islamda Tuvalet ve Banyo Edebleri Adabları
Soru: Hamama gitmek caiz midir? Şayet buna müsaade varsa dayandığı şartlar nelerdir? Bu hususta erkek ile kadın arasında bir fark var mıdır?
Cevap: Bir kimse, başka bir şahsın bulunduğu hamama girebilmesi için, altını göstermeyecek kalınlıkta bir peştemal ile, göbekten diz kapağının altına kadar olan kısmı örtmesi gerekir.
Peygamber (sav) bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: "Kim Allah'a (cc) ve ahiret gününe iman ederse peştemalsız olarak hamama girmesin." Dikkat edilirse, verilen bir müsaade, peştemale sarınılmış olarak girme şartına bağlanmıştır. Hadisin başlangıcında, Allah'a (cc) ve ahirete iman eden kimsenin bu yolda hareket etmesi gerektiğine işaret olunmaktadır. Bu mevzua açıklık getiren Hadis-i Şeriflerde, "ancak peştemal ile" kayd-ı ihtirazisi, gelişi güzel hamama girme serbestliğim ortadan kaldırmaktadır.
Hamama girecek kimse, bu hususa riayet etmekle beraber, hamamda bulunan diğer kimselerin de buna riayet edip etmediklerini dikkate alacaktır. Şayet onlar, açık-saçık bir halde bulunuyorlarsa ve söylendiği zaman söz kabul etmeyecek takımdan kimseler ise, onların bulundukları umumi yerde değil, hususi banyo kiralayıp orada yıkanması gerekecektir.
Kadınların hamama gitmesine gelince; Peygamber Efendimiz'in (sav) bir Hadis-i Şerifleri bu hususa açıklık getirmektedir. Şöyle ki: "Sizin için Acem diyarı feth olunacaktır. Orada, hamam denilen binalar göreceksiniz. Erkekler oraya peştemal ile (örtünerek) girsinler. Hasta ve lohusa kadınlardan başkasını oraya girmekten men ediniz." Hadis-i Şerifte gösterilen bir mazeret olmadıkça kadının hamama gitmesine müsaade edilmemiştir.
Resul-i Ekrem (sav) Efendimiz başka bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurmaktadırlar: "Kim Allah'a (cc) ve ahiret gününe iman ederse, peştemalsız olarak hamama girmesin. Kim Allah'a ve ahiret gününe inanırsa karısını hamama sokmasın." Muterem Peygamber Efendimiz'in (sav) Allah'a (cc) ve ahiret gününe inanma şartına bağlayarak getirdiği bu engellemeyi, diğer bir Hadis-i Şerif teşrih etmektedir: "Yapıların şerlisi hamamdır. Orada sesler yükseltilir, avret (olan mahal)ler açılır. Kim oraya girerse, ancak örtünmüş olarak girsin."
Dinimizin kabul ettiği bir mazereti bulunan kadın, hamamın herkese açık bulunan yerinde değil de hususi olarak tuttuğu bir banyoda yıkanmalıdır. Böylelikle, kimse onun avret mahallini görmemiş, kendisi de başkasının avret mahalline bakmamış olur. Bu imkana sahip olmayan kadının, evinde yıkanması en doğru yoldur.
Müslüman bir kadının, avret sayılan uzuvlarını, gayrimüslim kadınların önünde açması helal değildir. Zira Cenab-ı Hak (cc), bir Ayet-i Kerimede, "kendi kadınları" buyurmaktadır. Bundan maksadın Müslüman kadınlar olduğu tefsirlerde açıklanmaktadır. Hazret-i Ömer (ra) Efendimiz, "Allah'a (cc) ve ahiret gününe inanan bir kadının, Allah'a (cc) eş tutan bir kadının yanında başörtüsünü açması helal değildir" buyurmuştur. Hak ile batılı, keskin çizgilerle ve kesin ifade ile ayıran Hazret-i Faruk, başörtüsünü açmaya müsaade etmemiştir. Zamanımızın kadını, çıplaklık yarışında üzerinden atmadık çok az şey bırakmış ve açık bıraktığı yerler, kapalı kısımlardan fazla bir duruma gelmiştir.
Hazret-i Ömer (ra), Ebu Ubeyde bin Cerrah'a (ra) yazmış olduğu bir emirnamede şöyle talimat vermiştir: "Bana (şöyle bir haber) ulaştı: Gayrimüslim kadınlar, Müslüman kadınlarla birlikte hamama giriyorlarmış. Bu davranışa engel ol ve aralarına perde çek. Çünkü, soyunmuş bulunan Müslüman bir kadını, gayrimüslim bir kadının görmesi caiz değildir." İbni Abbas (ra) da şöyle buyurmaktadır: "Müslüman bir kadını, Yahudi ve Hıristiyan kadınların görmesi helal değildir. (Müslüman kadınların mahrem yerlerini) kocalarına anlatmamaları için (bu yasaklanmış)tır.
Fazilet sahibi Müslüman bir kadının, fahişe bir kadının bulunduğu yerde de aynı dikkati göstermesi gerekir. Zira düşük ahlaklı bir kadın, kendisiyle zina eden erkeklere, bu kadının güzelliklerini vazfederek bir yuvanın yıkılmasına sebep olabilir.
Ebu Ubeyde bin Cerrah (ra) şöyle demiştir: "Yüzünü beyazlaştırmaktan başka bir dileği olmaksızın, özürsüz olarak hamama giren herhangi bir kadının, yüzlerin ağardığı günde yüzünü Allah karartacaktır."
Bir şairimiz ne güzel ifade etmiş:
Tinetin napak iken, girme çık germabe'den
Evvela tathir-i kalp et, sonra tathir-i beden
Soru: Erkekler veya kadınlar hamama girdikleri vakit avret mahallerini açabilirler mi?
Cevap: Açamazlar. Banyo yapılan yer, 5 arşın kare veya daha fazla olursa avret mahallerini kapalı bulundurmak şarttır.
Soru: Kıbleye karşı küçük veya büyük abdest bozmanın hatalı olup olmadığını açıklayınız?
Cevap: Elbette hatalıdır ve bunu sormak bile zaittir. Harama yakın bir mekruhtur.
Soru: Dikilmiş halde iken bevil yapmak, acele bir iş bulunması halinde caiz olur mu?
Cevap: İşin ve çişin acele olması, şer'i hükümleri ihmale delil ve müsaade olarak alınamaz. Ayağında sakatlığı bulunmayan bir kimsenin dikildiği yerden abdest bozması caiz görülemez.
Soru: 500 liralıkların üzerindeki resimde Ayet-i Kerime göze çarpmaktadır. Buna göre ayete yapılması gereken hürmet yapılmamakta ve tuvalet dahil meşru olmayan yerlerde kullanılmaktadır. Bu sebeple bazen mecbur kaldığım ve belden aşağıya koyduğum veya bu para üzerimde iken tuvalete girdiğim oluyor. Bunun bir mahzuru var mı, ne yapmamız gerekir?
Cevap: 500 TL'nin üzerinde bulunan ayet sebebiyle, onunla helaya girmemeli ve abdestsiz el sürülmemelidir.
Soru: Tuvalete tükürmek nasıl bir harekettir?
Cevap: Bu davranış, doğru görülmeyen bir harekettir. Tükrüğün içinde ekmek kınntısı ve yemek artığı bulunabileceğinden bundan sakınmalıdır.
Behce Fetvalarından: "Helada abdest alana tesbihatı (ve duaları) terk etmek gerekir" (H.Ec. 1/5)
Açıklama: Zaruret halinde helada abdest alınabilir. Tren yolculuğunda olduğu gibi. Ancak, helanın kirli bir yer olması sebebiyle abdestle ilgili duaları okumamak icap eder.
Soru: Erkek ve kadın, kimsenin bulunmadığı bir yerde yıkanırken tamamen çıplak olarak bulunabilir mi?
Cevap: Meleklerden haya edip böyle yakışıksız bir duruma düşmemelidir.
Soru: Tuvaletin içinde veya çok yakınında Allah'ın (cc) ismi söylenir mi? Bu hususu açıklarsanız memnun kalırım?
Cevap: Tuvaletin ancak dış kısmında Cenab-ı Hakk'ın adını anmakta bir mahzur yoktur. Fakat helanın içinde Allah'ın(cc) adını anmak doğru değildir. Mahallin pisliği itibariyle Rabbimizin mübarek isminin orada anılması doğru görülmemektedir.
İstinca Ve İstibra Yolu İle Temizlenme
Temizlenme yöntemleri çok çeşitlidir fakat günümüzde imkânların ziyadesiyle oluşu doğrultusunda düşünürsek, diğer temizleme yöntemlerine günümüzde pek başvurulmadığını görürüz. Diğer konulara da zaman zaman değineceğiz fakat İstinca Ve İstibra yani küçük ve büyük abdest temizlikleri abdestin öncesi olduğundan, ibadetlerimizin zemini ve temeli olduğundan ilk olarak bu konuyu ele alacağız.
İstincanın Delilleri Ve Mezhep Ulularının Kavli Doğrultusunda Açıklamalar
(Ayet-i Kerime Ve Hadis-i Şerifler)
Onun içinde asla namaz kılma! İlk günden takvâ üzerine kurulan mescit (Kuba Mescidi) içinde namaz kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. ALLAH da çok temizlenenleri sever.
(et Tevbe Sûresi: 108)
Ayet-i Kerime’nin Tefsiri:
Bununla beraber “temeli takva üzere atılan mescid”in Medine’deki Mescid-i Nebi olduğu da söylenmiştir. Ebu Saîd el-Hudrî (r.a.)’den ‘yı Resulullah’a sordum, biraz çakıl taşı alıp yere attı ve “İşte şu mescidiniz, Medine mescidi.” buyurdu, demiş olduğu da rivayet edilmiştir. Senin içinde kaim olmana en çok hak kazanmış olan yerdir. İçinde öyle rical (erkekler, yiğitler) vardır ki gayet temiz olmayı severler. Günahlardan, kötü huylardan ve hasletlerden, maddi ve manevi pisliklerden iyice arınıp paklanmayı, ALLAH rızası için tertemiz olmayı severler ve öyle olma y a gayret ederler. ALLAH da tertemiz olanları sever.
Denilmiştir ki, bu âyet nazil olunca Resulullah maiyetinde bulunan bir grup Muhacirîn ile yürüyüp Kuba mescidine vardı, kapısında biraz durakladı, bekledi, içinde Ensar oturuyorlardı. Bunun üzerine onlara “Siz mümin misiniz?” diye sordu, cemaat sustu, hiç ses çıkarmadı, sonra tekrar sordu, Hz. Ömer (r.a.) “Ya Resulullah! Şüphesiz ki, müminler, ben de onlarla beraberim.” dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu ki; “Kazaya razı olur musunuz?” Onlar “e v et” dediler. Buyurdu ki, “Belaya sabreder misiniz?” Onlar yine “evet” dediler. Buyurdu ki, “Bollukta şükreder misiniz?” Onlar yine “evet” dediler. Bunun üzerine Resulullah “Kâbe’nin Rabb’ı hakkı için bunlar mümindirler.” buyurdu ve sonra oturdu. Daha sonra “Ey Ensar topluluğu! ALLAH azimüşşan sizi meth ü sena etti. Abdestte ne yapıyorsunuz?” buyurdu. Onlar da “Dışkıyı üç taşla siliyoruz, sonra da su ile taharetleniyoruz.” dediler. ResulALLAH şu âyeti tilavet buyurdu: “Onda tertemiz olmayı seven birtakım erkekler vardır”.
