Delikara
Forum Üyesii
Doç. Dr. Bülent Özmen, Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerin neden bu kadar yıkıcı olduğu hususunda bir değerlendirme kalem aldı.
Türkiye'de hem denizel hem de karasal ortamdaki faylara baktığımız zaman 1000'e yakın deprem üretme potansiyeli olan aktif fay olduğu görülüyor. Bu fayların hepsi zamanı geldiği anda yıkıcı bir deprem olarak kendisini gösterebiliyor. Bu sayıda aktif fayın olduğu bir ülkede deprem olmaması mümkün değildir. Türkiye için son 120 yıllık deprem istatistiğine baktığımızda 7 ve daha büyük depremlerin ortalama her 6 yılda bir kez meydana geldiği görülüyor. Bu süreçte toplam 23 tane 7'den büyük depremin kaydedildiği ve bunların en büyüğünün de 27 Aralık 1939 tarihinde saat 01.57'de meydana gelen, 52 saniye süren, 32 bin 962 kişinin hayatını yitirmesine neden olan Erzincan depremi olduğu görülüyor.
6 Şubat 2023 tarihinde yerel saatle 04.17'de meydana gelen ve Pazarcık (Kahramanmaraş) merkez üslü depremin büyüklüğü 7,7 olarak; odak derinliği ise 8,6 kilometre olarak belirlendi. Yerel saatle 13.24'te meydana gelen Elbistan (Kahramanmaraş) merkez üslü depremin moment büyüklüğü ise 7,6 ve odak derinliğini 7 kilometre olarak açıklandı.
Türkiye'de önceki yıllardaki verilere baktığımızda 6 Şubat 2023 tarihindeki iki depremin, yüzey dalga büyüklüğü 7,9 olan 27 Aralık 1939 Erzincan depreminden sonra Türkiye'de meydana gelen ikinci ve üçüncü en büyük sarsıntılar olduğu görülüyor. Yine geçmiş yılların verileri incelendiğinde aynı bölgenin art arda benzer büyüklükte iki büyük depremle sarsılması da ülkemiz tarihinde bir ilktir ve ender olarak rastlanabilecek bir durumdur.
17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki İzmit körfezi depremiyle kıyasladığımızda 6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki Pazarcık (Kahramanmaraş) depreminin, 3 kat daha fazla sismik enerji yaydığı görülüyor.
Birinci depremden 9 saat sonra 13.24'te, bölgenin kuzeyinde ve yaklaşık 100 kilometre uzaklığında Elbistan'da (Kahramanmaraş) meydana gelen 7,6 büyüklüğündeki ikinci bir deprem kaydedildi. Bu ise 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen İzmit körfezi depremine göre 2 kat daha fazla sismik enerjiyi etrafına yaymış bulunuyor. Bunların yanı sıra aynı bölge, bu sefer birinci depremden 11 dakika sonra meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki bir artçı şok ve ikinci depremden 1 saat 40 dakika sonra da 6,0 büyüklüğündeki iki orta büyüklükteki artçı şok ile sarsıldı.
Kahramanmaraş depremlerinin öncekilerden en önemli farkı yukarıda sıralananların yanı sıra, aynı bölgenin çok yakın zaman aralığı içinde iki büyük (7,7 ve 7,6) ve iki orta büyüklükte (6,6 ve 6,0) depremlerle sarsılmasıdır. Bu da hem etki alanının çok geniş olmasına hem de çok sayıda can kaybının ve binanın yıkılmasına neden oldu.
