Kars iline bağlı bir ilçe olan Susuz, burada kurulan Cilavuz Köy Enstitüsü ile adını duyurmuştur. O dönemde ilin ve komşu ilçelerin eğitim ve kültür merkezi olmuştur. Kendisi de Cilavuz (Susuz) Köy Enstitüsü mezunu olan Ümit Kaftancıoğlu "Dönemeç" isimli öykü kitabında Cilavuz Köy Enstitüsündeki yaşanmışlıkları anlatır. Cumhuriyet'in ilânından sonra Kars ilinin merkez ilçesine bağlı bir bucak olan Susuz 1959da ilçe konumuna getirilmiştir. İlçenin ilk nahiye müdürlerinden birisi, yazar Server Tanilli'nin babasıdır. Aslında ilçenin tam merkezinden geçen bir akarsu bulunmakta ve çeşmeler de yer almaktadır. İlçe halkı Kafkasya'dan geldiğinde ilçenin su olmayan mezarlık üstündeki Harabeler bölgesine yerleşmiş, suyu ise ilçe merkezinden almak zorunda kalmıştır. Bu nedenle ilçenin adı Susuz olarak değişmiştir. Halk Malakanlar (Beyaz Ruslar) göç edince ilçe merkezine yerleşmiştir. Susuz İlçesi ismine tezat yeşili ve sulak çayırlarıyla meşhurdur.
Cılavuzdere yöresinde yapılan araştırmalarda Alt Paleolitik Çağ'a ait olduğu sanılan kalıntılara rastlanmıştır. Bu da yörenin çok eski bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. Tarihi Kars ile aynıdır. Kars yöresi, MÖ 9. yüzyılda Urartu egemenliğine girmiştir. Urartu Kralı II. Sardur MÖ 8. yüzyılda Sevan Gölünün batısındaki toprakları ele geçirmiş, daha sonra Kimmerler ve İskitler yöreyi istila etmiş, Medler de MÖ 560'ta Urartu egemenliğine son vermiştir. Bazı tarihlerde MÖ 6. yüzyıldan başlayan Armeniai Krallığının ve Prensliklerinin burada hakim olduğundan söz etmektedirler. Pers yönetimi altında Satraplık görevini üstlenen bu prensliklerin başlıcaları Orontes Hanedanı (MÖ 400-200), Artaksias Hanedanı (MÖ 200) idi. Romalılar Artaksias hanedanından II. Tigranı yenerek bölgeyi ele geçirmişlerdir. Romanın Araxes eyaleti olan yöre, Romalılar ile Partlar arasında sürekli el değiştirmiştir. Bu yöre daha sonra Sasanilerle Bizanslılar arasında da çekişmeye neden olmuştur. 7. yüzyılda Arap akınları buraya kadar ulaşmış ve 9. yüzyıla kadar da Araplar buraya egemen olmuştur. Arapların denetiminde kurulan Ermeni yönetimlerinden Bagratlı Hanedanının bir kolu Ani ve Karsta hüküm sürmüştür. Bizanslılar 1045'te yöreyi ele geçirmiştir. 11. yüzyılın ortalarında Selçuklu akınları başlamıştır. Selçuklu hükümdarı Alpaslan 1064te yöreye hakim olmuş, merkezi Ani olmak üzere Selçuklulara bağlı Ani-Şeddadlılar Hükûmeti kurulmuştur. 1064 yılında Sultan Alparslan tarafından fethedilmesinin ardından Kars ve çevresi, Selçuklulara bağlı beylikler tarafından idare edilmeye başlanmıştır. 1071 Malazgirt Malazgirt Meydan Muharebesinden sonra Selçuklu Sultanı Alp Arslan, Erzurum, Erzincan, Tercan ve Pasinlerle birlikte Karsı da kumandanlarından Kasım Beye vermiştir. Selçuklu yönetiminden sonra Kars ve Ani Gürcülerin eline geçmiş, 1230da Moğollar buraya hakim olmuş ve şehirleri yıkmışlardır. Moğol egemenliği yörede 1356ya kadar sürmüş, onu Altın Orda ve Karakoyunlu yönetimleri izlemiştir. Timurun 1387deki istilasından sonra yöre yine Karakoyunluların egemenliğine girmiştir. Akkoyunlu ve Safevilerin yönetiminden sonra Kars, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1534te Osmanlı topraklarına katılmıştır.
19. yüzyıl boyunca sürekli Rusların saldırı ve kuşatmalarına uğramış, 1876da Ruslar tarafından işgal edilmiştir. Kars ve yöresi 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşından sonra Ruslar tarafından Kars, Ardahan, Oltu ve Kağızman Sancaklarından oluşan bir Askeri Valilik kurulmuştur. Ayastefanos Antlaşması (1878) ile Ruslara bırakılmıştır. Osmanlıların I. Dünya Savaşına girmesi ile birlikte Rus Çarlığı 1 Kasım 1914te Doğu Anadoluya doğru saldırıya geçmiş, 6 Kasım'da başlayan ve altı gün süren Köprüköy Savaşında Ruslar yenilmiştir. 1915 yılında Enver Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Karsı kurtarmak için Sarıkamış Harekâtına başlamış, Allahuekber Dağlarında dış şartlar-tabiat ile olan mücadelesinde yenik düşmesine rağmen bir kısım asker kısa bir süre de olsa Karsa girmeyi başarmıştır. Ancak Ruslar yeniden duruma hakim olmuşlardır. Rusyada Çarlık rejimini sona erdiren devrim hareketinden sonra 3 Mart 1918'da yapılan Brest-Litovsk Antlaşması ile Kars bölgesini terk etmişlerdir. Daha sonra Ermeni ve Gürcüler yöreye bir süre egemen olmuşlar, 30 Ekim 1920de General Kâzım Karabekir buradaki Ermeni kuvvetlerini yenmiş, 3 Kasım 1920de Binbaşı Halit Bey tarafından işgalden kurtarılmıştır.
tr.wikipedia.org'dan alıntıdır.
