Kimyadan Simyaya

Forumcu

Forum Üyesi
Katılım
23 Eyl 2022
Mesajlar
1,217
Tepkime puanı
0
Puanları
36
KİMYANIN GELİŞİMİ

• Simyadan kimyaya

• Kimyanın Temel Kanunları

• Kimyasal Bağ kavramı



KİMYANIN GELİŞİMİ:
Kimyanın gelişimi, diğer tüm bilimler de olduğu gibi uzun ve çileli bir yoldan geçerek gerçekleşmiştir. Toprak, ateş, hava ve suya element diyebilmenin bir birikim işi olduğu çağlardan başlayıp, atomu, hatta çekirdeği mercek altına alarak inceleyecek kadar işi ileri seviyelere götüren bir süreç bu.
Taşı yontmayla ve belli bir şekil vermekle başlayan, ardından ateşin varlığını keşfetmeyle devam eden, demire, bakıra şekil vermekle süren ve altını, gümüşü bulup ve kullanmayla devam eden, daha sonra maddelerin etkileşimiyle daha farklı maddeleri (ilaç gibi) elde ederek insanlığın hizmetine sunan çileli bir süreç ...
Yanma olayının sırrını çözen, oksijeni havadan ayırmakla devam eden ve elemente yeni anlamlar yükleyen bir rüreç… devam eden…
Gelecekte belki 10 gram maddeden elde ettiği sınırsız enerjiyi soğutarak insanlığın hizmetine sunacak olan, yani daha sonu belli olmayan bir süreç bu.
Yazıdan da anlaşıldığı gibi kimyanın gelişimini 4 ana bölüme ayıra biliriz.
Kimyanın gelişimini kısaca;
1. SİMYA ÇAĞI
2. İATRO KİMYA ÇAĞI
3. “FLOJİSTON“ KİMYA ÇAĞI
4. NİCEL KİMYAÇAĞI

1.SİMYADAN KİMYAYA
a-Eski çağlarda Keşfedilen maddeler;
Issız bir adada kaybolsanız ve hiç bir şeye sahip olmazsanız acaba neleri hayatınıza hangi öncelikle katarsınız?
Eski çağlarda insanlarda bu şekilde düşünmüşler.
a-Önce hayatta kalabilmek için doğadaki yenile bilir maddeleri keşfetmekle işe başladılar.
b- Sonra yıldırımlardan ve diğer hayvanlardan korunmak için kendilerine uygun barınaklar hazırlamakla işe devam ettiler. Mağralar ve değişik barınma yerleri inşaat ettiler.
c-Hayatta kala bilmek ve hayatı kolaylaştırmak için değişik aletler ürettiler.
d-Ateşi kullanmayı öğrendiler. Demire bakıra şekil vermeyi keşfettiler.
e-Sonra avladıkları hayvanların derilerinden elbiseler ürettiler.
f-Daha sonra güzelleşmek için değişik boyaları ürettiler ve kullandılar.
g-Daha sonra tuzu buldular.
h-Daha sonra yaralarını iyileştirmek için değişik bitkilerden elde ettikleri maddeleri ilaç olarak kullandılar.


b.Simya:
Simya, bir saflaştırma sanatıdır. Simyacılara göre “madde; hastadır ve iyileştiğinde altın (temiz ruh) ortaya çıkmaktadır.” Altın ve Gümüş mükemmel metaller olup diğerleri mükemmel olmayan metallerdir. Bir teoriye göre metaller; demir → bakır → kurşun → kalay → cıva → gümüş → altın sırasını izleyerek altına dönüşmektedir. Sırf bu düşünceden dolayı orta çağda altın elde etmek için türlü çalışmalar yapılmıştır.
Simyanın gelişimi dikkate alındığında, simya:
1. PRATİK SİMYA
2. MİSTİK (EAZOTERİK) SİMYA, şeklinde iki kısma ayırmak mümkün.

1.PRATİK SİMYA: Maddenin hasta olduğunu ancak saflaştırılabileceğini ve saflaştırıldığında altına dönüşeceğini savunan ve bu yönde çalışmalarını yürüten bir ekoldür. Ancak altını saf olarak elde etmek için yapılan rastgele ve bilimsellikten uzak bu tip çalışmalar bazen değişik ve yararlı şeyleri bulmaya da yarı yordu. Maddeleri karıştırıp ısıtırken, nitrik asiti (HNO3), sülfirik asiti (H2SO4), tuz ruhu elde etme yöntemlerini buldular. Kükürtün (S), cıvanın (Hg), Arseniğin (As) kimi özelliklerini de öğrendiler Mesela; Alman bilim adamı Hennig Brand simyacıların etkisinde kalarak “ insan idrarının saflaştırılmasından altın elde edileceğine inandı. Yaptığı çalışmalar sonunda altın değil de, fosforu elde etti.”
Daha sonraki aşamalarda kimya bilimine temel teşkil edecek olan pratik simyacılar, deneme yanılma yoluyla çalışmalarını sürdürdükleri için ve belli bir sistematik temelleri olmadıkları için, simya bilimsellikten uzaktır.

B MİSTİK SİMYA (ezoterik) : Ezoterik simya insanın içine yönelmesi, saflaşması esasına dayanır. İnsanlar saflaştıkça karmaşık olan maddeden sıyrıla bilirler. Ezoterik simyada amaç felsefe taşına ulaşmaktır. Filizof taşını kullanarak gizli gizemli reçetelerle değersiz taşı altına dönüştürdüğü gibi insanları da içe doğru derinleştirerek ölümsüzlük iksirini bulacaktır.
Tüm insanların özünde tanrıdan bir parça vardır. En değerli hazine kendi vücudunun merkezindedir. İçine doğru derinleş ki, tanrısal olanı bulasın. İnsanın ruhu tanrıyla birleştiğine göre, ruh ölümsüz dür. Anlaşılacağı gibi simyacılar bir nevi filizoflardır.