Doğu Anadolu Fay Hattı'yla ilişkili çok sayıda fay segmentinin kırılmasına (yaklaşık 300-350 km uzunlukta) neden olan bu iki büyük deprem, hem can kaybının, hem yaralı sayısının, hem yıkılan ve hasar gören bina sayısının fazla olmasına hem de doğrudan etkilenen alanın çok geniş olmasına yol açtı. Coğrafi koşulların bazı bölgelerde çok zorlu olması, dağlık alanların bulunması, çok geniş bir bölgenin etkilenmesi, kara ve hava ulaşım hatlarında sorunların ortaya çıkması ve kötü hava şartları, arama-kurtarma, acil yardım ve etkin müdahale çalışmalarının çok daha geç başlamasına neden oldu. Elektrik hatlarının zarar görmesi ve yakıt sıkıntısının varlığı, iletişim hatlarının kesilmesi gibi birçok olumsuzluk depremin etkisinin ve yaratmış olduğu mağduriyetin çok daha fazla olmasına yol açtı. Ayrıca başta Antakya olmak üzere zemin özelliklerinin kötü yani zayıf olması ve deprem dalgalarını büyüterek binaya yansıtması, sıvılaşma, çökme, oturma, yanal yayılma gibi jeolojik etkiler depremin etkisini artırarak yıkılan veya hasar gören bina sayısının artmasına neden oldu. Kırılan fay hattı üzerinde veya çok yakınında yer alan yerleşim birimlerinin varlığı da bu bölgede bulunan binaların daha fazla hasar görmesine neden olarak depremin etkisini artırdı.
Ayrıca Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından işletilen birçok istasyon tarafından depremlerin ivmeleri ölçülerek, ivme değerlerinin bazı yerlerde 664 galin üzerine çıktığı tespit edildi. Yani bu bölgelerde binaların ağırlıklarının yüzde 65'i oranında bir kuvvetle sarsıldığı söylenebilir. Bu yüksek ivme değerleri de depremin etkisini artıran faktörlerdendir.
Birinci depremin gece herkes uykusundayken ve evindeyken meydana gelmesi can kaybı sayısını oldukça artırdı. Bunun yanı sıra zemin özellikleri, binaların deprem tehlike haritası, zemin etüdü ve bina deprem yönetmeliğindeki parametrelere uygun bir şekilde tasarlanıp yapılmaması, işçilik, beton ve demir kalitesi, yetersiz etriye sıklığı, denetimin etkin bir şekilde yapılmaması, yanlış yer seçimi gibi birçok olumsuzluk nedeniyle hasar önemli miktarda artarak 6 bin 500'e yakın binanın yıkılmasına, çok sayıda yapının değişik düzeylerde hasar görmesine ve çok sayıda insanın göçük altında kalmasına neden oldu. Ayrıca kırılan fayın üzerinde veya yakınında yerleşim birimlerinin bulunması da hasarın artmasına neden oldu.
İki büyük depremin çok yakın bir zaman aralığında ve birbirine yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta meydana gelmesi çok daha geniş bir alanın ciddi şekilde sarsılmasına ve ciddi bir şekilde hasar almasına yol açtı. Ayrıca deprem nedeniyle birçok yol hasar gördü ve kaya düşmesi ve heyelan gibi olaylar nedeniyle kapalı kaldı. Hatay havaalanı pistinin zarar görmesi, İskenderun limanında meydana gelen yangın ve hava muhalefeti nedeniyle havaalanlarının belirli bir süre kullanılamaması gibi nedenlerle bölgeye ulaşım güçleşerek arama-kurtarma ekiplerinin ve ilk yardım malzemelerin hızlı bir şekilde bölgeye ulaştırılmasında sorunlara neden oldu. Ayrıca çok sayıda aracın yola çıkması nedeniyle de bazı yerlerde ulaşım tıkanma noktasına geldi.
6 Şubat 2023 tarihinde saat 04.17'deki 7,7 büyüklüğündeki deprem, sol yönlü doğrultu atımlı Ölü Deniz Fay Hattı'nın kuzey ucundaki Narlı segmentinin kırılması ile meydana geldi. Bu depremin merkez üssü Gaziantep'e 28 kilometre, Kahramanmaraş'a 55 kilometre, Osmaniye'ye 74 kilometre, Hatay'a 132 kilometre, Kilis'e 50 kilometre, Adıyaman'a 121 kilometre, Malatya'ya ise 171 kilometre uzaklıkta bulunuyor.