Bir de denilmiştir ki, idrar kalıntısını su ile yıkarlardı, hiç cünüp durmazlar, cünüp iken uyku uyumazlardı.
Hasılı tatahhur; taharette mübalağa etmek, temizlik hususunda titiz davranmaktır. Şer’î anlamda taharet hem necasetten, yani maddi pisliklerden, hem de hades denilen cünüplükten ve manevi kirlerden arınmak demektir. Burada ise “dırar, küfür, tefrika ve ırsad” gibi fena hasletlere karşılık olarak kullanılmış olma karinesiyle tatahhurdan asıl maksat, cismanî olandan ziya d e kalbî olan taharet söz konusudur. Yani günah, isyan, cimrilik ve tembellik gibi çirkin huylardan ve onların manevi lekelerinden iyice arınmak demek olduğu açıktır. Ayrıca Hz. Peygamber’in sorduğu “iman, sabır ve şükür” gibi sorular da konuya ışık tutmak t adır. Şu halde bütün bu değişik rivayetler tefsirde tahsis mânâsına değildir, yalnızca maneviyata münhasır bırakılmayarak, işin maddi anlamda temizliğini de içine aldığını ve âyetin mânâ kapsamının geniş tutulması gerektiğini beyana yönelik olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
(Hak Dini Kur’an Dili Tefsiri – Elmalılı Hamdi Yazır Efendi)
Resûl-i Ekrem (sav)’in: “Kim taş ile istinca ederse bunu tek etsin. (Üç, beş, yedi vs.) Kim bunu yaparsa güzel yapmıştır. Kim yapmazsa ona birşey lâzım gelmez” Hadis-i Şerifini esas alan Hanefi fûkahası: Taş ile istincanın şart olmadığını, aksine su ile istincanın daha efdal olduğunu beyan etmiştir.
(İbn-i Hümam – Fethû’l Kadir – Beyrut: 1315, D. Sadr Mtb. C: 1, Sh: 148-149.)
Hadis-i Şerif İle İlgili:
Hadis-i Şerif’in çeşitli varyantları vardır. Buhari, Müslim, Ebu Dâvud, Tirmizi gibi eserlerin ve Kütüb-i Sitte’nin taharet (temizlik) bölümlerine bakılabilir.
Not: Bu konuyla ilgili Hadis-i Şerifler bizim buraya alamayacağımız kadar çoktur o yüzden birer örnek vererek Mezhep İmamlarının ve Hanefi Ulularının kavillerini aktaracağız. Konu içerisinde sünnetler belirtilmiştir. (İstinca’da öksürme, sola meyilli olarak ihtiyaç giderme, sol eli kullanma, sol elde sorun yoksa, zaruri bir durum herhangi bir sağlık problemi söz konusu değilse sağ eli kullanmama gibi… bunlar hem İstinca’nın yapılışının anlatıldığı bölümde hem de Tuvalet Adabı’nda belirtilmiştir.)
Taharetin Vücubunun Şartları:
1) Akıllı olmak; deliye taharet vacib değildir.
2) İslâm; kâfir’e taharet vacip değildir.
3) Su veya toprağı kullanmaya kudreti bulunmak.
4) Bülûğa ermiş olmak.
5) Hades, hayız ve nifaz halinde bulunmamak ve vaktin darlığıdır.
Taharetin sıhhatinin şartları:
1) Temiz su ile bütün bedeni yıkamak.
2) Kadının hayız ve nifastan temiz olması.
3) Vücûddan (suyun işlemesine mani olacak) pislikleri gidermek.
Vücûb şartları: Bir şahısta hepsi bulunduğu zaman temizlenmesini icap ettiren şartlardır.
Sıhhat şartları ise: Taharet ancak kendileriyle sahih olan şartlardır.
(İbn-i Abidin – Reddü’l Muhtar Ale’d Dürrü’l Muhtar – İst: 1982, C: 1, Sh: 107.)
Konuyla İlgili Terimler Ve Anlamları:
İstinca: Ön veya arkadan çıkan necaseti temizlemektir.
İstibra: Erkeklerini idrarlarını attıktan sonra başvurdukları temizlik yöntemidir. (Açıklanacaktır)
İstinka: Ön veya arkadan çıkan pislikleri temizlemede özen gösterme ve mübalağa ederek temizlenme.
hattab:
Pislikten Temizlenme İle İlgili Hükümler
(Hangi Durumda Vacip, Hangi Durumda Sünnet)
1)Hayız, nifas ve cünüplükten temizlenirken, avret mahalini yıkamak vaciptir.
2)Pislik çıkan yerin çevresindeki pislikleri temizlemek İmam Muhammed’e (Rahimehullah) göre vaciptir.
3)Pislik çıkan yerin çevresine dağılmamışsa pislik, bu pislik çıkan yerlerin etrafını temizlemek sünnettir.
4)Küçük abdestten sonra küçük abdest uzvunun başını yada fecri yıkamak sünnettir.
5)Yellendikten sonra istinca etmek bid’attir.
6)Küçük abdestten sonra sola yatarak uyumak yada, kurulamanın ardından bir süre beklemek (kurulandıktan sonra tekrar pislik çıkarsa bunun ibadete engel teşkil etmeyecek şekilde kontrolünü, eğer pislik çıkarsa tekrar temizlenmesini sağlamak) vaciptir.
(Şeyh Nizamüddin ve bir heyet – A.g.e. C: 1, Sh: 50. Şeyh Abdülgani – A.g.e. C: 1, Sh: 54. )
İstinca, İstibra Ve İstinka’nın Uygulanışı Ve Açıklanması:
Kan, meni, sidik ve gaita gibi pisliklerin çıkmış oldukları yerleri temizlemek gerekir ki, buna “İstinca” denir. Bu temizleme, avret yerlerini yabancılara göstermeksizin su ile, yoksa küçük taşlarla yapılır. Önce taşlarla, sonra su ile yapılması daha uygundur. Fakat kemik, kireç, kömür, tezek, bez, pamuk ve kağıt gibi şeylerle istinca mekruhtur.
Su ile istincanın sağlık yönünden yararları çoktur. Bu konuda tıp kitaplarında önemli bilgiler vardır.
İstinca yerini taşarak namazın sıhhatini engelleyecek kadar fazla olan pislikleri yıkamak farzdır.
Erkekler idrar yaptıktan sonra, sidik sızıntısının kesilmesini beklemeleri gerekir ki, buna “İstibra” denir. İstibra usulü her insanın bünyesine göre değişiktir. Bekleyerek, biraz yürüyerek, ayakları hareket ettirerek ve öksürerek yapılır. İdrarın kesildiğine kanaat hasıl olunca, istinca (su ile yıkama) yapılır. Çünkü idrar yaşlığın bulunması, idrarın damlaması gibi abdestin sıhhatine engeldir.
İstinca’da temizliğe fazla dikkat edip idrar ve benzeri pislik eseri bırakmamaya “İstinka” denir. İstinca’dan sonra ayağa kalkmadan temiz bir bez parçası ile veya sol el ile kurulanmalıdır. Böylece temizlik için kullanılan suyun kalıntılarını gidermeye çalışmalıdır. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: “İdrardan çok korununuz; çünkü kabrin bütün azabı ondandır.”
Bunun için idrardan son derece sakınmalı ve temizliğe dikkat etmelidir. Kadınlara “İstibra” gerekmez. Onların bir müddet beklemeleri yeterlidir. Ondan sonra istinca edip abdest alabilirler.
İstinca Ve İstibra’nın Edepleri:
Helaya girerken “ALLAH’ım! Pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım” diye dua edilir. Helaya sol ayakla girilir ve heladan sağ ayakla çıkılır. Helada kıbleye yönelik oturmamalı, arkayı da kıbleye çevirmemelidir. Bunları yapmak mekruhtur. Rüzgara karşı, bir özür yokken ayakta, karınca ve benzeri böceklerin yuvalarına, abdest ve gusül alınacak sulara işemek mekruhtur.
Yol üzerine, mescit civarına, mezarlığa, durgun ve akarsulara, ırmak kenarlarına, ağaç altlarına abdest bozmak da mekruhtur. İnsanların görebileceği bir yerde istibra yapılması da edebe aykırıdır.
Helada iken konuşmamalı, din ve dünya işleri düşünülmemelidir. Avret yerine ve çıkan pisliklere bakmamalıdır. İdrarın içine tükürülmemelidir. Oruçlu olmayan kimse istinca ederken ayaklarını birbirinden uzak tutmaya çalışmalı ve gevşek oturmalıdır. Temizlenme bakımından daha iyi olduğu için böyle yapmak mendupdur.
(Büyük İslâm İlmihali – Ömer Nasuhi Bilmen)
hattab:
Tuvalet Adabı
(Tuvalete Nasıl Girilir Nasıl Çıkılır)
Önce çoraplar çıkarılır.
Pantolonun paçaları yukarı sıvanır.
Tuvalete sol ayakla girilir.Girerken şu dua okunur:
“ALLAH’ım erkek ve dişi tüm şeytanlardan ve tüm pisliklerden sana sığınırım’’
(Buhârî, Vudu’: 9; Müslim, Hayz: 32)
Kapı içeriden kilitlenir.
Büyük hacet,mümkünse sola meyili oturularak giderilir.Necasetin gelmesi kesildikten sonra taharete (istincaya)başlanır
İstincanın en güzel şekli üç kademeli yapılanıdır:
Önce kuru olarak silmek,
Sonra su ile yıkamak,
Sonra da kurulamak.
Sonra bir parça tuvalet kağıdı koparılır.Sol elle necasetin çıktığı yer kuru olarak silinir.(Evla olan elin arkadan dolaştırılmasıdır.Önden uzatmakta ise beis yoktur)
Sağ elle musluk açılarak tasa veya ibriğe su alınır.
Sol ele su dökülür.Necasetin çıktığı mahal sol elle,(bilhassa orta parmak kullanılarak) iyice yıkanır.Parmak uçları necasetin çıktığı mahale değdirilmez.
Sonra idrar temizliğine başlanır:
Önce (Erkeklere mahsus olarak) İdrar’ın çıktığı yer öne doğru bir kaç defa sıvazlanır. Böylece kalan idrar tamamen boşaltılır.Sonra su ile yıkanır.Ön tarafın yıkanma işi bittikten sonra yeniden kağıt koparılır.Ön ve arka kurulanır.
