• Forumzar.COM Türkçe içerikli genel forum sitesi ve paylaşım platformu olarak eğlenceli ve interaktif bir forum deneyim sunar.

    Foruma üye olmak için BURAYA TIKLAYINIZ

Kolay mı affetmek torunun ve kızının katilini?

BertaN

Forum Üyesi
Katılım
23 Eyl 2022
Mesajlar
3,520
Puanları
36
Konum
mersin
Cinsiyet
Erkek
Konunun ana başlığı, Hz. Peygamberimizin affediciliği. Affettiği husus ise, torunu ve kızının ölümünden sorumlu tutulan kimse.

Hz. Zeynep, peygamber efendimizin kızlarından bir tanesi. Konuda vefatı ile, peygamberimizin İSLAM İÇİN nasıl bir affedicilik gösterdiğinden bahsedilmekte.

Kolay mıdır ki torunun ve kızının katilini affetmek bir insan için? Yeri geliyor, omuzu çarpışan iki insan birbirini dövüyor, öldürüyor. Olaya geçelim, insanlarımız uzun yazı okumayı sevmediği için parçalayarak ve derleyerek paylaşacağım.

_____________________________________________________________________

1. Kısım:

Hz. Zeyneb'in kocası Ebû'l-Âs bin Rebi', Hz. Hatice'nin kızkardeşi Hâle'nin oğlu idi. Zaten evlilikleri de Hz. Hatice'nin arzusu üzerine olmuştu.

Ebû'l-Âs, henüz bu evlilik sırasında Müslüman olmamıştı. Buna rağmen Resûl-i Ekrem, Hz. Zeyneb'in onunla evlenmesine muhalefet etmedi. Çünkü, henüz o sıra Cenab-ı Hak tarafından bu tarz bir evliliği yasaklayıcı hükmü gelmemişti.





2. Kısım:

Hz. Resûl-i Ekrem, Medine'ye hicret ettiği halde, kocasının müsaade etmeyişi sebebiyle değerli kerimesi Hz. Zeyneb Mekke'de kalmak zorunda bırakılmıştı. Ancak, rahmet-i İlâhî Ebû'l-Âs'ı Bedir Muharebesinde Müslümanların eline esir düşürmekle, Hz. Zeyneb'in imdadına yetişiyordu. Resûl-i Zişan Efendimiz, esirler arasında bulunan Ebû'l-Âs'ı fidye almaksızın serbest bırakınca, o da bu taltife bir karşılık olsun diye Hz. Zeyneb'i Mekke'ye varır varmaz, Medine'ye muhterem babasının yanına göndermişti.





3. Kısım:

Medine’ye, babasının yanına gitmek üzere hazırlıklarını tamamlayan Hz. Zeyneb, kayınbiraderi Kinâne ile birlikte yola çıktı. Kinâne, Hz. Zeyneb’i Mekke sınırına kadar götürecek, burada kendilerini bekleyen sahâbîlere teslim edip geri dönecekti.
Hebbâr b. Esved bu durumu öğrenir öğrenmez arkadaşlarıyla birlikte harekete geçti.[8]Zî Tuvâ denilen mevkide Hz. Zeyneb’e yetişti. Hz. Zeyneb, devesinin üzerindeki hevdecin içindeydi. Hebbâr mızrağıyla saldırarak Hz. Zeyneb’i devesinden düşürdü. Hevdec bir kayaya çarpmış, o sırada hamile olan Hz. Zeyneb çocuğunu kaybetmiş, vücudu kanlar içinde kalmıştı.[9]Hebbâr’ın amacı belki de Zeyneb’i öldürmekti ancak Zeyneb’in kayınbiraderi buna fırsat vermedi.





4. Kısım:


Mekke’den ancak birkaç gün sonra büyük zorluklarla ayrılabilen Hz. Zeyneb, Medine’ye babasına kavuştuysa da bir daha sağlığına kavuşamadı. Yaraları yıllar boyu bir türlü iyileşmeyen Hz. Zeyneb hicretin sekizinci yılında otuz yaşındayken vefat etti. Sahâbîler onun hicret sırasında aldığı yaralar sebebiyle şehid olduğunu söylüyorlardı. Allah Rasûlü'nün sevgili kızı Allah yolunda şehid olmuştu.[10]Efendimiz ona olan sevgisini, bu benim en hayırlı kızımdır, benim uğrumda nice sıkıntılar çekmiştir, diyerek ifade etmişti.[11]
Savaşta bile kadınlara silah doğrultulmazken savunmasız, silahsız üstelik hamile olan bir kadına mızrakla hücum etmenin izahı ne olabilirdi? Vahşetin bu denlisi Hz. Hamza’yı öldürüp vücudunu parçalayanların bile aklına gelmezdi.