ELEMENT-ATOM
(M.Ö. 483-423) Empedokles; bu güne kadar varlığından bahsedilen üç elemente (su, hava ve ateş) birde toprağı ekler. Bu dört maddenin çeşitli oranlarda birleşmesiyle diğer maddelerin oluştuğunu, ayrışmasıyla da maddelerin değiştiğini savunur. Empedokles, “evrendeki hiç bir şeyin yok olmadığını sadece dönüşüme uğradığını (kütlenin koruma kanunu) savunur.”
Demokrit (M.Ö. 460-370); Buğdayın bölünerek una dönüşmesi, büyük kum taneciklerinin ufalanmasını, hatta en saf madde olan altının bile aşınmasını görüyor, öyleyse atom; “maddelerin bölünemeyen en küçük birimi olmalıdır,” fikrine götürüyordu. Ona göre hareket, hem maddelerin hem de onların en küçük tanecikleri olan atomların özelliğidir. Madde başlangıçsız ve sonsuzdur. Hiç bir şey yoktan var edilemediği gibi, vardan da yok edilemez (madde ve enerjinin korunumu kanunu).
Aristo (M.Ö. 384-328): Antik çağın en etkin ve en büyük otoritesi olan Aristo ve onun izleyicileri; maddenin atomlu yapıda olduğu görüşünü küçümseyip maddelerin bir “yüksek aklın” görüntüleri olduğunu savundular. Aristo’ya göre yüksek aklın kurduğu evrende her şey, topraktan doğup toprağa dönerdi. Bu dönüş zinciri; toprak→ateş→hava→su ve yeniden toprak şeklindeydi.” Soğuk ve ıslak (su) sıvı, soğuk ve kuru (toprak) katı, ıslak ve sıcak (hava) gaz, kuru ve sıcak ateşi (ateş) ateşi oluşturur.
Simyada metallerin dönüşümüne inanan Bacon, kimyayı iki kategoriye ayırır: 1) Spekülatif kimya: Her türden metal, mineral, bileşik gibi maddelerin elementlerinden oluşumuyla ilgilidir. Bunlar, Aristoteles ve Latin düşünürlerinin bilmedikleri bilgilerdir. 2) Pratik kimya: Simya sanatı yardımıyla, içlerinde Altın da olmak üzere her tür maddenin damıtma, süblümleştirme, kalsinleme vb. yollarla nasıl elde edileceği ile ilgilidir.
Simyadaki bu gelişmeler, yani metalorojinin gelişimi ile altın, gümüş, cıva gibi elementlerin sentezlenmesiyle eski element kavramı yavaş yavaş kafaları kurcalıyordu. Belki artık toprağa madde denilmiyordu ama parçalanması zor olan bazı tuzlar bir element olarak düşünülüyor ve uzun yıllar öyle kabul ediliyordu.
Bu arada bulunan altın, cıva ve kurşun gibi elementler belli geometrik şekillerle sembolize edilmeye de başlanmıştı.
Elementler üzerindeki çalışmalar iatro kimya(İlaç Kimyası) çağında da ve flojiston kimya (Yanma) çağında da devam etti. Van Helmont (1577-1634) , “Gazlarla buharlar arasındaki ayrımı soğukta sıvı hale geçenleri buhar adıyla ayırarak ortaya çıkaran bilgin; çok farklı gazlar olduğunu öne sürerek, havanın tek türden bir cisim olduğu düşüncesine de ilk kez karşı çıkmıştır.” Van Helmon; Yanma sürecinde su, duman ve ateşin kaybolup geriye külün yani toprağın kaldığını, havaya karışanların ise "Gas Sylvestre" adli bir ruh olduğunu öne sürmüş; ancak bu süreçte havanın tümünün değil, ancak bir kısmının harcandığını da saptayabilmiştir. Tarihte ilk defa terazi ve tartı kullanması açısından Van Helmont çok önemlidir.
Bu arada bulunan ve sentez edilen yeni bileşik ve elementler eski element inancını temellerinden sarsıyordu.
R.Boyle deneylerle ifade edemese de ilk “Kimyasal Element” kavramından bahsetti. “Bir madde eğer tam bir homojenlik göstermiyorsa, belli maddelere ayrışa biliyorsa, o gerçek bir element değildir.” Bu tanım o günlerde çok iddialı bir tanımdı.
Joseph Priestley; (1733-1804; Çeşitli kimyasal maddelerden havayı ayırmak için yaptığı deneylerden birinde, içine kırmızı çökelek adıyla bilinen (HgO) Cıva II oksit koyduğu ve dev büyüteçlerle ısıttığı kaplarda bu maddeden bir tür havanın (gazin) kolayca ayrıldığını görmüştür. Bu hava suda pek fazla çözünmemekte, kendisi yanmadığı halde, içine konan bir mumun alışılmadık şiddette yanmasına neden olmaktadır. Filogiston kuramına bağlı olan bilgin, çeşitli maddelerin normal havada orta alevle yanarken bu gaz içinde şiddetle yanmasını hiç filogiston taşımadığı ile yorumlayarak, elde ettiği gaza "Filogistonsuz hava" adini vermiştir. Yeşil bitkilerin de O2 gazı ürettiğinden eserlerinde bahsetti. Yeşil bitkilerin hayatın devamı için şart olduğunu eserlerinde yazdı.
İçinde bu gaz bulunan bir farenin, kapta normal hava olduğundan iki kat uzun süre yaşadığını saptayınca, denemeyi kendi üzerinde yapma cesaretini de göstermiştir. "Buharı solumayı kestikten bir süre sonraya kadar, göğüste garip bir hafiflik ve rahatlığın sürdüğünü" yazarak, tıpta kullanım yollarının aranmasını öğütlemektedir.
Böylece oksijen gazı elde edilmiş oluyordu.
Oksijen gazının eldesi Filojiston Çağını sona erdirdi ve element kavramı üzerine yeni boyut kazandırdı.
Bu gün biliyoruz ki Element; Aynı cins atomlardan meydana gelmiş saf maddelerdir.
Elemente kimyasal özelliklerini kazandıran yegane faktör, proton sayılarıdır. Elementler milyonlarca aynı cins atomların bir araya gelerek oluşturdukları saf maddedir. Bir elementin tüm atomlarının proton sayıları kesinlikle aynıdır, ancak nötron ya da kütle numaraları bir birinden farklı olabilir. Elementler sembollerle gösterilirler.
SEMBOL: Elementlerin Latince isimlerinin baş harfinin büyük harflerle, ihtiyaç duyuluyorsa ardından gelen diğer harflerinden birinin küçük harflerle gösterilmesiyle oluşturulan sigmeye SENMBOL denir. ÖR; He,Ne,Ar…gibi. ( Sadece tungesten için kullanılan W harfi, almanca adı olan wolfram’dan türetilmiştir.) J.J.Berzellius (1779-1848) ; Bu gün kullandığımız, alfabedeki harflerden türetilen simgeleme yöntemini bulmuştur.