Sonra iç çamaşıra değdirmeden idrar yolunda kalan son damlanın da temizlenmesi yapılır.Buna istinka denir.Fıkıh kitaplarında istinkanın çeşitli şekilleri vardır: Kırk adım yürümek,öksürmek,yan yatmak ve kişi kaç yaşında ise yaşı adedince adım atmak gibi…
Asrımızda pratik olarak şöyle bir istinka yolu tatbik edilebilir:
Tuvalet kağıdından küçük bir parça koparılır.Kibrit başı büyüklüğünde top yapılır ve idrarın çıktığı kanalın ucuna tampon olarak konur.(Bu korunma işini kağıt sarma suretiyle yapanlar da vardır. Tıbbi Nebevi kitabının Mezi ve fitil maddelerinde Ata b. Ebi Rebah,Hz.Ali Efendimiz(A.S)mezi akıntıları için pamuk fitil yaparak kamışın deliğine tıkardı,demiş ,İmam Evzai de mezi akıntısı gelen birine “pamuk parçası ile kamışın deliğini tıkasın “diye fetva vermiştir.)
Sonra ayağa kalkarak üst toplanır.Bol su ve süpürge ile tuvalet taşı temizlenir.
Taşın bitiminden sonra gelen boru kısmı da su ve fırça ile temizlenmelidir.
Dipte kalan necasetlerin akması için ya sifon çekilmeli veya bol su dökerek onlar da giderilmelidir.
Sonra tuvaletten sağ ayakla çıkılır.Çıkarken şu dua okunur:
“Bana ezadan afiyet veren (kurtaran) ve bizden ezayı gideren ALLAH’a hamd olsun.”
Lavaboda eller(bilhassa sol elin orta parmağı iyice ovalanarak)sabunla güzelce yıkanır.
Üç beş dakika gezip dolaştıktan sonra yeniden tuvalete gidilerek konan kağıt atılır.
Taharet ve istibra bu şekilde yapıldıktan sonra abdest almaya başlanır.
DİKKAT! Küçük su döktükten sonra son damlayı almak ve idrarın çıktığı kanalı iyice kurutmak çok mühimdir.Bu temizliği yapmadan abdeste başlanırsa,yolda kalmış son damla abdestten sonra çıkarsa abdest bozulur ve iç çamaşır necasetlenir.
Necasetin bulaştığı yer üç defa,su dökülüp ovalanır,sıkılır.
Hacet giderirken ön veya arkanın kıbleye doğru gelmesi ve özürsüz ayakta su dökmek mekruhtur. Erkeklerin idrarının tam kesildiğine kalbi mutmain olmadıkça abdeste başlaması caiz değildir.
Yazıya elverişli olmayan kağıtları taharette kullanmak mekruh değildir.
Yellenmekle taharet gerekmez(Ancak yellenme esnasında necaset çıktı ise taharet o zaman gerekir.) Kadınlara istibra yoktur.Kadınlar sadece avret mahalinin dışını yıkarlar.
Helada konuşulmaz,selam alınmaz.Mazeretsiz avret mahalline ve necasete bakılmaz. Helaya tükürülmez,sümkürülmez.Helada vücut ile oynanılmaz.İhtiyaç giderilir giderilmez heladan derhal çıkılır.Tuvalete,başın örtülü olarak girilmesi müstehaptır.
Hasta erkek ve kadına ancak nikahlısı taharet yaptırabilir.Nikahlısı bulunmayan hastalardan taharet sakıt olur(düşer).Böyle bir kimse abdest veya teyemmüm aldıktan sonra taharetsiz olarak namazını kılabilir.
(Osmanlı Yayınevi)
TUVALET ADABI
1- Lafza-i Celâl yazılı yüzük ve Kur’an ayetleri ile tuvalete girilmez. Yüzük avuç içine çevrilebilir. Ayetler naylona sarılabilir.
2- Tuvalete girmeden önce “Euzü Besmele” çekmeli, çıkarken “Elhamdülillah” demelidir.
3- Tuvalete girmeden önce çoraplarımızı çıkarmalı, pantolonumuzu suyun sıçramayacağı kadar katlamalıyız.
4- ALLAH ve Peygamber ismi yazılı bir şey yanında bulundurmamalıdır.
5- Tuvalete sol ayakla girmeli sağ ayakla çıkmalıdır.
6- Kıbleye, aya, güneşe karşı önünü ve arkasını dönmemeli, konuşulmamalı
zikredilmemeli.
7- Tükürülmez ve sümkürülmez.
8- Def-i hacet yaparken avret mahalline ve pisliğe bakılmaz.
9- Otururken sol tarafa meyletmelidir.
10-Tuvalet taşını ve tuvaletin kirli taraflarını temizlemelidir.
11-Tuvalet taşına dışkı ya da sidik gibi şeyleri bulaştırmamalıdır.
12-Taharet yaparken su ile temizlenmelidir.
13- Ayakta bevl edilmemelidir.
14- Def-i hacet anında mukaddes şeyler düşünülmemelidir.
(Cep İlmihali)
Tuvalet Kağıdı İle İlgili Açıklama:
Hanefi Uluları; kağıt ile kurulama yada temizleme yapmayı uygun görmezler zira kağıt üzerine yazı yazılabilen, ilimlerin asırlarca aktarılmasını, nakledilmesini sağlayan bir malzemedir. Bundan dolayı Hanefi Uluları, üzerine yazı yazılamayacak, tam olarak beyaz olmayan kısacası ilim hususunda kullanılır durumda olmayan kağıtların istincada kullanılabilmesine cevaz vermişlerdir. Bugün bizim tuvalet kağıdı olarak kullandığımız kağıtların imal ediliş amacı zaten temizlenme noktasında kullanılmaları içindir. Bundan dolayıdır ki, bu kağıtların öğretimde, ilim tahsilinde, ilim naklinde kullanılmaları söz konusu olmadığından, taharette, istincada kullanılmasında herhangi bir sakınca yoktur…
(bk. Ibn Âbidin, I/340; Vehbe ez-Zuhaylî, el-Fıkıh I/199-200; Sirbînî el-Hatib; Mugni’1-muhtâc I/44 Ibn Kudâme, el-Mugni I/157-58)
Tuvalet Adabı Nasıl Olmalı ?
Tuvalete Girerken ve Çıkarken : Dinimiz temizliğe çok büyük bir önem vermiştir. Onun için Hz. Peygamber sallu aleyhi ve sellem bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “Temizlenmek, imanın yarısıdır.” (Müslim) İnsan doğal olarak sabah uyandığında abdest almadan önce tuvalete gitmeye ihtiyaç duyabilir.
Tuvalete girerken şu dua okunur: “Bismillah Allahümme innî eûzü bike mine’l-hubsi ve’l-habaisi”; “Allah’ın adıyla, Allah’ım! (kovulmuş birer pislik olan) dişi ve erkek şeytanların şerrinden sana sığınırım.” (Buhari, Müslim)
Tuvalete girerken sol ayakla girilmeli, tuvalette iken konuşmamalı, din ve dünya işi düşünülmemelidir. Avret yerine ve çıkan pisliğe bakmamalı ve idrarın içine tükürmemelidir. Oturmasını da gereksiz yere uzatmamalıdır. Tuvaletten çıkarken sağ ayakla çıkmalı ve çıkarken şu duayı okumalıdır: “Ğufraneke elhamdülillahillezi ezhebe annî ezâ ve âfânî” ; “Ey Allah’ım! Affına sığınırım. Bana eziyet veren şeyi gideren ve bana afiyet veren Allah’a hamdolsun.” (Nesai, İbn Mace)
Her insan istibrasına büyük önem vermelidir. Her insanın istibra yapması, yani zekerindeki idrarı kurutması kendi bünyesinin durumuna göre farklı farklıdır. Bazıları yürümek suretiyle, bazıları öksürerek, bazıları yatarak, bazıları da zıplayarak istibra yapmaktadırlar. Her insan kendi durumunu bilir.
İstibra yapılmadığı takdirde daha sonra sidik gelirse elbise necis olur, abdest alınmış ise abdest bozulur ve dolayısıyla abdestsiz namaz kılmış olur. Genellikle ihmal edilen bu hususa çok dikkat edilmelidir. Nitekim Hz. Peygamber sallu aleyhi ve sellem hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “Sidikten sakınınız. Bir kimse öldüğü vakit, kabirde ilk hesabını bundan verir.” (Taberani)
İnsan temizlik yaparken Allah-u Zülcelal’in huzuruna temiz girmek için temizlik yaptığını düşünmelidir. Böyle bir temizlik abdestinde huzurlu alınmasına vesile olur. Taharet ve abdestte huzur, namazda da huzurlu olmaya sebeptir. Gafletle yapılan taharet ve alınan abdest de namazın ve ibadetin gafletle geçmesine sebeptir.
Seyda Muhammed Konyevi Hz. (K.S.)
BANYO ADABI:
1- Banyo yapmadan önce misvakla dişimizi temizlemeliyiz.
2- Banyoya, Allah’ın huzuruna temiz çıkmak gibi, güzel düşüncelerle girmelidir.
3– Sol ayağımızla banyoya girmelidir.
4- Girerken “Bismillahirrahmanirrahim, pisliklerin her cinsinden ve kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım” demeliyiz.
Banyoya Girerken Okunacak Dualar:
Allahümme innî es’elükel-cennete ve ne’îmehâ Ve e’ûzü minennâri ve hamîmehâ.Duanın Türkçe Anlamı: “Allah’ım! cenneti ve içindeki nimetleri Sen’den isterim. Cehennem’den ve Cehennem’in kızkınlığından Sana sığınırım.”
Allahümme innî es’elükel-cennete ve eûzü bike mine’n-nâr. ve min şerri mâ hulika mine’n-nâr. Duanın Türkçe Anlamı: “Allah’ım! senden Cennet’i isterim, ateşten ve ateşten yaratılanın şerrinden de Sana sığınırım.”
Banyodan Çıkarken Okunacak Dua:
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Helâda Allah’ü Teala’yı lisanen zikredemeyişi ve sıkıntı verecek olan şeylerden kurtarması için; Gufrânek. el-Hamdü lillahillezî ezhebe annil ezâ ve â’fânî.Duanın Türkçe Anlamı: “Mağfiretini isterim. Bütün hamdler benden eziyeti (dışarı çıkamamadan dolayı meydana gelebilecek sıkıntı ve pisliği) gideren Allah’u Teala’ya mahsustur.” şeklinde dua ederdi. Allâhümme inni eûzü bike mine’n-nâr ve es’elüke ğufrâneke. El-hamdü lillâhi’llezî ezhebe anni’l-ezâ ve âfânî. Duanın Türkçe Anlamı:“Allah’ım! Cehennem’den Sana sığınır, Senin af ve bağışlamanı dilerim. Bana eziyet veren şeyleri giderip afiyet veren Allah’a hamdolsun.”
5- Banyoyu kimsenin göremeyeceği şekilde kapatmalıyız.
6- Hamamda setr-i avrete riayet etmeli ve peştamal giymelidir.
7- İlk girişimizde sağ ve sol omuzlarımızı yıkamalıyız.
8- Suyu israf etmemeliyiz.
9- Banyoda suyun sıcaklığı gibi ürperten hallerde cehennemi düşünmeli, bununla cehennem arasında mukayesede bulunmalıdır.
10- Banyoda konuşmamalı, aşikare Kur’an ve ilahi gibi şevler söylememelidir. Dolayısıyla banyo sırasında dua, zikir ve salavat okumak adaba aykırıdır.