Saat 13.24'teki 7,6 büyüklüğündeki ikinci büyük deprem ise birinci depremin yaklaşık 100 kilometre kuzeyindeki Doğu Anadolu Fay Hattı'ndan ayrılan bir kol olan Çardak Fayı'nın kırılması ile meydana geldi. Bu ikinci depremin merkez üssü Kahramanmaraş'ın Ekinözü ilçesine 3 kilometre, Elibistan'a 14 kilometre, Nurhak'a 23 kilometre, Göksun'a 63 kilometre, Kahramanmaraş'a 59 kilometre, Adıyaman'a 100 kilometre ve Malatya'ya da 100 kilometre mesafededir.
Birinci depremde Kahramanmaraş kenti ve kentin güneyinde kalan kesimler ciddi bir şekilde hasar alırken, ikincisinde Kahramanmaraş kent merkezinin kuzeyinde kalan kesim ciddi şekilde etkilendi. Birinci depremde önemli miktarda sarsıntıya maruz kalan binaların büyük bir çoğunluğu da ikinci depremle yıkıma uğradı. İkinci deprem aynı zamanda Kahramanmaraş'ın güneyinde kalan ve birinci depremde hasar alan binaların da ya yıkılmasına ya da önemli oranda hasar almasına neden oldu. Birbirinden yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta meydana gelen bu iki büyük deprem nedeniyle deprem etki alanı genişleyerek, birçok binanın iki kez çok kuvvetli bir şekilde sarsılmasıyla yıkılan ve hasara uğrayan bina sayısının, can kaybı ve yaralı sayısının artmasına yol açtı. Bütün bu faktörler ister istemez arama-kurtarma, ilk yardım, acil yardım, etkin müdahale gibi çalışmaların etkin bir şekilde yapılmasına engel teşkil etmiştir.
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Depremin önceki depremlerden farkları
Türkiye'de hem denizel hem de karasal ortamdaki faylara baktığımız zaman 1000'e yakın deprem üretme potansiyeli olan aktif fay olduğu görülüyor. Bu fayların hepsi zamanı geldiği anda yıkıcı bir deprem olarak kendisini gösterebiliyor. Bu sayıda aktif fayın olduğu bir ülkede deprem olmaması mümkün değildir. Türkiye için son 120 yıllık deprem istatistiğine baktığımızda 7 ve daha büyük depremlerin ortalama her 6 yılda bir kez meydana geldiği görülüyor. Bu süreçte toplam 23 tane 7'den büyük depremin kaydedildiği ve bunların en büyüğünün de 27 Aralık 1939 tarihinde saat 01.57'de meydana gelen, 52 saniye süren, 32 bin 962 kişinin hayatını yitirmesine neden olan Erzincan depremi olduğu görülüyor.
6 Şubat 2023 tarihinde yerel saatle 04.17'de meydana gelen ve Pazarcık (Kahramanmaraş) merkez üslü depremin büyüklüğü 7,7 olarak; odak derinliği ise 8,6 kilometre olarak belirlendi. Yerel saatle 13.24'te meydana gelen Elbistan (Kahramanmaraş) merkez üslü depremin moment büyüklüğü ise 7,6 ve odak derinliğini 7 kilometre olarak açıklandı.
Türkiye'de önceki yıllardaki verilere baktığımızda 6 Şubat 2023 tarihindeki iki depremin, yüzey dalga büyüklüğü 7,9 olan 27 Aralık 1939 Erzincan depreminden sonra Türkiye'de meydana gelen ikinci ve üçüncü en büyük sarsıntılar olduğu görülüyor. Yine geçmiş yılların verileri incelendiğinde aynı bölgenin art arda benzer büyüklükte iki büyük depremle sarsılması da ülkemiz tarihinde bir ilktir ve ender olarak rastlanabilecek bir durumdur.
