Kimi zaman, okuduklarımdan, çevrede gördüklerimden dolayı canım çok sıkılıyor doğrusu, o kadar çok alanda, o kadar çok “geriye gidiş” var ki…
Size bir soru sorsam ne dersiniz?
-Sokakta enstrümanıyla okula giden kaç çocuğa rastladınız son günlerde? Ne oldu da okul müfredatında artık müzik dersi, genel kültür, çağdaş yaşam unsurları, sanat konuları pek yer almaz oldu?
Bunun yerine, ara tatillerde çocukları umreye götürmek filan mı girdi acaba müfredata?
Size yaşam dersi vermeye kalkışanların yaşam zevkini, okudukları kitapları, dinledikleri müziği, en son hangi oyuna gittiklerini filan sormak hiç aklınıza geldi mi peki?
Acaba neymiş onların yaşamdaki nihai amacı?
-Bir lokma bir hırka mı?
-Çok para sahibi olmak mı?
“Bir lokma bir hırka” diyenleri boş verelim, sürünmeye yaşamak mı diyorlar? (Keşke teşvik etseler de çocukları onlardan bir adım ileri gidebilseydi bari!)
“Çok zengin olmak” (Mann adasına milyonlar aktaracak kadar) ise, o parayla acaba neler yapacaklarmış?
-Hangi konserleri izleyecek?
-Hangi seyahatlere çıkacak?
-Küçük kızı iyi eğitim alabilmesi için hangi okula kaydettirecekmiş acaba? Onunla birlikte, maddi durumu yetersiz ailelerin kaç çocuğuna burs verecekmiş?
-Hangi müzeleri gezecekmiş? İstanbul Arkeoloji Müzesi, Paris’teki Louvre veya Musee D’orsay’e gidip Osman Hamdi Beyin tablolarını görmek istemez miymiş örneğin?
-Aziz Nesin ya da Yaşar Kemal’in ya da başka bir yazarımızın külliyatı, el yazmaları, notları, makaleleri ve yaşam boyu verdiği söyleşiler bir araya getirilsin diye bir bağış yapsa bundan büyük bir mutluluk duymaz mıymış?
-Dublin’i gezmek, bir puba oturup buz gibi bir bira içmek, oralara gitmişken Trinity Üniversitesini görmek, 1592’de kurulmuş kitaplığını incelemek, James Joyce’un evinin önünde resim çekmek onu hoşnut etmez miymiş acaba?
İstanbul’da geçen gün tanıştığım Pakistan kökenli müslüman bir İngiliz kadınla sohbet ediyorduk, laf döndü dolaştı İmran Khan’a, Cat Stevens’a geldi.
Biri zamanında önde gelen bir kriket ustasıydı, diğeri dünyayı şarkılarına aşık eden bir müzisyen… Aradan yıllar geçti, biri kriketi diğeri müziği terkedip, ikisi de sözde tanrının yolunda ilerlemeyi seçti.
Ben yıllar önce Cat Stevens Türkiye’ye geldiğinde basın toplantısına katılmış ve sormuştum:
-Neden o güzel sesinizden bestelerinizden mahrum ettiniz sevenlerinizi?
Demişti ki:
-Artık o sesimle Kur’an okuyorum…
İşte Pakistanlı İngiliz hanımla sohbet ederken, bunu hatırlattım, demez mi?
-Ama bildiğim kadarıyla İslamiyette müzik yasak…
Ben “hangi ayette yasaklanmış?” Diye sorunca dedi ki:
-Hmmmm, güzel soru… Bilmiyorum doğrusu…
Araştırdım, meğer “Kur’anda müziğin yasaklanması” diye bir durum yokmuş, işte Diyanet’in Din İşleri Yüksek Kurulunun açıklaması:
“Kur’an ve sünnette müzikle meşgul olmanın, müzik dinlemenin mutlak anlamda günah olduğunu gösteren deliller bulunmamaktadır. Aksine, Resûlullah’ın (s.a.s.), ilke olarak müziğin caiz olduğuna işaret sayılabilecek nitelikte ifadelerinin bulunduğu bilinmektedir. Nitekim o, nikâhın duyurulması için def çalınmasını öğütlemiştir (Tirmizî, Nikâh, 6). Yine bir bayram günü Hz. Âişe’nin yanında def çalıp türkü söyleyen iki cariyeye çıkışmak isteyenlere “Bırakın bu gün bayramdır” diye uyarıda bulunmuştur (Müslim, Îydeyn, 17).
Müzik yapmanın ve dinlemenin hükmünün ne olduğu konusu İslam bilginleri tarafından çokça tartışılmış, lehte ve aleyhte çok şey söylenmiştir. Tarafların ileri sürülen görüşleri, gerekçeleri ile birlikte değerlendirildiğinde müziğin mutlak anlamda yasaklanmadığı, aksine ilke olarak mubah kılındığı sonucuna ulaşılır (Bkz. Zeylaî, Tebyin, IV, 222).”
İlerleyelim beyler bayanlar…
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Size bir soru sorsam ne dersiniz?
-Sokakta enstrümanıyla okula giden kaç çocuğa rastladınız son günlerde? Ne oldu da okul müfredatında artık müzik dersi, genel kültür, çağdaş yaşam unsurları, sanat konuları pek yer almaz oldu?
Bunun yerine, ara tatillerde çocukları umreye götürmek filan mı girdi acaba müfredata?
Size yaşam dersi vermeye kalkışanların yaşam zevkini, okudukları kitapları, dinledikleri müziği, en son hangi oyuna gittiklerini filan sormak hiç aklınıza geldi mi peki?
Acaba neymiş onların yaşamdaki nihai amacı?
-Bir lokma bir hırka mı?
-Çok para sahibi olmak mı?
“Bir lokma bir hırka” diyenleri boş verelim, sürünmeye yaşamak mı diyorlar? (Keşke teşvik etseler de çocukları onlardan bir adım ileri gidebilseydi bari!)
“Çok zengin olmak” (Mann adasına milyonlar aktaracak kadar) ise, o parayla acaba neler yapacaklarmış?
-Hangi konserleri izleyecek?
-Hangi seyahatlere çıkacak?
-Küçük kızı iyi eğitim alabilmesi için hangi okula kaydettirecekmiş acaba? Onunla birlikte, maddi durumu yetersiz ailelerin kaç çocuğuna burs verecekmiş?
-Hangi müzeleri gezecekmiş? İstanbul Arkeoloji Müzesi, Paris’teki Louvre veya Musee D’orsay’e gidip Osman Hamdi Beyin tablolarını görmek istemez miymiş örneğin?
-Aziz Nesin ya da Yaşar Kemal’in ya da başka bir yazarımızın külliyatı, el yazmaları, notları, makaleleri ve yaşam boyu verdiği söyleşiler bir araya getirilsin diye bir bağış yapsa bundan büyük bir mutluluk duymaz mıymış?
-Dublin’i gezmek, bir puba oturup buz gibi bir bira içmek, oralara gitmişken Trinity Üniversitesini görmek, 1592’de kurulmuş kitaplığını incelemek, James Joyce’un evinin önünde resim çekmek onu hoşnut etmez miymiş acaba?
İstanbul’da geçen gün tanıştığım Pakistan kökenli müslüman bir İngiliz kadınla sohbet ediyorduk, laf döndü dolaştı İmran Khan’a, Cat Stevens’a geldi.
Biri zamanında önde gelen bir kriket ustasıydı, diğeri dünyayı şarkılarına aşık eden bir müzisyen… Aradan yıllar geçti, biri kriketi diğeri müziği terkedip, ikisi de sözde tanrının yolunda ilerlemeyi seçti.
Ben yıllar önce Cat Stevens Türkiye’ye geldiğinde basın toplantısına katılmış ve sormuştum:
-Neden o güzel sesinizden bestelerinizden mahrum ettiniz sevenlerinizi?
Demişti ki:
-Artık o sesimle Kur’an okuyorum…
İşte Pakistanlı İngiliz hanımla sohbet ederken, bunu hatırlattım, demez mi?
-Ama bildiğim kadarıyla İslamiyette müzik yasak…
Ben “hangi ayette yasaklanmış?” Diye sorunca dedi ki:
-Hmmmm, güzel soru… Bilmiyorum doğrusu…
Araştırdım, meğer “Kur’anda müziğin yasaklanması” diye bir durum yokmuş, işte Diyanet’in Din İşleri Yüksek Kurulunun açıklaması:
“Kur’an ve sünnette müzikle meşgul olmanın, müzik dinlemenin mutlak anlamda günah olduğunu gösteren deliller bulunmamaktadır. Aksine, Resûlullah’ın (s.a.s.), ilke olarak müziğin caiz olduğuna işaret sayılabilecek nitelikte ifadelerinin bulunduğu bilinmektedir. Nitekim o, nikâhın duyurulması için def çalınmasını öğütlemiştir (Tirmizî, Nikâh, 6). Yine bir bayram günü Hz. Âişe’nin yanında def çalıp türkü söyleyen iki cariyeye çıkışmak isteyenlere “Bırakın bu gün bayramdır” diye uyarıda bulunmuştur (Müslim, Îydeyn, 17).
Müzik yapmanın ve dinlemenin hükmünün ne olduğu konusu İslam bilginleri tarafından çokça tartışılmış, lehte ve aleyhte çok şey söylenmiştir. Tarafların ileri sürülen görüşleri, gerekçeleri ile birlikte değerlendirildiğinde müziğin mutlak anlamda yasaklanmadığı, aksine ilke olarak mubah kılındığı sonucuna ulaşılır (Bkz. Zeylaî, Tebyin, IV, 222).”
İlerleyelim beyler bayanlar…
Bu içeriğin kaynağı Muhalif haber sitesidir.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için lütfen üye olunuz.
Giriş yap veya üye ol.