İftitah/Tahrime Tekbiri Hükmü Bağlamında Bahisler
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ الزُّهْرِيِّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا اسْتَفْتَحَ الصَّلَاةَ رَفَعَ يَدَيْهِ حَتَّى يُحَاذِيَ مَنْكِبَيْهِ وَإِذَا أَرَادَ أَنْ يَرْكَعَ وَبَعْدَمَا يَرْفَعُ رَأْسَهُ مِنْ الرُّكُوعِ وَقَالَ سُفْيَانُ مَرَّةً وَإِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ وَأَكْثَرُ مَا كَانَ يَقُولُ وَبَعْدَ مَا يَرْفَعُ رَأْسَهُ مِنْ الرُّكُوعِ وَلَا يَرْفَعُ بَيْنَ السَّجْدَتَيْنِ
Faideler:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ الزُّهْرِيِّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا اسْتَفْتَحَ الصَّلَاةَ رَفَعَ يَدَيْهِ حَتَّى يُحَاذِيَ مَنْكِبَيْهِ وَإِذَا أَرَادَ أَنْ يَرْكَعَ وَبَعْدَمَا يَرْفَعُ رَأْسَهُ مِنْ الرُّكُوعِ وَقَالَ سُفْيَانُ مَرَّةً وَإِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ وَأَكْثَرُ مَا كَانَ يَقُولُ وَبَعْدَ مَا يَرْفَعُ رَأْسَهُ مِنْ الرُّكُوعِ وَلَا يَرْفَعُ بَيْنَ السَّجْدَتَيْنِ
İbn Ömer'den; demiştir ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i gördüm, namaz'a başlarken, ruku'a varmak istediğinde ve başını ruku'dan kaldırdıktan sonra ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırıyordu.
(Müslim, salat; Tirmizî, salat; Nesaî, sehv; îbn Mace, ikame; Darimî, salat; Ahmed b. Hanbel, II-8, 5, 424.)
(Müslim, salat; Tirmizî, salat; Nesaî, sehv; îbn Mace, ikame; Darimî, salat; Ahmed b. Hanbel, II-8, 5, 424.)
Faideler:
- İbn Münzir, "Ulema Resulullah (s.a.v.)'in iftitah tekbiri alırken ellerini kaldırdığına dair görüş birliğine varmışlardır" demiş, el-mühezzeb şerhinde de "İftitah tekbiri alırken elleri kaldırmanın müstehab olduğuna bu ümmet icma etmiştir" denilmiştir.
- ibn Hazm iftitah tekbiri için el kaldırmanın farz olduğunu söyler. O'na göre, el kaldırmadan alınan iftitah tekbiri ile namaz sahih olmaz. Bu kavil, Evzai’den de rivayet olunmuştur. Hakim'in rivayetine göre, Humeydî ile İbn Huzeyme'nin mezhebleri de budur. Mezkur kavli Kadı Hüseyn, İmam Ahmed'den de rivayet etmiştir. Davud-ı Zahirî'nin, iftitah tekbirinde elleri kaldırmak vacibdir, dediği rivayet olunur. Bu, kavl bazı Malikîlerden de rivayet olunmuştur. Ebu Hanife'den el kaldırmamanın günahı iktiza edeceğini gösteren bir kavil rivayet edilmiştir: İbn Huzeyme, "Namazda el kaldırmayı ihmal eden, onun rükünlerinden birini terk etmiştir" demiştir.