TEST – 1


1. (p) proton sayısını, (n) nötron sayısını ve (e) elektron sayısını gösterdiğine göre aşağıdakilerden hangisi her zaman doğru değildir?

A) X+3 iyonunda p > e ‘dir.
B) Y-1 iyonunda p < e ‘dir.
C) Nötr atomlarda p = e ‘dir.
D) Kütle numarası = n + e ‘dir.
E) Atom numarası = p ‘dir.





2. Bir iyonun nötron sayısını bulabilmek için;

I. İyon yükü
II. Çekirdek yükü
III. Kütle numarası

niceliklerinden en az hangilerinin bilinmesi gerekir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) II ve III
D) I ve II E) I, II ve III





3. 19X–1 iyonunun nötron sayısı elektron sayısına eşit olduğuna göre, X ‘in atom numarası kaçtır?

A) 9 B) 10 C) 18 D) 19 E) 20






4. 16X–2 iyonu ile 21Yn iyonunun elektron sayıları eşittir.

Buna göre “n” kaçtır?

A) – 3 B) – 2 C) +1 D) +3 E) +5
5. 27X+3 iyonu ile 15Y+5 iyonunun elektron sayıları eşittir.

X ‘in çekirdeğinde kaç tane nötron vardır?

A) 10 B) 13 C) 14 D) 18 E) 24







6. atomunun X+3 iyonunda, elektron (e), proton (p) ve nötron (n) arasında nasıl bir ilişki vardır?

A) e < p < n B) e > p > n C) e = p > n D) e = p < n E) e < p = n






7. Elektron sayısı e olan X+a iyonunda nötron sayısı elektron sayısının iki katıdır.

Buna göre X elementinin kütle numarası nedir?

A) 2e + a B) 3e + a C) e + 2a
D) 3e + 2a E) 3e – a





8. Tüm nötr atomlarda, atom numarası atomdaki,

I. Proton sayısına
II. Elektron sayısına
III. Nötron sayısına

niceliklerinden hangilerine eşittir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) I ve III



9. Proton ve elektron sayıları verilen aşağıdaki elementlerden hangileri katyondur?
Element Proton S. Elektron S.
A 26 23
C 10 10
E 35 36
R 13 10

A) Yalnız A B) Yalnız E C) C ve E
D) A ve R E) A, E ve R





10.






Yukarıdaki tabloya göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Sodyumun 3 katmanı vardır.
B) Klorun değerlik elektron sayısı 7 dir
C) Kalsiyum II. periyot elementidir.
D) Klor 7A grubu elementidir.
E) Sodyum kararlı bileşiklerinde +1 değelik alır.






11. X–3 iyonu Yn iyonuna 5 elektron verince yükleri eşit oluyor.

Buna göre “ n ” kaçtır?

A) +1 B) +3 C) +5 D) +6 E) +7

12. Nötr X atomu – 2 yüklü iyon haline geçerken,

I. Elektron sayısı 2 artar
II. Proton sayısı 2 azalır.
III. Nötron sayısı 2 artar.

yargılarından hangileri doğru olur?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III






13. X–3, X+3 ve X+5 iyonlarında toplam 40 elektron vardır.

Buna göre X ‘ in çekirdek yükü kaçtır?

A) 15 B) 10 C) 12 D) 20 E) 21






14. XY2 iyonik bileşiğinde bulunan X ve Y iyonlarının elektron sayıları birbirine eşittir. Bileşikteki iyonların tamamının 54 elektronu vardır.

Buna göre X ve Y nin atom numaraları sırasıyla nedir?

A) 16 – 17 B) 20 – 34 C) 20 – 17
D) 16 – 34 E) 13 – 16





15. 1 tane kökünde proton, elektron ve nötron sayıları toplamı kaçtır? ( , )

A) 28 B) 30 C) 12 D) 33 E) 38

TEST – 2


1. X elementinin çekirdek yükü Y elementinin çekirdek yükünün 2 katıdır. X+6 ile Y – 3 iyonlarının elektron sayıları eşittir.

Buna göre X ‘ in atom numarası kaçtır?

A) 7 B) 8 C) 9 D) 12 E) 16





2. 37X+1 iyonu ile 34Yn iyonunun elektron sayıları eşittir.

Buna göre “n” kaçtır ?

A) – 1 B) – 2 C) +2 D) +3 E) +4




3. X+5 iyonunun kütle numarası 80, nötron sayısı proton sayısından 10 fazla olduğuna göre iyonun elektron sayısı kaçtır ?