5. Kısım:


Peygamber Efendimiz kızının başına gelenlere ve torununun vefatına çok üzüldü. Kızına saldıranlara karşı yüreği öfke ile doldu. Hemen bir müfreze hazırlayarak canilerin üzerine gönderdi. Müfrezede bulunan askerlere kesin bir talimat verdi: “Hebbâr b. Esved ve Nâfi b. Kays’ı yakaladığınızda onları ateşte yakın.” Fakat kısa bir süre sonra verdiği emri değiştirdi: “Ateşle azap etmek yalnızca Allah’a mahsustur. Siz onları yakaladığınızda öldürün.”[12]




6. Kısım:


Yaptıklarının unutulmayacağını ve mutlaka cezalandırılacağını bilen Hebbâr, Müslümanlar Mekke’ye girmeden evvel şehri terk etmiş, sırra kadem basmıştı. Kaçmayı, başka ülkelere gitmeyi düşündü ama nereye gidebilir ve bu kaçış daha ne kadar sürebilirdi? Artık putlarına olan inancı da kalmamış, bu zamana kadar yaptığı mücadelenin boşuna olduğunu anlamıştı. Allah Rasûlü'ne gitmek ve Ondan af dilemek istedi. Yıllar süren düşmanlığını, Hz. Zeyneb’e yaptığı vahşi saldırıyı ve onun ölümüne sebep olduğunu hatırladı.
Acaba Allah Rasûlü kızının katilini affeder miydi? Çocuklarını çok seven Peygamber, kızının yıllarca acı çekmesine ve genç yaşta vefat etmesine sebep olan bir adamı bağışlar mıydı? Kim eline bir fırsat geçtiğinde intikamını almaz, hele hele çocuğunun katiline dünyayı dar etmez ki, diye defalarca kendine sordu. Çaresiz kalmıştı. Nihayet Efendimizin yanına gitmeye karar verdi.






7. Kısım:


İslâm ordusu Taif ile Mekke arasında bulunan Ci’râne mevkiinde iken Hebbâr çıkageldi.[14] Allah Rasûlü, ashâbı ile mescitte oturduğu sırada Hebbâr b. Esved mescidin kapısında belirdi. Sonra bir uğultu duyuldu. “Bu, Hebbâr b. Esved!” sesleri yayıldı. Hebbâr, Allah Rasûlü'nün düşmanı, Rasûlullahın kızının katili, Rasûlü en çok üzen, Onu en çok öfkelendiren Hebbâr… Sahâbîler onu öldürmek üzere saldırıya geçti. Öyle ki insanlar Hebbâr’ı öldürmek için birbirlerini ezecek hâle geldi. Tam bu sırada Allah Rasûlü ashâbına müdahale ederek onları durdurdu. Hebbâr’ı çağırdı ve oturmasını istedi. Hebbâr, Efendimizin karşısına geçerek konuşmaya başladı:





8. Kısım


“Şehirden, Senden kaçtım. Yabancı diyarlarda kalmak istedim. Sonra, Senin faziletini, iyiliğini, merhametini ve Sana kendi cahilliklerinden dolayı kötülük yapanları bağışladığını hatırladım. Sana dönmeye karar verdim. Ya Rasûlallah! Biz, şirk ehlindendik, Allah Azze ve Celle Senin vesilen ile bize hidayet verdi. Bizi, helak olmaktan kurtardı. Benim cahilliğime bakma, beni affet. Sana karşı olan kötü hâl ve hareketlerimi, günahlarımı biliyorum. Hayatımı Sana karşı kötülüklerle geçirdim. Sana yaptığım kötülükleri bağışla! Suçumu kabul, günahımı itiraf ediyorum. Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammed Onun kulu ve rasûlüdür.”[15]





9. Kısım:


Allah Rasûlü, Hebbâr’ın af talebini hiç tereddüt etmeden kabul etti. Ancak sahâbîler Hebbâr’ın işlediği kötülükleri hatırlatarak ona sataşmaya, kötü sözler söylemeye devam ettiler. Sahâbîlerden bazılarına göre Hebbâr, o kadar kötü biriydi ki Allah Celle ona iman nimetini tattırmayacaktı.[16] Fakat Efendimiz onlarla aynı düşüncede değildi. Hebbâr hakkında kötü sözler söylenmesini yasakladı ve şöyle buyurdu:
“Allah, seni en güzel şekilde İslâm’la hidayete erdirdi. Üstelik İslâm kendinden önceki günahları siler.”




 

Genel Forum Sitesi

Forum Sitesi - Forumzar.COM

Forumzar.COM olarak, Türkçe forum sitesi denildiğinde akla gelen ilk adres olarak, geniş kapsamlı genel forum platformumuzda buluşuyoruz. Türkiye'nin en büyük Türkçe forum siteleri arasında yer almanın gururunu yaşıyoruz. Çeşitli konu başlıklarında aktif bir şekilde paylaşımların yapıldığı, her konuda interaktif ve bilgilendirici tartışmalara katılmak için bizi takip edin! ve bir dakikanızı ayırarak forum sitemize üye olun!

Forum Siteleri

Bilgi paylaştıkça çoğalır sloganı ile ilerleyen forum sitesi platformumuza, siz de üye olarak forum sitemizde açılan konulara katılabilir ve ilgi alanınıza uygun konular açarak siz de paylaşımda bulunabilirsiniz.