11- Bazı vakitlerde banyoya girilmesi adab açısından uygun görülmemiştir. Çünkü bu vakitler şeytanların dağılma vaktidir. Ama bu vakitlerde banyo yapmak günah değildir, ihtiyaç olduğunda banyo yapılmalıdır. Mümkünse başka vakitler tecih edilmelidir. Bununla beraber bu vakitlerde banyoya girenlerin aklını kaybetmesi sözkonusu değildir. Akşama yakın, akşam ile yatsı arasındaki vakitlerde banyoya girilmemelidir.
12- Banyoda su dökünürken ayakta su dökünmelidir. Oturarak su dökünmemelidir.
13- Banyoda küçük büyük abdest bozulmaz. Peygamberimiz bu hususta da önemle durur. “Sizden biriniz banyo yaptığı yere idrar etmesin. Sonra bu idrar ettiği yerden abdest almasın. Vesvesenin çoğu bundan ileri gelir.”
14- Banyo, yıkanan tarafından güzelce temizlenir. Nahoş görüntülere meydan verilmez. Sabun, saç ve pis su artıkları giderilir. Kirli çamaşır asılmaz. Kirli olarak bırakılmaz.
15- Herkesin özel banyo peştamalı olur ve kendi peştamalını kullanır. Gusül abdesti alırken kişinin eşinin yanında çıplak olarak bulunması gusle engel değildir. Bu şekilde bulunmak haram da değildir.
16- Banyodan evvel saç, bıyık gibi yerleri uzamışsa düzeltmeli ve kısaltmalıdır.
17-Koltuk altlarında biten tüyleri azami kırk günde bir yolmak ve tıraş etmek müstehaptır.
18- Kasıkları azami kırk günde bir temizlemek sünnettir.
19-Sağ gözümüze üç, sol gözümüze iki sürme çekmek ve sürme çekerken sağdan başlamak Peygamberimizin bir sünnetidir.
20- Kestiğimiz tırnakları, tüyleri bir parçaya sararak toprağa gömmeli ya da yakmalıyız.
21- Peygamber Efendimiz, “Her Müslüman’ın haftada bir defa başını ve vücudunu yıkaması onun üzerinde bir haktır.” buyuruyor. Dolayısıyla en az haftada bir kez banyo yapılmalı. Cuma günü Boy abdesti(Gusül) almak sünnettir.
22- Gusülden önce Namaz abdesti gibi abdest almak, müstehaptır.
İnsan cünüp olmasa bile her yıkandığında gusül abdesti almalı ki onun sevabını kazansın. Eğer cünüpse, gusül abdesti almadan önce umumi temizlik yapmalı, kasıklar, göbek çukuru vs. temizlendikten sonra namaz abdesti almalı, sonra gusül abdestine geçmeli.
23- Banyoda fazla durulmamalıdır Banyo yapıp çıkarken ayaklara ve bacaklara soğuk su dökmek sünnettir.
TUVALET ADABI
İslam dini temizliğe çok büyük bir önem vermiştir. Onun için Hz. Peygamber (a.s.v) bir Hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “Temizlenmek, imanın yarısıdır.” (Müslim)
Müşriklerden birisi, Selman-ı Farisi (r.a)’ye gelerek; “Peygamberiniz size her şeyi, hatta tuvalette oturup nasıl temizleneceğinizide mi öğretiyor?” deyince, Selman-ı Farisi (r.a) şöyle cevap vermiştir;
“Evet, büyük ve küçük abdest bozarken kıbleye karşı dönmekten, sağ el ile taharetlenmekten, üçten az taşla, tezek veya kemikle istinca yapmaktan bizi nehyetti.” (Ebu Davud, Tirmizi)
Hanefi ve Şafii mezhebine göre tuvalet adabı şunlardır:
1-Tuvalete sol ayakla girmeli sağ ayakla çıkmalıdır.
2-Kıbleye, aya, güneşe karşı önünü ve arkasını dönmemeli, konuşulmamalı, zikredilmemeli ve selam alınmamalı. Hanefi mezhebine göre, sahrada ve binaların içinde yüzü ve sırtı kıbleye dönmek Tahrimen mekruhtur. Şafii mezhebine göre, tuvaletin her tarafı kapalı olmak şartıyla yüzü ve sırtı kıbleye çevirmek caizdir.
3- Rüzgara karşı hacet yapılmamalıdır.
4- Her hangi bir özür yoksa ayakta bevl etmemelidir.
5- Karınca ve benzeri böceklerin yuvalarına hacet yapılmamalıdır.
6- Kırda bulunan kimse, hacetini yapmak için insanların göremeyeceği tenha bir yer seçmeli ve kendisini gizlemelidir.
7- Yol üzerine, mescidlerin etrafına, durgun ve akarsulara, meyveli ağaç altlarına hacet yapılmamalıdır.
8-Elbisesini tam çömelirken açmalıdır. Tuvalete girmeden önce çoraplarımızı çıkarmalı, pantolonumuzu suyun sıçramayacağı kadar katlamalıyız.
9- Otururken ağırlığını sol ayak üzerine vermelidir. (Bu şekilde boşaltın daha kolay olur.)
10- Tuvalete başı açık olarak girmemelidir.
11- Ön ve arkayı sol el ile temizlemelidir. Eller sabun ve benzeri temizleyici bir şeyle yıkanmalıdır.Tuvalette temizlik yapacağımız musluğu temiz yani sağ elimizle açıp-kapamalıyız.
12- Tezek gibi pis olan eşyalarla temizlik yapmamalıdır.Taharet yaparken su ile temizlenmelidir.
13-Tuvalette iken konuşmamalı, din ve dünya işi düşünülmemelidir. Avret yerine ve çıkan pisliğe bakmamalıdır.
14- Lafza-i Celâl yazılı yüzük ve Kur’an ayetleri ile tuvalete girilmez. Yüzük avuç içine çevrilebilir. Ayetler naylona sarılabilir.Allah ve Peygamber ismi yazılı bir şey yanında bulundurmamalıdır.
15- Tuvalete tükürülmez ve sümkürülmez.
16- Def-i hacet yaparken avret mahalline ve pisliğe bakılmaz.
17- Tuvalet taşına dışkı ya da sidik gibi şeyleri bulaştırmamalı; tuvalet taşını ve tuvaletin kirli taraflarını temizlemelidir.
18- Ayakta bevl (idrar) edilmemelidir.
19- Def-i hacet anında mukaddes şeyler düşünülmemlidir.
Tuvalete Girerken Okunacak Dua:
“Bismillahi Allahümme inni euzü bike min el-Hubsi vel habais”
(Allah’ın adıyla. Ey Allah’ım! (Kovulmuş birer pislik olan) dişi ve erkek şeytanların şerrinden sana sığınırım)
Tuvaletten Çıkarken Okunacak Dua:
“Gufraneke, elhamdülillâhillezî ezhebe anni-l ezâ ve âfâni”
(Allah’ım! Affına sığınıyorum. Bana eziyet veren şeyi gideren ve bana afiyet veren Allah’a hamd olsun)
İSTİNCA-İSTİBRA-İSTİNKA
İstinca: Necasetin taş veya su kullanılarak giderilmesidir.
İstibra: Bevl eserinin kaybolduğundan emin olana kadar tenasül uzvundan idrar sızıntısını gidermek veya kesmek demektir. İdrardan sonra yapılır.
İstinka: İstincada mübalağa ederek temizliğe son derece ihtimam göstermektir.
İstincanın Hükmü: Necaset çıkış yerini aşmadıkça Sünnet-i Müekkede; necaset çıkış yerini aşarsa ve bu miktar bir dirhem kadar ise Vacib; dirhem miktarını aşarsa Farz olur. Yellenmeden dolayı taharetlenmek bid’attir.
İstinca, temiz, pisliği giderici ve hürmet duyulmayacak bir şeyle yapılmalıdır. Yiyecek, İnsan ve hayvan kemiği ile (ni’metleri itlaf ve tahkir vardır), İnsana zarar verebilen (cam gibi), pisleyici olan (kömür, tezek gibi), zati değeri olan (altın, gümüş, cevher gibi), başkasının malı olan şeylerle istinca tahrimen mekruhtur. (Zuhayli, 1/140; Tahtavi, 1/83)
Bayanlar, büyük abdestlerini önden arkaya doğru parmakla alırlar. Arkadan öne doğru alınırsa, ön tarafa pislik bulaşır ve mikrop kapar. Kadınlar ön taraflarına elleri ile dokunmamalıdır.
İstibra: Yürüme, öksürme ya da sol yanına uzanma veya ayakları hareket ettirme, kımıldama vb. ile olur. İstibra insandan insana değişir. Önemli olan yapılan hareket değil, idrar yolunda bir şey kalmadığı kanaatinin hasıl olmasıdır. Mahallin idrardan temizlendiğine dair zann-ı galib oluşana kadar yapılır. Evhama da itibar edilmez, çünkü evham vesvese getirir, o da dine zarar verir. Tahtavi’nin beyanına göre, eteklere su serpmek vesveseyi gidermek için olur ki, yaşlıktan şüphe eden kimse, aksini yakinen bilmedikçe, onu, serpintinin eseri olduğuna yorumlar. (Tahtavi, 1/75)
İstibra’nın Delili: “Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) iki kabrin yanından geçti ve şöyle buyurdu: Onlara azab ediliyor, üstelik büyük bir şeyden dolayı da değil; biri idrarını yaptıktan sonra istibra etmiyordu, diğeri de koğuculuk yapıyordu.” (Buhari; Müslim “İdrardan sakının. Çünkü kabir azabının ekserisi ondandır.”
“Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır” (Tevbe;9/108) ayeti indiği zaman, Rasulullah (sa) şöyle buyurdu: “Ey Ensar topluluğu! Allah (cc) temizlikte sizleri övdü, sizin temizliğiniz nedir?” Dediler ki: “Namaz için abdest alırız, cünüplükten dolayı guslederiz ve su ile istinca ederiz.” Bunun üzerine Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem); “İşte bu! Buna devam ediniz.” buyurdu.
Konumuz temizlik olduğundan dolayı her Müslüman, Peygamber Efendimizin şu hadisi ile de amel etmelidir:
Âişe radıyallahu anhâ‘dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“On şey fıtrat gereğidir: Bıyıkları kırpmak, sakal bırakmak, misvak kullanmak, burna su çekmek, tırnakları kesmek, parmak boğumlarını temizlemek, koltuk altı kıllarını gidermek, apış arasını temizlemek, istinca yapmak..”
Râvî “onuncuyu unuttum; ancak onun da mazmaza (ağıza su vermek) olması muhtemeldir” dedi.
Müslim, Tahâret 56. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tahâret 29; Tirmizî, Edeb 14; Nesâî, Zîynet 1; İbni Mâce, Tahâret 8
Kaynaklar:
1)el-İhtiyar
2)Redd-ül Muhtar
3)Feteva-i Hindiyye
4)Feth-ül Kadir
5)Diyanet İşleri Başkanlığı İlmihali
6)Büyük İslâm İlmihali – Ömer Nasuhi Bilmen
7)Emanet Ve Ehliyet – Yusuf Kerimoğlu
8)Kaynaklarıyla İslam Fıkhı – Celal Yıldırım
9)Şeyh Nizamüddin Ve Heyet Fetvaları
10)Osmanlı Yayınevi Kitaplığı
İnternet’ten alınmıştır…
Soru: Hamama gitmek caiz midir? Şayet buna müsaade varsa dayandığı şartlar nelerdir? Bu hususta erkek ile kadın arasında bir fark var mıdır?