A) 35 B) 25 C) 33 D) 30 E) 45




4. X+3 ve Y–2 iyonları eşit sayıda elektron taşımaktadır. X in atom numarası 13 olduğuna göre nötr Y atomunun proton sayısı kaçtır?

A) 8 B) 10 C) 12 D) 15 E) 18



5. iyonunda, elektron (e), proton (p) ve nötron (n) sayıları arasında nasıl bir ilişki vardır?

A) e < p < n B) e > p > n C) e = p > n
D) e = p < n E) e < n < p
6. 17Cl+7 ile 12Xm iyonlarının elektron sayıları eşit olduğuna göre “ m “ kaçtır?

A) – 1 B) – 2 C) +1 D) +2 E) – 3





7. Bir iyonun elektron sayısını bulabilmek için;

I. İyon yükü
II. Kütle numarası
III. Nötron sayısı

niceliklerinden en az hangilerinin bilinmesi gerekir?

A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III
D) II ve III E) I, II ve III




8. Xn iyonundaki “ n “ değerini bulabilmek için,

I. Kütle numarası
II. Elektron sayısına
III. Nötron sayısına

niceliklerinden hangilerinin bilinmesi gerekir?

A) Yalnız I B) I ve II C) Yalnız III
D) II ve III E) I, II ve III



9. Bir X iyonu için ,

I. Çekirdek yükü 7 ‘dir.
II. Elektron sayısı 10 ‘dur.

Bu verilenlere göre X iyonu aşağıdakilerden hangisidir?

A) 17X+7 B) 7X+7 C) 7X – 3 D) 13X+3 E) 8X – 2



10. Nötron sayısı proton sayısına eşit olan – 2 yüklü iyonun kütle numarası 32 ise bu iyonun elektron sayısı kaçtır?

A) 34 B) 32 C) 18 D) 16 E) 14




11. Yn iyonu X+3 iyonuna 2 elektron verince yükleri eşit oluyor.

Buna göre “ n ” kaçtır?

A) – 2 B) – 1 C) – 3 D) +1 E) +2





12. Xn iyonu Y+1 iyonuna 2 elektron verilince iyon yükleri eşit oluyor.

Buna göre “ n “ kaçtır?

A) +1 B) –3 C) +3 D) –1 E) + 5





13. Bir tane iyonunda toplam 40 tane elektron bulunmaktadır.

Buna göre X ‘ in atom numarası nedir? ( 8O )

A) 27 B) 24 C) 21 D) 15 E) 13





14. 1 tane NH4NO3 molekülünde kaç tane elektron vardır? ( 7N, 1H, 8O )

A) 42 B) 40 C) 38 D) 36 E) 30
15. 56Xn iyonunun değerliğini (n) belirleyebilmek için,

I. Atom ağırlığı.
II. Elektron sayısı.
III. Nötron sayısı.

yargılarından hangileri bilinmelidir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III





16. K – 3 , İ – 1 , M , Y +2 , A +3 atom ve iyonlarının elektron sayıları eşittir.

Bu elementleri atom numaralarına göre artan sırada dizilişi nasıldır?

A) İ,Y,M,A,K B) K,A,M,Y,İ C) A,Y,M,İ,K
D) K,İ,M,Y,A E) İ,K,M,Y,A



17. , ve iyonlarının birer tanesinin içerdi ği elektron sayıları sırasıyla kaçtır? (16X, 15Y, 13 Z, 8 O )

A) 50 – 40 – 37 B) 50 – 50 – 40 C) 48 – 48 – 50 D) 48 – 47 – 37 E) 46 – 44 – 34



18. , iyonlarının,
I. Elektron sayıları
II. Nötron sayıları
III. Proton sayıları.

niceliklerinden hangileri eşittir?

A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II
D) II ve III E) I ve III


TEST – 3


1. Atom numaraları 12 A, 17 C,19 E, 13 R elementlerinin A+2 , C–1 , E+1 ve R+3 iyonlarındaki elektron sayıları sırasıyla kaçtır?

A) 14 – 16 – 20 – 16 B) 10 – 16 – 18 – 10
C) 10 – 18 – 18 – 10 D) 14 – 18 – 20 – 10
E) 12 – 17 – 19 – 13


2. 17X–1 iyonu ile Y+2 iyonunun elektron sayıları eşittir.

Buna göre Y elementinin proton sayısı kaçtır?

A) 12 B) 16 C) 18 D) 19 E) 20



3. Yüksüz X atomunun elektron sayısı 20Ca+2 iyonunun elektron sayısından 2 eksiktir.

Buna göre çekirdeğinde 16 nötronu bulunan X atomunun kütle numarası kaçtır?

A) 34 B) 32 C) 30 D) 36 E) 16




4. X+2 ve Y–1 iyonları eşit sayıda elektron taşımaktadır.

X in atom numarası 20 olduğuna göre nötr Y atomunun proton sayısı kaçtır?

A) 20 B) 19 C) 18 D) 17 E) 16



5. ile 75Xm iyonlarının elektron sayıları eşittir.

X ‘nin nötron sayısı 42 olduğuna göre “ m “ sayısının değeri kaçtır?

A) – 1 B) – 3 C) +1 D) +2 E) 0
6. X–3 iyonu X+2 iyonu haline geçerken;

I. Proton sayısı değişmez.
II. Elektron sayısı azalır.
III. Nötron sayısı değişir.

yargılarından hangileri doğrudur?

A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III
D) II ve III E) I, II ve III


7. iyonunda , elektron (e) , proton (p) ve nötron (n) sayıları arasında nasıl bir ilişki vardır ?

A) e < p < n B) e > p > n C) e = p > n
D) e = p < n E) e < n < p


8. iyonuna ilişkin,

I. Katyondur.
II. n > p > e ilişkisi vardır.
III. 2 elektron verdiğinde nötr olur.

yargılarından hangileri doğrudur?

