Bianca
Forum Üyesii
- Katılım
- 25 Ara 2022
- Mesajlar
- 1,262
- Puanları
- 38
Keman başta olmak üzere viyola, çello, kontrbas gibi yaylı müzik enstrümanlarının yaklaşık 500 yıldır üretildiği İtalya'nın kuzeyindeki Cremona kenti, keman işçiliği kültürünü hem ustaları ve atölyeleriyle hem de büyük müzesiyle yaşatıyor.
İtalya'nın kuzeyindeki Milano kentine 90 kilometre mesafede, Po Nehri'nin kıyısında yer alan ve coğrafi konumu sebebiyle tarih boyunca hep geçiş güzergahı olan Cremona, müzik açısından ayrı bir önem taşıyor. Müziğin temel enstrümanlarından kemanın "başkenti" olarak bilinen Cremona'ya bu kimliğini veren ise 5 asırdır keman yapımında önemli ustaları ve onların ürettiği enstrümanları dünyaya kazandırmış olması.
Cremona'da 16. yüzyılda Andrea Amati ile başlayıp, 17. yüzyılda Nicola Amati ve Andrea Guarneri ile devam eden ve 18. yüzyılda da Antonio Stradivari ile "altın çağına" giren keman yapımcılığı işi, halihazırda 180 kadar usta ve onların atölyesinde devam ediyor. Cremona bugün, bu ustaların yanı sıra keman üretiminin inceliklerini, kemanın tarihsel gelişimini, dünyaca ünlü ustaların paha biçilemeyen kemanlarının sergilendiği bir müzeye de ev sahipliği yapıyor.
AA muhabiri, keman yapımında bir marka olan ve bu özelliği dolayısıyla Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından "Somut Olmayan Kültürel Miras" olarak kabul edilen Cremona kentini, "lutiye" olarak da bilinen ustaların ve atölyelerini ayrıca şehir merkezindeki ünlü Keman Müzesi'ni görüntüledi.
Amati, Guarneri, Stradivari gibi isimlerin ürettiği kemanlara ek olarak yeni nesil lutiyelerin ürettiği ve 3 senede bir düzenlenen olimpiyatlarla ödüllendirilen kemanların da yer aldığı Keman Müzesi, 10 bölümde ziyaretçilerini ağırlıyor.
Keman Müzesi Müdürü Virginia Villa, keman ve Cremona ilişkisini anlatırken "Cremona'da keman 500 yıldır yapılıyor. Cremona, bugün halen keman yapımının tarihi beşiğidir. Bugün bile birçok usta lutiye var, 180'den fazla atölye var, lutiyeler yeni enstrümanlar üretiyorlar" dedi. Villa, Cremona'da kemanla ilgili hikayenin 500 yıl önceye gittiğini ve Andrea Amati ile başladığını belirterek "Bu eski ustanın bazı enstrümanlarına sahibiz. Bunlar önemli çünkü bu usta kemanın şeklini bir dereceye kadar belirledi. Yani aslında tarihteki tüm keman yapımcısı ustaları etkileyen ölçüleri belirledi" diye konuştu.
Keman Müzesi'nin özelliği ve öneminin ne olduğu sorusuna ise Villa, "Burada Stradivari'nin, Amati'nin ya da Guarneri del Gesu'nun bir kemanını, her yerde olmayan bir şekilde doğru biçimde tam olarak dinleme fırsatı veriliyor ki bu böyle yapılmalı çünkü çok değerli şeylerden bahsediyoruz. Onların geçmişine saygı duyuyoruz. Bu kent, turistlere, çocuklara, müzisyenlere ve diğer ustalara bu hikayesini anlatacağı, bir kemanın nasıl yapıldığını gösteren ve bilimsel olarak da açıklayan bir yere sahip olmalıydı. Bunun bir nedeni de tarihi kemanları korumak için de doğru tarihi bilgilere sahip olmak gerektiğidir" yanıtını verdi.
Virginia Villa, müzelerinin bünyesinde iki teknik laboratuvar bulunduğunu aktararak "Biri ses ve akustik araştırmalar üzerine çalışırken, diğeri enstrümanların materyalleriyle ilgileniyor. Bu müze, 20. yüzyılın ilk yarısından kalma bir bina. Bina 10 sene önce baştan aşağı restore edilerek yeniden ziyarete açıldı. 10 bölümden oluşan müzede ziyaretçiler, tarihi mücevherlerin bulunduğu, herkese hitap eden varlıklarımızı görüyorlar" ifadelerini kullandı.
Bazı özel durumlarda ses mühendisleri tarafından tasarlanan oditoryumda kemanların bazı testlerden geçirildiğini anlatan Villa, şöyle devam etti: "Bu İtalyan müzesinin neden özel olduğunu anlatıyordum. Çünkü tam olarak Stradivari'ninki gibi bir kemanı, Amati'nin bir kemanını ya da Guarneri del Gesu'nun kemanını dinlemek her yerde yapılacak türden bir şey değil, doğru ve güvenli şekilde yapılması gereken bir şeydir. Çünkü çok değerli nesnelerden bahsediyoruz ve bunu yaparken de onların geçmişlerine saygı duyuyoruz. Cremona'yı gezmeye gelenler, bu oditoryumda oturup canlı bir Stradivarius dinleyebilsinler diye cumartesi ve pazar günleri öğle saatlerinde küçük konserler düzenliyoruz.