Cevap: Bir kimse, başka bir şahsın bulunduğu hamama girebilmesi için, altını göstermeyecek kalınlıkta bir peştemal ile, göbekten diz kapağının altına kadar olan kısmı örtmesi gerekir.
Peygamber (sav) bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: "Kim Allah'a (cc) ve ahiret gününe iman ederse peştemalsız olarak hamama girmesin." Dikkat edilirse, verilen bir müsaade, peştemale sarınılmış olarak girme şartına bağlanmıştır. Hadisin başlangıcında, Allah'a (cc) ve ahirete iman eden kimsenin bu yolda hareket etmesi gerektiğine işaret olunmaktadır. Bu mevzua açıklık getiren Hadis-i Şeriflerde, "ancak peştemal ile" kayd-ı ihtirazisi, gelişi güzel hamama girme serbestliğim ortadan kaldırmaktadır.
Hamama girecek kimse, bu hususa riayet etmekle beraber, hamamda bulunan diğer kimselerin de buna riayet edip etmediklerini dikkate alacaktır. Şayet onlar, açık-saçık bir halde bulunuyorlarsa ve söylendiği zaman söz kabul etmeyecek takımdan kimseler ise, onların bulundukları umumi yerde değil, hususi banyo kiralayıp orada yıkanması gerekecektir.
Kadınların hamama gitmesine gelince; Peygamber Efendimiz'in (sav) bir Hadis-i Şerifleri bu hususa açıklık getirmektedir. Şöyle ki: "Sizin için Acem diyarı feth olunacaktır. Orada, hamam denilen binalar göreceksiniz. Erkekler oraya peştemal ile (örtünerek) girsinler. Hasta ve lohusa kadınlardan başkasını oraya girmekten men ediniz." Hadis-i Şerifte gösterilen bir mazeret olmadıkça kadının hamama gitmesine müsaade edilmemiştir.
Resul-i Ekrem (sav) Efendimiz başka bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurmaktadırlar: "Kim Allah'a (cc) ve ahiret gününe iman ederse, peştemalsız olarak hamama girmesin. Kim Allah'a ve ahiret gününe inanırsa karısını hamama sokmasın." Muterem Peygamber Efendimiz'in (sav) Allah'a (cc) ve ahiret gününe inanma şartına bağlayarak getirdiği bu engellemeyi, diğer bir Hadis-i Şerif teşrih etmektedir: "Yapıların şerlisi hamamdır. Orada sesler yükseltilir, avret (olan mahal)ler açılır. Kim oraya girerse, ancak örtünmüş olarak girsin."
Dinimizin kabul ettiği bir mazereti bulunan kadın, hamamın herkese açık bulunan yerinde değil de hususi olarak tuttuğu bir banyoda yıkanmalıdır. Böylelikle, kimse onun avret mahallini görmemiş, kendisi de başkasının avret mahalline bakmamış olur. Bu imkana sahip olmayan kadının, evinde yıkanması en doğru yoldur.
Müslüman bir kadının, avret sayılan uzuvlarını, gayrimüslim kadınların önünde açması helal değildir. Zira Cenab-ı Hak (cc), bir Ayet-i Kerimede, "kendi kadınları" buyurmaktadır. Bundan maksadın Müslüman kadınlar olduğu tefsirlerde açıklanmaktadır. Hazret-i Ömer (ra) Efendimiz, "Allah'a (cc) ve ahiret gününe inanan bir kadının, Allah'a (cc) eş tutan bir kadının yanında başörtüsünü açması helal değildir" buyurmuştur. Hak ile batılı, keskin çizgilerle ve kesin ifade ile ayıran Hazret-i Faruk, başörtüsünü açmaya müsaade etmemiştir. Zamanımızın kadını, çıplaklık yarışında üzerinden atmadık çok az şey bırakmış ve açık bıraktığı yerler, kapalı kısımlardan fazla bir duruma gelmiştir.
Hazret-i Ömer (ra), Ebu Ubeyde bin Cerrah'a (ra) yazmış olduğu bir emirnamede şöyle talimat vermiştir: "Bana (şöyle bir haber) ulaştı: Gayrimüslim kadınlar, Müslüman kadınlarla birlikte hamama giriyorlarmış. Bu davranışa engel ol ve aralarına perde çek. Çünkü, soyunmuş bulunan Müslüman bir kadını, gayrimüslim bir kadının görmesi caiz değildir." İbni Abbas (ra) da şöyle buyurmaktadır: "Müslüman bir kadını, Yahudi ve Hıristiyan kadınların görmesi helal değildir. (Müslüman kadınların mahrem yerlerini) kocalarına anlatmamaları için (bu yasaklanmış)tır.
Fazilet sahibi Müslüman bir kadının, fahişe bir kadının bulunduğu yerde de aynı dikkati göstermesi gerekir. Zira düşük ahlaklı bir kadın, kendisiyle zina eden erkeklere, bu kadının güzelliklerini vazfederek bir yuvanın yıkılmasına sebep olabilir.
Ebu Ubeyde bin Cerrah (ra) şöyle demiştir: "Yüzünü beyazlaştırmaktan başka bir dileği olmaksızın, özürsüz olarak hamama giren herhangi bir kadının, yüzlerin ağardığı günde yüzünü Allah karartacaktır."
Bir şairimiz ne güzel ifade etmiş:
Tinetin napak iken, girme çık germabe'den
Evvela tathir-i kalp et, sonra tathir-i beden
Soru: Erkekler veya kadınlar hamama girdikleri vakit avret mahallerini açabilirler mi?
Cevap: Açamazlar. Banyo yapılan yer, 5 arşın kare veya daha fazla olursa avret mahallerini kapalı bulundurmak şarttır.
Soru: Kıbleye karşı küçük veya büyük abdest bozmanın hatalı olup olmadığını açıklayınız?
Cevap: Elbette hatalıdır ve bunu sormak bile zaittir. Harama yakın bir mekruhtur.
Soru: Dikilmiş halde iken bevil yapmak, acele bir iş bulunması halinde caiz olur mu?
Cevap: İşin ve çişin acele olması, şer'i hükümleri ihmale delil ve müsaade olarak alınamaz. Ayağında sakatlığı bulunmayan bir kimsenin dikildiği yerden abdest bozması caiz görülemez.
Soru: 500 liralıkların üzerindeki resimde Ayet-i Kerime göze çarpmaktadır. Buna göre ayete yapılması gereken hürmet yapılmamakta ve tuvalet dahil meşru olmayan yerlerde kullanılmaktadır. Bu sebeple bazen mecbur kaldığım ve belden aşağıya koyduğum veya bu para üzerimde iken tuvalete girdiğim oluyor. Bunun bir mahzuru var mı, ne yapmamız gerekir?
Cevap: 500 TL'nin üzerinde bulunan ayet sebebiyle, onunla helaya girmemeli ve abdestsiz el sürülmemelidir.
Soru: Tuvalete tükürmek nasıl bir harekettir?
Cevap: Bu davranış, doğru görülmeyen bir harekettir. Tükrüğün içinde ekmek kınntısı ve yemek artığı bulunabileceğinden bundan sakınmalıdır.
Behce Fetvalarından: "Helada abdest alana tesbihatı (ve duaları) terk etmek gerekir" (H.Ec. 1/5)
Açıklama: Zaruret halinde helada abdest alınabilir. Tren yolculuğunda olduğu gibi. Ancak, helanın kirli bir yer olması sebebiyle abdestle ilgili duaları okumamak icap eder.
Soru: Erkek ve kadın, kimsenin bulunmadığı bir yerde yıkanırken tamamen çıplak olarak bulunabilir mi?
Cevap: Meleklerden haya edip böyle yakışıksız bir duruma düşmemelidir.
Soru: Tuvaletin içinde veya çok yakınında Allah'ın (cc) ismi söylenir mi? Bu hususu açıklarsanız memnun kalırım?
Cevap: Tuvaletin ancak dış kısmında Cenab-ı Hakk'ın adını anmakta bir mahzur yoktur. Fakat helanın içinde Allah'ın(cc) adını anmak doğru değildir. Mahallin pisliği itibariyle Rabbimizin mübarek isminin orada anılması doğru görülmemektedir.
İstinca Ve İstibra Yolu İle Temizlenme
Temizlenme yöntemleri çok çeşitlidir fakat günümüzde imkânların ziyadesiyle oluşu doğrultusunda düşünürsek, diğer temizleme yöntemlerine günümüzde pek başvurulmadığını görürüz. Diğer konulara da zaman zaman değineceğiz fakat İstinca Ve İstibra yani küçük ve büyük abdest temizlikleri abdestin öncesi olduğundan, ibadetlerimizin zemini ve temeli olduğundan ilk olarak bu konuyu ele alacağız.
İstincanın Delilleri Ve Mezhep Ulularının Kavli Doğrultusunda Açıklamalar
(Ayet-i Kerime Ve Hadis-i Şerifler)
Onun içinde asla namaz kılma! İlk günden takvâ üzerine kurulan mescit (Kuba Mescidi) içinde namaz kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. ALLAH da çok temizlenenleri sever.
(et Tevbe Sûresi: 108)
Ayet-i Kerime’nin Tefsiri:
Bununla beraber “temeli takva üzere atılan mescid”in Medine’deki Mescid-i Nebi olduğu da söylenmiştir. Ebu Saîd el-Hudrî (r.a.)’den ‘yı Resulullah’a sordum, biraz çakıl taşı alıp yere attı ve “İşte şu mescidiniz, Medine mescidi.” buyurdu, demiş olduğu da rivayet edilmiştir. Senin içinde kaim olmana en çok hak kazanmış olan yerdir. İçinde öyle rical (erkekler, yiğitler) vardır ki gayet temiz olmayı severler. Günahlardan, kötü huylardan ve hasletlerden, maddi ve manevi pisliklerden iyice arınıp paklanmayı, ALLAH rızası için tertemiz olmayı severler ve öyle olma y a gayret ederler. ALLAH da tertemiz olanları sever.
Denilmiştir ki, bu âyet nazil olunca Resulullah maiyetinde bulunan bir grup Muhacirîn ile yürüyüp Kuba mescidine vardı, kapısında biraz durakladı, bekledi, içinde Ensar oturuyorlardı. Bunun üzerine onlara “Siz mümin misiniz?” diye sordu, cemaat sustu, hiç ses çıkarmadı, sonra tekrar sordu, Hz. Ömer (r.a.) “Ya Resulullah! Şüphesiz ki, müminler, ben de onlarla beraberim.” dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdu ki; “Kazaya razı olur musunuz?” Onlar “e v et” dediler. Buyurdu ki, “Belaya sabreder misiniz?” Onlar yine “evet” dediler. Buyurdu ki, “Bollukta şükreder misiniz?” Onlar yine “evet” dediler. Bunun üzerine Resulullah “Kâbe’nin Rabb’ı hakkı için bunlar mümindirler.” buyurdu ve sonra oturdu. Daha sonra “Ey Ensar topluluğu! ALLAH azimüşşan sizi meth ü sena etti. Abdestte ne yapıyorsunuz?” buyurdu. Onlar da “Dışkıyı üç taşla siliyoruz, sonra da su ile taharetleniyoruz.” dediler. ResulALLAH şu âyeti tilavet buyurdu: “Onda tertemiz olmayı seven birtakım erkekler vardır”.