-Nevevî'nin beyanına göre iftitah tekbiri Ebu Hanife, Malik, Şafiî ve Ahmed b. Hanbel hazeratı ile Sevrî'ye ve sahab-i kiram ile tabiinin bütün ulemasına, keza bunlardan sonra gelen ulemaya göre vacibtir (farzdır). Ancak Kadı Iyaz ile diğer bazı ulema Said b. el-Müseyyeb, Hasan el-Basrî, Zührî, Katade ve Evzaî'nin vacib (farz) değil, sünnet olduğuna kail bulunduklarını rivayet etmişlerdir. Onlar namaza girmek için niyeti kafi görmüşlerdir. Fakat Nevevî bunu kabul etmemekte ve "ortada bunca sahih hadisler varken, bu gibi namlı zevatın böyle bir şeyler söyleyeceklerini ben zannetmem" demekte ve sözüne şöyle devam etmektedir: "Tekbir lafzı "Allahu Ekber''dir, namaza girmek için bu bi'l-icma' kafidir. Şafii'ye göre "Allahu kebîr" dahi denebilir. Bunlardan başkasıyla tekbir caiz değildir. Malik (r.a.)'e göre "Allahu ekber" den başka hiç bir sözle iftitah tekbiri caiz değildir. Şafiî'nin eski mezhabine uygun olan budur. Hanefîlerden Ebu Yusuf'a göre "Allahu kebîr" diyerek iftitah tekbiri almak caizdir. Ebu Hanife'ye göre, ise, Allah (cc)'ı ta'zim ifade eden her sözle, mesela "Errahmanu ekber, Allahu a'zam" gibi sözlerle tekbir caizdir. Selef ve halefin cumhuru bu babda Ebu Hanife'ye muhaliftir.
- ibn Hazm iftitah tekbiri için el kaldırmanın farz olduğunu söyler. O'na göre, el kaldırmadan alınan iftitah tekbiri ile namaz sahih olmaz. Bu kavil, Evzai’den de rivayet olunmuştur. Hakim'in rivayetine göre, Humeydî ile İbn Huzeyme'nin mezhebleri de budur. Mezkur kavli Kadı Hüseyn, İmam Ahmed'den de rivayet etmiştir. Davud-ı Zahirî'nin, iftitah tekbirinde elleri kaldırmak vacibdir, dediği rivayet olunur. Bu, kavl bazı Malikîlerden de rivayet olunmuştur. Ebu Hanife'den el kaldırmamanın günahı iktiza edeceğini gösteren bir kavil rivayet edilmiştir: İbn Huzeyme, "Namazda el kaldırmayı ihmal eden, onun rükünlerinden birini terk etmiştir" demiştir.
-Nevevî'nin beyanına göre iftitah tekbiri Ebu Hanife, Malik, Şafiî ve Ahmed b. Hanbel hazeratı ile Sevrî'ye ve sahab-i kiram ile tabiinin bütün ulemasına, keza bunlardan sonra gelen ulemaya göre vacibtir (farzdır). Ancak Kadı Iyaz ile diğer bazı ulema Said b. el-Müseyyeb, Hasan el-Basrî, Zührî, Katade ve Evzaî'nin vacib (farz) değil, sünnet olduğuna kail bulunduklarını rivayet etmişlerdir. Onlar namaza girmek için niyeti kafi görmüşlerdir. Fakat Nevevî bunu kabul etmemekte ve "ortada bunca sahih hadisler varken, bu gibi namlı zevatın böyle bir şeyler söyleyeceklerini ben zannetmem" demekte ve sözüne şöyle devam etmektedir: "Tekbir lafzı "Allahu Ekber''dir, namaza girmek için bu bi'l-icma' kafidir. Şafii'ye göre "Allahu kebîr" dahi denebilir. Bunlardan başkasıyla tekbir caiz değildir. Malik (r.a.)'e göre "Allahu ekber" den başka hiç bir sözle iftitah tekbiri caiz değildir. Şafiî'nin eski mezhabine uygun olan budur. Hanefîlerden Ebu Yusuf'a göre "Allahu kebîr" diyerek iftitah tekbiri almak caizdir. Ebu Hanife'ye göre, ise, Allah (cc)'ı ta'zim ifade eden her sözle, mesela "Errahmanu ekber, Allahu a'zam" gibi sözlerle tekbir caizdir. Selef ve halefin cumhuru bu babda Ebu Hanife'ye muhaliftir.