17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki İzmit körfezi depremiyle kıyasladığımızda 6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki Pazarcık (Kahramanmaraş) depreminin, 3 kat daha fazla sismik enerji yaydığı görülüyor.
Birinci depremden 9 saat sonra 13.24'te, bölgenin kuzeyinde ve yaklaşık 100 kilometre uzaklığında Elbistan'da (Kahramanmaraş) meydana gelen 7,6 büyüklüğündeki ikinci bir deprem kaydedildi. Bu ise 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen İzmit körfezi depremine göre 2 kat daha fazla sismik enerjiyi etrafına yaymış bulunuyor. Bunların yanı sıra aynı bölge, bu sefer birinci depremden 11 dakika sonra meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki bir artçı şok ve ikinci depremden 1 saat 40 dakika sonra da 6,0 büyüklüğündeki iki orta büyüklükteki artçı şok ile sarsıldı.
Kahramanmaraş depremlerinin öncekilerden en önemli farkı yukarıda sıralananların yanı sıra, aynı bölgenin çok yakın zaman aralığı içinde iki büyük (7,7 ve 7,6) ve iki orta büyüklükte (6,6 ve 6,0) depremlerle sarsılmasıdır. Bu da hem etki alanının çok geniş olmasına hem de çok sayıda can kaybının ve binanın yıkılmasına neden oldu.
Coğrafi koşullar ve imar uygulama hatalarının etkisi
Doğu Anadolu Fay Hattı'yla ilişkili çok sayıda fay segmentinin kırılmasına (yaklaşık 300-350 km uzunlukta) neden olan bu iki büyük deprem, hem can kaybının, hem yaralı sayısının, hem yıkılan ve hasar gören bina sayısının fazla olmasına hem de doğrudan etkilenen alanın çok geniş olmasına yol açtı. Coğrafi koşulların bazı bölgelerde çok zorlu olması, dağlık alanların bulunması, çok geniş bir bölgenin etkilenmesi, kara ve hava ulaşım hatlarında sorunların ortaya çıkması ve kötü hava şartları, arama-kurtarma, acil yardım ve etkin müdahale çalışmalarının çok daha geç başlamasına neden oldu. Elektrik hatlarının zarar görmesi ve yakıt sıkıntısının varlığı, iletişim hatlarının kesilmesi gibi birçok olumsuzluk depremin etkisinin ve yaratmış olduğu mağduriyetin çok daha fazla olmasına yol açtı. Ayrıca başta Antakya olmak üzere zemin özelliklerinin kötü yani zayıf olması ve deprem dalgalarını büyüterek binaya yansıtması, sıvılaşma, çökme, oturma, yanal yayılma gibi jeolojik etkiler depremin etkisini artırarak yıkılan veya hasar gören bina sayısının artmasına neden oldu. Kırılan fay hattı üzerinde veya çok yakınında yer alan yerleşim birimlerinin varlığı da bu bölgede bulunan binaların daha fazla hasar görmesine neden olarak depremin etkisini artırdı.
Ayrıca Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından işletilen birçok istasyon tarafından depremlerin ivmeleri ölçülerek, ivme değerlerinin bazı yerlerde 664 galin üzerine çıktığı tespit edildi. Yani bu bölgelerde binaların ağırlıklarının yüzde 65'i oranında bir kuvvetle sarsıldığı söylenebilir. Bu yüksek ivme değerleri de depremin etkisini artıran faktörlerdendir.