A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III
D) II ve III E) I, II ve III



9. Element Proton S. Elektron S.
X 16 18
Y 19 18
Z 7 10

Proton ve elektron sayıları verilen yukarıdaki elementlerden hangileri ( - ) yüklüdür?

A) Yalnız X B) Yalnız Y C) X ve Z
D) Y ve Z E) X, Y ve Z



10. I. 8X–2 ile Y+ iyonları eşit elektronludur.
II. 23Y ile 24Z atomları eşit nötronludur.

Bu verilenlere göre Z nin atom numarası kaçtır?

A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14




11. Atom numarası 12 olan X ‘in nötron sayısı Y ‘nin elektron sayısından 3 fazladır.

Nötron sayısı 10 olan Y ‘nin kütle numarası 19 olduğu- na göre, X ile Y ‘nin nötron sayıları oranı kaçtır?

A) 6/5 B) 7/5 C) 7/6 D) 8/7 E) 9/7



12. X + 3 iyonu Y – 2 iyonundan 2 fazla elektrona sahiptir.

Buna göre X – 3 iyonu Y atomundan kaç fazla elektrona sahiptir?

A) 7 B) 8 C) 4 D) 10 E) 12



13. X+2, Y–1, Z+3 iyonları 3 ‘er elektron almaları halinde son durumları için aşağıdakilerden hangisi doğru olur?

A) X+4,Y+1,Z+5 B)X0,Y-3,Z+1 C) X0,Y-2,Z+4
D) X+4,Y-3,Z0 E) X-1,Y-4,Z0




14. iyonunun toplam nötron sayısı 30, toplam elektron sayısı 32 ‘dir.

Buna göre, X atomunun kütle numarası kaçtır? ( )

A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
15. Proton sayısı nötron sayısına eşit olan – 1 yüklü iyon için,

I. Kütle numarası = p + e
II. Kütle numarası = e + n
III. Atom numarası = e – 1
IV. Proton = Nötron < Elektron

yargılarından hangileri doğrudur?

A) I ve II B) III ve IV C) I ve III
D) II, III ve IV E) I, III ve IV


16. ve iyonlarının elektron sayıları eşittir.
Buna göre,

I. a = +3 ‘tür.
II. X elektron almış, Y ise elektron vermiştir.
III. X anyon, Y katyon dur.
yargılarından hangileri doğru olur?

A) Yalnız I B) I ve III C) I, II ve III
D) I ve II E) II ve III



17. iyonunda proton (p), elektron (e) ve nötron (n) sayıları ile ilgili aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) n = p + 4 B) p = e C) K.N = p + 30
D) A.N = e + 3 E) n > p > e






18. Bir tane iyonunda toplam 106 tane elektron bulunmaktadır.

Buna göre X ‘in atom numarası kaçtır? ( )

A) 35 B) 24 C) 33 D) 30 E) 45


TEST – 4


1. Y–2 iyonunda 36 elektron ve 45 nötron bulunduğuna göre, Y elementinin atom ve kütle numaraları sırasıyla kaçtır?

A) 36 – 79 B) 38 – 81 C) 34 – 79
D) 45 – 83 E) 34 – 83




2. I. X + m iyonunda 10 elektron, 12 proton
II. Y – n iyonunda 18 elektron, 15 proton

Buna göre X ve Y iyonları arasında hangi bileşik oluşur?

A) XY B) X2Y3 C) XY3
D) XY2 E) X3Y2



3. X + n ile Y – n iyonları 18 ‘er elektrona sahiptirler.

Buna göre X ile Y elementlerinin atom numaraları arasındaki fark aşağıdakilerden hangisidir?

A) 2 B) 0 C) n D) 2n E) 4


4. Z – 2 iyonu Z n iyonuna 3 elektron verince elektron sayıları eşit oluyor.

Buna göre Z– 2 ile Z n iyonlarının elektron sayıları ara- sındaki fark kaçtır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6



5. Xn iyonunun kütle numarası 52, elektron sayısı 22 ve nötron sayısı proton sayısından 4 fazla ise bu iyonun yükü kaçtır?

A) – 2 B) + 2 C) + 4 D) + 3 E) – 3

6. Kütle numarası 56 olan Xn iyonunun 23 elektronu vardır.

X ‘in nötron sayısı proton sayısından 4 fazla ise iyonun yükü nedir?

A) + 1 B) + 2 C) + 3 D) – 3 E) – 2




7. Proton sayısı nötron sayısından 25 eksik olan X elementinin kütle numarası 137 ‘dir.

Buna göre X+2 iyonunun elektron sayısı kaçtır?

A) 60 B) 58 C) 56 D) 54 E) 50



8. iyonunda toplam 58 elektron ve 59 nötron vardır.

Buna göre X ‘in kütle numarası kaçtır? ( , )

A) 61 B) 63 C) 65 D) 66 E) 69



9. iyonu 32 elektron ve 31 nötron içerdiğine göre X ‘in kütle numarası kaçtır? ( )

A) 64 B) 32 C) 16 D) 14 E) 12




10. X+2 iyonu, 1 elektron aldığında elektron sayısı Y–3 iyonunun elektron sayısına eşit oluyor.

Buna göre X ve Y ‘nin çekirdek yükleri arasındaki fark kaçtır?

A) 2 B) 3 C) 4 D) 5 E) 6




11. X–3 iyonunun elektron sayısı Y+6 iyonunun elektron sayısına eşittir. Y ‘nin kütle numarası 34, nötron sayısı 18 dir.

X ‘in kütle numarası atom numarasının iki katı ise, X ‘in nötron sayısı kaçtır?

A) 16 B) 14 C) 10 D) 8 E) 7





12. 39X+1 iyonunun elektron sayısı 16Y – 2 iyonunun elektron sayısına eşittir.

Buna göre X ‘in nötron sayısı kaçtır?