Bir de denilmiştir ki, idrar kalıntısını su ile yıkarlardı, hiç cünüp durmazlar, cünüp iken uyku uyumazlardı.
Hasılı tatahhur; taharette mübalağa etmek, temizlik hususunda titiz davranmaktır. Şer’î anlamda taharet hem necasetten, yani maddi pisliklerden, hem de hades denilen cünüplükten ve manevi kirlerden arınmak demektir. Burada ise “dırar, küfür, tefrika ve ırsad” gibi fena hasletlere karşılık olarak kullanılmış olma karinesiyle tatahhurdan asıl maksat, cismanî olandan ziya d e kalbî olan taharet söz konusudur. Yani günah, isyan, cimrilik ve tembellik gibi çirkin huylardan ve onların manevi lekelerinden iyice arınmak demek olduğu açıktır. Ayrıca Hz. Peygamber’in sorduğu “iman, sabır ve şükür” gibi sorular da konuya ışık tutmak t adır. Şu halde bütün bu değişik rivayetler tefsirde tahsis mânâsına değildir, yalnızca maneviyata münhasır bırakılmayarak, işin maddi anlamda temizliğini de içine aldığını ve âyetin mânâ kapsamının geniş tutulması gerektiğini beyana yönelik olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
(Hak Dini Kur’an Dili Tefsiri – Elmalılı Hamdi Yazır Efendi)
Resûl-i Ekrem (sav)’in: “Kim taş ile istinca ederse bunu tek etsin. (Üç, beş, yedi vs.) Kim bunu yaparsa güzel yapmıştır. Kim yapmazsa ona birşey lâzım gelmez” Hadis-i Şerifini esas alan Hanefi fûkahası: Taş ile istincanın şart olmadığını, aksine su ile istincanın daha efdal olduğunu beyan etmiştir.
(İbn-i Hümam – Fethû’l Kadir – Beyrut: 1315, D. Sadr Mtb. C: 1, Sh: 148-149.)
Hadis-i Şerif İle İlgili:
Hadis-i Şerif’in çeşitli varyantları vardır. Buhari, Müslim, Ebu Dâvud, Tirmizi gibi eserlerin ve Kütüb-i Sitte’nin taharet (temizlik) bölümlerine bakılabilir.
Not: Bu konuyla ilgili Hadis-i Şerifler bizim buraya alamayacağımız kadar çoktur o yüzden birer örnek vererek Mezhep İmamlarının ve Hanefi Ulularının kavillerini aktaracağız. Konu içerisinde sünnetler belirtilmiştir. (İstinca’da öksürme, sola meyilli olarak ihtiyaç giderme, sol eli kullanma, sol elde sorun yoksa, zaruri bir durum herhangi bir sağlık problemi söz konusu değilse sağ eli kullanmama gibi… bunlar hem İstinca’nın yapılışının anlatıldığı bölümde hem de Tuvalet Adabı’nda belirtilmiştir.)
Taharetin Vücubunun Şartları:
1) Akıllı olmak; deliye taharet vacib değildir.
2) İslâm; kâfir’e taharet vacip değildir.
3) Su veya toprağı kullanmaya kudreti bulunmak.
4) Bülûğa ermiş olmak.
5) Hades, hayız ve nifaz halinde bulunmamak ve vaktin darlığıdır.
Taharetin sıhhatinin şartları:
1) Temiz su ile bütün bedeni yıkamak.
2) Kadının hayız ve nifastan temiz olması.
3) Vücûddan (suyun işlemesine mani olacak) pislikleri gidermek.
Vücûb şartları: Bir şahısta hepsi bulunduğu zaman temizlenmesini icap ettiren şartlardır.
Sıhhat şartları ise: Taharet ancak kendileriyle sahih olan şartlardır.
(İbn-i Abidin – Reddü’l Muhtar Ale’d Dürrü’l Muhtar – İst: 1982, C: 1, Sh: 107.)
Konuyla İlgili Terimler Ve Anlamları:
İstinca: Ön veya arkadan çıkan necaseti temizlemektir.
İstibra: Erkeklerini idrarlarını attıktan sonra başvurdukları temizlik yöntemidir. (Açıklanacaktır)
İstinka: Ön veya arkadan çıkan pislikleri temizlemede özen gösterme ve mübalağa ederek temizlenme.
hattab:
Pislikten Temizlenme İle İlgili Hükümler
(Hangi Durumda Vacip, Hangi Durumda Sünnet)
1)Hayız, nifas ve cünüplükten temizlenirken, avret mahalini yıkamak vaciptir.
2)Pislik çıkan yerin çevresindeki pislikleri temizlemek İmam Muhammed’e (Rahimehullah) göre vaciptir.
3)Pislik çıkan yerin çevresine dağılmamışsa pislik, bu pislik çıkan yerlerin etrafını temizlemek sünnettir.
4)Küçük abdestten sonra küçük abdest uzvunun başını yada fecri yıkamak sünnettir.
5)Yellendikten sonra istinca etmek bid’attir.
6)Küçük abdestten sonra sola yatarak uyumak yada, kurulamanın ardından bir süre beklemek (kurulandıktan sonra tekrar pislik çıkarsa bunun ibadete engel teşkil etmeyecek şekilde kontrolünü, eğer pislik çıkarsa tekrar temizlenmesini sağlamak) vaciptir.
(Şeyh Nizamüddin ve bir heyet – A.g.e. C: 1, Sh: 50. Şeyh Abdülgani – A.g.e. C: 1, Sh: 54. )
İstinca, İstibra Ve İstinka’nın Uygulanışı Ve Açıklanması:
Kan, meni, sidik ve gaita gibi pisliklerin çıkmış oldukları yerleri temizlemek gerekir ki, buna “İstinca” denir. Bu temizleme, avret yerlerini yabancılara göstermeksizin su ile, yoksa küçük taşlarla yapılır. Önce taşlarla, sonra su ile yapılması daha uygundur. Fakat kemik, kireç, kömür, tezek, bez, pamuk ve kağıt gibi şeylerle istinca mekruhtur.
Su ile istincanın sağlık yönünden yararları çoktur. Bu konuda tıp kitaplarında önemli bilgiler vardır.
İstinca yerini taşarak namazın sıhhatini engelleyecek kadar fazla olan pislikleri yıkamak farzdır.
Erkekler idrar yaptıktan sonra, sidik sızıntısının kesilmesini beklemeleri gerekir ki, buna “İstibra” denir. İstibra usulü her insanın bünyesine göre değişiktir. Bekleyerek, biraz yürüyerek, ayakları hareket ettirerek ve öksürerek yapılır. İdrarın kesildiğine kanaat hasıl olunca, istinca (su ile yıkama) yapılır. Çünkü idrar yaşlığın bulunması, idrarın damlaması gibi abdestin sıhhatine engeldir.
İstinca’da temizliğe fazla dikkat edip idrar ve benzeri pislik eseri bırakmamaya “İstinka” denir. İstinca’dan sonra ayağa kalkmadan temiz bir bez parçası ile veya sol el ile kurulanmalıdır. Böylece temizlik için kullanılan suyun kalıntılarını gidermeye çalışmalıdır. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: “İdrardan çok korununuz; çünkü kabrin bütün azabı ondandır.”
Bunun için idrardan son derece sakınmalı ve temizliğe dikkat etmelidir. Kadınlara “İstibra” gerekmez. Onların bir müddet beklemeleri yeterlidir. Ondan sonra istinca edip abdest alabilirler.
İstinca Ve İstibra’nın Edepleri:
Helaya girerken “ALLAH’ım! Pislikten ve pis olmaktan sana sığınırım” diye dua edilir. Helaya sol ayakla girilir ve heladan sağ ayakla çıkılır. Helada kıbleye yönelik oturmamalı, arkayı da kıbleye çevirmemelidir. Bunları yapmak mekruhtur. Rüzgara karşı, bir özür yokken ayakta, karınca ve benzeri böceklerin yuvalarına, abdest ve gusül alınacak sulara işemek mekruhtur.
Yol üzerine, mescit civarına, mezarlığa, durgun ve akarsulara, ırmak kenarlarına, ağaç altlarına abdest bozmak da mekruhtur. İnsanların görebileceği bir yerde istibra yapılması da edebe aykırıdır.
Helada iken konuşmamalı, din ve dünya işleri düşünülmemelidir. Avret yerine ve çıkan pisliklere bakmamalıdır. İdrarın içine tükürülmemelidir. Oruçlu olmayan kimse istinca ederken ayaklarını birbirinden uzak tutmaya çalışmalı ve gevşek oturmalıdır. Temizlenme bakımından daha iyi olduğu için böyle yapmak mendupdur.
(Büyük İslâm İlmihali – Ömer Nasuhi Bilmen)
hattab:
Tuvalet Adabı
(Tuvalete Nasıl Girilir Nasıl Çıkılır)
Önce çoraplar çıkarılır.
Pantolonun paçaları yukarı sıvanır.
Tuvalete sol ayakla girilir.Girerken şu dua okunur:
“ALLAH’ım erkek ve dişi tüm şeytanlardan ve tüm pisliklerden sana sığınırım’’
(Buhârî, Vudu’: 9; Müslim, Hayz: 32)
Kapı içeriden kilitlenir.
Büyük hacet,mümkünse sola meyili oturularak giderilir.Necasetin gelmesi kesildikten sonra taharete (istincaya)başlanır
İstincanın en güzel şekli üç kademeli yapılanıdır:
Önce kuru olarak silmek,
Sonra su ile yıkamak,
Sonra da kurulamak.
Sonra bir parça tuvalet kağıdı koparılır.Sol elle necasetin çıktığı yer kuru olarak silinir.(Evla olan elin arkadan dolaştırılmasıdır.Önden uzatmakta ise beis yoktur)
Sağ elle musluk açılarak tasa veya ibriğe su alınır.
Sol ele su dökülür.Necasetin çıktığı mahal sol elle,(bilhassa orta parmak kullanılarak) iyice yıkanır.Parmak uçları necasetin çıktığı mahale değdirilmez.
Sonra idrar temizliğine başlanır:
Önce (Erkeklere mahsus olarak) İdrar’ın çıktığı yer öne doğru bir kaç defa sıvazlanır. Böylece kalan idrar tamamen boşaltılır.Sonra su ile yıkanır.Ön tarafın yıkanma işi bittikten sonra yeniden kağıt koparılır.Ön ve arka kurulanır.
Sonra iç çamaşıra değdirmeden idrar yolunda kalan son damlanın da temizlenmesi yapılır.Buna istinka denir.Fıkıh kitaplarında istinkanın çeşitli şekilleri vardır: Kırk adım yürümek,öksürmek,yan yatmak ve kişi kaç yaşında ise yaşı adedince adım atmak gibi…
Asrımızda pratik olarak şöyle bir istinka yolu tatbik edilebilir:
Tuvalet kağıdından küçük bir parça koparılır.Kibrit başı büyüklüğünde top yapılır ve idrarın çıktığı kanalın ucuna tampon olarak konur.(Bu korunma işini kağıt sarma suretiyle yapanlar da vardır. Tıbbi Nebevi kitabının Mezi ve fitil maddelerinde Ata b. Ebi Rebah,Hz.Ali Efendimiz(A.S)mezi akıntıları için pamuk fitil yaparak kamışın deliğine tıkardı,demiş ,İmam Evzai de mezi akıntısı gelen birine “pamuk parçası ile kamışın deliğini tıkasın “diye fetva vermiştir.)