Müdür Villa, müzelerinde, altın dönem olarak anılan büyük ustaların döneminden çalgıların yanı sıra 18. ve 19. yüzyıldan 50 kadar enstrüman ile 30'dan fazla da son yıllarda yapılmış en son dönem enstrümanların bulunduğunu belirtti. Müze olarak üç yılda bir lutiyeler arasında olimpiyatlar düzenlediklerini ifade eden Villa, "Dünyanın her yerinden gelecek vadeden genç ustalar kayıt oluyor bu yarışmaya. Son yarışma iki yıl önceydi. 400 kadar enstrüman vardı. Bu yarışmadan mükemmellik derecesi olan altın madalya kazananları satın alıyoruz ve müzenin son bölümünde genç ustaların ürettiği kemanlar olarak sergiliyoruz" diye konuştu. Villa, bu yarışmalara Türkiye'den katılan ustaların da olduğu bilgisini paylaştı.
Keman yapımının bir İtalyan geleneği olduğunu ve gelecekte de yaşaması gerektiğini dile getiren Villa, sözlerini şöyle tamamladı: "Bunun burada yani Cremona'da ciddiyetle yapılması, aynı zamanda bu zanaatin geleceği açısından da çok önemli. Burası için (keman için) kesinlikle başkent diyebiliriz. Amati, Stradivari, Guarneri, Bergonzi, Ruggeri, bu büyük aileler bu şehirde ve bu bölgede yaşayıp çalışmışlar. Bir devamlılık söz konusu ve bugün de ileriye bakıyoruz ki bu hem bir sorumluluk hem de bir zevk diyebilirim."
Cremona'da kendine has, otantik bir atölyesi olan ve üç kuşaktır lutiyelik yapan Stefano Conia da kentlerinin müzik enstrümanları üretimindeki özelliğinin UNESCO tarafından da tanındığına dikkati çekerek, kemana değer katan şeyin onu yapan ustası olduğunu vurguladı. Conia, "Biz en başından sonuna kadar tüm enstrümanları el yapımı üretiyoruz yüzyıllardan beri. Bu özelliğimizle övünüyoruz ve bunu önemsiyoruz. Son yıllarda önce seri üretimler oldu, sonra endüstriyel üretimler geldi. Fabrikada üretimler yapıldı. Ama bizimle yarışmaya giremezler çünkü biz eşsiz enstrümanlar yaratıyoruz, son derece değerli ve özel. Bir usta, enstrümanını yaparken kimliğini, yüreğini, yorumunu ve imzasını veriyor. Bunu bir makine veremez. Makinenin yaptığı enstrümana ne imzası atacaksınız, mühür mü vuracaksınız? Ben kendi adımı veriyorum. Makine benim imzamı atamaz" ifadelerini kullandı.
Bu durumun Cremona için bir şans olduğunu dile getiren Conia, "Tüm dünyanın dikkatini çekebildiğimiz enstrüman yapan ustalara ve atölyelerine sahip olduğumuz bir geleneğimiz var. Cremona'yı müzik enstrümanları yapımı konusunda bir başkent olarak görüyorum. Çünkü dünyada bu kadar lutiye yoğunluğunun olduğu başka bir kent yok." yorumunu yaptı. YILDA KAÇ ENSTRÜMAN ÜRETİYOR? 36 yıldır müzik enstrümanları yapan Conia, bugüne kadar kaç enstrüman yaptığı sorusuna, "Buna ilişkin bir tahminde bulunabilirim. Yılda 8-10 enstrüman. Keman ve çello olmak üzere aşağı yukarı 300 enstrüman yapmışımdır bugüne kadar." yanıtını verdi. Kendisinin dedesi ve babasının izinden giderek lutiye olduğu hatırlatılan ve çocuklarının, mesleğine ilgi gösterip göstermediği sorusu yöneltilen Conia, şu cevabı verdi: "Benim 3 çocuğum var. Şimdilik hiçbirinde bu tür bir iş yapmaya yönelik bir istek ya da heves yok. Bu nedenle gelecekte bu aile geleneğimiz daha fazla devam etmeyebilir. Geçmişte bazı küçük işleri yaptılar. Oyma gibi bazı işler yaptılar, o dönem hoşlarına da gitti. Ama her insan değişebilir, ben buna inanıyorum. Belki gelecekte bu aile geleneğini sürdürmeye karar verirler. (Çocukların aile geleneğini sürdürmeme ihtimaline dair) Ben şu aşamada endişeli değilim çünkü benim için önemli olan çocuklarımın mutluluğudur."
Bu içeriğin kaynağı Ntv haber sitesidir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.