Cılavuzdere yöresinde yapılan araştırmalarda Alt Paleolitik Çağ'a ait olduğu sanılan kalıntılara rastlanmıştır. Bu da yörenin çok eski bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. Tarihi Kars ile aynıdır. Kars yöresi, MÖ 9. yüzyılda Urartu egemenliğine girmiştir. Urartu Kralı II. Sardur MÖ 8. yüzyılda Sevan Gölünün batısındaki toprakları ele geçirmiş, daha sonra Kimmerler ve İskitler yöreyi istila etmiş, Medler de MÖ 560'ta Urartu egemenliğine son vermiştir. Bazı tarihlerde MÖ 6. yüzyıldan başlayan Armeniai Krallığının ve Prensliklerinin burada hakim olduğundan söz etmektedirler. Pers yönetimi altında Satraplık görevini üstlenen bu prensliklerin başlıcaları Orontes Hanedanı (MÖ 400-200), Artaksias Hanedanı (MÖ 200) idi. Romalılar Artaksias hanedanından II. Tigranı yenerek bölgeyi ele geçirmişlerdir. Romanın Araxes eyaleti olan yöre, Romalılar ile Partlar arasında sürekli el değiştirmiştir. Bu yöre daha sonra Sasanilerle Bizanslılar arasında da çekişmeye neden olmuştur. 7. yüzyılda Arap akınları buraya kadar ulaşmış ve 9. yüzyıla kadar da Araplar buraya egemen olmuştur. Arapların denetiminde kurulan Ermeni yönetimlerinden Bagratlı Hanedanının bir kolu Ani ve Karsta hüküm sürmüştür. Bizanslılar 1045'te yöreyi ele geçirmiştir. 11. yüzyılın ortalarında Selçuklu akınları başlamıştır. Selçuklu hükümdarı Alpaslan 1064te yöreye hakim olmuş, merkezi Ani olmak üzere Selçuklulara bağlı Ani-Şeddadlılar Hükûmeti kurulmuştur. 1064 yılında Sultan Alparslan tarafından fethedilmesinin ardından Kars ve çevresi, Selçuklulara bağlı beylikler tarafından idare edilmeye başlanmıştır. 1071 Malazgirt Malazgirt Meydan Muharebesinden sonra Selçuklu Sultanı Alp Arslan, Erzurum, Erzincan, Tercan ve Pasinlerle birlikte Karsı da kumandanlarından Kasım Beye vermiştir. Selçuklu yönetiminden sonra Kars ve Ani Gürcülerin eline geçmiş, 1230da Moğollar buraya hakim olmuş ve şehirleri yıkmışlardır. Moğol egemenliği yörede 1356ya kadar sürmüş, onu Altın Orda ve Karakoyunlu yönetimleri izlemiştir. Timurun 1387deki istilasından sonra yöre yine Karakoyunluların egemenliğine girmiştir. Akkoyunlu ve Safevilerin yönetiminden sonra Kars, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1534te Osmanlı topraklarına katılmıştır.
19. yüzyıl boyunca sürekli Rusların saldırı ve kuşatmalarına uğramış, 1876da Ruslar tarafından işgal edilmiştir. Kars ve yöresi 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşından sonra Ruslar tarafından Kars, Ardahan, Oltu ve Kağızman Sancaklarından oluşan bir Askeri Valilik kurulmuştur. Ayastefanos Antlaşması (1878) ile Ruslara bırakılmıştır. Osmanlıların I. Dünya Savaşına girmesi ile birlikte Rus Çarlığı 1 Kasım 1914te Doğu Anadoluya doğru saldırıya geçmiş, 6 Kasım'da başlayan ve altı gün süren Köprüköy Savaşında Ruslar yenilmiştir. 1915 yılında Enver Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Karsı kurtarmak için Sarıkamış Harekâtına başlamış, Allahuekber Dağlarında dış şartlar-tabiat ile olan mücadelesinde yenik düşmesine rağmen bir kısım asker kısa bir süre de olsa Karsa girmeyi başarmıştır. Ancak Ruslar yeniden duruma hakim olmuşlardır. Rusyada Çarlık rejimini sona erdiren devrim hareketinden sonra 3 Mart 1918'da yapılan Brest-Litovsk Antlaşması ile Kars bölgesini terk etmişlerdir. Daha sonra Ermeni ve Gürcüler yöreye bir süre egemen olmuşlar, 30 Ekim 1920de General Kâzım Karabekir buradaki Ermeni kuvvetlerini yenmiş, 3 Kasım 1920de Binbaşı Halit Bey tarafından işgalden kurtarılmıştır.
tr.wikipedia.org'dan alıntıdır.