A) 20 B) 21 C) 23 D) 25 E) 26



13. X ve Y elementlerinin proton sayıları toplamı 35 ‘tir. X+2 ve Y – 3 iyonlarının elektron sayıları eşittir.

Buna göre, Y+5 iyonunun elektron sayısı kaçtır?

A) 20 B) 18 C) 15 D) 12 E) 10





14. iyonunun nötron sayısı 48 toplam elektron sayısı 50 ‘dir.

Buna göre, X atomunun kütle numarası ve proton sayısı kaçtır? ( )
A) 24 – 12 B) 35 – 17 C) 32 – 16
D) 39 – 19 E) 40 – 20
15. Aynı elemente ait X+5 iyonunun elektron sayısı (a), X–n iyonunun elektron sayısı (b) ‘dir.

İyonların elektron sayıları farkı 6 olduğuna göre;

I. a– b = 6 ‘dır.
II. n = 1 ‘dir.
III. b – a = 6 ‘dır.

yargılarından hangileri doğrudur?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III



16. A+2 iyonunun elektron sayısı B–3 iyonunun elektron sayısına eşittir.

A ‘nın çekirdek yükü 20 olduğuna göre B+3 iyonunun elektron sayısı kaçtır?

A) 18 B) 17 C) 15 D) 12 E) 11



17. 14 elektronu bulunan X+2 iyonunun nötron sayısı proton sayısından 2 fazladır.

Buna göre X ‘in kütle numarası kaçtır?

A) 28 B) 30 C) 32 D) 34 E) 36


18. X elementinin oluşturduğu X–1 ve X+5 iyonlarının elektron sayıları toplamı 66 ‘dır.

X elementinin nötron sayısı 45 olduğuna göre kütle numarası kaçtır?

A) 75 B) 76 C) 78 D) 79 E)80
2.Kimyanın Temel Kanunları:
a. Kütlenin Korunumu Kanunu
Kimyasal olaylarda, tepkimeye giren maddelerin kütleleri toplamı, tepkime sonunda oluşan maddelerin kütleleri toplamına eşittir. Bu olaya KÜTLENİN KORUNUMU KANUNU denir.
ÖRNEK: Lavoiser HgO bileşiğini ısıtıyor.
HgO bileşiği Hg ve 1/2O2 şeklinde bileşenlerine ayrılıyor.
Dolayısıyla başlangıçta aldığı madde sadece bileşenlerine arışmış oluyor. Ortaya çıkan O2 gazı uzaydan başka bir yere gidemeyeceğine göre. Kimyasal olaylarda kütle mutlaka korunur.
Yürürlükteki kurama göre, yanma, yanan nesnenin "flojiston" denen, ama ne olduğu bilinmeyen, gizemli bir madde çıkarması demekti. Odun kömürü gibi yandığında geriye en az kül bırakan nesneler flojiston bakımından en zengin nesnelerdi.
Lavoisier yaptığı bir deneyde şu sonuca varır. Cıva oksidin ısı altında cıvaya dönüşmesiyle kaybettiği ağırlık ile çıkan gazın ağırlığı denkti. Bunun anlamı şuydu: yanma, yanan nesnenin flogiston salmasıyla değil, havanın etkili bölümüyle (yani oksijenle) birleşmesiyle gerçekleşmektedir.
Lavoisier'i unutulmaz yapan bir özelliği de nesnelerin kimyasal değişimlerini ölçmede gösterdiği olağanüstü duyarlılıktı. Bu özelliği ona "Kütlenin Korunumu Yasası" diye bilinen çok önemli bilimsel bir ilkeyi ortaya koyma olanağı sağlar. Lavoisier kimi kez kendi adıyla da anılan bu ilkeyi şöyle dile getirmiştir: “Madde yoktan var edilemediği gibi, vardan da yok edilemez. Sadece birinden ötekine dönüşe bilir”
Etkinlikler: Fe + S → FeS tepkimesinde demirin ve kükürtün mol kütlelerinden bahsedilerek( Fe:56 S:32) değişik örnekler çözdürülür.
Fe S FeS
56 32 ?
28 ? 44
? 8 22
7 ? 11
Bu örnekler: CuO, CaO, CO2, H2O, NH3, CaCO3, KClO3…gibi ileride öğrencilerimizin tanıyacakları bazı bileşiklerin oluşum denklemleri verilerek değişik örnekler çözdürüle bilir.


b.Sabit Oranlar Kanunu
Maddeleri bir birleriyle birleşme oranlarını tam olarak hesaplama işini; Joseph Louıs Proust(1754-1826) Fransız Kimyacı; Claude Louis Berthollet (1748-1821)Fransız Kimyacı; Jeremias Benjaim Richter (1762-1807) başardılar. Bu bilginler stokiyometrinin ilk prensiplerini ortaya koyan kişi olarak bilinirler. Yaptıkları çalışmalarda bileşikleri oluşturan elementlerin hep belli bir oranda birleştiklerini tespit ettiler. Bu şekilde “sabit oranlar kanunu” olarak bildiğimiz kanun bulunmuş oldu.
Fakat henüz atom kavramı tam olarak bulunmadığı için ortaya atılan düşünceler biraz varsayım ve teoriden ibaretti. Ancak bizler bu gün biliyoruz ki; Bir bileşik hangi yolla elde edilirse edilsin, bileşiği oluşturan maddelerin( atomların) kütleleri arasında basit tam sayılarla ifade edilen sabit bir oran vardır. Bu orana SABİT ORANLAR KANUNU denir.
ÖRNEK:
CO2 = 12/32 =3/8
H2O = 2/16 = 1/8

ÖRNEK:FeS → bileşiği 1 tane Fe + 1 tane S atomundan oluşmuştur. Öyle ise bu bileşikteki Fe/S kütleleri arasında =56/32 =7/4 gibi bir oran vardır. Bu aran FeS bileşiğinin sabit oranıdır.

