Yıllar önce, süper market zincirleri Türkiye pazarına yeni yeni girmeye başladığı sıralarda rahmetli tiyatro sanatçısı Ferhan Şensoy “Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı” isimli bir oyunu sahneye koymuştu. Oyunun ismi o kadar tutmuştu ki zaman içinde süper marketlerin kartelleşmesi tehlikesine karşı slogan haline gelmişti. Geçtiğimiz hafta İran’ın başkenti Tahran’da Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Lideri Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin katıldığı üçlü zirveyi izlerken bu tiyatro oyunu ve sonrasında slogana dönüşen ismi aklıma geldi.
Tahran’daki üçlü zirve sanki başta ABD olmak üzere Batı blokuna karşı bir gövde gösterisi niteliğindeydi. Acaba ben mi yanılıyorum diye yabancı yayın organlarını taradım. Fransız Le Figaro gazetesinin başlığı şöyleydi:
“İran,Türkiye,Rusya: Otokrat Kampı Safları Sıklaştırıyor.”
Alt başlığı okuyalım:
“Ukrayna Savaşı Ortak Çıkarları Paylaşan Batı Karşıtı Bu Ülkelerin İttifaklarını Güçlendirdi.”
Yazıyı birlikte okuyalım:
“Çin Lideri Xi Jinping de zirveye katılmış olsaydı grup tamamlanacaktı. ABD Başkanı Joe Biden’ın Ortadoğu gezisinin tam ertesine rastlayan zirvenin ana gündem maddeleri üçlü ilişkiler ve Suriye’ydi. Bir bakıma da yıllardır oluşturulan ama Ukrayna Savaşı’yla birlikte netlik kazanan Batı karşıtı ittifakın ABD’ye nanik yapması anlamına da geliyordu. Kendi aralarında anlaşmazlıkları olsa da üç devlet başkanı zirvede Batı karşıtlığında birleşmişlerdi.”
Washington Post gazetesinin haberi de ilginç. “Batı’dan İzole Edilen Putin Ender Dış Seyahatlerinden Birini İran’a Yaptı” başlığını atmış. Haberde Rusya Lideri Putin’in Tahran’a gider gitmez önce İran’ın Ruhani Lideri Ayetullah Ali Hamaney’le bir araya geldiği, ardından da Reisi ve Erdoğan’la görüştüğü yer alıyor. Washington Post’un haberi şöyle devam ediyor:
“Hamaney Putin’e Batı’nın güçlü bir Rusya istemediğini söyledi; ardından da ABD’yı ‘kurnaz’, NATO’yu da ‘tehlikeli’ olarak niteledi. Hamaney’in, bunun ardından Putin’e şunları söylediği öğrenildi:
‘Ukrayna’da siz inisyatifi ele almasaydınız nasılsa öbür taraf savaşı çıkaracaktı. Siz önce davrandınız.’
“Putin Reisi’yle görüşmesinde İran’la giderek artan ticaretin hacminin muazzam olduğunu, Batı’nın Rusya’ya uyguladığı ambargolara rağmen Moskova’nın hala sağlam dostlarının bulunmasından büyük memnunluk duyduğunu söylediği de belirtiliyor.
“Öte yandan Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov da Rusya ve İran’ın Batı yaptırımlarına alışık olduğuna dikkat çekerek,’Bu da bağımsız duruşumuza karşılık ödediğimiz bir bedel,’diye konuştu. Peskov sözlerini şöyle sürdürdü:
“’İran onlarca yıldır Batı’nın ürettiği çeşitli bahanelerle yaptırımlara maruz kalmıştır. Ancak bu yaptırımlar uluslararası hukukun tam anlamıyla ihlali demektir. İran’la ilişkilerimizi geliştirmek dış siyasetimizin uzun erimli hedefidir. Önümüzdeki aylar içinde stratejik işbirliği anlaşmasını da imzalamış olacağız.’
“Öte yandan Beyaz Saray’ın Rusya’nın Ukrayna’da kullanmak üzere İran’dan SİHA’lar almayı amaçladığı suçlamasına Kremlin Sözcüsü Peskov, ‘Öyle bir şey yok,’yanıtını verdi.”
Bloomberg’in haberine göre ise Tahran’daki üçlü zirvede elle tutulur bir anlaşmaya varılmadı. Haberde şu ifade kullanılıyor: ”Üç lider yıl sonuna kadar bir tarihte Moskova’da bir araya gelme kararı aldı.”
“Zirveye katılan Türk tarafı ise Ukrayna buğdayının yeniden ihracata sokulması için Rusya’yı ikna etmeye çalışıyor. Aksi halde dünya buğday fiyatları hem tavan yapıyor hem de özellikle yoksul Afrika ülkeleri buğday ithal edemedikleri çin açlık tehlikesiyle karşı karşıya.”
