaka insanca yaşayacağı bir standardı mutlaka kuracağız.
”Doktorlara ‘defolun gidin, çekin gidin’ diyen bugün de mesaj yazmış ‘lütfen geri gelin’ diye”
Şimdi de tutturmuşlar PKK, PKK, PKK. Şimdi PKK kim biliyor musunuz? Ekrem Başkan’ın seçiminde güçleri yetmeyince 33 askerimizi şehit eden o olayın katilini, planlayıcısını televizyona çıkarttılar. O yetmedi İmralı’dan mektup okutan kendileri değil mi? Bunlar bu seçimi kazanmak için bütün tuşlara basıyorlar. Her türlü iftirayı atıyorlar. Niye? Rant imparatorluğu bitsin istemiyorlar. Çakarlı araçlardan, imtiyazlardan vazgeçmiyorlar. Kendi çocukları gidiyor iş biliyor, onlara mülakat yok torpil var. Sonuç itibarıyla ülkede uyuşturucu artmış 10 yaşa kadar düşmüş. Sınırlarımız delik deşik olmuş, ülke mülteci deposu olmuş. Şunu seçeceksiniz; bu yönetim devam etsin mi?
O zaman artık sizleri azarlayan, ‘bizim çalışma şartlarımız iyi değil’ diyen doktorlara ‘defolun gidin, çekin gidin’ diyen bugün de mesaj yazmış ‘lütfen geri gelin’ diye. Eğer bir çocuk yurt dışına gidemiyorum okuyacağım derse ona diyorsunuz; asalak. Söylenmedi mi bu sözler? Halbuki bu çocuk niye okuyor, ailesi onun için dişinden tırnağından ayrı para veriyor diyor ki; okusun istikbalini kazansın, işe girme imkanı yok diyor. Hele artan fiyatlar karşısında artık hiçbir genç iyi bir araba alacağım, iyi bir telefon alacağım, iyi bir evde oturacağım, tatil yapacağım diye hayal dahi edemiyor maalesef. Hayallerimizi çaldılar.
”Seçimi kazanmak için siz her şeyi yaparsınız”
O İHA’lar SİHA’lar sizin babanızın malı değil. 90’lı yıllardan beri bu ülkede üretiliyor, sizler geliştirdiniz çok teşekkür ediyoruz. Bize de düşen daha da geliştirmek. Nasıl eski hükümetler yapıp evine alıp götürmediyse siz de evinize alıp götürmeyeceksiniz. Milli politikası değişmez. Bize düşen daha da geliştirmek. Türkiye’nin etrafında, Türkiye’nin sınırlarında tehdit olduğu müddetçe bizim onların hepsine ihtiyacımız var. PKK silah bırakmadıkça o füzeler çıkacak o SİHA’lar gidecek o Kandil’e mutlaka da o füzeleri yağdıracak. Bunlar sadece biz yaparız diyorlar her şeyi.
Ben diyorum ki bebek katilini biz varken kimse çıkaramaz. Ama tekrar de siz teşekkür edersiniz çıkaracağım diye, sizden başkası yapmaz. Seçimi kazanmak için siz her şeyi yaparsınız.”