Bileşik Sabit Oran
FeS 7/4
H2O ?
NH3 ?
CO ?
CO2 ?
CuO ?
SO2 ?
SO3 ?
FeO ?
Fe2O3 ?
NO ?


c.Katlı Oranlar Kanunu
Dalton bir bakıma kimyayı ve kimyasal çözümlemeyi tanımlayan ilk kişidir. Ona göre, kimyanın başlıca işlev; “ maddesel parçacıkları birbirinden ayırmak ya da birbiriyle birleştirmektir.” Onun sözünü ettiği bu parçacıklar maddenin, o zaman bölünmez, parçalanmaz sayılan en ufak öğeleri, yani atomlardı.
J.Dalton, yaptığı çalışmaların sonucundan “iki element aralarında birden fazla bileşik oluşturuyorsa, bunlardan birinin sabit miktarıyla birleşen ikincisinin değişen miktarları arasında basit tam sayılı bir oran bulunur.” Bu şekilde “Katlı Oranlar Yasası” olarak bildiğimiz yasa bulunmuş oldu.

“Elementle; sabit oranları ya da katlı oranları sağlayan tanecikler, yani atomlar yoluyla kimyasal olaya katılırlar. Her elementin, kütle, büyüklük, kimyasal özellik yönünden kendine özgü ve özdeş yapılı atomları vardır.”

Dalton, o zamana kadar bulunan bazı atomlar belli geometrik işaretlerle de simgeledi. Ancak sembolleri çok kaba ve büyüktü. Dalton elementlerin molekül yapısını henüz düşünememişti:
Dalton’ dan sonra kimya biliminde süratli bir gelişme gözlenmeye başlandı.

ÖRNEK:
NO2 N2O Katlı oranı 4/1
N2O N2O3 Katlı oranı 1/3
NO2 N2O4 Kat.Or.Kan. Uymaz
C2H4 C3H6 Kat.Or.Kan. Uymaz
NO2 H2O Kat.Or.Kan. Uymaz

Bileşik Çifti Katlı Oranları
MnO /MnO2 7/4
NO2 / N2O5 ?
H2O/H2O2 ?



c.Birleşen Hacim Oranları Kanunu
Gay-Lussac (1778-1850); aynı sıcaklık ve basınçta gazların, ancak belirli ve tamsayılı oranda tepkimeye girdiklerini gösterdi.
Örneğin; N2 +3H2 → 2NH3 tepkimesinde
3 hacim hidrojen ile 1 hacim azot tepkimeye girerek 2hacim amonyak oluşturmuştur.
Örneğin; N2 +O2 → 2NO tepkimesinde
1 hacim azot 1 hacim oksijen tepkimeye girerek 2 hacim azot monoksit oluşturmuştur.
Anlaşıldığı gibi; Sabit sıcaklık ve basınçta, tepkimeye giren gaz maddelerin hacimleri arasında basit ve tam sayılarla ifade edilen bir oran vardır. Bu orana sabit hacim oranları kanunu denir.
Gay-Lussacav agadro hipotezinden de esinlenerek böylece molekül kavramına açıklık getiriyor ve hesaplamalara sokuyordu.
Avagadro suyun formülünü; H + O → HO şeklinde düşünürken, Gay-lussak yaptığı çalışmalarla bunun H2 + O2 → H2O şeklinde olması gerektiğini savundu. Çünkü suyun birleşme oranı 1/16 değil 1/8 di.
ATOM-MOLEKÜL:
Elementin özelliğini taşıyan en küçük birimine atom denir. Sembollerle gösterilirler. Örnek: Na, K, Mg, Al… gibi. Bu semboller aynı zamanda elementi de hatırlatır. Sodyum elementi,potasyum elementi…. gibi.
Ancak bazı elementler, bileşiklere benzer biçimde, iki ve daha fazla atomlu olabilirler. Bu duruma “MOLEKÜL” denir. H2, O2, N2, P4, S8…gibi.





TEPKİME Sabit Hacim Oranları
C(x) + O2(g) → CO2(g)
NO(g) + 1/2O2(g) → NO2(g)
S(x) + O2(g) → SO2(g)
CS2(x) + 2O2(g) → CO2(g)+ SO2
H2(g) + Cl2(g) → 2HCl(g)







3. Kimyasal Bağların Tarihsel Gelişimi:
(M.Ö. 483-423) Empedokles; tabiatta bulunan 4 elementi bir arada tutan sevgi ve iten nefret güçleri vardır. Tabiatta madde ve kuvvet iki ayrı ilkedir.

Demokrit (M.Ö. 460-370); Buğdayın bölünerek una dönüşmesi, büyük kum taneciklerinin ufalanmasını, hatta en saf madde olan altının bile aşınmasını görüyor, öyleyse atom; “maddelerin bölünemeyen en küçük birimi olmalıdır,” fikrine götürüyordu. Ona göre hareket, hem maddelerin hem de onların en küçük tanecikleri olan atomların özelliğidir. Atomların bir arada tutularak maddeyi oluşturduğunu var sayıyordu. Demokritos’a göre bütün maddelerin atomları aynı, ancak atomların dış yapıları farklıydı. Örneğin suyun atomları pürüzsüz olduğundan kaygan ve akışkan, demir atomları sert ve pürüzlü olduğundan bir birlerine yapışıklardı.

Eski bilim insanlarının diğer bir bağ görüşü de Çengelli İğneler modelidir. Atomlar bu çengeller sayesinde tutunarak bağları oluşturuyordu.

Bağ kavramında ki bu günkü anlamdaki gelişmeler Avagadro’ nun bazı atomların molekül şeklinde buluna bileceğini açıklamasıyla hız kazandı. İki atom bir arada bulunuyorsa mutlaka bu atomları bir arada tutan bir kuvvet olmalı fikri bağlar konusundaki çalışmaları hızlandırdı.
Bu gün biliyoruz ki kimyasal bağ; atomların elektron alış verişleri ve ya ortaklaşa kullanmalarıyla oluşmuştur. Bu konu ilerde detaylarıyla incelenecektir.