Tahran’daki üçlü zirve sanki başta ABD olmak üzere Batı blokuna karşı bir gövde gösterisi niteliğindeydi. Acaba ben mi yanılıyorum diye yabancı yayın organlarını taradım. Fransız Le Figaro gazetesinin başlığı şöyleydi:
“İran,Türkiye,Rusya: Otokrat Kampı Safları Sıklaştırıyor.”
Alt başlığı okuyalım:
“Ukrayna Savaşı Ortak Çıkarları Paylaşan Batı Karşıtı Bu Ülkelerin İttifaklarını Güçlendirdi.”
Yazıyı birlikte okuyalım:
“Çin Lideri Xi Jinping de zirveye katılmış olsaydı grup tamamlanacaktı. ABD Başkanı Joe Biden’ın Ortadoğu gezisinin tam ertesine rastlayan zirvenin ana gündem maddeleri üçlü ilişkiler ve Suriye’ydi. Bir bakıma da yıllardır oluşturulan ama Ukrayna Savaşı’yla birlikte netlik kazanan Batı karşıtı ittifakın ABD’ye nanik yapması anlamına da geliyordu. Kendi aralarında anlaşmazlıkları olsa da üç devlet başkanı zirvede Batı karşıtlığında birleşmişlerdi.”
Washington Post gazetesinin haberi de ilginç. “Batı’dan İzole Edilen Putin Ender Dış Seyahatlerinden Birini İran’a Yaptı” başlığını atmış. Haberde Rusya Lideri Putin’in Tahran’a gider gitmez önce İran’ın Ruhani Lideri Ayetullah Ali Hamaney’le bir araya geldiği, ardından da Reisi ve Erdoğan’la görüştüğü yer alıyor. Washington Post’un haberi şöyle devam ediyor:
“Hamaney Putin’e Batı’nın güçlü bir Rusya istemediğini söyledi; ardından da ABD’yı ‘kurnaz’, NATO’yu da ‘tehlikeli’ olarak niteledi. Hamaney’in, bunun ardından Putin’e şunları söylediği öğrenildi:
‘Ukrayna’da siz inisyatifi ele almasaydınız nasılsa öbür taraf savaşı çıkaracaktı. Siz önce davrandınız.’
“Putin Reisi’yle görüşmesinde İran’la giderek artan ticaretin hacminin muazzam olduğunu, Batı’nın Rusya’ya uyguladığı ambargolara rağmen Moskova’nın hala sağlam dostlarının bulunmasından büyük memnunluk duyduğunu söylediği de belirtiliyor.
“Öte yandan Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov da Rusya ve İran’ın Batı yaptırımlarına alışık olduğuna dikkat çekerek,’Bu da bağımsız duruşumuza karşılık ödediğimiz bir bedel,’diye konuştu. Peskov sözlerini şöyle sürdürdü:
“’İran onlarca yıldır Batı’nın ürettiği çeşitli bahanelerle yaptırımlara maruz kalmıştır. Ancak bu yaptırımlar uluslararası hukukun tam anlamıyla ihlali demektir. İran’la ilişkilerimizi geliştirmek dış siyasetimizin uzun erimli hedefidir. Önümüzdeki aylar içinde stratejik işbirliği anlaşmasını da imzalamış olacağız.’
“Öte yandan Beyaz Saray’ın Rusya’nın Ukrayna’da kullanmak üzere İran’dan SİHA’lar almayı amaçladığı suçlamasına Kremlin Sözcüsü Peskov, ‘Öyle bir şey yok,’yanıtını verdi.”
Bloomberg’in haberine göre ise Tahran’daki üçlü zirvede elle tutulur bir anlaşmaya varılmadı. Haberde şu ifade kullanılıyor: ”Üç lider yıl sonuna kadar bir tarihte Moskova’da bir araya gelme kararı aldı.”
“Zirveye katılan Türk tarafı ise Ukrayna buğdayının yeniden ihracata sokulması için Rusya’yı ikna etmeye çalışıyor. Aksi halde dünya buğday fiyatları hem tavan yapıyor hem de özellikle yoksul Afrika ülkeleri buğday ithal edemedikleri çin açlık tehlikesiyle karşı karşıya.”
Haberler böyle uzayıp gidiyor. Anlaşıldığı kadarıyla perde gerisinde Çin olmak üzere İran, Rusya ve Türkiye ittifakı Batı’ya karşı bir gövde gösterisini amaçlamış. Yazının başında da dediğim gibi bu birliktelik “Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı” sloganını çağırıştırıyor. Sonuçta real politik’i iyi okumakta yarar var. Amerikalılar “Money talks” (Para konuşur) sözünü boşuna etmemişler.