Emre ESMER
Moderatör
Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Gita Gopinath, merkez bankalarının enflasyonu hedefe döndürmek için kararlı davranmaları gerektiğini ifade etti.
Gopinath, Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada; Covid-19 salgını ve Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonucunda merkez bankacılarının işinin çok daha zor olduğunu kaydetti.
Salgın ve savaşın politika yapıcılar için önemli derslerle birlikte ülkelerin para politikası çerçeveleri için ’stres testleri’ olarak hizmet ettiğini belirten Gopinath; salgın toparlanmasının, bazen uygun bir strateji olsa bile ekonominin ısınmasının önemli enflasyon riski yarattığını gösterdiğini anlattı.
Gopinath, ”İşsizliğin düşük seviyelere inmesi ve kilit sektörlerin arz kısıtlamaları ile karşı karşıya kalması nedeniyle enflasyon baskıları, çok daha yoğun hale gelebilir” değerlendirmesinde bulundu.
Ekonomik durgunluğu ölçmedeki zorlukların enflasyonun tam olarak ne zaman vuracağını söylemeyi zorlaştırdığına işaret eden Gopinath, ancak sıcak bir ekonomide risklerin önemli ölçüde attığını kaydetti.
Gopinath, politika yapıcıların geçici arz şoklarını inceleme yöntemini nasıl uyguladıklarını düzeltmeleri gerektiğini vurguladı.
Salgın ve savaşın, bir ekonomi çok güçlü olduğunda veya şoklar çok büyük olduğunda geçici arz şoklarının enflasyon üzerinde daha geniş ve daha kalıcı etkileri olabileceğini düşündürdüğünü belirten Gopinath, bu koşullar altında, merkez bankalarının enflasyonu kontrol etmek için daha agresif tepki vermesi gerekebileceğini aktardı.
Gopinath, gelecek 5 yıla bakıldığında, para politikası için önemli bir yapısal riskin enflasyon beklentilerinin değişmesi olduğunu kaydetti. Merkez bankalarının gelecek birkaç yıl içinde enflasyonu hedefe geri getirmeyi başaracaklarını umduğunu belirten Gopinath, ancak enflasyonun onlarca yılın en yüksek seviyelerinde ilerlemesi ve bazı enflasyon beklentilerinin kalıcı hale gelme risklerinin önemli olduğunu ifade etti.
Gopinath, bir diğer yapısal riskin toplam arzın daha belirsiz ve değişken hale gelmesi olduğuna dikkati çekerek, salgının getirdiği değişikliklerinin ışığında işçi sayısını tahmin etmenin çok daha zor hale gelebileceğini aktardı.
İklim değişikliği ve acilen ihtiyaç duyulan temiz enerji geçişindeki gecikmelerin de gıda ve enerji fiyatlarını yükseltebileceğini ve oynaklığı artırabileceğini vurgulayan Gopinath, ülkelerin ticareti ciddi şekilde kısıtlaması halinde ise küresel değer zincirleri aracılığıyla sağlanan mal ve hizmetlerin daha pahalı veya kullanılamaz hale gelebileceği uyarısında bulundu.
Gopinath, böyle bir ortamda büyümeye zarar vermeden enflasyonu kontrol etmenin zor olacağını, potansiyel çıktının da özellikle gelişmekte olan ülkelerde düşebileceğini kaydetti.
IMF Başkan Yardımcısı Gopinath, ”Bu riskleri azaltmak için merkez bankaları kararlı bir şekilde enflasyonu hedefe döndürmeli ve enflasyon beklentilerini sabitlemeli” dedi. (AA)
Kaynak: T24
Gopinath, Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada; Covid-19 salgını ve Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonucunda merkez bankacılarının işinin çok daha zor olduğunu kaydetti.
Salgın ve savaşın politika yapıcılar için önemli derslerle birlikte ülkelerin para politikası çerçeveleri için ’stres testleri’ olarak hizmet ettiğini belirten Gopinath; salgın toparlanmasının, bazen uygun bir strateji olsa bile ekonominin ısınmasının önemli enflasyon riski yarattığını gösterdiğini anlattı.
Gopinath, ”İşsizliğin düşük seviyelere inmesi ve kilit sektörlerin arz kısıtlamaları ile karşı karşıya kalması nedeniyle enflasyon baskıları, çok daha yoğun hale gelebilir” değerlendirmesinde bulundu.
”Merkez bankalarının enflasyonu kontrol etmek için daha agresif tepki vermesi gerekebilir”
Ekonomik durgunluğu ölçmedeki zorlukların enflasyonun tam olarak ne zaman vuracağını söylemeyi zorlaştırdığına işaret eden Gopinath, ancak sıcak bir ekonomide risklerin önemli ölçüde attığını kaydetti.
Gopinath, politika yapıcıların geçici arz şoklarını inceleme yöntemini nasıl uyguladıklarını düzeltmeleri gerektiğini vurguladı.
Salgın ve savaşın, bir ekonomi çok güçlü olduğunda veya şoklar çok büyük olduğunda geçici arz şoklarının enflasyon üzerinde daha geniş ve daha kalıcı etkileri olabileceğini düşündürdüğünü belirten Gopinath, bu koşullar altında, merkez bankalarının enflasyonu kontrol etmek için daha agresif tepki vermesi gerekebileceğini aktardı.
Gopinath, gelecek 5 yıla bakıldığında, para politikası için önemli bir yapısal riskin enflasyon beklentilerinin değişmesi olduğunu kaydetti. Merkez bankalarının gelecek birkaç yıl içinde enflasyonu hedefe geri getirmeyi başaracaklarını umduğunu belirten Gopinath, ancak enflasyonun onlarca yılın en yüksek seviyelerinde ilerlemesi ve bazı enflasyon beklentilerinin kalıcı hale gelme risklerinin önemli olduğunu ifade etti.
”Merkez bankaları kararlı davranmalı”
Gopinath, bir diğer yapısal riskin toplam arzın daha belirsiz ve değişken hale gelmesi olduğuna dikkati çekerek, salgının getirdiği değişikliklerinin ışığında işçi sayısını tahmin etmenin çok daha zor hale gelebileceğini aktardı.
İklim değişikliği ve acilen ihtiyaç duyulan temiz enerji geçişindeki gecikmelerin de gıda ve enerji fiyatlarını yükseltebileceğini ve oynaklığı artırabileceğini vurgulayan Gopinath, ülkelerin ticareti ciddi şekilde kısıtlaması halinde ise küresel değer zincirleri aracılığıyla sağlanan mal ve hizmetlerin daha pahalı veya kullanılamaz hale gelebileceği uyarısında bulundu.
Gopinath, böyle bir ortamda büyümeye zarar vermeden enflasyonu kontrol etmenin zor olacağını, potansiyel çıktının da özellikle gelişmekte olan ülkelerde düşebileceğini kaydetti.
IMF Başkan Yardımcısı Gopinath, ”Bu riskleri azaltmak için merkez bankaları kararlı bir şekilde enflasyonu hedefe döndürmeli ve enflasyon beklentilerini sabitlemeli” dedi. (AA)
Kaynak: T24