Maddenin Halleri ve Kimyasal Bağlar:
Maddeler tabiatta 3 temel halde bulunurlar.
Bunlar; Katı, sıvı ve gaz halleridir. (plazma hali özel bir haldir)
Şekilde de görüldüğü gibi katılarda moleküller bir biriyle tamamen bağımlı, sıvılarda yarı bağımlı, gazlarda ise tamamen bağımsızdır. Bunun sebebi; moleküller arsındaki bağın durumundan kaynaklanmaktadır. Katılarda moleküller arası etkileşim kuvvetli, sıvılarda daha zayıf, gazlarda tamamen zayıflamıştır.
Benzer biçimde atomlar ve iyonlar arasında da bağlar vardır. Atomlar ve iyonlar arasındaki bağlar, moleküller arasındaki bağlara göre daha kuvvetlidir.
Atomlar soy gaz ya da asal gazlara benzemek için, elektron alırlar verirler ya da elektronlarını ortaklaşa kullanırlar. Böylece atomlar arasındaki bağlar meydana gelir. Daha doğrusu atomlar ya dubletini (son yörüngesindeki elektron sayısını 2 ye tamamlamak için), ya da oktedini tamamlamak için elektron alırlar yada verirler.
Elektron veren atom verdiği elektron sayısı kadar + yükle yüklenir. Bu şekilde katyonlar meydana gelir.
Mesela;
1Li; 2)1 ; 1 elektron vererek, dubletini tamamlar ve +1 yükle yüklenir, Li+ iyonu oluşur.
11Na;2)8) 1; 1 elektron vererek, oktedini tamamlar ve +1 yükle yüklenir, Na+1 iyonu oluşur.
12Mg;2)8) 2; 2 elektron vererek, oktedini tamamlar ve +2 yükle yüklenir, Mg+2 iyonu oluşur.
17Cl;2)8)7; 1 elektron alarak, oktedini tamamlar ve -1 yükle yüklenir, Cl-1 iyonu oluşur.
Grup çalışması;
I.grup: 1A grubu elementlerinin katman elektron dağılımını yaparak iyon yükünü gösteriniz.
II.grup: 2A grubu elementlerinin katman elektron dağılımını yaparak iyon yükünü gösteriniz.
III.grup: 3A grubu elementlerinin katman elektron dağılımını yaparak iyon yükünü gösteriniz.
IV.grup: 7A grubu elementlerinin katman elektron dağılımını yaparak iyon yükünü gösteriniz.
V.grup: 8A grubu elementlerinin katman elektron dağılımını yaparak iyon yükünü gösteriniz.

Kimyasal Bağ ve Elektriksel Çekme-İtme Kuvvetleri İlişkisi
Bildiğimiz gibi, zıt yüklü iyonlar bir birilerini çekerler fakat aynı yüklü iyonlar bir birlerini iterler. Yan taraftaki deneyde bu konu detaylı olarak işlenmiştir.
Mesela; NaCl bileşiğinde.
11Na;2)8) 1; 1 elektron vererek, oktedini tamamlar ve +1 yükle yüklenir, Na+1 iyonu oluşur.
17Cl;2)8)7; 1 elektron alarak, oktedini tamamlar ve -1 yükle yüklenir, Cl-1 iyonu oluşur.

Böylece + ve + yükler arasında oluşan elektro statik çekim kuvvetine İYONİK BAĞ denir. Daha geniş anlamda, “farklı iyonlar arasında gerçekleşen elektro statik çekim”, olarak ta tarif edilebilir. İyonik bağlı bileşikler oda şartlarında katı halde bulunurlar. Katı halde elektrik akımını iletmezler. Ancak eriyik ve çözeltileri iletkendir
Örnek; CaO bileşiğinin yapısını inceleyelim.
20Ca;2)8)8)2; 2 elektron vererek, oktedini tamamlar ve +2 yükle yüklenir, Ca+2 iyonu oluşur.
8O;2)6; 2 elektron alarak, oktedini tamamlar ve -2 yükle yüklenir, O-2 iyonu oluşur.
Çaprazlama kuralına göre, Ca+2O-2→Ca2O2 olur. Sadeleştirilme yapılarak CaO formülü elde dilmiş olur.
ETKİNLİKLER:
ATOM KATMAN ELEKTRON DİZİLİMİ ALA BİLECEĞİ İYON YÜKÜ METAL/AMETAL/SOYGAZ
1H 1)
2He 2)
3Li 2) 1)
4Be
5B
6C
7N
8O
9F
10Ne
18Ar 2) 8) 8)
36Kr
54Xe
11Na
19K
37Rb
55Cs
12Mg
20Ca
38Sr
56Ba
88Ra
13Al
14Si
15P
16S
17Cl
35Br
35I
 

Genel Forum Sitesi

Forum Sitesi - Forumzar.COM

Forumzar.COM olarak, Türkçe forum sitesi denildiğinde akla gelen ilk adres olarak, geniş kapsamlı genel forum platformumuzda buluşuyoruz. Türkiye'nin en büyük Türkçe forum siteleri arasında yer almanın gururunu yaşıyoruz. Çeşitli konu başlıklarında aktif bir şekilde paylaşımların yapıldığı, her konuda interaktif ve bilgilendirici tartışmalara katılmak için bizi takip edin! ve bir dakikanızı ayırarak forum sitemize üye olun!
Bilgi paylaştıkça çoğalır sloganı ile ilerleyen forum sitesi platformumuza, siz de üye olarak forum sitemizde açılan konulara katılabilir ve ilgi alanınıza uygun konular açarak siz de paylaşımda bulunabilirsiniz.
Üst Alt