Sonra ayağa kalkarak üst toplanır.Bol su ve süpürge ile tuvalet taşı temizlenir.
Taşın bitiminden sonra gelen boru kısmı da su ve fırça ile temizlenmelidir.
Dipte kalan necasetlerin akması için ya sifon çekilmeli veya bol su dökerek onlar da giderilmelidir.
Sonra tuvaletten sağ ayakla çıkılır.Çıkarken şu dua okunur:
“Bana ezadan afiyet veren (kurtaran) ve bizden ezayı gideren ALLAH’a hamd olsun.”
Lavaboda eller(bilhassa sol elin orta parmağı iyice ovalanarak)sabunla güzelce yıkanır.
Üç beş dakika gezip dolaştıktan sonra yeniden tuvalete gidilerek konan kağıt atılır.
Taharet ve istibra bu şekilde yapıldıktan sonra abdest almaya başlanır.
DİKKAT! Küçük su döktükten sonra son damlayı almak ve idrarın çıktığı kanalı iyice kurutmak çok mühimdir.Bu temizliği yapmadan abdeste başlanırsa,yolda kalmış son damla abdestten sonra çıkarsa abdest bozulur ve iç çamaşır necasetlenir.
Necasetin bulaştığı yer üç defa,su dökülüp ovalanır,sıkılır.
Hacet giderirken ön veya arkanın kıbleye doğru gelmesi ve özürsüz ayakta su dökmek mekruhtur. Erkeklerin idrarının tam kesildiğine kalbi mutmain olmadıkça abdeste başlaması caiz değildir.
Yazıya elverişli olmayan kağıtları taharette kullanmak mekruh değildir.
Yellenmekle taharet gerekmez(Ancak yellenme esnasında necaset çıktı ise taharet o zaman gerekir.) Kadınlara istibra yoktur.Kadınlar sadece avret mahalinin dışını yıkarlar.
Helada konuşulmaz,selam alınmaz.Mazeretsiz avret mahalline ve necasete bakılmaz. Helaya tükürülmez,sümkürülmez.Helada vücut ile oynanılmaz.İhtiyaç giderilir giderilmez heladan derhal çıkılır.Tuvalete,başın örtülü olarak girilmesi müstehaptır.
Hasta erkek ve kadına ancak nikahlısı taharet yaptırabilir.Nikahlısı bulunmayan hastalardan taharet sakıt olur(düşer).Böyle bir kimse abdest veya teyemmüm aldıktan sonra taharetsiz olarak namazını kılabilir.
(Osmanlı Yayınevi)
TUVALET ADABI
1- Lafza-i Celâl yazılı yüzük ve Kur’an ayetleri ile tuvalete girilmez. Yüzük avuç içine çevrilebilir. Ayetler naylona sarılabilir.
2- Tuvalete girmeden önce “Euzü Besmele” çekmeli, çıkarken “Elhamdülillah” demelidir.
3- Tuvalete girmeden önce çoraplarımızı çıkarmalı, pantolonumuzu suyun sıçramayacağı kadar katlamalıyız.
4- ALLAH ve Peygamber ismi yazılı bir şey yanında bulundurmamalıdır.
5- Tuvalete sol ayakla girmeli sağ ayakla çıkmalıdır.
6- Kıbleye, aya, güneşe karşı önünü ve arkasını dönmemeli, konuşulmamalı
zikredilmemeli.
7- Tükürülmez ve sümkürülmez.
8- Def-i hacet yaparken avret mahalline ve pisliğe bakılmaz.
9- Otururken sol tarafa meyletmelidir.
10-Tuvalet taşını ve tuvaletin kirli taraflarını temizlemelidir.
11-Tuvalet taşına dışkı ya da sidik gibi şeyleri bulaştırmamalıdır.
12-Taharet yaparken su ile temizlenmelidir.
13- Ayakta bevl edilmemelidir.
14- Def-i hacet anında mukaddes şeyler düşünülmemelidir.
(Cep İlmihali)
Tuvalet Kağıdı İle İlgili Açıklama:
Hanefi Uluları; kağıt ile kurulama yada temizleme yapmayı uygun görmezler zira kağıt üzerine yazı yazılabilen, ilimlerin asırlarca aktarılmasını, nakledilmesini sağlayan bir malzemedir. Bundan dolayı Hanefi Uluları, üzerine yazı yazılamayacak, tam olarak beyaz olmayan kısacası ilim hususunda kullanılır durumda olmayan kağıtların istincada kullanılabilmesine cevaz vermişlerdir. Bugün bizim tuvalet kağıdı olarak kullandığımız kağıtların imal ediliş amacı zaten temizlenme noktasında kullanılmaları içindir. Bundan dolayıdır ki, bu kağıtların öğretimde, ilim tahsilinde, ilim naklinde kullanılmaları söz konusu olmadığından, taharette, istincada kullanılmasında herhangi bir sakınca yoktur…
(bk. Ibn Âbidin, I/340; Vehbe ez-Zuhaylî, el-Fıkıh I/199-200; Sirbînî el-Hatib; Mugni’1-muhtâc I/44 Ibn Kudâme, el-Mugni I/157-58)
Tuvalet Adabı Nasıl Olmalı ?
Tuvalete Girerken ve Çıkarken : Dinimiz temizliğe çok büyük bir önem vermiştir. Onun için Hz. Peygamber sallu aleyhi ve sellem bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “Temizlenmek, imanın yarısıdır.” (Müslim) İnsan doğal olarak sabah uyandığında abdest almadan önce tuvalete gitmeye ihtiyaç duyabilir.
Tuvalete girerken şu dua okunur: “Bismillah Allahümme innî eûzü bike mine’l-hubsi ve’l-habaisi”; “Allah’ın adıyla, Allah’ım! (kovulmuş birer pislik olan) dişi ve erkek şeytanların şerrinden sana sığınırım.” (Buhari, Müslim)
Tuvalete girerken sol ayakla girilmeli, tuvalette iken konuşmamalı, din ve dünya işi düşünülmemelidir. Avret yerine ve çıkan pisliğe bakmamalı ve idrarın içine tükürmemelidir. Oturmasını da gereksiz yere uzatmamalıdır. Tuvaletten çıkarken sağ ayakla çıkmalı ve çıkarken şu duayı okumalıdır: “Ğufraneke elhamdülillahillezi ezhebe annî ezâ ve âfânî” ; “Ey Allah’ım! Affına sığınırım. Bana eziyet veren şeyi gideren ve bana afiyet veren Allah’a hamdolsun.” (Nesai, İbn Mace)
Her insan istibrasına büyük önem vermelidir. Her insanın istibra yapması, yani zekerindeki idrarı kurutması kendi bünyesinin durumuna göre farklı farklıdır. Bazıları yürümek suretiyle, bazıları öksürerek, bazıları yatarak, bazıları da zıplayarak istibra yapmaktadırlar. Her insan kendi durumunu bilir.
İstibra yapılmadığı takdirde daha sonra sidik gelirse elbise necis olur, abdest alınmış ise abdest bozulur ve dolayısıyla abdestsiz namaz kılmış olur. Genellikle ihmal edilen bu hususa çok dikkat edilmelidir. Nitekim Hz. Peygamber sallu aleyhi ve sellem hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “Sidikten sakınınız. Bir kimse öldüğü vakit, kabirde ilk hesabını bundan verir.” (Taberani)
İnsan temizlik yaparken Allah-u Zülcelal’in huzuruna temiz girmek için temizlik yaptığını düşünmelidir. Böyle bir temizlik abdestinde huzurlu alınmasına vesile olur. Taharet ve abdestte huzur, namazda da huzurlu olmaya sebeptir. Gafletle yapılan taharet ve alınan abdest de namazın ve ibadetin gafletle geçmesine sebeptir.
Seyda Muhammed Konyevi Hz. (K.S.)
BANYO ADABI:
1- Banyo yapmadan önce misvakla dişimizi temizlemeliyiz.
2- Banyoya, Allah’ın huzuruna temiz çıkmak gibi, güzel düşüncelerle girmelidir.
3– Sol ayağımızla banyoya girmelidir.
4- Girerken “Bismillahirrahmanirrahim, pisliklerin her cinsinden ve kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım” demeliyiz.
Banyoya Girerken Okunacak Dualar:
Allahümme innî es’elükel-cennete ve ne’îmehâ Ve e’ûzü minennâri ve hamîmehâ.Duanın Türkçe Anlamı: “Allah’ım! cenneti ve içindeki nimetleri Sen’den isterim. Cehennem’den ve Cehennem’in kızkınlığından Sana sığınırım.”
Allahümme innî es’elükel-cennete ve eûzü bike mine’n-nâr. ve min şerri mâ hulika mine’n-nâr. Duanın Türkçe Anlamı: “Allah’ım! senden Cennet’i isterim, ateşten ve ateşten yaratılanın şerrinden de Sana sığınırım.”
Banyodan Çıkarken Okunacak Dua:
Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Helâda Allah’ü Teala’yı lisanen zikredemeyişi ve sıkıntı verecek olan şeylerden kurtarması için; Gufrânek. el-Hamdü lillahillezî ezhebe annil ezâ ve â’fânî.Duanın Türkçe Anlamı: “Mağfiretini isterim. Bütün hamdler benden eziyeti (dışarı çıkamamadan dolayı meydana gelebilecek sıkıntı ve pisliği) gideren Allah’u Teala’ya mahsustur.” şeklinde dua ederdi. Allâhümme inni eûzü bike mine’n-nâr ve es’elüke ğufrâneke. El-hamdü lillâhi’llezî ezhebe anni’l-ezâ ve âfânî. Duanın Türkçe Anlamı:“Allah’ım! Cehennem’den Sana sığınır, Senin af ve bağışlamanı dilerim. Bana eziyet veren şeyleri giderip afiyet veren Allah’a hamdolsun.”
5- Banyoyu kimsenin göremeyeceği şekilde kapatmalıyız.
6- Hamamda setr-i avrete riayet etmeli ve peştamal giymelidir.
7- İlk girişimizde sağ ve sol omuzlarımızı yıkamalıyız.
8- Suyu israf etmemeliyiz.
9- Banyoda suyun sıcaklığı gibi ürperten hallerde cehennemi düşünmeli, bununla cehennem arasında mukayesede bulunmalıdır.
10- Banyoda konuşmamalı, aşikare Kur’an ve ilahi gibi şevler söylememelidir. Dolayısıyla banyo sırasında dua, zikir ve salavat okumak adaba aykırıdır.