Birinci depremin gece herkes uykusundayken ve evindeyken meydana gelmesi can kaybı sayısını oldukça artırdı. Bunun yanı sıra zemin özellikleri, binaların deprem tehlike haritası, zemin etüdü ve bina deprem yönetmeliğindeki parametrelere uygun bir şekilde tasarlanıp yapılmaması, işçilik, beton ve demir kalitesi, yetersiz etriye sıklığı, denetimin etkin bir şekilde yapılmaması, yanlış yer seçimi gibi birçok olumsuzluk nedeniyle hasar önemli miktarda artarak 6 bin 500'e yakın binanın yıkılmasına, çok sayıda yapının değişik düzeylerde hasar görmesine ve çok sayıda insanın göçük altında kalmasına neden oldu. Ayrıca kırılan fayın üzerinde veya yakınında yerleşim birimlerinin bulunması da hasarın artmasına neden oldu.
İki büyük depremin çok yakın bir zaman aralığında ve birbirine yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta meydana gelmesi çok daha geniş bir alanın ciddi şekilde sarsılmasına ve ciddi bir şekilde hasar almasına yol açtı. Ayrıca deprem nedeniyle birçok yol hasar gördü ve kaya düşmesi ve heyelan gibi olaylar nedeniyle kapalı kaldı. Hatay havaalanı pistinin zarar görmesi, İskenderun limanında meydana gelen yangın ve hava muhalefeti nedeniyle havaalanlarının belirli bir süre kullanılamaması gibi nedenlerle bölgeye ulaşım güçleşerek arama-kurtarma ekiplerinin ve ilk yardım malzemelerin hızlı bir şekilde bölgeye ulaştırılmasında sorunlara neden oldu. Ayrıca çok sayıda aracın yola çıkması nedeniyle de bazı yerlerde ulaşım tıkanma noktasına geldi.
İkinci depremin hasarın büyüklüğüne etkisi
6 Şubat 2023 tarihinde saat 04.17'deki 7,7 büyüklüğündeki deprem, sol yönlü doğrultu atımlı Ölü Deniz Fay Hattı'nın kuzey ucundaki Narlı segmentinin kırılması ile meydana geldi. Bu depremin merkez üssü Gaziantep'e 28 kilometre, Kahramanmaraş'a 55 kilometre, Osmaniye'ye 74 kilometre, Hatay'a 132 kilometre, Kilis'e 50 kilometre, Adıyaman'a 121 kilometre, Malatya'ya ise 171 kilometre uzaklıkta bulunuyor.
Saat 13.24'teki 7,6 büyüklüğündeki ikinci büyük deprem ise birinci depremin yaklaşık 100 kilometre kuzeyindeki Doğu Anadolu Fay Hattı'ndan ayrılan bir kol olan Çardak Fayı'nın kırılması ile meydana geldi. Bu ikinci depremin merkez üssü Kahramanmaraş'ın Ekinözü ilçesine 3 kilometre, Elibistan'a 14 kilometre, Nurhak'a 23 kilometre, Göksun'a 63 kilometre, Kahramanmaraş'a 59 kilometre, Adıyaman'a 100 kilometre ve Malatya'ya da 100 kilometre mesafededir.
Birinci depremde Kahramanmaraş kenti ve kentin güneyinde kalan kesimler ciddi bir şekilde hasar alırken, ikincisinde Kahramanmaraş kent merkezinin kuzeyinde kalan kesim ciddi şekilde etkilendi. Birinci depremde önemli miktarda sarsıntıya maruz kalan binaların büyük bir çoğunluğu da ikinci depremle yıkıma uğradı. İkinci deprem aynı zamanda Kahramanmaraş'ın güneyinde kalan ve birinci depremde hasar alan binaların da ya yıkılmasına ya da önemli oranda hasar almasına neden oldu. Birbirinden yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta meydana gelen bu iki büyük deprem nedeniyle deprem etki alanı genişleyerek, birçok binanın iki kez çok kuvvetli bir şekilde sarsılmasıyla yıkılan ve hasara uğrayan bina sayısının, can kaybı ve yaralı sayısının artmasına yol açtı. Bütün bu faktörler ister istemez arama-kurtarma, ilk yardım, acil yardım, etkin müdahale gibi çalışmaların etkin bir şekilde yapılmasına engel teşkil etmiştir.
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.