Allah bir kişinin göğüs boşluğunda iki kalp yaratmamıştır."(ahzap 4)
İki insanı aynı anda aynı sevgi ve gönül bagı ile sevemezsiniz. Kalbiniz aynı anda iki insan için aynı derecede atamaz ne kadar adil olmaya çalışsanızda gönlünüz bir diğerine daha fazla meyleder ve bunun önüne geçemezsiniz.
Yine aynı şekılde kalpler aynı tutku ile hem Allah a hemde dunyaya yönelemez bunun içinde ya Allah a ya dünyaya meyleder.
İnsan yüzünü
Allah a çevirdiginde özgürleşir iken dünyaya çevirdiginde köleleşir.
Nefs yada bir başka deyiş ile heva, yada bilindik anlamı ile ego.
Egonun üç ana damarı vardır.
İnsan ömrü boyunca sahip olmak, üstün olmak ve haklı çıkma adına çalışır didinir durur. Sonunda sahip olmanın da, üstün olmanın da, haklı olmanın da birer yalan olduğunu görür.
Bu üç damar bir birini besler ve bir birinden kan alır.
Makam ve mevkiler, servetler, güç ve iktidar tutukuları begenilmek ve taktir edilmek haklı ve üstün olmak öne cıkmak işte insan egosunun insanı ele geçirme yöntemidir.
Çünkü insan hayatını bunlara adar ve bunların peşinde koşmaktan hayatı için güzel olan, anlamlı ve erdemli olan her şeyi ıskalar.
İnsan sahip olmak ile efendi oldugunu sanır oysa insan sahip oldugunu sandıgı hiç bir şeyin efendisi degil kölesi olur. Ömrü onları korumak onlara bekcilik etmek ile geçer.
Biriktirdigi malları, serveti, mevki ve makamı onu kuşatı verir ve insan artık onların bagımlısı olarak yaşar.
Bunun içindir
onca servet ve zenginlige ragmen hala biriktiirme , yığma tutkusu
onun içindir yılları geçsede politikacıların oturdukları koltukları bırakamama sebebi. Egosu buna birtürlü müsade etmez.
Bunun içinde yüzünü bir türlü Allah a döndürüp özgürleşemez.
Allah a döndürdügünde görecegi şudurki sahibi oldugunu sandıgı herşeyin gerçekte sadece bir emanetcisi ve misafiridir.
Kainatta sadece bir sahip vardır O da Yaratandır. Yani bir tane ev sahibi vardır gerisi misafirdir..
Bunun içinde hayatta sahıp olduklarınız degil verdikleriniz sizi özgür kılar. Ne kadar çok verirseniz o kadar özgür olur, arınır, yükünüzü hafifletmiş olursunuz.
İnsan vazgeçebildikleri kadar özgür, üzerindeki yükleri atabildigi kadar kendi olur.
İşte insan kendisini egonun bu üç ana damarından koruyabildigi kadar arınır ve insan olur.
Nefsini arındıran, kurtuluşa ermiştir.(şems 9)
aksi halde
Hevasını kendine tanrı edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın?(furkan 43) durumuna düşer ve egosunun yanı hevasının tam karşılıgı ile arzu ve tutkularının esiri olur.
Ramazan Yılmaz
İki insanı aynı anda aynı sevgi ve gönül bagı ile sevemezsiniz. Kalbiniz aynı anda iki insan için aynı derecede atamaz ne kadar adil olmaya çalışsanızda gönlünüz bir diğerine daha fazla meyleder ve bunun önüne geçemezsiniz.
Yine aynı şekılde kalpler aynı tutku ile hem Allah a hemde dunyaya yönelemez bunun içinde ya Allah a ya dünyaya meyleder.
İnsan yüzünü
Allah a çevirdiginde özgürleşir iken dünyaya çevirdiginde köleleşir.
Nefs yada bir başka deyiş ile heva, yada bilindik anlamı ile ego.
Egonun üç ana damarı vardır.
İnsan ömrü boyunca sahip olmak, üstün olmak ve haklı çıkma adına çalışır didinir durur. Sonunda sahip olmanın da, üstün olmanın da, haklı olmanın da birer yalan olduğunu görür.
Bu üç damar bir birini besler ve bir birinden kan alır.
Makam ve mevkiler, servetler, güç ve iktidar tutukuları begenilmek ve taktir edilmek haklı ve üstün olmak öne cıkmak işte insan egosunun insanı ele geçirme yöntemidir.
Çünkü insan hayatını bunlara adar ve bunların peşinde koşmaktan hayatı için güzel olan, anlamlı ve erdemli olan her şeyi ıskalar.
İnsan sahip olmak ile efendi oldugunu sanır oysa insan sahip oldugunu sandıgı hiç bir şeyin efendisi degil kölesi olur. Ömrü onları korumak onlara bekcilik etmek ile geçer.
Biriktirdigi malları, serveti, mevki ve makamı onu kuşatı verir ve insan artık onların bagımlısı olarak yaşar.
Bunun içindir
onca servet ve zenginlige ragmen hala biriktiirme , yığma tutkusu
onun içindir yılları geçsede politikacıların oturdukları koltukları bırakamama sebebi. Egosu buna birtürlü müsade etmez.
Bunun içinde yüzünü bir türlü Allah a döndürüp özgürleşemez.
Allah a döndürdügünde görecegi şudurki sahibi oldugunu sandıgı herşeyin gerçekte sadece bir emanetcisi ve misafiridir.
Kainatta sadece bir sahip vardır O da Yaratandır. Yani bir tane ev sahibi vardır gerisi misafirdir..
Bunun içinde hayatta sahıp olduklarınız degil verdikleriniz sizi özgür kılar. Ne kadar çok verirseniz o kadar özgür olur, arınır, yükünüzü hafifletmiş olursunuz.
İnsan vazgeçebildikleri kadar özgür, üzerindeki yükleri atabildigi kadar kendi olur.
İşte insan kendisini egonun bu üç ana damarından koruyabildigi kadar arınır ve insan olur.
Nefsini arındıran, kurtuluşa ermiştir.(şems 9)
aksi halde
Hevasını kendine tanrı edineni gördün mü? Ona sen mi vekil olacaksın?(furkan 43) durumuna düşer ve egosunun yanı hevasının tam karşılıgı ile arzu ve tutkularının esiri olur.
Ramazan Yılmaz