11- Bazı vakitlerde banyoya girilmesi adab açısından uygun görülmemiştir. Çünkü bu vakitler şeytanların dağılma vaktidir. Ama bu vakitlerde banyo yapmak günah değildir, ihtiyaç olduğunda banyo yapılmalıdır. Mümkünse başka vakitler tecih edilmelidir. Bununla beraber bu vakitlerde banyoya girenlerin aklını kaybetmesi sözkonusu değildir. Akşama yakın, akşam ile yatsı arasındaki vakitlerde banyoya girilmemelidir.
12- Banyoda su dökünürken ayakta su dökünmelidir. Oturarak su dökünmemelidir.
13- Banyoda küçük büyük abdest bozulmaz. Peygamberimiz bu hususta da önemle durur. “Sizden biriniz banyo yaptığı yere idrar etmesin. Sonra bu idrar ettiği yerden abdest almasın. Vesvesenin çoğu bundan ileri gelir.”
14- Banyo, yıkanan tarafından güzelce temizlenir. Nahoş görüntülere meydan verilmez. Sabun, saç ve pis su artıkları giderilir. Kirli çamaşır asılmaz. Kirli olarak bırakılmaz.
15- Herkesin özel banyo peştamalı olur ve kendi peştamalını kullanır. Gusül abdesti alırken kişinin eşinin yanında çıplak olarak bulunması gusle engel değildir. Bu şekilde bulunmak haram da değildir.
16- Banyodan evvel saç, bıyık gibi yerleri uzamışsa düzeltmeli ve kısaltmalıdır.
17-Koltuk altlarında biten tüyleri azami kırk günde bir yolmak ve tıraş etmek müstehaptır.
18- Kasıkları azami kırk günde bir temizlemek sünnettir.
19-Sağ gözümüze üç, sol gözümüze iki sürme çekmek ve sürme çekerken sağdan başlamak Peygamberimizin bir sünnetidir.
20- Kestiğimiz tırnakları, tüyleri bir parçaya sararak toprağa gömmeli ya da yakmalıyız.
21- Peygamber Efendimiz, “Her Müslüman’ın haftada bir defa başını ve vücudunu yıkaması onun üzerinde bir haktır.” buyuruyor. Dolayısıyla en az haftada bir kez banyo yapılmalı. Cuma günü Boy abdesti(Gusül) almak sünnettir.
22- Gusülden önce Namaz abdesti gibi abdest almak, müstehaptır.
İnsan cünüp olmasa bile her yıkandığında gusül abdesti almalı ki onun sevabını kazansın. Eğer cünüpse, gusül abdesti almadan önce umumi temizlik yapmalı, kasıklar, göbek çukuru vs. temizlendikten sonra namaz abdesti almalı, sonra gusül abdestine geçmeli.
23- Banyoda fazla durulmamalıdır Banyo yapıp çıkarken ayaklara ve bacaklara soğuk su dökmek sünnettir.
TUVALET ADABI
İslam dini temizliğe çok büyük bir önem vermiştir. Onun için Hz. Peygamber (a.s.v) bir Hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: “Temizlenmek, imanın yarısıdır.” (Müslim)
Müşriklerden birisi, Selman-ı Farisi (r.a)’ye gelerek; “Peygamberiniz size her şeyi, hatta tuvalette oturup nasıl temizleneceğinizide mi öğretiyor?” deyince, Selman-ı Farisi (r.a) şöyle cevap vermiştir;
“Evet, büyük ve küçük abdest bozarken kıbleye karşı dönmekten, sağ el ile taharetlenmekten, üçten az taşla, tezek veya kemikle istinca yapmaktan bizi nehyetti.” (Ebu Davud, Tirmizi)
Hanefi ve Şafii mezhebine göre tuvalet adabı şunlardır:
1-Tuvalete sol ayakla girmeli sağ ayakla çıkmalıdır.
2-Kıbleye, aya, güneşe karşı önünü ve arkasını dönmemeli, konuşulmamalı, zikredilmemeli ve selam alınmamalı. Hanefi mezhebine göre, sahrada ve binaların içinde yüzü ve sırtı kıbleye dönmek Tahrimen mekruhtur. Şafii mezhebine göre, tuvaletin her tarafı kapalı olmak şartıyla yüzü ve sırtı kıbleye çevirmek caizdir.
3- Rüzgara karşı hacet yapılmamalıdır.
4- Her hangi bir özür yoksa ayakta bevl etmemelidir.
5- Karınca ve benzeri böceklerin yuvalarına hacet yapılmamalıdır.
6- Kırda bulunan kimse, hacetini yapmak için insanların göremeyeceği tenha bir yer seçmeli ve kendisini gizlemelidir.
7- Yol üzerine, mescidlerin etrafına, durgun ve akarsulara, meyveli ağaç altlarına hacet yapılmamalıdır.
8-Elbisesini tam çömelirken açmalıdır. Tuvalete girmeden önce çoraplarımızı çıkarmalı, pantolonumuzu suyun sıçramayacağı kadar katlamalıyız.
9- Otururken ağırlığını sol ayak üzerine vermelidir. (Bu şekilde boşaltın daha kolay olur.)
10- Tuvalete başı açık olarak girmemelidir.
11- Ön ve arkayı sol el ile temizlemelidir. Eller sabun ve benzeri temizleyici bir şeyle yıkanmalıdır.Tuvalette temizlik yapacağımız musluğu temiz yani sağ elimizle açıp-kapamalıyız.
12- Tezek gibi pis olan eşyalarla temizlik yapmamalıdır.Taharet yaparken su ile temizlenmelidir.
13-Tuvalette iken konuşmamalı, din ve dünya işi düşünülmemelidir. Avret yerine ve çıkan pisliğe bakmamalıdır.
14- Lafza-i Celâl yazılı yüzük ve Kur’an ayetleri ile tuvalete girilmez. Yüzük avuç içine çevrilebilir. Ayetler naylona sarılabilir.Allah ve Peygamber ismi yazılı bir şey yanında bulundurmamalıdır.
15- Tuvalete tükürülmez ve sümkürülmez.
16- Def-i hacet yaparken avret mahalline ve pisliğe bakılmaz.
17- Tuvalet taşına dışkı ya da sidik gibi şeyleri bulaştırmamalı; tuvalet taşını ve tuvaletin kirli taraflarını temizlemelidir.
18- Ayakta bevl (idrar) edilmemelidir.
19- Def-i hacet anında mukaddes şeyler düşünülmemlidir.
Tuvalete Girerken Okunacak Dua:
“Bismillahi Allahümme inni euzü bike min el-Hubsi vel habais”
(Allah’ın adıyla. Ey Allah’ım! (Kovulmuş birer pislik olan) dişi ve erkek şeytanların şerrinden sana sığınırım)
Tuvaletten Çıkarken Okunacak Dua:
“Gufraneke, elhamdülillâhillezî ezhebe anni-l ezâ ve âfâni”
(Allah’ım! Affına sığınıyorum. Bana eziyet veren şeyi gideren ve bana afiyet veren Allah’a hamd olsun)
İSTİNCA-İSTİBRA-İSTİNKA
İstinca: Necasetin taş veya su kullanılarak giderilmesidir.
İstibra: Bevl eserinin kaybolduğundan emin olana kadar tenasül uzvundan idrar sızıntısını gidermek veya kesmek demektir. İdrardan sonra yapılır.
İstinka: İstincada mübalağa ederek temizliğe son derece ihtimam göstermektir.
İstincanın Hükmü: Necaset çıkış yerini aşmadıkça Sünnet-i Müekkede; necaset çıkış yerini aşarsa ve bu miktar bir dirhem kadar ise Vacib; dirhem miktarını aşarsa Farz olur. Yellenmeden dolayı taharetlenmek bid’attir.
İstinca, temiz, pisliği giderici ve hürmet duyulmayacak bir şeyle yapılmalıdır. Yiyecek, İnsan ve hayvan kemiği ile (ni’metleri itlaf ve tahkir vardır), İnsana zarar verebilen (cam gibi), pisleyici olan (kömür, tezek gibi), zati değeri olan (altın, gümüş, cevher gibi), başkasının malı olan şeylerle istinca tahrimen mekruhtur. (Zuhayli, 1/140; Tahtavi, 1/83)
Bayanlar, büyük abdestlerini önden arkaya doğru parmakla alırlar. Arkadan öne doğru alınırsa, ön tarafa pislik bulaşır ve mikrop kapar. Kadınlar ön taraflarına elleri ile dokunmamalıdır.
İstibra: Yürüme, öksürme ya da sol yanına uzanma veya ayakları hareket ettirme, kımıldama vb. ile olur. İstibra insandan insana değişir. Önemli olan yapılan hareket değil, idrar yolunda bir şey kalmadığı kanaatinin hasıl olmasıdır. Mahallin idrardan temizlendiğine dair zann-ı galib oluşana kadar yapılır. Evhama da itibar edilmez, çünkü evham vesvese getirir, o da dine zarar verir. Tahtavi’nin beyanına göre, eteklere su serpmek vesveseyi gidermek için olur ki, yaşlıktan şüphe eden kimse, aksini yakinen bilmedikçe, onu, serpintinin eseri olduğuna yorumlar. (Tahtavi, 1/75)
İstibra’nın Delili: “Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) iki kabrin yanından geçti ve şöyle buyurdu: Onlara azab ediliyor, üstelik büyük bir şeyden dolayı da değil; biri idrarını yaptıktan sonra istibra etmiyordu, diğeri de koğuculuk yapıyordu.” (Buhari; Müslim “İdrardan sakının. Çünkü kabir azabının ekserisi ondandır.”
“Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır” (Tevbe;9/108) ayeti indiği zaman, Rasulullah (sa) şöyle buyurdu: “Ey Ensar topluluğu! Allah (cc) temizlikte sizleri övdü, sizin temizliğiniz nedir?” Dediler ki: “Namaz için abdest alırız, cünüplükten dolayı guslederiz ve su ile istinca ederiz.” Bunun üzerine Rasulullah (sallallahü aleyhi ve sellem); “İşte bu! Buna devam ediniz.” buyurdu.
Konumuz temizlik olduğundan dolayı her Müslüman, Peygamber Efendimizin şu hadisi ile de amel etmelidir:
Âişe radıyallahu anhâ‘dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“On şey fıtrat gereğidir: Bıyıkları kırpmak, sakal bırakmak, misvak kullanmak, burna su çekmek, tırnakları kesmek, parmak boğumlarını temizlemek, koltuk altı kıllarını gidermek, apış arasını temizlemek, istinca yapmak..”
Râvî “onuncuyu unuttum; ancak onun da mazmaza (ağıza su vermek) olması muhtemeldir” dedi.
Müslim, Tahâret 56. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tahâret 29; Tirmizî, Edeb 14; Nesâî, Zîynet 1; İbni Mâce, Tahâret 8
Kaynaklar:
1)el-İhtiyar
2)Redd-ül Muhtar
3)Feteva-i Hindiyye
4)Feth-ül Kadir
5)Diyanet İşleri Başkanlığı İlmihali
6)Büyük İslâm İlmihali – Ömer Nasuhi Bilmen
7)Emanet Ve Ehliyet – Yusuf Kerimoğlu
8)Kaynaklarıyla İslam Fıkhı – Celal Yıldırım
9)Şeyh Nizamüddin Ve Heyet Fetvaları
10)Osmanlı Yayınevi Kitaplığı
İnternet’ten alınmıştır…
Moderatör tarafında düzenlendi: