Koca Türk futbolunun getirildiği hale bakın.

Ah eskiden eskiden su içerdik testiden. Ama öyle takımlarla oynardık ki Avrupa'da, yıldızlar geçerdi bizim de semalarda. İspanyol, İngiliz, Fransız, Alman devlerini az izlemedik bizim sahalarda. Şimdi öyle bir hale geldik ki, adı kendi ülkelerinde bile duyulmayan rakiplerle oynuyoruz. Şampiyonlar Ligi'ne girebilmek için bizim içeride destan (!) yazan takımlarımız bir kaç ön eleme oynuyor tuhaf tuhaf takımlarla. Eski adı UEFA Kupası olan Avrupa Ligi'ne katılamıyoruz bile. "Yeriniz Konferans Ligi" deyip, Avrupa'nın 3. ligine talim ediyoruz. Bakın hatırlatalım size kimmiş bu rakipler. Oyun da düştüğümüz duruma bir daha yanın. GALATASARAY: Şampiyonlar Ligi'ne katılması için bir değil iki ön eleme oynayacak. Sonra bir de play off turu maçına çıkacak. Hepsinden geçecek de sözüm ona kendi ayarında (!) takımlarla gruplarda mücadele edecekler. İlk eleme turunda Litvanya'nın Zalgiris Vilnius ile Makedonya'nın FC Struga eşleşmesinin galibiyle oynayacak. Zalgiris öyle bir takım ki... Stadı tam 5 bin 67 kişilik! Sahanın kenarından ikide bir kara tren geçiyor sirenini çala çala... Kadrosunun değeri de toplam olarak sıkı durun; 8 milyon euro. Hele diğer muhtemel rakibi Struga. Stadı 800 kişilik. Yanlış okumadınız, sekizyüz kişilik. Kadro değeri de 4 milyon euro. KONFERANS LİGİ DAHA DA ENTERESAN Gelelim "Konferans Ligi" gibi enteresan bir adı olan kupadaki temsilcilerimizin rakiplerine. Beşiktaş, Arnavutluk'un Tirana ile Gürcistan'ın Dinamo Batum eşleşmesinin galibiyle oynayacak. Fenerbahçe, San Marino'nun La Fiorita ime Moldova'nın Zimbru eşleşmesin turu geçenle karşılaşacak. Adana Demirspor'un rakibi ise bunların içinde en ciddi (!) olanı. Romanya'dan Cluj. Hepsini tek tek saymaya gerek yok. Hepsi de aşağı yukarı birbirinin aynı. Hele de Fenerbahçe’nin muhtemel rakibi La Fiorita'nın stadı topu topu 500 kişi alıyor. Peki bunlar neden oldu? Kendimi dev aynasında görürken nasıl cüceler arasına girdik? Biz kimiz, neredeyiz? Deveye sormuşlar; - Boynun neden eğri? Cevap vermiş; - Nerem doğru ki! İşte bizimki de bunun misali. - Futbol topunu görse karakola götürme ihtimali olan adam TFF'ye başkan olursa... - Kurulların başına kel alaka isimler getirilirse... - MHK gibi önemli bir kuruma torpille atamalar yapılırsa... - Takım kayırmalar ayyuka çıkarsa... - Sonucu belirleyen hakemlere göz yumulursa... - Kulüpleri yönetenler bu kadar çapsız kişilerden oluşursa... Budur işte sonunda geleceğin yer. Adını sanını kimsenin duymadığı rakipler çıkar karşına. Böyle devam ederse... Seneye kumda oynarız artık. Böyle başa böyle tarak! Çok ama çok yazık! yeniçağ

Bilgi paylaşımı için teşekkürler.